18

1969 Words
Ekin elin de ki kahveden bir yudum daha alırken yanında oturan Oğuz da onu taklit etti. İkisi bir odada oturmuş önlerinde ki boydan camdan karanlık sokağı izliyorlardı. İkisi de bu gece olanları halen idrak etmiş değildi. Yarım saat kadar önce Alaz onu bu odaya getirmişti. Oğuz da onunla gelmişti. Uzun boylu gözlüklü biri ise onlara kahve vermiş ve beklemelerini söyleyip gitmişti. Ekin yanın da sessizce oturan Oğuz'a döndü. Kıyafetleri yer yer ıslaktı. " Sana ne oldu? " Oğuz birden gelen soru ile irkilip Ekine döndü. Kafasında bir sürü şey dönüyordu ama dile getirememişti. " Neden ıslaksın? " Ekin tekrar konuştuğun da Oğuz iç çekerek " Musluğu söktüm " diye yanıtladı. Ekin kaşlarını çatıp " Ne? " dediğin de Oğuz uzun bir nefes verip baştan anlatmaya başladı. " Ben o adamdan kaçarken tuvalete girdim. O panikle fark etmemişim kadınlar tuvaletiymiş. Çıkamadım da. Sonra o polis geldi işte kırmızı elbiseli. Önce beni kovdu tuvaletten. Sonra ben de çıkmamak için muslukları tamire geldiğimi söyledim. Takım elbise ile mi diye bir sorgulasa da mekanın statüsünü düşürmemek için böyle giyindiğimi söyledim. Sonra da işte muslukları tamir eder gibi sağa sola oynatırken musluk elim de kaldı. " Ekin hayretle oğlanı dinlerken Oğuz devam etmeden elin de ki soğumuş kahveden bir yudum aldı. " Musluk elim de kalınca bir den sular fışkırmaya başladı. Ben de o polis de bayağı bi ıslandık. Sonra görevliler falan geldi. Kırmızı polis bana çok sinirlendi. Ardından birileriyle konuştu daha da sinirlendi . Senin adın geçince ben lafa atladım tabi. Seni tanıdığımı anlayınca beni kolumdan tutup tuvaletten çıkardı. O sıra da beni arayan izbandut ile karşılaltık. Beni dövmek için hamle yapınca kırmızı polis kimliğini çıkarıp gönderdi. Sonra da beni buraya getirdiler işte. " Oğuz sustuğun da Ekin şaşkınlıkla başını saşladı. Ne söylemesi gerektiğini bilemedi . Ama merak ettiği bir şey vardı. " Oğuz seni annen abdestsiz mi doğurdu. " Oğuz alınmış gibi Ekine bakıp " Aşk olsun abla " dediğin de Ekin başını iki yana sallayarak tekrar konuştu. " Başka açıklama bulamıyorum oğlum ben senin şanssızlığına " Oğuz küserek kafasını çevirdiğin de Ekin derin bir nefes verdi. " Tamam tamam küsme. Ne yapalım sen de şanssız bir insansın. Çok şanssız bir insan . Çok çok şanssız bir insan. " Oğuz isyanla " Abla yaa " dediğin de Ekin ağzına hayali bir fermuar çekti. Oğuz tam onun bu işe nasıl bulaştığını soracaktı ki kapı açıldı ve içeri Alaz girdi . Akşam ki haline göre baya dağılmış görünüyordu. Ceketini çıkarmış, kravatını gevşetmiş, gömleğinin kollarını kıvırmıştı. Bir şekilde de bu gece Alaz Ekinin gözüne karizmatik geliyordu . " Ekin seninle biraz konuşalım. " Ekin ayağa kalkıp " Tamam " derken Alaz Oğuz'a döndü. " Seni de eve bırakacak Mahir. Daha fazla beklemene gerek yok " Oğuz anın da itiraz edip ayaklandı. " Hayatta olmaz. Ekin ablamsız burdan ayrılmam . " Alaz gözlerini devirirken Ekin Oğuz'a döndü " Alazı tanıyorum Oğuz . Güven de olacağım " Oğuz bir Alaza bir Ekine bakıp pes ederek kapıya doğru yürüdü . " Eve geçince haber ver abla . Aramanı bekliyor olacağım. " Oğuz temkinli bir şekil de kapıdan çıktığın da koridorda kendisine doğru gelen yapılı adama baktı . Adam tam önün