2. Dün Gece

371 Words
“Yanıma gelsene.” Hep böyle yakın davranırsa hiç yabancılık çekmezdim ben, onu mutlu etmek için hayatımı verirdim. Kıçına geçirdiği düştü düşecek gibi gözüken şortundan kalan her yeri çıplak olduğu için kendimi utanmış hissetsem de, lafını ikiletmemek için usul usul açtığı kolunun altına girdim. Elindeki izmariti, cam kenarına basıp toprak zemine attıktan sonra boşa çıkan elini de belime sarıp bedenlerimizi iyice birleştirdi. Yüzüne bakmaya bile utandığım için başımı iyice öne eğmiştim ama geceden kalma bedeninden yayılan erkeksi kokuyla içim bir hoş oluyordu. Benimkinden bin kat bakımlı parmaklarını, nemli saçlarıma çıkarıp usulca okşarken televizyon adamları gibi Türkçesi ile konuştu. “İyi misin, ağrın var mı?” Kollarına hapisli olsam da konuşmaya utandığım için eğik başımı iki yana salladım. Zaten o, sanki ölen kardeşinden miras kalmamışım da beni sevdiği için evlenmiş gibi davranırken ağrıdan ölsem yine gıkım çıkmazdı. Verdiğim sessiz cevap yetmemiş gibi konuştu. “Utanmana gerek yok, kocanım artık.” Söylediği sözlerle, hayat boyu itilip kakılmışlığım sanki zihnimde silinip giderken, kendimi ilk kez değerli biri gibi hissetmeye başladım. Üstelik ellerinde değerlenecek olan tek ben de değildim. Sayesinde, tecavüzle de olsa bir şekilde karnıma düşmüş yavrum ölümden de p.likten kurtulacaktı. Büyük şehirde yetişecek, belki de baba bileceği amcası gibi okuyup büyük adam olacaktı. Ona minnetimin ne çok olduğunu düşünüp utancımı kenara atmaya çalışarak lafını dinlemeye çalıştım. Usul usul başımı kaldırıp gözlerine baktığımda eğilerek dudaklarımdan büyük bir öpücük aldı. Gerçekten de aşık olup evlensek ilk sabahımız daha nasıl olurdu, bilmiyorum. Kalbim, mutluluk denen şeyi ilk kez tadarken bir kez daha utandığımı hissettim. Sevmesem de, nişanlanmayı başka seçeneğim olmadığı için, sırf ailelerin zoru ile kabul etsem de ölmüş nişanlımın abisi ile yeni evli çiftler gibi davranmak ayıp geliyordu. Başımı bir kez daha öne eğdiğimde boynuma sokulup kokumu ciğerlerine doldurduktan sonra dudaklarını dedire değdire konuştu. “Dün gece çok güzeldin.” Ölen benim nişanlımsa onun da kardeşiydi ama Azad, bana bunu hiç hissettirmeden mutlu etmeye çalışıyordu. Kendimi geri çekip durarak ona haksızlık ettiğimi düşünüp ben de ellerimi yumruk yapmayı bırakarak çıplak göğsüne koydum. Dün geceki gibi yine alev alev yanıyordu sanki. Belimdeki tutuşunu biraz daha sıkılaştırdığında uyanmış erkekliği incecik şortundan boylu boyunca karnıma değdi. Acaba gündüz gözüne bir kez daha mı isteyecek diye şaşkınlıkla yüzüne baktığımda komik bir halim varmış gibi keyifedi. “Seni sevdi.”
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD