İLK ETAP

1542 Words
İki gün sonra.. Ne aradık birbirimizi ne de mesaj attık. İkimizinde söyleyeceği bir şey yoktu. O Deniz' di. Bende bendim işte. Kimseye hesap vermesi gerekmemiş bir şahıs. Nerdeyse hafta iki kez ailesiyle görüntülü konuşan birinin benim bu kadar kafama göre yaşamamı anlaması pek kolay değildi. Deniz' in bir kız kardeşi vardı. Sürekli mesajlaşıyorlardı. Yeni evliydi ama abisine çok düşkündü. Kocasından çok abisini arıyor soruyor olabilirdi. Kısacası aile bağları kuvvetliydi. Büyük ihtimalle yarım saat geç kalsa annesi aramaya başlıyordu beraber yaşadıkları süre içinde. Farklı yetişme tarzları her zaman sorun olan bir şeydi. Bizde de olmuştu. Birinin beni merak etmesine alışık değildim. Hesap sormak gibi geliyordu. Hesap vermeye de alışık değildim. Konu otomatik olarak en başında tıkanıyordu. Deniz' e söyleyeceğim şeyi de söyleyememiştim. Günler geçiyor ve zaman daralıyordu. Tabii bizim görüşmememiz bir yere kadardı. Birlikte çalışıyorduk sonuçta. Mekana geldiğimde Deniz ' in benden önce geldiğini gördüm. Ne diyecektim? Nasıl başlanırdı söze? Sana bir diyeceğim var. Sana bir haberim var. Yok böyle olmuyordu. Akıl tutulması yaşıyordum. Ben kendini bu kadar kasan biri değildim. ' Selam. ' dedim. En mantıklı bu gelmişti. ' Hoş geldin. ' ' Hoş mu geldim bilmiyorum ama hoş bir haber getirdiğim kesin. ' Deniz kafasını kaldırıp bana baktı. Ama bir şey demedi. Ne diyeceğimi bekliyordu. Bende konuşmaya devam ettim. ' Staj yaptığım kanalı biliyorsun. Büyük bir kanal. Çok büyük bir projesi var. Bir şarkı yarışması. Sende katılmalısın. ' ' Bunu mu söyleyecektin?' Durdum kaldım bir an. Sevineceğini düşünmüştüm. ' Evet. Hem iyi bir para ödülü verecekler hemde albüm yapacaklar. Sen ne söyleyeceğimi sandın ki? ' ' Hiç. ' dedi. Öyle bomboş bir şekilde sadece ' Hiç. ' Evet belki son kaldığımız noktadan buraya geçiş yapmam mantıklı gelmemişti ama o konuya girmek iyi bir fikir değildi. Deniz bunu anlamıyordu. Kavgalar bir yere varmazdı genelde. Sadece biri geçici olarak geri adım atar ve olaylar bir süre için durulurdu. Ama kimse değişmediği için yine benzer bir sorun olduğunda bu kez daha şiddetli nüksederdi. ' Özür dileyeceğimi düşündüysen suçlu olduğumu sanmıyorum. Ben zaten hiçbir zaman benden iyi bir sevgili olur sözü vermedim. Aslında kötü bir şey yaptığımı da düşünmüyorum. ' ' Sadece özledim yeterdi Rüya. Senden özür beklemiyordum. Ama ben özür dilerim. Seni bu ilişkiye zorlayan taraf olduğumu unutmuşum. ' Sıkıntıyla nefes verdim. Sevinir sanıyordum. Ama o bir an düşünmemişti bile. Bu yarışma onun için bir dönüm noktası olabilirdi. ' Zorlama falan yok. Bana zorla hiçbir şey yaptırılamaz bunu hala anlamadın mı? Yarışmaya katılmayacak mısın?' ' Zorlama yoksa niye ben zorlanıyorsun gibi hissediyorum. ' ' Zorlanıyorum. Çünkü alışık değilim. Ama beni zorlamadın. İstemediğim şeyleri yapmayacağımı ikimizde biliyoruz. '.. ' Bir şeyi yapmak isteyince ne olursa olsun geri durmadığını bildiğimiz gibi. ' ' Konu yine Çağlar' a gelecekse Deniz... ' Çağlar konusunun kapanması zor değildi aslında ama bugün Çağlar kapansa yarın başka biri açılacaktı. ' Hoşlanmıyorum. ' Deniz nadiren bu kadar keskin konuşurdu. ' Haksızlık ediyorsun. Bir kez sevgilim sandın. Geçmedi bir türlü gerginliğin ondan sonra. Bunu Çağlar istediği için söylüyorum. Yoksa asla söylemezdim. Çağlar dedi ki; " O sevgiline söyle benim ondan hoşlanma ihtimalim senden hoşlanma ihtimalimden çok daha yüksek. " Şimdi anladın umarım.' Deniz' in bu kadar şaşırması beni hiç