20

2061 Words
Alaz arabayı park edeceği yere yaklaşırken yanın da gergince oturan kadına baktı. Stresten tırnaklarını birbirine sürtüyordu. " Korkacak bir şey yok. Her şey güzel geçecek. ' Ekin yanı başın da duyduğu sesle irkilerek Alaza döndü. Gerildiği gerçekti. İlk defa böyle bir şey yapacaktı. Rol yapmada çok iyi değildi ama Alaz ona kendin gibi ol demişti . Gerisini Alaza bırakacaktı. " Tamam" Alaz arabayı park edip beraber indik lerin de derin bir nefes aldı. Kendi de heyecanlıydı. " Başlıyoruz komiserim. Başarılı olma oranınız % 70 . Kolay gelsin " Alaz ve Ekin kulaklarından duydukları sesle birbirlerine baktılar. Ekin ilk defa böyle bir şey yaşıyordu. İkisine de küpe vermişlerdi ve oradan Ulaşın sesini duyuyordu. Alaz " Neden 70 ? " diye sorduğun da Ulaş bilmiş bir şekilde cevap verdi. " Ekin hanım eğitimsiz bir sivil. Yine de geçen sefer operasyonu bozmadan idare etmişti. Bence 70 çok bile " Alaz gözlerini devirirken Ekin yine gerildi. Alazın koluna girerken " Ya başaramazsam? Ya işi batırırsam " diye sorduğun da Alaz kolunu tutan elin üzerine kendi elini koydu " Merak etme. Geçen sefer Eğitimli polis dediğimiz işi batırdı ve sen toparladın. Ben sana güveniyorum. " Ekin duyduğu sözler ve elinin üzerinde ki parmaklar ile kızararak başını sallayıp önüne döndüğün de aynı sıralar da onların konuşmalarını duyan Ulaş hiç bir şey den haberi olmayan Feyza ya sıratarak bakıp bakışlarını bilgisayara geri indirdi. Alaz ise kol kola girdiği Ekinin elini halen bir eli ile tutuyordu ve farkında değildi. Ta ki içeri girdiklerin de lobi de ki görevli Ekinin çantasını almak isteyene kadar. Alaz hızla elini geri çektiğin de Ekin bir eliyle tuttuğu çantasını görevliye uzattı. Üzerin de şal yoktu bu yüzden direkt yönlendirildikleri tarafa yan yana yürüdüler. Büyük kapıdan geçtiklerin de ise kendilerini geniş bir salon da buldular. Salon çok kalabalıktı. Etrafta masalar ve ikramlar vardı. Çevredeki insanların çoğu şık giyinmişti. Alaz etrafını incelerken geçen gün yemekte konuştuğu adamın kendisine doğru geldiğini gördü. Tam önlerin de durduğun da adam gülümseyerek önce Ekinin elini sıktı. Sonrasında ise Alazın elini yakalayarak onu ortalara doğru yönlendirdi. Üçü beraber yeni tanışacakları kişilerin yanına yürürken Alaz şimdiden tüm çıkışların yerini tespit etmişti. Olası bir yakalanma söz konusu olduğun da kaçmak için yolları hazırdı. " Alaz Bey hoş geldiniz. " Alaz yanlarına geldiği adamın uzattığı elini sıkarken adamın yanında ki kadının da nazikçe elini öptü. Kadın gülümseyerek Ekine döndüğün de araların da sohbet başlamış oldu. Bir saatin sonun da üç adam ile yalnız kalan Alaz derin bir nefes vererek önüne koyulan pakete bakıyordu. İçinde ne olduğu belliydi. Alaz büyük pakete bakıp başını tekrar adamlara çevirdi. Karşısın da ki adamın bir hareketi ile başka bir adam gelip paketi alıp götürdü . Alaz bu paket ile gidecekti ve söylenen yere teslim edecekti. Bu hiç şüphesiz onun için bir sınavdı. " Antalya'ya ne zaman gideceksin? " Alaz tereddüt etmeden " Bu gece " dediğin de adam hafifçe gülümsedi. Gözleri ileride ki eşlerine takıldı. Sonra da tekrar Alaza döndü. " Gece gece yola çıkmayın. Otelimiz de sizi ağırlayalım. Sabah çıkarsınız. " Alaz planlarının değişecek olması ile gerilirken başını iki yana salladı "Eşim sabah yolculuğunu pek sevmez. Biz bu gece yola çıksak daha -" " Israr ediyorum. " Adamın baskın sesi ile Alaz sustuğun da kulağın da Ulaşın sesini duydu. " Kabul edin komiserim. " Alaz gülümseyerek başını salladı. " Pekala. Sizi