Mahalleye vardığımız da bir kalabalık bizi karşıladı. Arama ekipleri ve aileler yola dökülmüştü. Arabadan inince bir memur yanımıza geldi.
-Hoş geldiniz komiserim.
Kerim sözcümüz olarak "Hoş bulduk. Durum ne, biz hemen başlayalım."dedi.
-Biz aramalara devam ediyoruz. Şu anlık elimizde bir şey yok.
Kerim "Anladım "dedi ve bize döndü. "Uğur sen Hakan ile ailelerin yanıma git ve bilgi al. Levent sen benimle gel bizde gören var mı soralım. Rana sende Jale ile görüntü bulabilecek misiniz ona bakın. Sonra da burada buluşalım."
Tamam deyip işe koyulduk. Rana etrafa bakarak ilerledik Doğru dürüs dükkan yoktu ,ama yinede etrafı iyice gezmek lazımdı.
-Burada kamera yok gibi bir şey.
Rana'ya sağ tarafı gösterip "Buradan başlayalım."dedim. Bir tane bile kamera yoktu. Etraf küçük dükkanla doluydu ve onlarında kameraları olmadığı ortadaydı.
-Jale şuraya bak.
Rana'nın gösterdiği tarafa baktığımda beyaz eşya dükkanı vardı ve kamerası görünüyordu. Hemen dükkana girdik. Kendimizi tanıtıp kayıtlarına bakmak isteğimizi söyledik. Bir şey yok gibiydi, ama yinede kayıtları aldık. Dükkandan çıktığımda telefonum çalışmaya başladı. Veli yine arıyordu. Meşgule atacağım anda Rana"Şu telefonu aç ve adama cevap ver."dedi.
-Görevdeyiz farkındaysan.
-Yapma Jale. Neden kaçıyorsun Veli'den?
Ne desem Rana inanmayacaktı. Sonunda pes edip "Duygularını çok belli ediyor ve artık benden bir cevap bekliyor gibi."dedim. Bu sırada telefon da kapanmıştı. Rana şaşkın şekilde "Bunun neresi kötü? Sen bir şey hissetmiyorsan tamam, ama seninde bir şeyler hissettiğin ortada. Hadi ara konuş ve sonra yanıma gel."dedi. Evet bende Veli'den hoşlanıyorum, ama tam tanımıyorum. En önemlisi bu yoğunluğa ayak uydurabilecek mi? Ya o da yakında benden sıkılırsa. Düşünmek çözüm olmadığı için cesaretimi toplayıp Veli'yi aradım.
-Jale!!
Veli heyecanla açmıştı telefonunu. Kendimi daha kötü hissettim. Mahcup şekilde "Nasılsın?"dedim.
-İyiyim, sen nasılsın? Seni merak ettim.
-Biraz yoğunum. Ondan telefonu açamadım.
-Tamam iyiysen sıkıntı değil. Sana bir teklifim var. Ne zaman işin biterse bana gelir misin? Üç kişi yemek yeriz.
Onun yanında olmak istediğimi hissedip "Seni arayacağım."dedim. Onu tanımasam da görmek istiyordum. Veli gülerek "Mutlaka bekliyorum"dedi ve telefonu kapattı. Telefonu cebime attığımda mutluydum. Rana'nın dediği gibi uzak durmak saçmalıktı. Veli iyi biri ve akışına bırakmak en iyisiydi. Artık işime odaklanmam gerektiği için arabanın yanına yürüdüğümde bir ben eksiktim.
Rana yanıma yaklaşıp "Tamam mı?"dedi. "Tamam." Şimdi işim bir an önce çocukları bulmak.
Levent yanımıza gelip "Aileri aynı şeyleri söylüyor. İkisi de sokağa oynamaya çıkmış. Sonra birden ortalıktan kaybolmuş."dedi. Elinde ki not aldığı defteri aldım. İki ailenin söylediklerini not etmişlerdi.
-Yanlarında kim varmış?
-Ayşe'nin yanında ablası varmış. O da bir şey bilmiyor. Ebru'nun yanında ise kimse yokmuş. Abisi var ama o anda başka bir yerde oyun oynuyormuş.
-Birde birde biz konuşalım mı?
Levent umutsuz şekilde "Biz konuştuk, ama siz bilirsiniz"dedi. Rana ile çocukların ailelerini paylaştık ve ben Ayşe'nin ailesinin yanına gittim. Evin önüne vardığımda aile bahçede oturuyordu. Anne ve baba perişan şekilde oturmuş gelecek bir haberi bekliyordu. Biliyorum üzgünler ,ama her bilgi bizi onlara götürebilirdi.
