Tüm gücümü toplayıp Veli'yi aradım. Sanki aramamı bekliyormuş gibi hemen açtı.
-Jale nasılsın? Bir sıkıntı mı var?
Neden bu kadar panik yaptığını anlamadım. Zaten ara dememiş miydi?
-Benim işim bitti ve teklifin hala geçerliyse gelebilirim demek istedim.
Veli derin bir nefes alıp "Bir an bir şey oldu diye korktum. Tabi çok mutlu olurum. Bizde kardeşimle oturuyorduk."dedi. Neden panik yaptığını anlamış oldum. Bir gün içinde iki kere konuşunca acayip gelmişti anlaşılan.
-Tamam o zaman sen bana evin konumunu at, bende geleyim.
-Hemen atıyorum.
Telefonu kapattığımda çok geçmeden mesaj geldi. Adres bildiğim bir yerdi. Elim boş gitmemek için hediye almaya karar verdim. Çiçekçi olmasa kesin çiçek alırdım. Onu yerine güzel bir tablo alıp evin yolunu tuttum.
Ev Anraka'nın güzel semtlerinden birinde ki sitenin içindeydi. Girişine geldiğimde güvenlik görevlisi karşıladı. Camı açtığımda "Veli Şahin beye gelmiştim."dedim.
-Kendisi haber vermişti, buyurun.
Tabi ki de bu kadar hızlı içeri girmek hoşuma gitti. Kapıdan girerken güvenlik görevlisi "Düz devam edin, yolun sonunda ki ev Veli beyin evi"diye tarif etti. Yol tarifi işimi kolaylaştırmıştı. Düz devam ettiğimde yolun sonunda geniş bahçenin içinde ki ev karşımdaydı. Arabayı park edip arabadan indiğimde ışıklar içinde ki ev müthiş gözüküyordu. İnsan böyle bir evde otursa bahçeden eve girmek istemezdi. Anlaşılan Veli çiçekten anladığı için her yeri çok güzel dizayn etmişti. Bahçe kapısından girdiğim anda evin kapısı açıldı. Veli bütün yakışıklılığı ile karşımda bana bakıyordu. Etrafa bakmayı bırakıp kapıya yaklaştım.
-Hoş geldin, seni burada görmek ne güzel.
Heyecandan elimdeki hediyeyi uzattım. "Çok güzel bir evin var" Veli içten gülümsemesi ile cevap verdi. "Beyenmene sevindim. Hadi içeri gel. Ayrıca hediye için teşekkür ederim." İçeri girdiğimde Ceyda karşımda duruyordu. Beni gördüğü gibi yanıma geldi. "Hoş geldin Jale abla" Bu kadar sıcak karşılaşma beklemiyordum. O olay günden biraz mesafeli olur diye düşünmüştüm, ama olmamıştı.
-Hoş bulduk, nasılsın?
-Çok iyiyim. Hadi gel ,abim sen geleceksin diye hemen mutfağa girdi.
Şaşkın şekilde Veli'ye baktım. Benim için mutfağa germesi çok güzeldi. Veli kardeşine sinirle bakıp "Süprizi bozuyorsun Ceyda. Hadi içeri."dedi. Ceyda kulağıma yaklaşıp "Utandı."dedi. Dediğine ikimizde gülmüştük. Veli dönüp bize baktığında bir şey yokmuş gibi içeri geçtik. Amerikan tarzı mutfağı vardı ve önünde ki oda müthişti. Rengarenk ev insanin içini açıyordu. Sanki evin içi çiçek bahçesi gibiydi.
-Evinize bayıldım. Renkler müthiş.
Veli yanıma gelip "Annem rengarenk evi severdi. Bizde değiştirmedik."dedi. İkisi de durgunlaşmıştı. Yanlış bir şeye değinmiştim. Ceyda toparlanıp "Hadi abi sen yemek hazırlamaya, bende içecek bir şey getireyim."dedi.
-Bende yardım edeyim size.
Veli kollarımdan tutup beni koltuğa otutturdu. Yakınlık etkisi ile uzaklaşamamıştı. Zaten bende uzaklaşmasını istemiyordum.
-Sen burada oturuyorsun. Zaten yeterince yoruldun, şimdi biz sana hizmet edeceğiz.Buradan beni görürsün. Ceyda da içecek getiriyor tamam mı?
Bu kadar yakından bu konuşmaya sadece "Tamam"denirdi.
