Gamzeden...
Şaşkın hali neredeyse gülmeme sebep olacaktı. Kendimi zor tuttum. Adam o kadar para saçacak. Mafyayla uğraşacak. Sahte bir eş ve bir sürü yalan hiç umurunda değil. Ben evlenmeden olmaz deyince tuhaf davranıyor. Gülme sakın Gamzee dedim kendi kendime.
-Neden dedi.
- Ne neden dedim masum bir şekilde.
- Türkan Şoray kanunları nereden çıktı diyorum dedi hafif sinirli bir şekilde. Gülme Gamze gülmeee.
- Tanımadığım bir adamın öylece koynuna giremem ya.
- Dün gece hiç öyle değildi. Kızarmaktan nefret ediyorum ama yüzüm yanıyordu.
- Sarhoştum o yüzden. Bu bir istisnaydı yoksa asla öyle şeyler yapmam.
- Ne istiyorsun tam olarak dedi.
- Hak istiyorum tam olarak dedim.
- Seni dinliyorum. Kartları açık oynayalım ki sonradan bir sıkıntı çıkmasın.
- 5 sene evli kalırım.
- 5 senede 3 çocuk doğurabilir misin.
- Neeee dedim birden.
- Seninle evleneceğiz. Çocuklarım olacak sonra da boşanmaya bile gerek kalmayabilir diye düşündüm. Çocukların hakları bana ait dediysem istisnai bir durumda bana ait ama her zaman görebilirsin demek istedim.
İmasını anlamıştım. Onu yanlış anlayıp yargıladığımı yüzüme vuruyordu. Ben kimseye güvenmem kusura bakma paşam.
- Kimse benim kölem değil. Bende kimsenin efendisi değilim. Sonuç olarak evleneceğiz ama eğer başkaları olursa bana hesap sormayacaksın. Senden de tam sadakat bekliyorum. Çocuklara dna testi yaptırmak istemem.
- Hop hop kendinle beni karıştırma.
- Karıştırmıyorum o yüzden buradayım dedi.
- Tamam kabul sabah tam konuşamadık dedim mahçup bir şekilde.
- Sen kovduğun için.
- Neyseee işte dedim bastırarak. Gözlerimi büyüttüm.
- Seni dinliyorum ama benim de konuşacaklarım var dedi. Masum masum gözlerimi kırpıştırıp bakıyordum.
- Ailemle tanışmak için Kayseriye geleceksin. Sonra isteme, söz, nişan her ne gerekiyorsa olacak dedi onaylamam için bana bakarak.
- Tamam bunları anlamıştım ama ailen beni görünce sıkıntı çıkarır mı dedim.
- Onları ben halledicem. Senden istediğim bu anlaşma hakkında kimseye hiçbir şey söylememen dedi yutkundum.
-Nee
- Aslı biliyor dedim.
- Aslı??
- Arkadaşım, evinde bulmuştun ya ama çok sadıktır bana kimseye söylemez.
Sakince durdu. Ellerini saçlarımdan geçirip
- Tamam Aslı hariç kimse.
- Tamam.
- Güzel ve sadakati söylemiştim dedi gözlerimin içine bakarak. Sadakat sadakat bir derdi var bunun da ama neysee. Kimseyi arzulamadım bu zamana kadar. Sonrası da sonrasına kalsın. Seni de kıskanmam zaten. Şu borcu öde de ne halin varsa gör.
- Geleneklerine bağlı ve kalabalık bir ailem var. Bunun gerektirdiği şeyler olabilir bunları kaldırabileceğini tahmin ediyorum. Çoçukların velayetinin bende olacağına ve bu kurallara uyacağına dair bir belge imzalayacaksın evlenmeden önce dedi.
Gülme Gamze gülme.
- Şey evlilik sözleşmesi yani ünlüler gibi dedim hafif gülerek. Aynı gülümsemeyle karşılık verdi.
- Evet artık sende ünlüsün ne de olsa. Para konusunda endişe etme, karım olarak bir dediğin iki edilmeyecek.
Bir sıkıntı var mı buraya kadar dedi.
- Yok bu mevzuları anladım. O mafya gibi adamlardan sonra kardeşim, asıl ilgilendiğim bunlar dedim.
- Bunları dert etme adamları yarın halledicem. Iki adam sürekli kardeşini izleyecek. Bunları artık dert etmeni istemiyorum dedi..
- Bak, bu güne kadar kendi başımın çaresine baktım. Kimseden yardım istemedim. Bir anda benden itaatkar biri olmamı bekleme dedim.
- Bak bu güne kadar bir dediğim iki edilmedi. Emir veririm ve yerine getirilir. Başka türlüsünü bilmiyorum. Bir anda anlaşmacı biri olamam sende bunu anla dedi.
Ikimizde birbirimizin gözlerine bakıp gülmeye başladık.
- Gamzelerin çok hoş dedi birden. Durdum.
- Teşekkür ederim dedim utangaç bir şekilde.
- Seni bu gece yatağa atmak istiyorum dedi boğuk bir sesle. Tükürüğümü bile yutamadım.
-Ben ben öhö öhö yani şey dedim. Ne saçmalıyorum ben ya.
- Ben sana söyledim dedim. Karşımda piç gibi gülümsüyordu uyuz. Aaa uyuz tam da ona uyan bir isim. Uyuz bey. Birden yanıma gelip diz çöktü. Elini ayak bileğimden yukarı doğru çıkarıyordu.
- Sen ne yapıyorsun ya dedim.
- Hişşt dedi eli dudaklarında yanıma gelip gözümün içine baktı.
- Sen Gamze Hanım. Sen bana geleceksin. O zamana kadar bekaretin güvende ama sonra dedi yavaşça kulağıma yaklaşarak.
- Haftalarca o güzel kıçının üzerine oturamayacaksın ve yürürken herkes sende benim izlerimi görecek dedi. Yavaş hareketlerle kalkıp yerine oturdu. Ben nefesimi tuttuğumu yeni fark ediyordum.
Gözlerinde bir muziplik vardı ve ben orada kaybolmuştum. Ben konuşmayınca
- Yarın Kayseriye gidiyoruz dedi.
- Anlamadım dedim.
- Gamze anlaştığımızı varsayıyorum. Uzatmanın bir manası var mı dedi. Ben o yakınlaşmanın şokundaydım kafamı olumlu anlamda salladım.
- İsteklerine gelince bunları fazla düşünme hallederiz dedi.
- Tamam dedim. Ayağa kalktı.
- Senin için bir bavul hazırlayacağım ailemin yanına gidiyoruz sonuçta. Sabah seni 9 da alırım. Uçakta tekrar konuşuruz dedi.
Kapıya kadar onunla gittim. Kapıyı açtım. Bana baktı. Yüzümü avucuna alıp dudaklarıma sert bir öpücük kondurdu.
- Görüşürüz pastırmam dedi.
- Haa diyene kadar gülme sesiyle aşağı iniyordu. Uyuzzzzz ne olacak. Pastırma nedir yaaaa...
Akşam Aslıyla konuşup vedalaştık. Aslıdan öğrenmem gereken çok şey vardı. Aslı evine gittikten sonra bir türlü uyku tutmamıştı. Hayat beni nereye sürüklüyordu böyle.
Hiçbir zaman kolay bir hayatım olmadı. Hep savaşmak zorunda kaldım. Paranın eksikliği benden çok şey aldı. Annemi babamı ve hayatımı. Şimdi bu yola başvurarak bunu telafi edebilir miyim?
Kaybettiklerim yerine gelmez ama kalan şeyleri toplayabilir miyim? Para mutluluk getirecek mi ? Bu hayattan daha kötü olamazdı ya dedim kendi kendime.
Kafamda bu sorularla en sonunda uyuyakalmışım.
Kapının zili çaldığında yeni uyumuştum. Kahretsin bu ne zır zır. Ayaklarımı sürüyerek kapıya gittim. Açmamla bir adet Uyuz bey karşımda. Gözleri fal taşı gibi açık. Sanki beni ilk defa görüyor.
- Ne oluyor alacaklı gibi dayanmışsın yine kapıma dedim sinirle.
- Bu halle mi kapıyı açıyorsun dedi o da aynı sinirli tonla.
Hı dedim ve farkına varmam bir saniyemi aldı. Akşam pijamalarımı giymeyip iç çamaşırımla uyumuştum.
- Sen deyip kapının arkasına geçtim. Etrafına baktı ve içeri daldı uyuz.
- İçeri daldın resmen dedim imayla.
Kapıyı kapatıp beni kapıya yasladı. Ne olduğunu anlamadan beni kapıyla arasına alıp.
- İçine dalmadığıma dua et bence dedi. Gözlerim takılı kalmıştı dudaklarına. Gözlerine baktığımda aynı ateş onda da vardı.
- Geç kalmadık mı dediğimde çekildi.
- Çabuk ol dedi.
İlerlerken arkamdan bana bakıyordu.
- Neye bakıyorsun dedim.
- Harika bir götün var dedi.
- Haa sensin göt dedim ve odaya doğru gittim. Arkadan güldüğünü biliyordum. Ahh bu adam tam birr uyuzzzz. Bunu söylemiş miydim.
Üzerime sade bir pantolon ve tşört giydim. Çok sıcaktı burası zaten dayanamıyordum. Hemen hazırlanıp dışarı çıktım. Beni görünce ayağa kalktı. Bavulumu eline verdim.
- Gidelim mi artık dedim.
-Bunu sen söylüyor olamazsın. Kankinle vedalaşmayacak mısın dedi.
- O okulda şuanda dün vedalaştık dedim. Elimi tutarken bavulu aldı.
- Mutfağı kontrol ettim.
Haa hiç aklıma gelmemişti.
- Evin anahtarı Aslıda var o akşam gelip herşeyi halledecek dedim.
- Tamam.
Kapıyı açmasıyla bir adam bizi bekliyordu. Bavulu ona verdi.
Adam hemen aşağı indi ben de evime bakıp kapımı kilitledim. Tekrar elimi tutup beni aşağı götürürken bizim cadaloz Melehat çıktı kapıdan.
Apartmanın komiseri sanki. Her şeye karışırdı. sssı bunun yanında halt etmiş. Mahallede kim kiminle nerede nasıl bundan sorulur.
- Kızz kendine birini mi buldun dedi. Ben de Yağızın tuttuğu elimi kaldırıp
- Evet şimdi de evlenmeye gidiyorum dedim. Yağıza bakıp
- Yazık olmuş çocuğa pekte yakışıklı maşallah dedi.
- Sen bunu düşüneceğine Akif amca Aslıya dün kek getirdi onu düşün dedim. Yağızın elinden tutup çıkışa ilerledim. Arkadan sesi geliyordu.
- Hayır öyle bir şey olsa haberim olur. Akif yapmaz öyle şeyler. Cadalozlarrrr.
Yağız kıs kıs gülerken
- Ne oluyor dedi.
- Bizim apartmanın sahibine aşıkta. Adamda bizim Aslıyı kesiyor dedim.
- Yazık ya yaşlı kadın.
- Bana yazık değil mi bende gencim. Güldü sonra off mahalle böyle araba görmedi.
Beni arabasına bindirip.
- Yalın çabuk olalım dedi.
- Tamam abi dedi çocuk da ve yolculuğumuz başladı. Hava alanına vardığımızda kimliğimi alıp bazı işlemler yaptılar.
- Bilet almamız gerekmiyor mu dedim.
- Hayır uçağımla gideceğiz dedi. Aferin Gamze adamın uçağı var. Amma elitiz ve zenginiz ama benim bundan haberim yok. Fakir kafası işte ne yaparsın. Bu işin üstesinden kalkabilecek miyim acaba? O gelebilecek miyim Gamze.
Uçağa bindik çok güzeldi gerçekten. Ben etrafıma bakınıyordum.
Pilot gelip
- Yağız bey gecikmeye bağlı olarak 1 saat geç kalacağımızı söyledi. Beni de bir baş selamıyla geçiştirip gitti.
Ardından hostesler kahvaltı getirdi. Yemeği tamamen unutmuştum.
Yemek yerken
- Seninle konuşmak istiyorum dedi. Bana bazı belgeler verip bunlar
- Bizim anlaşmamız oku istersen. Bir de ailemle tanıştışacaksın, hakkında biraz bilgim olursa orada sıkıntı yaşamayız dedi.
- Haklısın bunları konuşsak iyi olur dedim. Yaklaşık bir saat yemek yiyip sohbet ettik. Bana kendini anlattı. Bende ona kendimi ve anladım ki gerçekten de farklı dünyaların insanıyız. Ben anlaşmayı imzalayıp vermiştim. Uçağın kalkacağını anons ettiler. Yavaşça süzülürken korku da kalbime öyle süzülüyordu.
Bilinmemezlik, gelecek kaygısı...
- Iyi misin diye sordu Yağız
- İyiyim dedim. Yanımızda o çocuk ve bir kaç adam da vardı. Uçak kalkacağı zaman gelmişlerdi. Bana baktı.
- Şuan yalnız olmak için bir servet ödeyebilirdim dedi. Ben kızarırken
- Niye ki dedim masum masum.
Karnımdan aşağı çoktan tatlı bir sızı iniyordu.
- Uçakta hiç seks yapmadım dedi sır verir gibi kısık bir sesle. Gözlerine baktım.
- Bence kendinden utanmalısın. Daha hiç seks yapmamış insanlar var sonuçta dedim. Bir kahkaha attı ve o sesi duymak bana iyi gelmedi. Yüzü çok güzeldi ve havadaydık. Sanırım yaptığım şeyi ancak böyle açıklayabilirim.
Dudaklarına yapıştım... O sesi içime hapsetmek ister gibi. Benim olmasını ister gibi.. Talep ettim ve ondan karşılık bekledim...