Bahçeden girdiğimde bakışlar bana döndü. Yanlarına yaklaşınca kimliğimi gösterdim."Ayşe'nin ablası ile konuşmak istiyorum. İzin verirseniz." Annesi üzgün şekilde "O da bir şey bilmiyor ki. Yinede konuşacaksanız içerde"dedi. Aileden birinin eşliği ile içeri girdim. Ev iki oda bir mutfaktan ibaretti. Odanın birine girdiğimde kız kendi başına oturuyordu. Benimle gelen kız "Fatma bu abla seninle konuşacak"dedi. Kız beni görünce korku dolu bakışlar ile baktı. Yaşı en fazla on iki gibi görünüyordu. Gülümseyerek yanına oturdum. "Selam Fatma seninle biraz konuşmak istiyorum."Kız korksa da "Tamam"dedi. Yalnız kalınca "Ayşe ile en son dışarı çıktığınızda ne yaptınız bana anlatır mısın?"dedim.
Fatma yere bakarak "O gün yine dışarı çıkmak istedi. Beraber çıktık. Oyun oynadık, sonra canı dondurma istedi. Sen bekle ben evden para getireyim dedim. Döndüğümde Ayşe yoktu."dedi. Ellerini birbirine sürtmekten kızarmıştı. Elini tuttuğumda bana baktı. "Kardeşini bulmak için elimizden geleni yapacağız."Masum yüreği anlaşılan kendini suçluyordu.
Evden çıkıp Rana'nın olduğu tarafa yürüdüm. Oda çıkmıştı evden. Ortada buluştuk.
-Bir şey buldun mu Jale?
-Bulduğum bir şey yok ,kız eve para almaya gidiyor ve kardeş kayboluyor. Hayır hiç mi gören yok yani?
-Bende de aynı, kız dondurma almak için evden çıkmış.
Rana gitmek için hareket ettiğinde elini tuttum. "Dondurma mı dedin sen?" Rana anlamadığı için "Evet dedim ,ama ne oldu ki?"dedi.
-Bu ip ucu olabilir. Hadi diğerlerinin yanıma gidelim.
Bizimkilerin yanıma varınca "Arkadaşlar ikisi de dondurma almak için çıktıktan sonra kaybolmuş. Bizim getirdiğimiz görüntülerde var mıydı dondurmacı?"dedim. Biz sadece çocuklara odaklandığımız için arabalara bakmamıştık. Az bir ihtimal, ama her ihtimal bizim için değerliydi.
Uğur heyecanla leptopu önümüze koyup "İşte burada gözüküyor"dedi. Kerim "Uğur merkeze plakayı ver onlar kime ait baksınlar."dedi. Uğur gönderdikten sonra beklemeye başladık.
Uğur heyecanla bize bakıp "Araba sahibi ve adres bilgisi geldi. Ne yapıyoruz?" dedi. Levent "Tabi ki de ziyaret ediyoruz."dedi. Hepimiz arabaya binince Hakan arama yapmaya devam eden memurlara "Biz bir yere gidiyoruz, bir şey bulursanız bilgi verin"dedi. Heyecanla eve gidiyoruz, ama elimiz boş dönme ihtimalimiz vardı. Adamın sicilide sıkıntılı bir şey yok gibiydi.
-Uğur adres neresi?
-Sen devam et Hakan, ben sana tarif edeceğim. Çok uzak değil.
Uğur'un tarif ettiği yere varmıştık. Mahalleden çok uzak değildi. Arabadan indiğimizde müstakil evi gösterip "Burası dedi." Kerim bize bakıp "Suçlu mu değil mi bilmiyoruz. Sakin bir şekilde gidip sorguluyoruz."dedi.
Erkekler önde biz arkada kapıya yaklaştık. Rana ile biz bahçeyi gösterip, arkaya doğru geçtik. Bahçe çok dağınık ve pisti. Birden bir yerden kapı açılınca ikimizde o tarafa baktık. Bahçede ayrı bir odadan çıkan adam bizi görünce bir an durdu. Şüpheli hareketleri vardı. Sakin şekilde durmak daha iyiydi. Bizim polis olduğumuzu anlamış gibi görünüyordu.
-İyi günler, biz birine bakmıştık.
Temkinli adımlarla yanımıza gelen adam bana iyice şüpheli geldi. Gergindi ve bir şey saklıyor gibiydi. "Kime baktınız?" Dikkatini dağıtmak için devam ettim.
-Buralarda dondurma satan biri varmış?
Yüz şekli tamamen değişmişti. Anlaşılan sorulmak pek hoşuna gitmedi. Levent "Rana" diye bağırınca adam birden panik yaptı. Silahını çıkardığı gibi bende çıkardım.
-İndir o silahı!
Rana ondan önce davranıp silahını elinden aldı. Elleri boş kalan adam silahtan korkup durmuştu.
-Ben bir şey yapmadım.
-Kesin öyledir.
Levent,Uğur ve Hakan bizi gördükleri gibi hızla yanımıza koşturdular. Hakan adamın elini tutup kelepçe takınca, diğerlerine adamın çıktığı yeri gösterdim.
-Şuraya bakalım.
Tabi adam çıktığı geri gösterdiğimiz için daha da panikli olması aradığımız şeyin orada olduğunu hissettirdi. Umarım geç kalmamışızdır.
Hakan adamı götürürken "Ben destek çağırıyorum."dedi. Biz de oda gibi olan yere girdik. Karanlık bir oda ve içinde bir oda daha vardı. Işık var mı diye etrafa baktım. Levent telefon ışığını açıp "Böyle devam edelim."dedi. Odun dolu yerden geçip ikinci odaya girdiğimizde hepimiz durduk. İki kız köşeye sinmiş oturuyordu. Üstleri başları perişan olmuştu. Çocukların yanına Rana ile ilerledik. Korkuyla daha da sindiler.
-Ayşe,Ebru biz sizi kurtarmaya geldik. Korkmayın canım.
Levent geri durup "Ben çocuklar için destek çağırıyorum."dedi. Evet şu an yapılması gereken en mantıklı şey buydu. Çocukları yaşadıkları tranvadan çıkarmak. Uğur, Serdar abiye haber vermek için çıkınca bizde kızlara sakince yaklaşmaya çalıştık.
-Canım hadi gel çıkalım buradan. Bak anneniz de birazdan gelecek.
Kızlar birbirine sarılmış korkuyla bize bakıyordu. Korkutmadan buradan çıkarmanız lazımdı.
Saatler sonra çocuklar psikolog desteği ile ailelerine teslim edildiler. Uzun zaman sonra kolayca çocukları bulmanın rahatlığı ile merkeze döndük. Her zaman böyle şans bizden yana olmuyorfu. Bu sefer olayın hızlı çözülmesi hepimizi mutlu etmişti.
Merkeze gelince Serdar abi bizi karşılamıştı. "Geçmiş olsun, oturun bakalım." Masanın etrafına oturduk.
-Çocuklar nasıl?
-İyiler abi. Yanlarında doktor da var. Bir ekip de bıraktık.
Kerim cevap vermişti. Serdar abi rahat bir nefes alıp "İyi yapmışsınız. Adamın ifadesini Uğur ile Hakan halletsin."dedi. Başka bir şey söyleyecek gibiydi. "Geçen gün ki uyuşturucu olayının satıcısı bulundu." İşte beklediğimiz haber gelmişti. Veli sormadı, ama kendimi bu konuda da ona karşı mahcup hissediyordum.
Hepimiz merakla ne diyeceğini bekledik. Serdar devam edip "Çocuk evinde yetiştirip satıyormuş. Yani arkasında biri yok. Evine baskın yapıldı ve bütün kanıtlar toplandı."dedi. Hakan masaya vurup "Bu kadar mı? Biz arkasından biri çıkacak diye bekledik."dedi.
-Evet bende beklemiştim. İşlemlerini yapıp teslim ettik. Oradan bize bir şey çıkmayacak. Neyse sizde işlerinizi bitirin ve gidin dinlenin.
Serdar abi kalkınca bizde kaldık. Günün raporunu hazırlayıp merkezden ayrıldık. Bu gün gececi değildim ve arabaya binince aklıma Veli geldi. Eve gitmek yerine yanına gitmeye karar verdim. Önce annemi arayıp kısa bir bilgi verdim. Tabi arkadaşlarla birlikte olacağım dedim. Veli'yi anlatmak için biraz zaman lazımdı.
Biliyorum ki bu gün ona bu adımı attığımda bu ilişki başlamış olacaktı. Adını koymasak da birbirimizin hayatına girmiştik.Bakalım bizi neler bekliyordu?