şaşırtmamıştı. ' Çağlar gay mi? Hiç belli olmuyor. ' ' Olmuyor çünkü ailesi böyle şeylere karşı olduğu için belli etmiyor. Sana söylemem konusunda o ısrar etti. Aramızı bozduğunu düşündü. Sorunun o olmadığını bana güvenmemen olduğunu anlatamadım. ' Deniz bana sımsıkı sarıldı. Ama kendimi geri çektim. Her şey böyle düzelemezdi. Hiçbir şey olmamış gibi yapamazdım. ' Çağlar ' ın durumunu öğrenmen senin düşünceni değiştirmiş olabilir ama bende hala aynı her şey. ' ' Çağlar ' ın durumu değil Rüya. Sana güvenmediğimi düşünmen üzdü. Ve üzülünce sana sarılma ihtiyacı hissettim. Ben üzülünce de sevinince de sana sarılmaya ihtiyaç duyuyorum. Ayrıca bu bizim ilk kavgamızdı. İlk kavgada her şeyin biteceğini düşünmedin herhalde. O kadar basit değil benim sana olan hislerim. ' Cevap vermedim çünkü düşünmüştüm. Evet sıcakkanlı kolay arkadaşlık kuran biri olarak tabir edilirdim ama insanlar aynı zamanda kolay vazgeçerdi benden. Kimse için vazgeçilmez değildim. ' Ben bilmiyorum. ' dedim. Bilmiyordum. Bundan sonra ne olacağını bilmiyordum. ' Zor sevgili oldum kolay vazgeçmem. ' dedikten sonra dudağıma kısa bir öpücük kondurdu. Ben ne diyeceğimi, ne yapacağımı bilmez bir halde öylece duruyordum. Deniz devam etti konuşmaya. ' Artık hazırlan. Zaman geliyor. Ayrıca teklif için teşekkür ederim ama o kadar iyi olduğumu sanmıyorum. ' ' Sen şaka mı yapıyorsun? Harika bir sesin var Deniz. Ve çok iyi gitar çalıyorsun. Senden daha iyi sesi olan kimseyi duymadım. ' Deniz gülümsedi. Saçımdan bir tutamı parmaklarıyla nazik bir şekilde tuttu. Dudaklarına götürüp bir öpücük kondurdu. ' Saç uçlarının kırılmasına bile kıyamadığım kadın seni kırmak istemiyorum ama gerçekten yapamam. ' ' En azından denesen. Zaten ön elemeler var önce. Hemen televizyona çıkarmayacaklar. ' ' Hayal seni özledi. Bu gece benimle gelirsen elemelere katılırım. ' Kafamı olumlu anlamda salladım. O kesinlikle eleneceğini düşünüyordu ama ben geçeceğinden emindim. ... Bir hafta sonra... Deniz' le karşılıklı koltuklarda uyuyorduk bir haftadır. Bol bol sohbet ediyorduk. Onunla konuşmak çok keyifliydi. Bana yaşadığı küçük sahil kasabasından bahsediyordu. Ailesine benden bahsetmek istiyordu ama ben bu konuda çok gergindim. Ağzım iyi laf yapardı. Arkadaşlarımın aileleriyle iyi anlaşırdım ama hepsine cici kızı oynuyordum. Ama Deniz' i yetiştiren insanlara oynamak istemiyordum. Olmadığım biri gibi görünmek. Tamam kendiyle sorunu olan biri değildim. Kötü, sevilmeyecek biri olarak görmüyordum kendimi ama ideal gelin adayı değildim. Zaten gelin adayı bile değildim ama bunu söylemek oğlunuzla gönül eğlendiriyorum gibi anlaşılabilirdi. Deniz' i seviyordum ve sevmek beni dehşete düşürüyordu. İnanılmaz ürkütücü bir durumdu. Sanki onu da kaybedeceğim gibi bir his oturuyordu bazen içime ve bu beni daha da hırçın yapıyordu. İçimden bir ses sürekli olarak hayat onu senden almadan sen kopar bağlarını diyordu. Kime iyi geldin ki Deniz' e geleceksin. Onu sevdiğimden değil ama bu endişelerimden Deniz' e bahsettim. O bana kendiyle ilgili her şeyi anlatırken benim ona hiçbir şey anlatmamam adil olmazdı. Deniz önce sahte bir sinirle kaşlarını çattı. Ardından gözlerine güneşler yerleşti. Gülümseyerek ' Bana ne kadar iyi geldiğini nasıl görmüyorsun? Sen benim aydınlığımsın. Uyanmak istemediğim rüyamsın. Sen benim Rüya' msın.' demişti. Onun bu sözlerine elbette karşılık veremedim. Bugün seçmeler vardı. Deniz sürekli karar değiştiriyordu. Sonunda neyse ki giyindi. Tam evden çıkıyorduk ki onu durdurdum. ' Tamam bu konuda