Yılmaz’ ın yüzü kasvetli bir ifadeyle sertleşmişti. Handan ’ın sözleri içindeki öfkeyi tetiklemişti ama bunu göstermemeye çalıştı. Sesi, öfkesiyle harmanlanmış bir sakinlikle yankılandı. "Bu merak, mesleki deformasyon mu yoksa kişisel bir şey mi, Avukat Hanım? Herkesin her şeyi bilmesi gerekiyor mu gerçekten?" Handan, bu sözlere aldırmadan duruşunu koruyarak Yılmaz ’a yaklaştı. Gözlerinde, söylediklerinin arkasında durmanın kararlılığı vardı. "Avukatlarla alıp veremediğiniz ne, Polis Bey? İnsanların derinlerine iniyoruz, evet. Biz de senin gibi işimizi yapıyoruz. Sen nasıl her detayın peşinden gidiyorsan, biz de gerçeğe ulaşmak için sorular soruyoruz. Fark etmelisin ki ikimiz de işimizi yapıyoruz." Yılmaz, bir an afallamış gibi ona baktı, sonra gözlerini devirdi. "Benim işim, insanları