Hani derler ya ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar.
Bende öyle çok ağladım. Geceler boyunca içim çıkana kadar ağladım. Ama sesimi Rabbimden başkası duymadı. Çok yalvardım canımı alsın istedim. Her gece yastığa başımı koyduğumda onun ağlama sesini duymak bana işkence gibi geliyordu.
Hangisine yanayım bebeğimin gözümün önünde can çekişerek ölmesine mi? Yoksa buna sebep olan babasına mı?
Çok düşündüm bir insan nasıl bu kadar vicdansız olabilir. Bu nasıl bir nefretti ki öz evladına kıyacak kadar kinlenmişti. Çok gözyaşları döktüm ve çok kez yalvardım bebeğim canımın parçası gözlerini sonsuz karanlığa kapatırken elimden hiç bir şey gelmiyordu.
Kendime defalarca kez lanet ettim. Annemin dizine yatıp hıçkıra hıçkıra ağladım. Keşke... Keşke bu acıları yaşarken babam yanımda olsaydı. Ama bilemedim babamın o eziyete maruz kaldığını benimle birlikte acıları çektiğini..
Her gece onun sesini duyuyorum. Onun yanına gitmek ninniler söylemek istiyorum ama yetişemiyorum benden öyle uzaktaki peşinden koştuğum halde tekrar kaybediyorum.
Kucağıma alamadan toprağa koymak benim zoruma gidiyordu. Benim onunla ne hayallerim vardı. Ve o hayallerim de toprağın altında kaldı. elimde ultrason fotoğraflarını öperken gözlerim doluyor.
"Affet bebeğim sana anne olmadığım ve seni koruyamadığım için."
Boks eldiveni alırken takıp kum torbasına vururken gözyaşlarım durmuyordu. Vurdukça öfkem daha çok harmanlandı.
"Bana yaşattıklarını misliyle ödeyeceksin."
" Hepinizi ateşte yakmadan bana huzur yok intikam vakti geldi.."
"Annen intikamını alacak sana söz veriyorum meleğim."