' Bu kadar hızlı rüyaya dalmış olamam. ' dediğinde beni gülümsetti.
' Fesat mı anlasam?' derken sadece şaka yapıyordum. Hep ismimle ilgili şakalar bana yapılırdı ama asıl benim hakkımdı bu şakalar. Hafifçe geri çekildim.
' Yaklaş Deniz. Duvar buz gibi. '
Usulca yaklaştı. Birinin sizi incitmek istememesi harika bir histi. Gerçi sonunda en büyük yarayı da o kişilerden alırdı insan. Çünkü birine ne kadar güvenirsen o kadar büyük olurdu hayal kırıklığı. Deniz beni asla hayal kırıklığına uğratmaz diyemezdim. Bu bazen insanın elinde olmazdı. Hiç kimse bizim hayallerimizdeki gibi olmak zorunda değildi. Biz sevince o kişiyle ilgili hayal kurmayı abartıyorduk ama Deniz beni incitmemek için elinden geleni yapardı.
' Bana güvendiğin için teşekkür ederim Rüya. '
'Ben sana teşekkür ederim. Sen olduğun için. '
Tekrar ona sokuldum. Elimi kazağının içine kalbinin üzerine koydum. Birine en güzel teşekkür kendi olduğu için teşekkür etmekti sanırım. Böyle insan gerçekten azdı ya da bana denk gelmiyordu. Denk gelen insanlar var mıydı acaba? Bütün kalabalığımın içinde aslında o kadar yalnızdım ki... Hiç kimseyi gerçekten tanıdığımı düşünmüyordum. Kendimizi bütün çıplaklığımızla olduğumuz gibi gösterebileceğimiz insanlar yoktu ya da biz o kadar cesur değildik.
' Tenim yanıyor sanki. ' dediğinde kafamı kaldırıp ona baktım. Ben farklı düşüncelere daldığım için konudan kopmuştum sanırım. Deniz anlamadığımı fark edince cümlesini açıkladı.
' Elini koyduğun yer alev alev yanıyor. Elin mi çok sıcak. '
' Aksine bende kansızlık var. Ellerim ve ayaklarım hep soğuktur. Sıcak olan sensin. Tabii bu yakınlıktan ateş basmış olabilir ona bir şey diyemeyeceğim. '
Her şeyi pat diye söyleyebiliyordum. Deniz' in utandığını fark ettim. Bana göre çok daha naifti. Aslında sert ve serseri yanları vardı ama ikili ilişkilerde hassas olabiliyordu.
' Rahatsız olduysan...' dediğinde dudaklarına küçük bir öpücük kondurup onu susturdum. Sonra birden durdum. Bu küçük öpücükle yetinmek istemediğimi fark ettim. Bu öpücükle bile elimin altında hızlanan kalbi çok daha fazlasını hak ediyordu. Kendi düşüncemi kendim fesat anlayınca gülümsedim. O kadarda değildi yani. Ben sadece daha uzun bir öpücükten bahsediyordum.
Deniz' i kendime döndürüp tekrar dudaklarımızı birleştirdim. Elimi göğsünden çekmiştim ama kazaktan çıkarmadım. Bu kez sırtına sarılıyordum. Yüzlerimiz arasında çok az bir mesafe kalacak şekilde ayrıldık. Dudaklarımız hala birbirine değiyordu.
' Böyle uyuyabilir miyiz? ' diye sordu.
' Ben dayanamam ki öperim. ' dedim muzip bir ses tonuyla.
' Bazen rolleri değiştik gibi gelmiyor mu sana da?'
' Hayır gelmiyor. Çünkü sen böyle şeyleri söyleyemezsin. '
Deniz söylemek yerine dudaklarımızı birleştirdi. Dudaklarımı araladığımda dili dudaklarım arasından süzülüp dilime ulaştı. Dilimi emmeye başladı. Ardından ben onun dilini emmeye başladım. Eli kazağın altına girdiğinde sadece belimdeydi ama kendini geri çekmeye çalıştı. Sanırım izin isteyecekti. Dilini hafifçe ısırıp geri çekilmesine izin vermedim. Ne demek istediğimi anlamıştı. Eli sırtıma çıktı. Hafif hareketlerle okşuyordu. Dudaklarımız ayrıldığında gülümsedim.
