Yanımıza yaklaşan çocuk sayesinde Veli'nin etkisinden kurtuldum. "Köfte yeriz değil mi?" Veli halime gülüp "Tabi yeriz."dedi.
-Biz iki yarım ekmek alalım.
-Tamam abla.
Çocuk gidince ikimizde oturduk. Veli bana böyle baktıkça ne diyeceğimi unutuyordum. Jale kendine gel kızım çok belli ediyorsun.
-Görüşmeyeli nasılsın?
Sesimin düzgün çıkması için elimden geleni yaptım. Veli hala gülümsüyordu.
-Senin aramanı bekledim. Bir ara benimle görüşmek istemiyor mu acaba dedim?
Bu adamdan kurtuluş yok. Bu gün sanki hazırlıklı gelmiş. Beni utandırmak için elinden geleni yapıyor.
-Biliyorsun bizim işler biraz yoğun. Yoksa tabi seninle görüşmek istiyorum.
-Buna sevindim. Bu gün beni davet ettiğin için ayrıca teşekkür ederim. Bir daha ki yemekler benden ona göre.
Şimdi bu tekrar görüşelim anlamına geliyor değil mi? Sadece gülümseyerek cevap verdim. Köfteler gelince acıktığım aklıma geldi. Elime alıp "Nasıl acıktım bilemezsin ,sabahtan beri koşturuyorum. Buranın köftesi çok iyidir, senin de beğeneceğine eminim."dedim. Ekmeğe o kadar dalmıştı ki ses gelmeyince kafamı kaldırıp baktım. Öylece yine beni izliyordu.
-Bana ilkleri yaşatıyorsun. Böyle bir yerde böyle güzel bir kızla yemek yemek. Beni her saniye kendine hayran ediyorsun dikkatli ol.
Veli konuşamadan sonra ekmeğini alıp yemeğe başladığında ben hala onu izliyordum. Kalbimin ayarlarını filan mı bozmaya çalışıyor bu adam? Hayır başarıyorda. O mavi gözlere nasıl dayanacaksam zaten.
-Uyuşturucu satan çocuğu bulabildiniz mi? Merak ettim.
Kendime gelip ayrandan biraz içim. O geceden sonra iki gün daha oralarda dolaşmıştık ,ama istediğiniz kişiyi bulamamıştık. Başka küçük çaplı işler yapan kişiler bulundu onlar da işimize yaramadı.
-Hayır bulmadık ,ama devam ediyoruz. Ceyda nasıl toparlandı mı?
-Iyi ya da bana iyiymiş gibi davranıyor. Ben elimden geleni yapıyorum, ama bazen aramızda mesafeler var gibi geliyor.
-Onun içinde zor tabi.
Veli yine üzülmüştü. Aklına bir şey gelmiş olmalı ki yüzü değişti.
-Senden bir şey isteyebilir miyim? Ceyda ile tanışır mısın? Yani belki sen onunla arkadaş gibi olursan iyi gelir.
Bir anda gelen teklif acayip gelmişti. Veli merakla benden cevap beklerken ne diyeceğini düşündüm. Bu ona daha yakın olmaktı. Hem ben ne yapabilirim ki?
-Güzel fikir, ama Ceyda beni hastanede gördü. Polis olduğumu da biliyor, yani bunu yanlış anlayabilir. Sonra daha kötü olmasın.
Veli elimi tutunca gözüm ellerimize kaydı. Ani hareketi beni etkilemişti. "Lütfen bana yardımcı ol Jale. Ben arkadaşım diye tanıtırım ona seni. Yalan da değil, arkadaşız sonuçta. Olur mu?" Sen böyle yaparsan ben nasıl hayır diyeceğim acaba. Bana içten gülümseyen adama"Tamam dediğin gibi olsun"dedim. Sevinçle "Sen müthiş birisin,en yakın zamanda bir buluşma ayarlıyorum."dedi. Ne olduğunu anlamadan çalan telefonla hızla elimi çektim. Beklediğim kişi sonunda arıyordu. Çünkü çalan telefon benim değil. Veli yaptığım harekete şaşkın bakınca "Önemli olabilir."diye toparladım. Telefonu alıp masadan biraz uzaklaşıp hemen açtım.
-Yalnızlıktan sıkıldım.
Evet beklediğim kişiydi. Heyecanla "Efendim"dedim.
-Fazla zamanım yok. Akşam barlar sokağında ol. Ben seni bulacağım.
Telefon kapanırken ilk buluşmanın kalabalık bir yerde olması acayip geldi. Adamımızın umarım bir bildiği vardır. Yoksa işler karışabilir. Arkamı döndüğümde Veli beni izliyordu. Normal davranıp masaya oturdum. Telefon konuşmasından sonra bir şey demeden yemeğe devam ettik. Benim aklım ilk buluşmada olduğu için Veli'ye de dikkatimi veremiyordum. Yemek bittiğinde ise saatime baktım.
-Ben iznini istesem olur mu? En yakın zamanda tekrar görüşelim.
Veli keyifsiz şekilde "Bir şey mi oldu Jale? Telefondan sonra keyfin kaçtı sanki."dedi. Olanları anlatması mümkün olmadığı gibi bilmesi de mümkün değildi.
-Dedim ya işle ilgili. Bir sıkıntı yok.
Ayağa kalktığımda Veli önüme geçti. "Biliyorum erken ama seninle vakit geçirmeyi seviyorum. Belki o kaza ve kardeşimin olayı bizim için bir işarettir. Izin verirsen seni daha yakından tanımak istiyorum." Işte bunu beklemiyordum. Ilgisi olduğunu anlamıştım aslında. Bende onu tanımaya çalıştığım için yaptığı yalnış gelmedi. Yine de acele davranmak istemiyorum.
-Bu düşüncelerin için teşekkür ederim. Seni tanımıyorum ve ne olur bilmiyorum. Bence zamana bırakalım.
Verdiğim cevap hoşuna gitmese de "Tamam haklısın, hızlı davranmayalım. Madem sen böyle istiyorsun zamana bırakalım."dedi. Anlayışlı olduğunu söylemiştim değil mi ve bunu her dakika daha da belli ediyor.
-Ben gideyim o zaman.
Yaklaşıp yanayımı öptüğünde heyecan yapmıştım. Gözlerini benden ayırmadan geriye çekildi
-Mutlaka görüşeceğiz yine.
Artık bende cevap yoktu. Yanından ayrılıp bakışlarının arasında arabaya bindim. Bir anda hayatıma girmişti, ama uzun usul yürüyordu.Kırmadan, dökmeden, inciltmeden ve beni anlayarak ilerliyordu. Tam olarak nasıl yapıyor bilmiyorum, ama ondan etkilendiğim kesindi.
Kendime gelip arabayı çalıştırdım ve yola koyuldum. Merkeze erken dönmem lazımdı. Durumu Serdar abiye haber vermem gerekiyordu. Merkeze girip direk Serdar abinin odasında çıktım.
-Gel Jale buyur.
-Abi beklenen arama geldi. Bu akşam görüşelim diyor.
-Bu çok iyi. Nerede?
Acayip gelse de "Barlar sokağında"dedim. Serdar abi gayet rahat "Tamam sen git hazırlan. Bak Jale polis olduğunu belli edecek hiç bir şey istemiyorum. Tamam mı?"dedi. Demek ki ona buluşma yeri acayip gelmemişti.
-Tamam abi de bu gün gece görevim vardı.
-Ben hallederim, sen hemen çık.
Karakoldan çıkıp evin yolunu tuttum. Madem bara gideceğiz bir de polis olduğumuz belli olmayacak o zaman hazırlanalım.
Evin kapısını açıp içeri girdiğimde direk içeri daldım. Annem ve babam oturuyordu. Annem saate bakıp "Kızım neden erken geldin?"dedi.
-Hanım sende kız geç gelir neden geç geldin. Erken gelir neden erken geldin. Koca kız bırak istediği saatte gelsin.
-Merak ediyorum Harun.
-Sevgili ailem araya giriyorum ama, hazırlanıp çıkacağım. Sizi öpüyorum.
Annem "Jale nereye?"dediğinde babam sinirle bakmıştı. Onları odada bırakıp kendi odama geçtim. Bara gideceksek biraz farkı giyinmek lazımdı. Uzun zamandır etek gitmiyoruz bu gün etek giyelim o zaman. Siyah etek üstüne siyah tişört. Biraz takı ve makyaj durumu kurtarır galiba.
Hazır olduğuma emin olduğumda odadan çıktım. Tabi bizimkilere görünmeden çıkmadım. Odanın kapısından baktığımda annem beni görünce bir an durdu.
-Harun bu kız nereye gidiyor?
Babam ile göz göze geldiğimizde beni baştan aşağı süzdü. Kızını bildiği için "Eğlenmeye gidiyor hanım. Sen demiyor musun bu kız hiç bir şey yapmıyor. Bak ışte güzelce giyinmiş gidiyor."dedi. Diyorum size bu adam benim kahramanım.
-Evet anne arkadaşlarla buluşacağım. Ben çıkıyorum.
Döndüm ki annemin "Erkek var mı?" sorusu ile güldüm. "Çok anne, bakacağım hangisi güzelse onu alacağım. Hadi bay..." Tabi annem arkadan saysa da kendimi dışarı attım.
~~~
Barlar sokağına geldiğimde arabayı park edip yürüyerek devam ettim. Ben şimdi hangi mekana gireceğim? Telefon çalmaya başlayınca açtım. Yine benim telefonum değildi.
-Etrafa bakmadan sağdaki mekana gir.
Telefonu kapatırken sağdaki mekana baktım. Madem burayı seçti girelim bakalım. Içeri girdiğimde yavaş yavaş bara ilerledim. Sandalyeyi çektiğim gibi barmen yaklaştı.
-Ne alırsınız?
-Hafif bir şey olsun.
Aslında içki içmiyorum. Zaten görev başında içmem uygun olmaz,ama dikkat çekmemek için söyledim. Önümde dursun yeter. Bir kaç dakika sonra yanımda ki sandalye çekildi. Biraz eğilip "Nasılsın?"dedi. Yana baktığımda Sedat oturuyordu. Sonunda yan yana gelebilmiştik. Mekan çok sesli olduğu için zor duymuştum,ama olsun. Bir de ışıklar yüzünden göremiyordum.
-Iyiyim sen?
Sedat biraz yaklaştı. "İyi ,ama fazla zamanım yok." Etrafa bakıp bir kağıdı önüme sürdü.
-Bunu Serdar komisere ver. Sadece o okuyacak tamam mı?
-Tamam anladım.
Sedat ayağa kalkınca bende onunla kalktım. Gitmek için döndüğümde ise Veli karşımda duruyordu. Ben telaşla ona bakarken o sinirli şekilde Sedat'a gözlerini dikmişti. Işte bu hiç iyi olmadı. Bu karşılaşma olmamalıydı.