yetenekli olabilirsin ama jüri üyelerini kalplerini çalmak yerine gitar mı çalsan diyorum. ' Deniz anlamaz bir ifadeyle yüzüme baktı. ' Kadın jüri üyelerine yürüyeceğimi mi düşünüyorsun Rüya. Öyle bir niyetim yok. Ayrıca senden kıskançlık belirtisi görmek çok ilginç. ' Kafamı sen iflah olmazsın dercesine sallayıp içeri döndüm ve gitarını aldım. Deniz' in yanına gittim. Gitarla hafifçe ona vurdum. ' Sen şapşiksin ya. Cidden. ' ' Şapşalın tekiyim değil mi?' Ben iltifat insanı değildim ki. Şimdi ona övgüler söylemem gerekiyor olabilirdi ama bende yetenek sıfırdı. Onun yerine içimden geleni söyledim. ' Şapşallaşmanın bu kadar yakıştığı başka birini görmedim. ' ' Sen sevgilim olduğunu için öyle geliyor. Gel vazgelim Rüya. ' Deniz' i itekleyerek evden çıkardım. Motora bindik. Gitarı sırtıma astım. Kanal binasının önüne geldiğimizde Deniz birden ' İnme!' dedi. ' Ne oldu?' ' Geri dönelim. ' Motordan indim. Anahtarı çıkarıp elime aldım. ' İn bakalım Deniz Bey. Kaçış yok. ' ' Motor böylece ortada mı kalacak. Anahtarı ver. ' ' Hallederim ben. Kusura bakma ama şu an güven vermiyorsun. ' Deniz gönülsüz bir şekilde indi. Anahtarı güvenliğe verdim. Beni tanıyordu. Sohbetimiz vardı. Motoru otoparka çekmesini rica ettim. Yarışma için ayrılmış kısıma geçtiğimizde uzun bir kuyruk vardı. Resmen yılan gibi döne döne bütün alanı kaplamışlardı. Aslında son güne yığılma olur diye bırakmamıştım ama belli ki çok rağbet görüyordu. Deniz kalabalığı görünce dönmek için ısrar etmeye başladı. O sırada yeni bir açıklama yapıldı. Kayıt stüdyosuna alınacak ve kısa birer kayıt hazırlayacaklardı. Jüri bu kadar kalabalığa böyle bir çözüm bulmuştu. Sıra Deniz ' e ancak akşam saatlerinde geldi. Deniz kayıt stüdyosuna girmeden önce durdu. ' Hiçbir şarkıyı hatırlamıyorum.' ' Sakin ol ve Eftalya yı söyle. O şarkıyı unutmuş olamazsın. Çok seviyorsun. ' ' Onu bile unuttum. ' ' Hayır unutmadın. Ben sana güveniyorum Deniz. Elemeyi geçeceksin. Lütfen sende kendine güven. İçeri gir ve bana söylüyor gibi şarkıyı söyle. ' Deniz uslu bir çocuk edasıyla kafasını olumlu anlamda salladı. İnanılmaz tatlıydı. Onu durdurdum. ' İçeri girmeden söylemem gereken bir şey var. ' ' Dinliyorum. ' ' Bana bak len. Ben seni seviyorum. ' ' Ne!' ' Ne' sine başlatma. Öyle işte. Söylemek istedim. Sende şimdi git şarkını söyle. ' ' Ben senin kalbini kazanmışım onun yanında bu ne ki. ' dedi ve içeri girdi. Bu kadar gaza geleceğini bilsem daha önce söylerdim. .... On gün sonra... Deniz o kadar umutsuz değildi. Yani ilk etapta 500 kişiye inecekti sadece. Ve bu kadarını başaracağına inanıyordu. Onu sevdiğimi söylememle ilgili beni zorlamak istemediğini söyledi. Bana resmen tatil verdi. Bu yarışma nedeniyle staj yoğun bir hal almıştı. Kayıtları önümüze koydular ve sesleri belirgin şekilde detone olanları ayırmamızı istediler. Binlerce kişi gelmişti ve jüri üyelerinden biri sonunda patlayıp ' Tek bir kişinin kazanacağı bir yarışmaya bu kadar insanın geldiğini göre göre düğünde şarkı söylese domates atılacak insanlar neden gelmişler. ' demiş ve sonrasında kayıtları dinlerken resmen sinir krizi geçirmişti. Doğal olarak ilk eleme bizlere düşmüştü. Yaklaşık elli kişiydik. Ve şans eseri Deniz' in kaydı bana denk gelmişti. Gözümü kapatıp dinlemeye daldım. Harika söylemişti. Eğer o gün yarışmanın sonuçlarını bilseydim o kaseti yok ederdim. Ama kimsenin geleceği görme yeteneği yoktu. Ve ben kaydı keyifle dinleyip geçenlerin olduğu kısma ellerimle koydum.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD