Zeliha yenge kendi oğlu gibi sevdiği bu adamın çaresiz çırpınışlarına kayıtsız kalamadı. “ Tamam, bir yol bulunur, helak etme kendini. Daha yeni hastalıktan çıktın, bu kadar üzülmek iyi değil.” “Bir yol kaldı mı gerçekten?” “Sen hatandan ders almayı bil. Gerçekten yanlışlarını görüp düzeltmeye niyet et. Esma çok kıyımsızdır. Zaten kimseye kıyamadığına böyle kabuğuna çekiliyor. Bi zararı kendine. Sen çocuklarının babasısın. Kolayla atmaz seni, illa ki affeder.” Osman dayı karısını dinleyen Tarık'ı ince ince süzerken içinden ‘o kadar da kolay değil' der gibi bakıyordu. Elinde avucunda bir babalık vasfının kaldığını hissetti. Kadın daha evvel de söylemişti zaten ortak çocuklarımız bizi birbirimize bağlıyor diye. Her an kopmaya meyilli bu incecik bağa daha ne kadar asılabilirim diye düşün