11. Karışıklık

1535 Words
Yatağa yeniden yaklaşıp , bir hışımla ona saldırdım ve onun belinde ki kılıcı alıp , onun boğazına tuttum . “ Kimsin sen ? ” dedim , ona yeniden . “ Aron . ” dedi ve devam etti . “ Beni hatırlamıyor musun ? ” dedi yataktan ayağa kalkarak . Aron . . Aron , Zoya’nın yatağında ki isim . “ Hayır hatırlamıyorum . ” dedim ve kılıçla onu duvara sıkıştırdım . “ Kapıyı kilitle anlatacağım . ” dedi sakin bir sesle . Fısıldayarak konuşuyordu . Ona bakarak , arkaya adımlayarak kapıyı kilitledim ve yeniden yanına yaklaştım . “ Bana kılıç çektiğine göre gerçekten de beni hatırlamıyorsun . Ne oldu sana Zoya ? ” dedi bana yaklaşarak . Onu daha fazla kendime yaklaştırmadan duvara ittim . “ Beni nereden tanıyorsun ? Kimsin sen ? ”diye tısladım resmen . Zaten Adel’in beni sinirlendirmesi bir yana bu herif bir yana . Sinirlerim alt üst oldu . Beni sakinleştirmeye çalışarak kılıcı elimden aldı ve beni yatağa oturtup yanımda oturdu . Elimden tutup , “ Nişanlınım senin . “ dedi sakin bir sesle . Ne nişanlısı bu ? “ Benim nişanlım Adel sen kim oluyorsun ? ” dedim . Alay mı ediyor bu benimle . “ Hayır Zoya . 15 yaşındayken seninle nişanlanmıştık . Bir birimizi çok seviyorduk ama sonra . . ” deyip derin bir nefes aldı ve gözleri dolarak bana baktı . “ Ama sonra ne ? ”dedim çenesinden tutup yüzünü bana döndürdüm . “ Adel . . Adel . . sen hafızanı mı kaybettin ? ” dediğinde ben başımı salladım . “ Ben Adel’in kardeşiyim . İkinci Prenstim . Biz evlenecektik ama Adel beni ağır yaraladı ve ölüme terk etti . ” derken ağzım açık kalmıştı . “ O böyle bir şey yapmaz . ” dedim . Hafif gülümseyerek , “ Sen onu tanımıyorsun . ” dedi ve yüzünü kapattığı siyah maske ile oynayarak , “ Onun Kral olmak istemesi . Güç ve altın istemesi bizi mahvetti . ” dediğinde inanmıyormuş gibi ona baktım . Yalan söylüyor gibi de bakmıyordu . “ İkimizi ayırdı . Hatta senin abin de öldü . Benim ailem . . bir ben kaldım bir sen . ”derken şok olmuş gibi ona bakıyordum . “ Ne diyorsun sen ? ” diye ayağa kalktım . Zoya’nın abisi mi vardı ? Evet sanırım böyle bir şey anlattılar bana . Hayal meyal hatırlıyorum . Ama Bunları bilmiyordum . “ Senin hafızanı kaybettiğini öğrenmiş olmalı ki seninle nişanlandı . Seninle evlenip iki krallığa da hükmetmek istiyor . ” derken ne yapacağımı bilmeyerek ona baktım . “ Şaka dimi bunlar ? ”derken kapım açılmak için zorlandı . Açmayınca da tıklattı . Aron hemen camdan atlayıp , “ Geri geleceğim Zoya . ” diye gitti . Kapımın sesi beynimde yankılanınca kendime geldim ve kapıya yürüdüm . Kapını açıp ona ters ters baktım . İçeri geçmek isterken onu durdurdum . “ Bir şey mi söyleyeceksiniz kralım ? ”diye sordum sinirle . Söylenenleri daha hazmedememiştim . “ Bu kapı neden kilitli ? ”dedi sinirle bana bakarak . “ Burası benim odam . ” dedim ve onu geçmesine izin vermeden . Sinirle gülümseyerek , “ Burası benim krallığım ! ” dedi . Ukala pislik . “ Benim odam size yasak ! ” dedim