kırmayalım. " Onun sözleri ile adamlar da gülümsediğin de Alaz elinde ki kadehten bir yudum aldı. Bir gözü Ekine kaydığın da derin bir nefes aldı. Onunla otel de sabahlayacak olmasına ne tepki verecek merak ediyordu. && Alaz yanında sessizce yürüyen kadına bakıp asansöre bindi. Yanların da görevli olduğu için konuşamıyordu ama Ekinin ne düşündüğünü çok merak ediyordu. Ona bu gece otelde kalacaklarını söylediğin de sessizce kabul etmiş her hangi bir yorum da bulunmamıştı. " Odanız efendim " Görevli bir odanın önün de durduğun da Alaz cebinden biraz para çıkarıp ona verdikten sonra odaya girdi. Kapıyı kapattığı an da Ekine döndü . " Bu iyi olmadı. Planlar değişti. " Ekin sıkıntılı bir şekilde ona baktı. " Ne olacak şimdi?. " " Uçak iptal " İkisinin de kulağın da duyduğu ses ile Ulaşa odaklandılar. Başından beri onlarla olan Ulaş her şeyi duymuştu. " Uçak ile uyuşturucuyu taşıyamazsınız komiserim. Yakalanma oranınız %100 . " Alaz gözlerini devirerek " Yapma ya tüh " derken onun hareketini gören Ekin gülümseyerek yatağa oturdu. Alaz ise boğazını sıkan papyondan kurtulurken Ulaş tekrar konuştu . " Yolculuğu araba ile gerçekleştireceksiniz. Biz de arkanız da olacağız. " Alaz Ulaşı onayladıktan sonra kulağında ki küpeyi çıkarırken Ekin de aynısını kendisine yaptı . Rahatlamıştı doğrusu. Birinin sürekli sizi dinlediğini bilmek insanı geriyordu. Ceketini de çıkaran Alaz sessizce duran Ekine baktı. Ortamda sessizlik oluşunca bir an ne diyeceğini bilemedi. Yanlarında getirdikleri rahat kıyafetleri de giyindikten sonra ikisi de sessizce yatağın ayak ucuna oturdu. Yan yana oturuyorlardı ama konuşmuyorlardı. Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Yarın erkenden uyanıp araba kullanacaktı ve çok yorgundu. Uyuması gerekiyordu . Gözleri tek kişilik berjere kaydığın da orada uyumayı anında eledi. Asla uyuyamazdı ve her yeri tutulurdu. Ekinin de orda uyuyacağını sanmıyordu. İkisi aynı yatakta yatacaktı. Başka çare yoktu. Bu klişeyi yaşamak zorundalardı ve Alaz daha fazla dayanamadı. " Uyusak mı? " Ekin mırıltı ile konuşan adamın sesi ile daldığı düşüncelerden sıyrılarak ona baktı. İkisi de birbirinden habersiz aynı şeyleri düşünüyordu. Başka çare yoktu ve çok uykuları vardı. Ekin sakince " Olur " dedikten sonra ikisi de ayağa kalktı. Biri yatağın sağ tarafına biri yatağın sol tarafına yöneldi . İki yandan örtüyü kaldırıp altına girdiler ve birbirlerine sırtlarını dönerek yattılar. Ekin gözlerini pencereye dikerek " İyi geceler " dediğin de gözleri duvarda olan Alaz da " İyi geceler " diyerek ona cevap verdi. Ortam sessizliğe büründüğün de Ekin gözlerini kapatmadan bir süre dışarıdan görünen gökyüzünü inceledi. Hayatında sadece kocası ile aynı yatağa gitmişti. Yıllarca beraber uyuduğu tek insan Kenan olmuştu ve onun ihanetinden sonra da aylarca yatağa tek başına girmişti. Kenanın yokluğu pek Ekin için fark etmemişti çünkü Kenan uyurken temas seven biri değildi. Seviştikten sonra bile duşunu alır yüz üstü döner uyurdu. O yüzden Ekin boşandıktan sonra tek başına uyumaya çok çabuk alışmıştı. Şimdi ise yine bir erkekle aynı yataktaydı. Rol icabı kocası da olsa Alaz yabancı biriydi ama Ekin ona güveniyordu ve sorgusuz sualsiz onunla yatmayı kabul etmişti. Alazın yerinde başka bir polis olsaydı onu kesinlikle o berjerde uyutacağını bilen Ekin Bu adama ne zaman bu kadar güvendiğini sorgulamayı sonraya bıraktı. Gözlerini kapatırken Alazdan yayılan parfümü içine çektiğini farketmeden uykuya daldı. Alaz boş boş duvara diktiği bakışları ile kafasından bin türlü şey geçirdi. İkinci görevleri de başarı ile geçmişti. Şimdi sıra da daha zor görevleri vardı. Yavaşça kıpırdanıp hafifçe arkasına döndü. Yatağı çok sarsmadan yan dönüp yastığına yerleşti. Şimdi görüş açısında Ekinin sırtı vardı. Uzayan saçları yastığa dağılmış düzenli nefesler alıp veriyordu . Onun çoktan uykuya daldığını anlayan Alaz düşünmeye devam etti. Sevdadan önce kız arkadaşları olmuş ve bir kaçı ile beraber uyumuştu. En uzun ilişkisi ise sevda ile olmuştu. Yıllarca onunla uyumuş onunla uyanmıştı. Ama ona yaptıklarından sonra Alaz aylarca kimseyi yatağına almamıştı. Tek başına uyumaya alışmıştı da. Şimdi ise görev icabı da olsa bir kadınla aynı yataktaydı. Güzel bir kadınla. Ekin ile. Alaz istemsiz bir şekil de yatakta ona doğru kaydı ve burnunu saçlarına doğru uzattı. Kadının kokusunu içine çekerken gözlerini kapattı ve huzurlu bir uykuya daldı . && Ekin kulağına dolan alarm sesi ile yüzünü buruştururken henüz uyanmayan beyni ile yatağına iyice gömüldü. Alarm ısrarla çalmaya devam ederken Ekin bıkkınlık ile yan dönmeye çalıştı ama onu engelleyen bir şey vardı. Sıcaklamıştı ve hareket edemiyordu. Kaşlarını çatarken kulağının dibinde gittikçe yükselen ses ile gözlerini araladı. İlk karşılaştığı şey dağınık siyah saçlar oldu. Göğsünde bir kafa yatıyordu. Sıtından beline sımsıkı sarılmış kollar ve bacaklarının üzerin de bacaklar vardı. Ekin ilk bir kaç saniye ne olduğunu algılayamadı. Yavaş yavaş uyanan beyni ile göğsüne kafasını gömen kişinin Alaz olduğunu algılayan Ekin şokla gözlerini sonuna kadar açtı. Uykularında birbirlerine dönmüş olmalıydılar ama hangi ara birbirlerine dolandıklarını bilemiyordu. Birileri ile bu şekilde yatmaya alışık değildi. Bir an ne yapacağını şaşıran Ekin Yavaşça onu göğsünden ayırmaya çalışsa da adamı yerinden kıpırdatamayınca kafasını yastığa geri koydu . Kendisi de ona sarılmıştı ama kolları serbestti. O yüzden kollarını kendine çekip düşünmeye başladı. Eğer Alaz uyandığın da halen aynı pozisyonda olurlarsa çok utanırdı ama adamı kendisinden nasıl ayıracağını da bilmiyordu. Alarm halen çalıyordu ve Alaz hiç kıpırdamamıştı bile . Ekin içinden Bu nasıl polis diye geçirirken onun uykusunun bu kadar ağır olmasına şaşırdı. Aradan geçen beş dakikanın ardından alarm kaçıncı olduğunu bilmediği seferini tekrarlarken Alaz sonunda kıpırdanmaya başladığın da onun kıskacından halen kurtulamamış olan Ekin hızla gözlerini kapattı. Alaz kıpırdanmaya devam ederken önce adamın burnunu göğsüne sürttüğünü hissetti. Tişörtünün üzerinden hissettiği temasla heyecanlanan Ekin kendini sakinleştirmeye çalıştı. Alaz ise bir süre duyumsadığı kokunun kaynağına gitmek için bilinçsizce burnunu sürteken gözleri yavaşça açıldı. Gözleri bir çift tepeyi seçtiğin de irkilerek kafasını kaldırdı. Ekinin uyuyan yüzünü gördüğünde " Ha siktir " diyerek ondan yavaşça uzaklaştı. Kadına bebek gibi sarılmıştı. Kollarını kendine çektiğin de halen çalan alarma uzandı ve kapattı. Güneş yeni doğuyordu ve yola çıkmaları gerekiyordu. Alazın gözleri az önce yattığı yere kaydığın da içinden tekrar küfretti. Resmen Ekinin kucağında deliksiz uyumuştu. Kendisine kızarak yataktan çıktı ve boğazını temizleyerek kıza seslendi. " Ekin uyanman lazım " Adamın sesini duyan Ekin ise yeni uyanıyormuş gibi rol keserek yataktan doğrulurken Alaz kıyafetlerini alıp banyoya ilerlerken konuştu. " Günaydın. Hemen yola çıkmamız lazım. Yol üzerin de bir şeyler alıp kahvaltı yaparız " Banyoya giren adamın ardından bakan Ekinse tuttuğu nefesini bırakarak rahat bir nefes aldı. Daha beraber kaldıkları ilk sefer de sarmaş dolaş uyanmışlardı . Dua ediyordu ki kalacakları ev de odaları ayrı olsundu. Yoksa her sabah numara yaparak uyanamazdı. && Mahir elin de ki son parçayı da yerine koyduğun da doğrulup odaya baktı. Oğuz ile birlikte Alaz ve Ekinin kalacağı evi düzenliyorlardı ve işleri neredeyse bitmişti. Gerçi normalde çoktan bitmesi gerekiyordu ama eve girdiklerin den beri sürekli bir şeyler ters gitmişti. Sürekli saçma kazalar yaşanıyordu ve hepsinin merkezinde de Oğuz vardı. Mahir artık oğlanın uğursuz olduğunu düşünüyordu. Oğuz eline ne alsa çalışıyor olan şey birden bozuluyordu. Saatlerdie kaç tane eşya kırılıp bozuldu sayamamıştı. En sonun da Mahir Oğuzu koltuğa oturtmuş ve hiç bir şeye dokunmamasını tembihleyip tek başına yerleştirmeye başlamıştı. Sonun da biten iş ile sevinerek salona yürüdüğün de Oğuzu koltuğun üzerin de uyuklarken bulan Mahir sinirlenerek oğlanın ayağına bir tekme savurdu. Hafif bir şekilde vursa da uykuda olan Oğuz için darbe fazla gelmiş gibi oğlan birden sıçrayarak yerinden kalktı. Ani hareket ile ayağa kalktığın da ise hemen başında dikilen Mahirin göğsüne kafasını çarpan Oğuz acı ile inlerken Mahir düşmesin diye oğlanı kollarından tuttu. Mahir sinirlenerek " Bir yerin de dur anasını satayım " diyerek Oğuzu kendinden uzaklaştırıp kollarını bıraktığın da Oğuz acıyan alnını ovarak neler olduğunu idrak etmeye çalıştı. Anladığın da ise kaşlarını çatarak Mahire baktı. " Niye ayağıma vuruyorsun sen. İnsan böyle mi uyandırılır? " Mahir gözlerini devirirken arkasını dönerek kapıya doğru yürüdü. " Çok konuşma da yürü. İşimiz bitti. " Oğuz etrafına hızla bakıp yerleştirilmiş eşyalara göz gezdirerek Mahir'i takip etti. İkisi beraber evden çıktığın da Mahir kapıyı kilitleyip Oğuz ils beraber arabaya bindi. Antalya halen çok sıcaktı ve Mahir sıcağı hiç sevmiyordu. Oğuz ise soğuktan nefret ettiği için sıvak havalardan çok memnundu. Burada Çalışacakları bir ofis yoktu. Hep beraber bir apartman dairesinde kalacaklardı. Oğuz ve Mahir önden gelmiş eşyaları ve kalacak yerleri ayarlamışlardı. Ev Alazların kalacağı eve on dakikalık mesafedeydi. Bilinçli olarak bu mesafeyi seçmişlerdi. Ne fazla yakın ne fazla uzaklardı. Arabayı park ettiğin de Oğuz ile birlikte apartmana yürüdüler. Daireleri üçüncü kattaydı. Asansöre binerken Oğuz özellikle düğmelerden uzak duruyordu. Bunu fark neden Mahir nedenini bilmese de sorgulamadan inecekleri Kata geldiğin de hemen kapıdan çıktı. Oğuz da onu takip ederek dairelerine geldiklerin de kapıyı Feyza açtı. Normal de Feyza Mahirin yardımcısıydı ve evi düzenlemeye onunla gitmesi gerekiyordu ama Feyza bir inatla o eve girmek istemiyorum diye tutturmuştu. Tuğra başkomiser olsaydı bu şekilde şımarıklık yapamayacağını bilen Mahir yine de ses etmemiş ve yanına Oğuzu almıştı. Hoş onun bu kadar sakar olduğunu bilseydi asla onunla gitmez Feyzayı zorla götürürdü. Feyza kendisi ve Nihal için ayrılan odaya girerken Mahir salonun ortasında düzenlenmiş bilgisayarlara bakarak iç çekti. Koca salonu kaplayan teknolojiye bakıp Ulaşın salonda yatıp kalkacağını tahmin ederek kalan iki odaya baktı. Birin de Tuğra başkomiser kalacaktı ve geriye tek bir oda kalıyordu. Sıkıntılı bir nefes alarak hemen arkasında kendi kendine sırıtarak duran Oğuz'a baktı. Bir tane oda kalmıştı ve görünüşe göre Oğuz ile paylaşacaktı. Başına bir iş gelmeden bu operasyonu bitirebilmek için dua eden Mahir kalacakları odaya doğru yürüdü. Allah yardımcısı olsundu . &&
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD