Keyifli okumalar
Uzun süren toplantıdan sonra kendimi odama atmıştım ki Harun Efe yine gelmişti. "Hayırdır bu sefer ne istiyorsun?" Gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuş yıkılmıştı. Damarları patlamak üzereydi.
"Maya ondan uzak dur" dedi. Kaşımı kaldırıp, "Kimden?" elindeki bardağı bırakarak, "Ömer Mirza" güldüm.
"Ne o yediğin haltlar ortaya çıkacak diye korktun mu? Bana yanaştı." Benim kimseden korkum yok sadece senin için endişeleniyorum " kahkaha attım." Benim korktuğumu kim söyledi? "
" Amacın ne senin? Dudaklarımı ısırdım. "Bu seni ilgilendirmez" pencereden bakarken, "Ona aşıksın?" diyerek mırıldandı. Bunu çok düşündüm.
Ömer Mirza her kadının hayalindeki gibi bir adamdı. Aşırı çevik ve yakışıklı ama benim için sadece bebeğimin katiliydi. Harun Efe'nin bakışları bana değdi.
"Sustun ne düşünüyorsun?
Cevap vermek yerine susmayı tercih etmiştim. Ömer Mirza'nın bana yaptığı eziyetleri aklıma geldi. Acılar içinde nasıl kıvranıp ona yalvardığım o kara gün.
Harun Efe odadan çıktığında derin bir nefes aldım. Her şeyin bir zamanı ve sırası vardı. Elbette onun da sırası gelecekti.
Akşam olmak üzereydi. Şirketten çıkarak arabama giderken çalışanlarıma döndüm. "Yarın toplantı için herşey hazır olsun" hepsi evet anlamında başını salladı. Bende arabama binip eve geldim.
Arabadan indiğimde içimde çok kötü bir his vardı. Sanki biri beni izliyordu. Arkamı dönüp bakmamla onu gördüm. "Babam" karşımda duruyordu.
"Maya bebeğim"
Kalbim hiç olmadığı kadar hızlı atmaya başladı. Bir refleksi bir şekilde koşarak apartmana girdim. Peşimden koşuyordu. Kapının önünde durup zile üst üste bastım. Annem kapıyı açtığında içeri girdi.
"Kızım bu halin ne?"
"O yaşıyor anne babam"
Söylediklerim karşısında donup kalmıştı. Kapının ardında sesler geliyordu. Elimi kalbime tuttum. Annem kendini zor tuttu. Kapıyı açmıştı.
"Ne istiyorsun? bizden uzak dur biz seni ölü saydık"
Annemin bu tavrını beklemiyordu. Gözlerini kapattı.
"Bakıyorum da beni çabuk unuttun?"
Annem içeri girdi. Kapıyı suratına kapatmıştı. Nefesim kesildi. Saçlarımı okşadı.
"Sakın korkma hep güçlü dur."
Odama girip kapıyı kapattım. Üzerimdeki kıyafetleri çıkarıp spor kıyafeti giyindim. Ellerime boks eldivenleri takıp kum torbasına vurdum.
İçimdeki öfke dinmiyordu. Telefon çalınca eldiveni çıkarıp arayana bakınca bütün öfkem kayboldu.
Ömer Mirza arıyor...
Gözlerimin en derinlerde tehlike çanları çalıyordu. Telefonu kulağıma götürdüğüm zaman onun o kalın sesi geldi.
"Maya nasılsın?
" İyiyim teşekkür ederim "
İç sesim bana dikkatli olmam konusunda uyarırken sinsice güldüm. Tekrar onun sesini duydum.
" Bugün müsait olursan görüşelim? "
" Olur kaç gibi?
"20. 30
Telefon yüzüme kapandı. Terbiyesiz insan kapatıyorum der. Sporuma devam ettim. Tekrar bebek ağlama sesi gelmeye başladı.
" Affet beni bebeğim seni koruyamadım. Sana iyi bir anne olamadım. "
Zihnimde olacak planları kurmaya başladım. Nefesim düzene girdiği zaman çekmeceden ilacı alıp ağzıma atıp bardaktaki suyu içmeye başladım.
Bütün bu olanlara nasıl dayandım bilmiyorum ama tek bildiğim şey hepsi Harun Efe yüzünden olmuştu. Babası adam gibi yetiştirememişti.
O işkence günü o kadar yalvardım. Sesimi duyan olmadı. Ömer Mirza sana yapacaklarımı bir bilsen inanki kaçacak delik ararsın. Annem kapı eşiğinde beni izliyordu. Onu suçlayamazdım çünkü o da bir anneydi.
"Anne girsene içeri"
Gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu. Benim halime üzülürken saçlarımı okşadı.
"Güzel kızım nasılsın?
" İyiyim gördüğün gibi "
Yatağa oturdu. Bende bütün hırsımı kum torbasından çıkarmaya devam ettim. Onu ağlarken görünce eldiveni çıkarıp yanına oturup sarıldım.
" Affet kızım yetişemedim koruyamadım seni "
" Annem yapma üzme kendini"
Dizine uzandım saçlarımı okşadı. O da kendini suçlu hissediyordu.
