Cansu, Kocamın, ben memleketine gidip doğduğu ilkel ortamları görmeyeyim diye apar topar İstanbul’a geleceğini haber vermesi ile hayatımızdaki her şey kendi düzenine döneceği için sevindim. Elbette kardeşinin genç yaşta, cinayete kurban gitmesinin kolay atlatılacak bir şey olmadığını biliyordum. Bu yüzden annesini, ablasını, abisini kolayca bırakıp gelememesini anlayabiliyordum fakat her şey kararında güzeldi. O tezek kokuları içinde geçirdiği her saat, her dakika burada kurmaya çalıştığı hayattan çalıyordu. Ne kadar başarılı yada zengin olursa olsun, hatta benimle evli olması bile kırsaldan çıktığı gerçeğini değiştiremezdi. İnsanların gözünde köylüydü ve ben bu gerçeği unutturmak için var gücümle çabalarken onun duygusal saçmalıklarla emeklerimi ziyan etmesine izin veremezdim.