ve içeri geçip kapıyı yüzüne kapattım . Hemen kilitlediğimde sinirle kapıma tekme atıldı . Belki de yumruk atmıştır . Beni ilgilendirmez yaptıkları . Biraz sonra yan odanın kapısının çarpılma sesi geldi . Delir Kral Adel . Geber yakın zamanda . Hızla yatağa yaklaştım ve açıkta kalan camdan , aşağılara falan göz gezdirdim . Gitmiş . Beni bir çok soru ile baş başa bırakıp gitmiş . Lanet herif . Ondan daha fazla , daha çok şey öğrene bilirim . Acaba bir daha ne zaman gelecek . Aklımda olan soruları ona sora bilirim belki de . Saçlarımın beyazlığını , belimde ki damganı ? Belki de o cevap vere bilir . Peki söyledikleri doğru mu ? Adel bunu yapar mı ? Arlond’u ele geçirmek için mi benimle evlenmek istiyor . Ailesini öldürdü mü kral olmak için ? Soru üstüne soru geliyor ama cevaplayan yok . Aklım , sorularım karanlığa gömülmüş çığlık atıyorlar ama seslerini duyan yok . Kaybolmuş gibiyim . Bu hayat , bana bir şanstan çok , görev gibi geliyor artık . Zoya’nın gizemini çöz diyor . Çözmezsen kaybolursun diyor . Mahvediyor . . . Camı kapatıp yatağa oturdum . Aron’un söyledikleri ne kadar doğru bilmiyorum ama içime bir şüphem düşürdü . Adel bana kötü davranıyor ama hastalanınca da bana iyi bakmıştı . Belki de ben ölürsem kral olamaz diye iyi baktı bana . Sonuç da beni düşünmedi , kendini düşündü . Aptalım ben . Duygularım karışmış durumda . İhanete uğramış gibi hissediyorum . Canım acıyor nedense . Acaba Zoya bunları biliyor muydu ? O ne hissetmişti ? Belki de yıkılmıştır . . . . Düşüncelerimi bölen şey kapının tıklanması oldu . Çok nazik tıklanıyordu . Acaba bir hizmetçi mi diye geldim kapını açtım ama karşımda Adel’i gördüm . Arkası dönük bir şekilde yayını ve okların götürdü . “ Okunu ve yayını al . Bakalım ne kadar iyisin . ” deyip bana baktı . Kapıyı kapatıp yatağın yanında ki çekmecenin altından anahtarları götürdüm . Sandığımı açıp yayı ve okumu aldım . Sonra kapatıp anahtarları da kendimle aldım . Beyaz gardıroptan pelerin alıp giyindim . Kapının anahtarlarını da , diğer anahtarların yanına geçirdim . Her geçen gün anahtarım çoğalıyordu . Her anahtar bir sırrın kapısın açacak gibiydi . Her anahtar bir sırrı saklıyordu . Dışarı çıkıp kapıyı kilitledim ve anahtarları boynuma astım . Elbisenin içine bırakıp , pelerinimi kafama geçirdim . Adel’e bakmadan kapıya yaklaştım ve onu bekledim . İlk kez dışarı çıkacaktık . Bu sarayı gezme şansım olur mu acaba . Benimle konuşmadan kapıyı açtı ve benim çıkmamı bekledi . Kapıdan geçip merdivenlerden aşağıya doğru yürümeye başladım . O da kapıyı kilitleyip bana yetişti hatta beni geçti . Önümde yürürken hizmetçiler sürekli baş eğiyordular ona . Ondan korkmuyordular hatta ona sevecenlikle bakıyordular . Adel ailesine taht uğruna kıyacak biri gibi gözükmüyordu . Daha çok acı çekiyor gibiydi nedense . Belki de onun sürekli sinirli olmasından öyle anlamış olmalıyım . Çok sinirli ve çok sakin insanların geçmişinde çok büyük olaylar olur , diye öğrettiler bana . Ondan yola çıkarak Zoya’nın geçmişin merak ediyorum . Çünkü ona korkarak ve nefret ederek bakıyorlar . Ne yapmış ola bilir ki o kadar insana ? Arka bahçeye çıkıp eğitim yerine gelmiştik . Kimse yoktu burada . Hatta eğitim yeri de değildi burası , bir ormanlıktı ve mavi işaretli , ağaçlar vardı . Hava kararsa da ormanı , büyülü taşlar ışıklandırıyordu ve buraya ayrı bir hava katıyordu . Büyüleyiciydi bir sözle . Hava son derece serin ve ferahtı . Burnumun ucu soğumuştu gerçi . Her an hapşıra bilirdim . Arlond krallığında , hava hep ılıktı . Böyle üşümüyordu kimse . Dikkatimi çeken , burada hava böyle soğukken , onlar açık giyiyorlardı . Acaba soğuk onlara etki etmiyor muydu ? Ben ateş elementinden geliyorum ama üşüyorum . Bu da çok garipti . Sanırım saflığımı kaybettiğimden dolayıydı bu da . Keşke bende onlar gibi bir elementi kontrol ede bilseydim . Bu çok harika olurdu sanırım . Adel yayını ve okunu çıkardı . Uzakta olan bir ağaca nişan aldı ve atışını yaptı . Tam mavi boya ile işaretlenmiş yere vurmuştu . Tam isabet . İyi nişancıydı , anlaşılan . Atışını yaparken hiç kendini kasmamıştı . Tabi o kadar olacak , sonuçta bir kral . Bana bakınca hemen yayı ve oku çıkardım ve atışımı yaptım . Benim metalden yapılmış okum , onun ağaçtan yapılmış okunu kırmıştı ve tam ortasına denk gelmişti . Arkamı dönüp gülümseyerek ona baktım . O da bana gülümseyerek ve gururla bakıyordu . Durun bir dakika gülümseyerek bakıyor . İlk kez onu gülümseyerek görüyorum . “ Sizden daha iyiyim . ” dedim küstahça . Zaferimin tadını çıkarıyordum . Yürüyerek , ağaca doğru gitti ve benim okumu çıkardı , inceledi. “ İyisin ama benden daha iyi değilsin . ” deyip oku kontrol ederek devam etti . “ Arlond savaş silahlarıyla biliniyor . Çok güçlü bir ateşle dövülmüş silahlar , metalden yapılıyor . Ama Seliya saflığı ve zengin hazinesiyle bilinir . ” dedi sakin bir sesle ve okumu bana geri verdi . Oku bende incelerken ona , “ Oraya hükmetmek ister misin ? ” dedim . Ağzından laf almaya çalışıyordum . Hazır fırsatını bulmuştum . Kendi kırılmış okunu ağaçtan çıkararak , “ Seninle evlenince ora benim olacak zaten . ” derken boğazıma bir düğüm oturdu . Yutkunmaya çalışarak ona , “ Benimle neden evlenmek istiyorsun ? Beni seviyor musun ? ” dedim oka bakarak . Nedense kendimi kötü hissetmiştim ve ondan gelecek cevap için kalbim sıkışıyordu . “ Hayır seni sevmiyorum . ” dedi kırılmış okunu biraz daha kırarak . Ani bir dalga yemiş gibi nefesimi tutmuştum . Kendimi toplayıp ona , “ Krallık için mi evleniyorsun benimle ? ” dedim . İşte merak ettiğim sorunu sordum ona . Eğer evet derse . . . Aron’a inanacağım . . . Bana dikkatle bakarken , ben de ona baktım . Bir birimizle göz göze gelmiştik . “ Hayır krallık için değil . Hafızanı kaybetmeden önce büyük bir sır biliyordun . Onu öğrenmek için . ” dedi açık açık ve bu söylediğinde çok ciddi gözüküyordu .
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD