Aslında bunu yapmamam gerekiyordu ama sonuçta benim yaptığım resmi bir eleme değildi. Hatta elediklerimiz bizden sonra tekrar elden geçecekti. Bu nedenle bu elemeden Deniz' e bahsettim. Zaten sadece evde şarkısı söylese annesi bile sus söyleme diyecek kişileri elemiştik.
Yarışma için dansçı gerekiyordu ve ben bunun için resmen kampa girdim. Bununla ilgili de elemeler yapılıyordu. Her şarkıda dans edebilecek kişiler aranıyordu.
....
Bir hafta sonra...
Yorgunluktan eve girer girmez uyuduğum Deniz' in gelip bana sarılarak uyuduğunu hayal meyal anladığım bir haftanın sonunda dansçı kadrosuna seçildim. Deniz yoğun olduğumu biliyordu ama nedenini bilmiyordu. Olumsuz sonuçlanması ihtimaline karşılık ona bir şey dememiştim.
Ve ona söylemediğim bir şey daha vardı. Deniz ilk 500 ün arasına girmişti. Ama bunu söylemek torpile girerdi. Ne Deniz böyle bir şey isterdi ne de ben yapardım. Zaten kimseye de onu tanıdığımı söylememiştim. Bu 500 kişi içinde 200 kişiye yıldız koymuşlardı. Deniz' in adı da onların arasındaydı. Kalanlar tekrar dinlenip içlerinden 50 kişi seçilecek ve sayı 250 ye düşecekti. Bu konu benden tamamen bağımsızdı. Benim iş yoğunluğum azalmıştı. Sonunda okulun yüzünü görmüş oldum. Staj daha önemli olduğu için staj yerinin beyanıyla derslerden devamsızlık hakkımız oluyordu.
Okuldan çıktığımda beni kapının önünde bekleyen Deniz' i gördüm. Uzanıp yanaklarından öptüm.
' Bir sorun mu var sevgilim? '
' Sürprize sorun mu var diye karşılık veren tek kişi sensin sanırım. Genelde kızlar böyle durumlarda sevgilisinin boynuna atlamıyor muydu filmlerde?'
' Onlar film cicim, bense Rüya' yım. '
' Sevgilimi gözleri açık iş harici bir yerde görmek istedim. Bir işin yoksa biraz dolaşalım mı?'
' Olur ama motorla değil. ' dedim. Deniz kabul etti. Motora bindik. Deniz kenarında bir yere park edip el ele sahil boyunca yürümeye başladık. Malum motorin fiyatları uçmuştu ve Hayal hanım kesinlikle ucuz mama yemiyordu. Hatta illa yaş mama istiyor kuru mamayı sadece en pahalı olanlarından çerez niyetine yaş mama üzerine yiyordu. Deniz' le aramızda sen şımarttın bu çocuğu geyiği dönüp duruyordu.
Deniz' in telefonu çaldığında bir banka oturmuş kağıt helva yiyorduk. Yani bir Rüya bile bazen sevgili klişelerini yaşayabilirdi. Kağıt helva severdim. Deniz yabancı bir numara görünce şaşırdı ama telefonu açtı. Ve jüri üyelerinin Deniz' i canlı dinlemek istediğini söylediler. Deniz şaşkın bir ifadeyle telefonu kapattı.
' Jüri üyeleri beni dinlemek istiyormuş. İlk 250 ye kalmışım. '
' Biliyorum. '
' Biliyor musun yoksa tahmin olarak mı?'
' Bunun için bana trip atmazsın umarım. Bir süredir biliyorum. İlk 200 belliydi ve sen içindeydin. Ama söylemem etik olmazdı. '
Deniz boynuma tüy gibi bir öpücük bıraktı.
' En doğrusunu yapmışsın güzelim. Benim kimseden bir farkım yok. Sıram gelince öğrendim zaten. '
' Zaten benimde torpil yapacak hükmüm yok. Tebrik ederim sevgilim. Söyle bakalım ne istersin kutlama için. '
' Sevgilimle uyumak. '
' Zaten uyuyoruz. Başka bir şey söyle. '
' Öyle değil. Eskisi gibi sohbet ederek uykuya dalmak istiyorum. '
' Sen istersin de ben yapmaz mıyım?'
....
Bir ay sonra...