' Elin sürekli sütyen askısına takılıyor. '
' Kasıtlı yapmıyorum kusura bakma. '
' Yapıyorsun demedim. Açabilirsin diyecektim. '
Deniz dediğimi yapmakta bir sakınca görmedi. Çünkü kazak hala üzerimde duruyordu. Ama ben onun kazağını çıkardım.
' Tenin öyle alev aldı ki yakından hissetmek istedim. '
' Aslında karşılıklı olsun çok isterdim ama henüz erken sanırım. '
Bu cümle aslında bir soru cümlesiydi. İlişki süresi bakımından henüz erken denebilirdi. Ama Deniz ' in daha ileri gitmeyeceğini biliyordum. Ayrıca zaman çok karışık bir kavramdı ve hayat kimi ne kadar zamanı kaldığı konusunda uyarmıyordu. Kazağı üzerimden sıyırıp attığımda sütyenin açık olduğunu unutmuştum. Göğüslerim birden firar etti.
' Sütyenin arkasını takabilirim yeniden. ' dedi. Bu beni rahatlattı nedense ve onu da çıkarıp fırlattım. Deniz' e sımsıkı sarıldım. Sıcaklığında mayışmaya başladığımda ' böyle üşürsün ama. ' dedi. Kalktım. Sobaya bir kaç odun ve kömür attım. Tekrar Deniz' in yanına gittim. Hipnotize olmuş gibi beni izliyordu televizyon ışığında. Gülümsedim.
' Manzara iyi miydi bari?'
' Oldukça. Büyüleyicisin Rüya. Ayağının sakat olduğunu bile unuttum. '
Onun yanında kendimi bu kadar rahat hissetmem bile mucizeydi ki fazla da uzun sürmedi. Gerildiğimi hissettim. Her zaman kendi üzerine gitmekte iyi biri olduğum için gerginliğime aldırmadan Deniz' in yanına uzandım. Yüzyüze olmamıza rağmen sarıldık. Göğüslerim onun bedeninde eziliyordu. Ama hiç elini uzatmaması beni rahatlattı.
.....
Gözümü açtığımda Deniz uyanmış ve giyinmiş sobayla ilgileniyordu. Yorganı iyice üzerime çektim. Ses çıkarmış olmalıyım ki Deniz fark etti.
' Üşüdün mü? Şimdi ısınır oda.'
' Üşümedim aslında. '
Deniz kafasını olumlu anlamda sallayıp odadan çıktı. Hemen anlamıştı. Gece televizyon ışığında cesurdum ama şu an kendimi o kadar cesur hissetmiyordum. Hemen kalkıp giyindim. O sırada bir şey geçti..
' Fare!' dediğimde koşarak geldi.
' Sakin ol Rüya. Ben onu bulurum şimdi. Sakın koşma sen. Ne tarafa kaçtı? Korkma. Öldürürüm şimdi bulup. '
Ters ters ona baktım.
' Sen cani misin? '
Deniz şaşırdı.
' Tamam canlı yakalarız. Hem korkuyorsun hemde hala kıyamıyorsun. '
' Korkmuyorum ki. Çok küçüktü ve çok tatlıydı. Hoşuma gittiği için bağırdım.'
Deniz gülerek koltuğun kenarına oturdu.
' Sen delisin. Cidden delisin ya. Üzgünüm ama onu besleyemem Rüya. Bütün evi kemirir. '
' Aslında yakalayıp kafese koyabilirdik ama annesini ve kardeşlerini özler. Üstelik gerçekten çok küçüktü. Muhtemelen annesini emiyordur hala. Keşke annesini bulup yiyecek verebilsek. '
' Annesi büyük ihtimalle kömürlüktedir. Kömürü poşetiyle koymuştum kovaya sonu diye. Onunla gelmiş olmalı. Evde normalde fare yok çünkü. Ben yavruyu yakalamak için bir kapan alırım. Sonra da onu kömürlüğe götürür annesi içinde peynir koyarım oldu mu?'
Gülerek kafamı olumlu anlamda salladım. Deniz kafasını iki yana salladı. Muhtemelen içinden deli bu kız diyordu.
' İstersen sana hamster alabilirim Rüya. '
' Hayal büyüyünce sorun olur. Sürekli kafeste tutamayız. Onlar çok hareketli hayvanlar aslında. Üstelik çalışma şartlarımız iki çocuk bakmaya uygun değil.'
Deniz bir an dalıp gitti. Ayağa kalkıp onu dürttüm.
' Nereye daldın böyle?'
' Sadece hayal kurdum Rüya. '
' Dediklerim ile ilgili bir rüyaysa hiç kurma. Ben evliliğe inanmıyorum. '
Gülümsedi ama buruk bir gülümsemeydi.
' Evliliğe inanmıyorum biraz tuhaf oldu sanki. Gözle görülen, bir çok kişinin yaşadığı bir şeye inanmamak yani. Buzdolabına inanmıyorum gibi oluyor..'
' Ne demek istediğimi biliyorsun bence Deniz. '
Konuyu uzatmadık. Uzatırsak tartışma çıkardı. Deniz aile insanıydı bense aile durumundan fazlasıyla sıkıntılı. Bir gün Deniz' i baba olarak görmek isterdim ama o çocuğun annesi olmaya niyetim yoktu.
....
Bir hafta sonra...
Dün iyileştiğime zor ikna etmiştim Deniz' i. Soluğu önce okulda sonra işte aldım. Bugün Çağlar' la gösteri yapmıştık. Bir haftadır Deniz' le birlikte uyuyordum ve buna alışmak beni tedirgin ediyordu. Ne kadar Deniz' in evinde o yokken çalışmaya devam etsem de ayağım fazla çalışmaya izin vermemişti. Mekandan Çağlar la birlikte çıktık. Onun evine gittik. Biraz dans çalıştık. Yeni bir kareografi üzerine konuştuk. Saat geç olduğu için onda kaldım. Sabah oradan okula gittim. Akşam Deniz' le sahne alacaktık. Ona güzel bir haberim vardı ayrıca. Deniz son dakika geldi. Son derece soğuk davranıyordu. Gösteriyi tamamlayıncaya kadar bir şey demedim. Üzerimizi değiştirdik. Dışarı çıktığımızda daha fazla dayanamadım.
' Sorun ne Deniz?'
' Dün gece neredeydin?'
' Çağlar ' daydım. Dans çalıştık. Sonra da orada kaldım. Şarjım bitmiş. Ters bir şey mi oldu? Ulaşamadın mı?'
Öfkeliydi. Aniden durdu. Bende durdum.
' Ulaşamadım. Ulaşamayınca kalkıp evine geldim ama kapı duvardı. '
' Deniz sorun ne? Ben öyle her dakika elinin altında olacak bir kız değilim bunu biliyorsun. '
' Bu elimin altında olmak mı Rüya. Sevgilimin nerede olduğunu bilmiyorum. Başına bir şey gelse haberim olmayacak. '
' Gelmedi işte. Boşuna uzatıyorsun.'
' Boşuna falan uzatmıyorum. Ayrıca o heriften hoşlanmıyorum. Sende bunu gayet iyi biliyorsun. '
' Eee biliyorsam ne olmuş Deniz. Ne sanıyorsun. Sevgili olunca kimlerle arkadaş olacağımıza senin karar verme hakkın olduğunu mu?'
' Başka bir arkadaşın hakkında tek bir söz söyledim mi?'
' Başka bir arkadaşımı tanımıyorsun ki tanısan eminim onlara da söylersin. Ama ben böyleyim Deniz. Evet şarjım bitmese iyi olurdu. Merak etmeni istemezdim. Ama sana iyi olduğum dışında vereceğim bir rapor yok. '
' Rapor mu oldu şimdi adı? Sevdiğim kızın nerede olduğunu bilmek istiyorum. '
' Üzgünüm o kadın ben değilim. ' dedim ve ters yöne yürümeye başladım. Sanırım bir ilişkide böyle sonlanmıştı.