Ceyda ile Veli mutfağa girdiklerinde ikisini izledim. Veli elinde sebzeler bir şeyler hazırlıyordu. Bu kadar yakışıklı bir adamın benim için mutfağa girdiğini düşünmek bile heyecan vericiydi. Daha rahat oturmak için telefonları çıkarıp önümde ki sehpaya koydum. Silahı zaten arabada bırakmıştım. Onları ürkütmeye gerek yoktu.
Ceyda elinde tepsiyle geldiğinde elimi uzattığım gibi bir anda olanlar olmuş tepsi üzerime düşmüştü. Meyve suları üzerime dökülürken resmen üşümüştüm. Buz gibiydi hepsi.
-Abi koş. Jale abla kusura bakma. Ben nasıl oldu anlamadım.
-Tamam sakin ol bir şey yok canım. Şimdi temizleriz.
Veli koşturup yanımıza geldi. Üstümü gördüğü gibi"Ceyda ne yaptın canım?"dedi. Abi kardeş panikli bunlar. Ne olacak üstüm ıslandıysa.
-İkinizde bana bakın. Ceyda şimdi sen bana lavabonun yerini göster. Ben üstümü temizleyeyim. Bir de giyecek bir şeyin varsa alırsam sevinirim. Veli sende mutfağa dön lütfen.
-Benim yapabileceğim bir şey var mı?
Sorduğu sorunun saçma olduğunu anlayınca "Tamam ben mutfağa dönüyorum."dedi. Ceyda ile odadan çıkıp koridorun sonuna doğru yürüdük. Sağ tarafta bir çalışma odası ve sol tarafta kocaman yemek odası gördüm. Bu kadar büyük evde iki kişi yaşamak bence sıkıcı olurdu.Lavabonun önüne gelince "Abla sen içeri gir. Ben hemen gidip bir şey bulup geleyim."dedi.
-Tamam canım, ben bekliyorum seni.
İçeri girip kapıyı kapattığımda kocaman banyoya baktım. Banyo çiçek bahçesinin başka bir köşeydi. Duvarlar çiçeklerle süslenmişti. Her bir şeyin üstünde birbirine uyumlu çiçekler vardı. Bunlara bakmak insanın saatlerini alır. Bu kadar çiçek sevgisi bana baya fazla. Anlaşılan annesi gerçekten çok seviyormuş.
Ellerini yıkayıp üstümü temizlemeye çalıştım. Tabi leke kalmıştı. Kapı açılınca baktım. Ceyda elinde gömlek ile beni bekliyordu.
-İstersen benim odama çıkalım. Orada daha rahat üstünü değiştirirsin.
-Burada halledebilir.
Koca banyo oda gidi zaten. "Sana odamı göstermek istiyorum " Ceyda ısrarla bana baktığı için geri çevirmek istemedim.
- Tamam o zaman.
Banyodan çıkınca Ceyda'yı takip ettim. Banyonun yanında yukarı çıkan merdiven vardı. Evin giriş kısmında da yukarı çıkan merdiven vardı. Anlaşılan iki tane çıkış var. Yukarı çıkınca odaları gösterip "Burası annemin babamın odasıydı. Burası abimin, burası da benim."dedi. Annesi ve babasından bahsederken durgunlaşıyordu. Veli'nin dediğini düşünüp Ceyda'ya daha dikkatli davranmaya çalışmalıydım. Ne zaman ailelerini kaybettiler bilmiyorum ,ama Ceyda hala etkisinde gibiydi.
-Senin odanı çok merak ediyorum.
Yüzünün gülümsediğini görünce mutlu oldum. Odanın kapısını açtığımda gerçekten güzeldi. İlk anda anladığım fıstık yeşili seviyor olmasıydı. Her yerde o renk vardı. Yatak beyaz, dolap beyaz ve yeşildi. Kitaplığı da beyaz ve yeşildi. İçeri girdiğimde Ceyda hala kapıda duruyordu.
-Ben kapıda bekliyorum.
Ceyda çıkınca üstümü hızla değiştirdim. Son kez üstümü kontrol edip odadan çıktım. Sonunda aşağı indiğimizde Veli masayı hazırlamış bizi bekliyordu. Elimiz hızlı anlaşılan.Üstüme bakıp "Çok güzel olmuşsun."dedi. Aslında sadece bir gömlekti, ama böyle tepki vermesi hoşuma gitmişti.