"Anne üzülme zamanı gelince bana yaptıklarını ödeyecekler."
"Ne olursa olsun her zaman arkanda olacağım"
????
Akşam saat 20.00 olduğunda hazırlanıp dışarıda bekledim. Ömer Mirza arabasıyla gelmişti. Bana her an yiyecek gibi baktı.
"Ömer Mirza"
"Hı"
"Hı değil efendim diyeceksin"
Bir anda kahkaha attı. Onun bu çok güzel di. Bebeğimin katili olmsaydı belkide bir şansı olabilirdi. Ne zaman aklıma gelse sesi kalbim sızlıyordu. Ömer Mirza arabanın kapısını açtığında ona gülümseyip bindim. O da şöfor koltuğuna oturdu.
Yol boyunca sessizdi restoran önünde durunca araçtan indiğim anda biri kolumu çekti. Tedirgin bir şekilde baktığımda yine eski kocamdı. Ondan başka kim cesaret etmeye başladı.
"Senin ne işin var bu herifle?"
"Bu seni ilgilendirmez"
"İlgilendirir hala kocanım"
Kolumu hızla çekmeye çalıştım. Ama o da çok sıkıyordu. Ömer Mirza yanımıza gelip kolumu ondan kurtardı.
"Bir kadına böyle davranmak sana yakışıyor mu?"
"Senden öğrenecek değilim istediğim gibi yaparım."
"Kendini adam mı sanıyorsun?"
"Bana adamlıktan bahsedene bak"
İkisinin arasındaki gerilimden sıkılmıştım.
"Yeter artık"
Onları arkamda bırakıp restoran'a girip ceketimi garsona uzattım.
"Hoşgeldiniz rezervasyonuz var mıydı?"
"Evet Maya Mehrotha olacaktı."
Garson elindeki listeyi kontrol ettikten sonra bana bakıp gülümsedi.
"Buyurun efendim size eşlik edeceğim"
Beraber yürüdüğümüz de etrafı inceledim. Bayağı hoş yapmışlar sanırım yeni açılmıştı.
Masayı gösterdiğinde yerime geçip oturdum. Garson menüyü getirmek için yanımızdan ayrıldığında Ömer Mirza ve Harun Efe gelmiştiler. İkisi de bana öyle bakarken gözdeviridim.
"Oturmak için ne bekliyorsunuz?"
İkisi birden oturduğu vakit onlara bakıp derin bir nefes aldım.
"Lütfen olay istemiyorum"
Başlarını onayla salladılar. Garson menüyü önüme koyunca menüden sadece balık, salata istedim ve içecek olarak şampanya sipariş verdim.
Garson başını salladı. Yanımızdan ayrılarak gitti. Karşımda bana öylece aval aval bakan öküzlere döndüm.
"Hayırdır niye öyle bakıyorsunuz?"
"Nasıl bakıyoruz ki?"
" öküzün trene baktığı gibi bakıyorsunuz"
Bu akşamki yemek sorunsuz geçerken Harun Efe'nin kendini nasıl kastığını anlıyordum. Yemek faslı bitince eve geldim. Odama girip kendimi yatağa attım. Şuan üst değişecek halim olmadığı için kendimi uykunun kollarına bıraktım.
????
Rüyamda bir bebek ağlama sesi geliyordu. Harun Efe'nin kucağında bir bebek çatlarcasına ağlıyordu. Ve bir kadın sesi geldi. Ninni söylüyor boş beşiği sallıyordu.
Bebeğin beşiği çamdan
Yuvarlandı düştü damdan
Bey babası gelir Şam'dan
Nenni nenni
Nenni nenni
Nenni nenni
Nenni bebek oy
Gözyaşlarım akarken yüzümde bir el hissettim. Uykudan nasıl sıçradıysam annem endişeli bir şekilde bana bakıyordu.
"Kızım iyi misin?
" Değilim anne her gece aynı rüyayı görüyorum buna artık dayanamıyorum. Çok özledim bebeğimi daha kokusunu alamadan toprağa verdim. Cansız bedeni aklıma geldikçe yüreğim sızlıyor. "
" Canım yanıyor anne ben neden yaşıyorum peki neden onun yanında değilim kokusunu içime çekmek isterken neden onu soğuk toprağın altına koydum. Her gün ağlama sesleri geliyor bana sonra bir çocuk yalvarıyor. Anne kurtar diyor ama ben yanına gidip onu kurtaramıyorum "
" Bir babası vardı ama onun umrunda bile olmadı. Canı pahasına koruyacaktı. Ama onu beceremedi. İntikamımı almadan içim soğumayacak ben ne yaşıyorsam onlar da misli misli yaşayacak "
Ard ardına döktüğüm gözyaşlarım dinmiyordu. İkisinin de acı çekmesini istiyorum nefes almasınlar önce Ömer Mirza sonra Harun Efe aldıkları her nefeste bana yalvaracaklar bu da benim yeminim olsun"
"Benim minik bebeğim annen seni çok özledi."
Bölüm sonu