de durup " Seni evine bırakacağım . " dediğin de ondan kısa olan Oğuz başını yukarı kaldırıp ' Tamam " dedi. Mahir önden yürümeye başladığın da ise Oğuzun içinden geçirdiği adamın tek yumruğu ile beyninin akabileceği idi. Onu arkasından takip ederken de kendi cılızlığına bir kaç kez lanet okumayı da unutmadı. Mahir omzunun üzerinden arkaya baktığın da Oğuzun kendisini incelediğini fark edip kaşlarını çattı. Göz göze geldiklerinde ise Oğuz'a hayırdır anlamın da göz kırptığın da Oğuz korkarak konuştu. " Ben şey, senin gibi olabilir miyim diye şey ettim. Yani biraz zayıfım ya o yüzden yani. Polis olduğun için mi böylesin acaba. Kaslı falan. " Mahir korkudan kekeleyen oğlana gözlerini devirip kolundan tutup yanında yürütüp asansöre soktu. " Git bir spor salonuna falan yazıl. Kendi kendine anca bu kadar gelişmişsin. Daha fazlası çıkmaz senden. " Oğuz duydukları ile kaşlarını çatıp kolunu adamdan kurtardı ve ona dönmek için hamle yaptığın da kolu asansörün tuşlarına çarptı. Önce ince ve tiz bir ses duyuldu. Sonrasın da ise asansör karanlığa gömüldü. Mahir sinirle kpnuştu. "Siktir. Bu eski binadan nefret ediyorum. " Oğuz gözlerini kocaman açarak şanssızlığına içinden küfür ederken Mahir elini hızla cebine götürüp telefonunu çıkardı. Ulaşı ararken Oğuz sessizce bekledi. Neyse ki bu adam Oğuzun şanssızlığından bi haberdi ve onu suçlamamıştı. Henüz. && Alaz Ekinin karşısına oturduğun da kız sessizce onun konuşmasını bekledi. " Bu akşam anladığın üzere bir gizli görevdeydim . Bu görev için polislikten atıldığım ve suça bulaştığım yayıldı etrafa. Ne kadar önemli olduğunu anlayabilirsin sanırım. " Ekin adamın kendisine bakan gözlerine bakıp başını salladı. " Anladım. * " Güzel. Bu akşam normal de eşim olarak Feyza olması lazımdı yanımda. Ama nasıl olduysa sen geldin ve ben durumu kurtarmak için seni eşim diye tanıttım. " Alaz yine sustuğun da Ekin dikkatle onu izlemeye devam etti. Adamın anlattığı durumun farkındaydı. " Bu görev bir kerelik değildi Ekin. " Ekin işte bu sefer kaşlarını çattığın da Alaz kızın yavaş yavaş durumu anlamaya başladığını fark etti. " Başka insanlarla daha tanışmam onların ortamın da bulunmam gerekecek. Eşimle. " Ekin oturduğu yerde dikleşerek derin bir nefes verdi. " Yani benimle. " " Evet. Seninle. " Ekin bir kaç saniye daha sessiz kaldıktan sonra konuştu. " Bu akşam oraya oğuzu aramaya gelmiştim. Edanın kuzeni ve bana emanetti. Seninle karşılaşıp işlere dahil olmam tamamen tesadüftü. Ama bu görevin sizin için önemli olduğunu görüyorum. Sizi zor durumda bırakmak istemem. Bana ihtiyacınız olduğun da haber verirseniz yardıma gelirim " Alaz gülümseyerek başını salladı . Ekinin ona yardımcı olmak istemesi iyiydi ama ufak bir pürüz vardı. " Böyle düşünmene sevindim . Ama yanlış anladığın bir durum var. " Ekin anlamayarak " Nedir o? " dediğin de Alaz dudağını yalayarak sözüne devam etti. " Yakın bir zaman da ikinci davete katılacağız ve o andan sonra takibe alınacağım . Gerçekten polislikle alakam kalmadığını onlara bir oyun oynamadığımı anlamaya çakışacaklar . Bu yüzden buraya bir daha uğramayacağım ve benim için ayarlanan evde kalacağım . Eşimle. " Ekin sabırla dinlediği cümlenin sonunda duydukları ile kaşları havalanırken dudaklarını sımsıkı kapattı. Adamın ne demek istediğini anlıyordu. Ama onunla yaşamak. Hem de karı koca olarak. Numaradan bile olsa Ekin bunu yapamazdı. " Söylemek istediğini anlıyorum ama ben bunu yapamam Alaz. Toplu bir yere gideceğin zaman çağırırsan gelirim. Ama diğer türlüsü olmaz . 24 saat numara yapamam. Zaten kardeşime arkadaşıma nasıl açıklarım bu durumu. " Alaz oturduğu yerde biraz daha eğilip onun gözlerine bakmaya devam etti. " Biliyorum bu görev için mecbur değilsin. Seni zorlayamam. Ama eğer kabul edersen binlerce insanın, gencin, çocuğun hayatını kurtaracaksın. Çünkü Türkiye'ye sokmak istedikleri uyuşturucu son zamanların en ölümcül malı . İlk kullanımda bağımlılık yapıyor ve şimdiden yüzlerce alıcısı var. " Ekin kaşları çatık bir şekil de Alazı dinlerkrn vicdanının sızladığını fark edip gözlerini kaçırdı. Kahretsin ki bu işi kabul edecekti. Bir sürü insanın vebalini üzerine alamazdı. Tam kabul ettiğini söyleyecekken Alaz tekrar konuştu . " Hem bu işi kaBul edersen intikam alma şansın da olacak. " Ekin adamın birden değişen gözlerine bakarken " Anlamadım " dediğin de Alaz rahat bir şekilde geriye yaslandı. " Yakalamam gereken insanların arasında Kenan da var. Senden sonra bu işlere bulaşmış. Hatta bayağı da yüksek yerlere gelmiş. Tutuklanacaklar listesin de Kenanın da Sevdanın da ismi var. Bu görev sayesin de intikam alabileceksin. Gözlerine bakarak onların bileğine kelepçe vurabileceksin . " Ekin gözleri sonuna kadar açılmış bir şekilde Alaza bakakılırken aklından milyonlarca şey geçti. Kenan ne ara böyle iişlere bulaşmıştı. Üstelik sevgilisi ile birlikte. Ve Alaz ona öyle bir bakıyordu ki adamın gözlerin de yanan ateşi neredeyse canlı bir şekil de görebiliyordu. " Ben -" " Evlendiklerini biliyor muydun? " Ekin daha da şoka girerken Alaz derin bir nefes verdi. Bölümü geçmek için tüm tuşlara basan çocuk gibi hissediyordu kendini. " Üst üste bilgileri vermek istemezdim ama bilmek senin de hakkın. Neyin içine gireceğini bilmelisin ." " Bilmiyordum. Açıkcası onun ne yağtığı pek umrumda değil. Ben kendi yoluma bakıyorum . " Alaz sinirle gülümseyip tekrar ona doğru eğildi ve biraz daha ileri gidip ellerinden tuttu . " Ben de önüme bakıyorum Ekin . Ama hayallerimi benden çalan insanların mutlu olmalarına da izin vermeyeceğim . " Ekin adamın gözlerin de yanan ateşten biraz da olsa korkarken zarifçe ellerini ondan geri çekti. Oturuşunu düzeltip " Tmam. Size yardım edeceğim. " dediğin de Alaz zaferle gülümsedi. " O zaman ayrıntıları konuşalım . Mesela bir süre şehir dışında olacağız. İşlerini ayarlasan iyi olur " &&& Emre Sinirden kıpkırmızı bir şekilde toplantıdan çıkarken hazan da hemen yanında kısa boyu yüzünden oğlanın peşinden koşturuyordu. Toplantı pek de iyi geçmemişti. Aylardır olduğu gibi. Kenanın şirketten gitmeden önce attığı kazık yüzünden uğraşmak zorunda olduğu ortağı Ateş Bey yüzünden her toplantı da sinirleri geriliyordu . Gerçi adam toplantılara kendi de girmiyor, yardımcısını gönderiyordu . Emre kenanın gitmesinden sonra İngiltere'de ki şirketi bırakıp tamemen buraya gelmiş Kenanın batırdığı işleri toparlamak için kolları sıvamıştı. Şirketin ceo su seçilmişti ve işleri çok yoğundu. Ama her işin de Ateş Bey mutlaka sorun çıkarıyordu. Emre hızla elini kapıya atıp bir hışım odasına girdi. Arkada kalan Hazan ise kapının önünde durakladı. Açıkcası içeri giresi yoktu. Emre son zamanlarda da sürekli sinirliydi ve sürekli herkese bağırıyordu . Hazan da dahil. Şu an da sinirliydi. Belki de onu biraz yalnız bırakmak iyi olabilirdi. "Hazan " Emre'nin bağırtısı ile yerinde zıplayan Hazan korku ile içeri girdi. " Buyurun Emre Bey? " " Sade kahve getir bana. " " Hemen efendim. " Kız hızla geri çıkarken Emre kendisini sandalyeye attı. Başı ağrıyordu . İşler istediği gibi gitmiyordu. Bir eli ile alnını ovarken çalan telefona gözleri kaydı. İngiltere de kalan sevgilisi arıyordu. Hemen aramayı cevapladı. Onunla konuşurken Hazan geldi ve kahvesini önüne koydu. Arkasını dönüp gideceği sırada Emre kalmasını işaret edince adamın konuşmasının bitmesini bekledi. Konuşma boyunca kahvesini için Emre Sonun da telefonu kapattığın da saatin öğleyi geçtiğini gördü ve Hazan'a baktı . " Yemeğe çıkalım. " Hazan başını sallayıp adamın önden çıkmasını bekledi. Bir süredir öğle yemeklerini beraber yiyorlardı. Hazanın zaten pek arkadaşı yoktu. Emre ise diğerleri ile anlaşamıyordu. Beraber asansörün önünde beklerken Emre cebini bir kaç kere yoklayıp oflayarak arkasını döndü. " Arabanın anahtarını unuttum bekle sen " Emre uzaklaşırken Hazan bir süre arkasından baktı. " Çok yakışıklı değil mi? " Kulağının dibinde duyduğu ses ile yerinde zıplayan Hazan hemen yanına döndü. Alt departmandaki serpil ona sırıtarak bakıyordu. " Öyle " diyerek geçiştirse de kızın aklından farklı şeyler geçiyor olmalı ki sözlerine devam etti. " Yine yemeğe mi gidiyorsunuz? Baş başa? " Hazan kaşlarını çatarak " Ne ima ediyorsun sen? " diye çıkıştığın da kız sadece omzunu silkti. " Saçma düşüncelerini kendine sakla başkalarının yanın da da konuşma. Adamın sevgilisi var " Serpil kaşlarını kaldırarak " Sevgilisi mi? " Diye sorduğun da Hazan başını salladı. " Yurt dışında. Sürekli konuşuyorlar. Yakında buraya gelecek. Siz de görürsünüz " Serpil " Yaa. Bizim de şansımız yok o zaman " derken Hazan gözlerini devirdi . O sıra da Emre yanlarına geldiğin de iki kız da dikleşip asansöre bindi. && Hazan ve Emre karşılıklı yemeklerini yerken Emre ondan şirkette olan biteni öğrenmek için anlattıklarını dinliyordu ama pek de bir şey öğrenememişti. " Sizin yanınızda çalıştığım için ben varken artık konuşmalarına dikkat ediyor herkes. Pek bir şey öğrenemiyorum. " Emre başını sallarken önün de ki mezeyi hafifçe Hazan'a itti. " Şunun tadına baksana çok güzelmiş " Hazan nazikçe küçük bir lokma alıp tadına bakarken Emre'nin dikkatli bakışları altında başını salladı. Gerçekten güzeldi. " Ben de beğendim. " Emre memnuniyetle önüne dönerken Hazanın aklına serpilin söyledikleri geldi. Emre gerçekten de kendisinden başkası ile yemek yemiyor, kahve içmiyordu. Dışarı da da şirkette de durum böyleydi. Sevgilisi olmasa acaba benden mi hoşlanıyor diye düşünebilirdi ama daha az önce adamın sevgilisi ile konuşmasına şahit olmuştu. Adam ona aşkını anlatmıştı her seferinde olduğu gibi. Kendi saçma düşüncelerine kızarak yemeğine dönerken Emre nin onu izlediğini ve kaşlarını çatan kızın neye sinirlendiğini merak ettiğini fark etmedi. &&
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD