Deniz' e soyunma odasından poşetimi getirmesini yazdım. Sonra kalkıp sobayı ayarladım. Gerçekten yatacağımı düşünmüyordu herhalde. Hayal' in mamasını hazırlayıp yedirdim. Mutfağı karıştırdım. Bu çocuk çok sağlıksız besleniyordu. Deniz anahtar bırakmayı akıl etmemişti. Evden çıkamıyordum.
Neyse ki patates vardı. Kesin kızartma yapıyordu. Ama ben dolaptan salça bulup patates yemeği yaptım. Yanına da mecburen makarna. Çünkü ne pirinç vardı ne de bulgur. Bulaşığı yıkadım. Ocağı sildim. Dolapları da indirip temizlemek lazımdı ama ayağım ağrımaya başlamıştı yeniden. Odaya döndüm. Hayal' i alıp uzandım. Onu seviyordum. O da annesi gibi sokuluyordu.
Yatmaktan sıkılınca kalktım. Bu kez Deniz' in yatak odasına gittim. Dolabında ne varsa yatağın üzerine koydum. Dolabı güzelce sildim. Kıyafetlerin hepsini tek tek katladım. Ayrı ayrı yerleştirdim. Gömleği fazla yoktu. Yine de ütü masasını yatağa oturabileceğim şekilde ayarladım. Gömlekleri ütüledim. Sonra da çarşafları ve yastık kılıflarını. Bu oda bu saatte ki kapıyı açık tutmama diğer odadan sıcaklık gelmesine rağmen soğuktu. Bende oturma odasına geçtim. Koltuğun ikisi de açılıyordu. Açtım. İkisine de çarşaf serdim. İki yastık vardı. Kılıfları değiştirip yerleştirdim. Geç geliyordu ve yorgun. Yemek yer hemen uyurdu. Ki dün işten çıkınca uyuyamamıştı. Hayal' e bir daha mama verdim. Uzandım. Uykusuzdum. Ne ara daldığımı bile anlamadan uyudum.
Üzerime değen buz gibi bir şeyle irkilerek uyandım. Gözümü açtığımda Deniz' i gördüm.
' Uyandırdım mı?'
' Sen ne zaman geldin?' diye sordum yataktan doğrulurken.
' Şimdi geldim. Üzerine bir şey almadan uyumuşsun. Gerçi benim hatam. Getirmem lazımdı ama gördüğüm kadarıyla pek söz dinlememiş ayağa kalkmışsın. '
' Deniz ben bütün gün yatamam kafayı yerim. Aç mısın? '
' Ayarlarım ben bir şeyler. Uyu sen. '
' Ben yaptım yemek. Gerçi çok sağlıksız besleniyorsun. Dur ısıtıp getireyim. '
' Ben hallederim. '
' Deniz beni sinir etme. Otur işte. Mutfak iki adım. '
' En azından birlikte yapalım. '
' Yapmayalım çünkü senin imalarını çekemem ben. '
' Tek kelime etmeyeceğim söz. '
Ben yemeği ısıttım. Makarnayı ısıtıp üzerine salçalı yumurtalı sos döktüm. Deniz tabak falan taşıyordu. Masa olmadığı için hepsini sehpanın üzerine koydu. Karşılıklı yemek yedik. Deniz gözüme boncuk boncuk bakıyordu.
' Ne var Deniz.'
' Ağzımı bile açmadım. '
' Demek ki ağzını açmadan da sinir edebiliyorsun. '
' Rüya' m. Hoşuma gitti ne yapayım? Eve geldiğimde bir nefesin olması. Beni düşünüp yemek yapılması. Aile...' derken ters ters baktım.
' Çok aile hevesin varsa evlen Deniz. '
Deniz hayal kırıklığı ile baktı.
' Seni severken başkasıyla evleneyim öyle mi? Her şeyi geçtim, bu o kişiye haksızlık olmaz mı? Nasıl teklif edebiliyorsun böyle bir şeyi? '
' Benden önce de yıllar geçirdin Deniz. Benden sonra da geçireceksin. '
' Her şeyi sen bilemezsin Rüya. Senden sonramın olup olmayacağını özellikle. Senin yarının yok ya, benim olduğunu nerden biliyoruz. Ya senin var ama benim yoksa. '
Birden çok kötü hissetmiştim.
' Böyle konuşma. '
' Niye. Bende ölebilirim Umut gibi. '
Aniden ayağa kalktım öfkeyle.
' Kapat çeneni Deniz. '
'Niye Rüya. Olamaz mı? Zaten sende olabileceğini düşündüğün için kaçmıyor muydun bu ilişkiden? Bende onun gibi olabilirim. Ama pardon olamam. Çünkü ona umut verdin, mutluluk verdin, bana her şeyi zehir ediyorsun. Sana alışmayayım diye, sana bağlanmayayım diye, sen bana bağlanma diye... Niye? Birimize bir şey olursa diğeri hayatına devam edebilsin diye. Yarını düşünmüyorum diyorsun ya bu geleceği düşünmek olmuyor mu? '
Deniz' in patlamalarından yorulmuştum. Ama o susmuyordu. Konuşmaya devam etti.
' Kaç yıl sonra eve gelmişim evde sıcak yemek var. Aç olduğumu, yorgun olduğumu düşünen biri var. 18 yaşından beri ailemden ayrıyım ben. Onları ziyarete gittiğim günler dışında ilk kez böyle bir şeyle karşı karşıyayım ve aile sıcaklığı gibi bile diyemiyorum. '
Haklı mıydı? Belki... Ben haksız mıydım? Asla...
' Korkuyorum. Kimse neden bunu görmek istemiyor. Bende insanım ve bende korkuyorum. Korkularım var benimde. Alışmaktan korkuyorum. Bağlanmaktan korkuyorum. Sevmekten korkuyorum. Sevilmekten korkuyorum. Ama bütün bu korkulara rağmen buradayım. Ben elimden geleni yapıyorum Deniz. Elimden gelen sana yetmiyorsa yapabileceğim bir şey yok. Bende robot değilim. Kendimi sana göre programlayamıyorum kusura bakma. Seninki kadar iyi bir ailede de büyümedim. Hani sen çok içmemi Umut' a bağlıyorsun ya. Alakası yok. O benim içmemem için mücadele verdi. Benim elime ilk içkiyi babam verdi. Yedi yaşındaydım. Ben on yaşında oturup babamla içiyordum. Niye biliyor musun? Annem dırdır etmesin diye... Babam beni kendine suç ortağı yaptı. Hani sokağa çıkma gece yarısı diyorsun ya. Ben gece yarısı içki almaya giderken 10 yaşındaydım. Umut ölerek beni alkolik olmaktan kurtardı. Çünkü benim 14 yaşında alkolik olma yolunda atılmış adımlarım vardı. Umut ölmeseydi, gittiğim yolun sonunu bilemezdim. '
' Rüya' m ' dedi sesinde acının kırk ayrı tonu gizliydi. Gözlerine öfkeyle baktım.
' Sakın bana acıma Deniz. Sakın! '
Ayağa kalkıp yanıma geldi. Bana sarıldı ve saçımdan öptü.
' Acımak mı? Deli misin Rüya? Sen çok güçlü bir kadınsın. Ve beni her defasında gücüne daha fazla hayran bırakıyorsun. Evet haklısın. Bazen bu gücün nedeniyle üzerine fazla geldiğimi anlamakta zorlanıyorum. Oysa seni hiçbir şeye zorlamayacağım demiştim. '
Deniz' e sarıldım.
' Daha normal biri olmadığım , hayallerine eşlik edemediğim için özür dilerim. '
Saçlarımı okşadı.
' Normal insan çoktu Rüya. Ama ben seni sevdim. Bugün seninle ilgili bir şey daha öğrendim. Haklısın birbirimizi tanıma aşamasındayız biz daha. Biraz zamana bırakalım her şeyi. Zamanla savaşma artık. '
' Potansiyel alkolik olduğumu mu öğrendin?'
' Sen hep sınırını biliyorsun Rüya. Alkol eşiğin yüksek sadece. O da normal. Ben senin içinde dizleri kanayan bir çocuk olduğunu ve bu nedenle acılarına daha duyarsız olduğunu öğrendim. Aslında sana kendini korumadığın, o ayakla dans ettiğin için kızgındım. Ama sebebini şimdi anladım. '
Kendimi ondan ayırdım.
' O çocuk büyüdü artık. Hadi git üzerini değiştir.'
' Hiç sanmıyorum' dedi ve kaçar gibi odaya gitti.
Yediklerimizi topladım. Bulaşık yıkamaya kalksam Deniz yardıma gelirdi. Sabah ondan önce uyanırım nasılsa diyerek bıraktım. Hayal' e mama hazırladım. Odaya geçtim. Deniz Hayal' i seviyordu. Biberonu ona verdim.
' Poşetim nerede?'
' Kapının girişinde. Bekle getireyim. '
' Sen çocuğunu emzir. '
Deniz güldü. Poşeti getirdim. Saklama kabını yere koydum. İşte bunu yapmak zor olmuştu. İlaçların saatinin geçtiğini hatırladım. Deniz yardıma geldi.
' Ne yapmaya çalışıyorsun , söyle ben yapayım. '
Saklama kabına kedi kumu koyduk. Şampuan ve tarağını banyoya yerleştirdi. Vitamini verdik Hayal' e. Sonra yerine koyduk.
' Hadi yat artık Deniz işten geldin. '
' Rahatsız olacaksan diğer odada yatabilirim. '
' On günde ne hale gelirsin o odada. Geç yat işte. '
' Sen ne yapacaksın?'
' İlacımı içip yatacağım bende. '
Deniz ilacımı ve su getirdi. Kremi sürdü. Yeniden sardı. Beni yatırıp üzerimi örttü.
' Karanlık korkun yok değil mi? '
' Yok. Sadece çok sevmem. Ama korku değil. '
Deniz televizyonu açtı. Sesi tamamen kapattı. Işığı kapattı.
' Sanırım böyle daha iyi. ' diyerek karşı kanepeye uzandı.
' İyi geceler Rüya' m.'
' İyi geceler. '
' Çok gıcıksın. '
' Biliyorum. Ama sende çok gıcıksın. '
Deniz Mehmet Günsur' un Aşk Tesadüfleri Sever filminde söylediği Eylül Akşamı şarkısını mırıldanmaya başladı. Ne kadar uymasa da Aralık akşamı olarak söylüyordu. Aslında bizde yıllardır aynı şehirde ve gece hayatının içindeydik ama hiç tanışmamıştık. Belki daha önce de karşılaşmıştık ama teğet geçmiştik. Kimbilir belki de zamanı vardı tanışmanın. Usulca kalktım yataktan. Deniz' in yanına gittim. Yorganı açtım.
' Üşüdün mü?' diye sordu. Üşümemiştim. Ona güvendiğimi hissetmek ve hissettirmek istiyordum. Cevap vermeden yanına uzandığımda Deniz rahatsızlık vermek istemiyor gibi uzaklaştı. Resmen duvara yapıştı. Bu hali beni gülümsetti. Ona sokulup başımı göğsüne koydum.