Şubat ayı bitiyordu. Mart ayında yarışma başlayacaktı. Deniz bütün elemeleri tek tek geçmişti. Artık programa çıkacağı kesindi. Ama bu henüz onlara açıklanmamıştı. Bende söylememiştim. Elli kişiyle başlayacak ve ilk gece yarısı elenecek diğer kalanlar ise bir eve konacaktı. Hem ev halleri de izlenecekti. Evde de şarkılar söyleyeceklerdi. Hemde evde bazı sanatçılar gelecek. Öğle saatlerinde yayınlanan ünlülerle çalışma ve düetler olacaktı. Haftada bir günde program yayınlanacak her hafta halk oyuyla daha önce jüri üyelerinin seçtiği üç kötü performanstan biri elenecekti. Ama tam oturmayan bir şeyler vardı. Sürekli toplantılar yapılıyordu.
Deniz' e sadece bu şekilde olursa ilk 50' ye kalma ihtimalinin yüksek olduğunu ama bir şeylerin değişme ihtimali olduğunu söyledim. Deniz 50' ye kalsa da ilk geceden elenme ihtimalini yüksek görse de yine de konuşmamız gerekenler var demişti. Deniz yarışma için eleninceye kadar o evde kalacağından birlikte sahne almaya devam etmemiz mümkün değildi. Çağlar zaten nadiren benimle sahne alıyordu. Benim tek gelirim eski çalıştığım yer kalacaktı. Tabii Deniz böyle biliyordu. Aslında dans grubundanda para alacaktım ama grup kalabalık olduğu için yüksek bir miktar değildi. Deniz' de çalışamayacağı ve benim iki kirayı ödemem imkansız olduğu için evi teke düşürmeyi teklif etmişti. Aslında haklıydı. Yarışma toplamda 25 hafta sürecekti ve ben Deniz in finalist olacağına inanıyordum. Deniz kirası daha uygun olduğu için onun evinin kalmasını teklif etti. Bende onay verdim. Ben tekrar ev tutmak istersem aynı fiyata daha küçük olsa da ev bulurdum ama Deniz in evi gerçekten ucuzdu ve asla o fiyata bir daha ev bulunmazdı.
Eşyalarımın büyük bir kısmını dağıttım. Bir kısmını Deniz' in evine koyduk. Onun eşyalarının bir kısmını da vermek zorunda kaldık. Anca sığmıştı. Birlikte yaşamaya alışıyorduk. Aramızda bir sorun olursa ne yapacağımızı bilmiyordum ama maddi durumumuzda ortadaydı.
...
Yarışmanın tanıtımları bile o kadar ilgi çekti ki Kanal yayınlanması ile ilgili karar değişikliğine gitti. Bu durum benim ikinci işimin ertelenmesine yol açmıştı ama Deniz ' le sahne almaya devam ediyorduk. Mart ayında program gerçekten başlamıştı. Ama her cumartesi ve pazar 20 şer kişi çıkıyordu. Ve onar tanesi eleniyordu. Nisan ayının ortasında 125 kişi kalmıştı ve Deniz de onların içindeydi. Hatta izlemeye gelenlerden Deniz' i tanıyan bir kaç kişi çıkmıştı. Tabii ki ünlü ilgisi görmüyordu ama tebrik almak hoşuna gitmişti.
Nisan ayının ortasında başlayıp Mayıs ayının ortasında biten elemelerde ise bu sayı 50 ye düştü. Ve Deniz yine içlerindeydi. Program oldukça ilgi çekmişti. Bu nedenle yayınlama tarihi Eylül' e alındı. Bu reytingleri sezonda değerlendirme kararı almıştı kanal. Bende rahat rahat derslerime odaklandım. Ortalamam iyiydi. Ve son seneye alttan dersim kalmıyordu.
Deniz' le sarılıp uyumaya, birlikte kahvaltı yapmaya, hatta birlikte yemek hazırlamaya bile alışmıştım. Evde olmadığı zamanlarda yokluğunu hissediyordum. İlk kez o anda yarışmanın iyi bir fikir olup olmadığını düşündüm. Altı ay olmayacaktı finale kalırsa ve ben onu özleyecektim. Sadece yarışma günleri onu görmek özlemi dindirmeye yetmezdi. Zaten onu tanıdığımı belli edemezdim de. Sonra Deniz' in insanlar onu tebrik edince ne kadar
mutlu olduğu geldi aklıma ve bu düşünceyi gerilere bastırdım.