-Teşekkür ederim.
-Hadi abi ,oturalım artık.
Masaya bakıp "Çok güzel gözüküyor"dedim. Oturduğumda Veli eline tabak alıp masada bulunan her şeyden biraz koyup önüme koydu.
-Bu tabak bitecek Jale. Koşturmaktan zayıf kalmışsın.
Her saniye beni daha da şaşırtıyordu. Ceyda da "Bence de zaten çok çalışıyorsun .O tabağı bitirmelisin."dedi. Bunlar abi kardeş şimdiden başladılar. Hadi hayırlısı. Sadece gülümseyip önüme koyulan yemeği yemeğe çalıştım.
Yemek boyunca iki kardeş kendilerini anlattılar. Ceyda üniversite okuyordu. Veli mimarlık okuduğu halde babasının dükkanında devam etmişti. Ondan kalan emanet olarak görüyordu. Gerçekten vefalı bir evlat. Tamam etkilendim kabul ediyorum. Bu yemek de iki kardeşi daha çok tanımamı sağlamıştı, en çokta Veli'yi. Kardeşine çok düşkün olması ayrı hoşuma gitmişti.
Yemek sonrası Ceyda bize kahve süprizi yapmıştı. Birlikte bahçeye çıkmaya karar verdiğimizde Ceyda izin isteyip yanımızdan ayrıldı. Bizi yalnız bırakmak için yapmıştı. Sorun var mi ,yani bence yok.
Bahçeye adım attığım anda baştan beri hayran kaldığım alana giriş yaptım. Bir çiçekçi ancak bu kadar güzel bahçe yapabilirdi. Veli önden devam ederken ben olduğum yerden bahçeyi izledim. Veli yanında beni göremeyince dönüp bana baktı.
-Jale ne oldu?
-Çok güzel bahçeniz var.
Yanıma gelip elini uzattı. Bir an şaşırsam da elini tuttum. Birlikte çiçekler içindeki koltuklara oturduk. Etraftan gözümü alıp Veli'ye baktığımda bana bakıyordu. Hala elim elindeydi. "Bu bahçe senin gelişinle daha güzel oldu." Bakışlarından devam edeceğini anladığım için bekledim.
-Beni tanıdığını düşünüyorum biraz olsun. Bundan sonrasını hayatıma dahil olarak öğrenmek ister misin? Yoksa hala beklemeli miyim?
Yemek boyunca konuşmalarından böyle bir şey geleceğini anlamıştım. Zaten Veli duygularını belli etmekten hiç çekinmiyordu. Evet onu bu gün daha çok tanıdığım doğruydu. Yinede kafama takılan şeyi sormam lazımdı. Yoksa ona hemen evet demek istiyorumdum. Bunu bu akşam daha iyi anladım.
-Seni tanıdım ,ama sen beni daha tanımıyorsun.
Konuya bu şekilde giriş yaptım. Güzel gülümsemesi ile bana baktı. "Bence yeterince tanıyorum, bundan sonrasını sevgilim olarak tanımak isterim." Sevgilim kelimesi bu kadar güzel söylenirdi. Elini daha sıkı tutup "Bende seni daha iyi tanımak istiyorum, ama önce bir şey sormak istiyorum. Biliyorsun benim işim yoğun. Bazen günlerce görüşemeyeceğiz. Gecem gündüzüm belli değil. Bunlar seni rahatsız etmeyecek mi?" Ona gün geçtikçe daha çok bağlanırken cevabı benim için önemliydi. Daha sonra üzülmek istemiyordum.
-Neden rahatsız etsin? Sonuçta işin bu. Ben seni beklerim, yeter ki her an beni sevdiğini bileyim. Sen de seni bekleyen biri olduğunu bil, bu bana yeter.
Cevabı beni o kadar mutlu etmişti ki yaklaşıp yanağından öptüm. Geri çekildiğimde Veli öylece bana bakıyordu.Yoğun bakışları arasında "Sen gerçekten özel birisisin."dedim.
Zorda olsa gülümseyip "Beni kalpten götüreceksin memur hanım. Böyle ani şeyler yapmayın."dedi. Kendinin ne yaptığının farkında bile değildi. Ellerini daha sıkı tuttum. İçimde ki bir his, güzel günlerin bizi beklediğini söylüyordu. Umarım doğru söylüyordur.