Hayal büyümüştü. Hala son derece nazlı ve yaramaz bir kediydi. Deniz' le yatmaya bayılıyordu.
....
Haziran...
Bugün doğum günümdü ama Deniz' le sahne alıyorduk. Müşteriler daha da artmıştı ve sahne günümüz ikiye çıkmıştı. Patron yarışma başlamadan durumdan faydalanmak istiyordu. Kenara biraz para koymayı başarmıştık.
Son dansı yapıp selamımı verdim. Ama Deniz ayağa kalkmadı. Ve birden Pera' dan iyi ki doğdun sevgilim' i çalıp söylemeye başladı.
Her zaman çiçekler açar da, bugünkü bir başka
Her sabah güneş yine doğar da, bugün doğan bir başka
Sıcağı başka, yanışı başka
Sarılıp beni ısıtır aşkla
Duruşu başka, sevişi başka
Her yanım sarılsa acıyla, içim bugün bir başka
Her gelen hoş gelir elbet, onun gelişi başka
Bakışı başka, gülüşü başka
Ruhuma dokunup öper beni aşkla
Gizemi başka, tılsımı başka
Bugün ne güzel bir gün
İyi ki gördüm, iyi ki sevdim seni
Sanki unutmuş gibisin iyi ki doğdun
Senin doğum günün
Bugün ne güzel bir gün
Bir dilek tut, o güzel kalbinde
Yerim değişmesin her daim
Sevgilim iyi ki doğdun
Gel zaman gitme başımdan onun yanı bir başka
Aldığım her bir nefeste onun soluğu başka
Gözleri başka sözleri başka
Bana koşup sarılır telaşla
Mutluyum diyor gözünde biraz yaş ve kalbinde aşk
Bugün ne güzel bir gün
İyi ki gördüm, iyi ki sevdim seni
Sanki unutmuş gibisin iyi ki doğdun
Senin doğum günün
Garsonlardan biri elinde pastayla geldi. Müşteriler alkışlıyordu. Bense utanmıştım. Aynı zamanda patron bir şey der mi diye düşünüyordum. Umarım sorun çıkmazdı. Pastayı kestim ve bize ayrılmış masaya geçtik. Çalışanlara ufak dilimler halinde pastayı dağıttık. Patron gelip kutlamış hatta hediye vermişti. Hediyesi oldukça güzel bir elbiseydi. Deniz ise bana ince üzerinde dans eden bir kız olan altın bir kolye almıştı. Hediyesini boynuma takarken tüy gibi hafif bir öpücük kondurdu. O an gözümün dolduğunu hissettim. Biraz daha devam ederse hayatımda ilk kez mutluluktan ağlayacaktım. Neyse ki arkadaşlar havayı dağıttı. Ve ben sahneye çıkıp sadece bizim için dans ettim. Sadece bizim için..
Eve gittiğimizde Deniz hala gülümsüyordu.
' Seni mutlu edebildim mi? Elime yüzüme bulaştıracağım diye endişe ettim. '
' Hiç beklemiyordum. Harika bir sürpriz oldu. İyi ki tanıdım seni Deniz. İyi ki sevdim seni. Sen insana hayal bile kurdurabilirsin. '
' Bir gün hayal kurduğunu ve o hayallerin içinde olduğumu duymak isterim. '
Gülümsedim. Onu elinden tutup yatak odasına çektim. Bir gün sesli bir şekilde hayal kurarsam bunu mutlaka Deniz' le paylaşırdım. Çünkü onunla uzun yıllar paylaşmak istiyordum. Hala evlilik insanı değildim ama onunla mutluydum. Çok mutluydum. Deniz onu odaya çekerken yorgun olduğum için birlikte uyuyacağımızı düşünüyordu ama benim bambaşka planların vardı. Onu çok özleyecektim ve belli bir sınıra kadar onun teninde bir keşfe çıkmak istiyordum.
Gülümseyerek gömleğinin düğmelerini çözmeye başladım. Aslında Deniz' in gömlek giymesinden bile bir şey planladığını anlamam gerekirdi ama aklıma gelmemişti. Belki de aklıma gelmeyen bana sürpriz yapmak için uğraşılacağıydı.