PİŞMANLIK

2387 Words
Sonunda ben bağıracaktım. Artık dayanmak zor geliyordu bazı anlarda. ' Evet Rüya, o gece biz öpüştük.' diye bağırmak istiyordum. Bir kaç kez bu noktaya gelmiştim. Ama iyi ki yapmamıştım. Rüya' yı yatırıp üzerini örttüm. Koltuğu başucuna çektim usulca. Onu uyandırmamaya çalışarak saçlarını okşamaya başladım. O benim saçlarıma aklına estiği gibi dokunuyordu ama ben onun saçlarını doyasıya okşama fırsatını ilk kez buluyordum. Bende çok kasan, utangaç biri değildim ama Rüya fazla kafasına göre yaşıyordu. Şu an bile dokunmakla dokunmamak arasında bir yerdeydim. Havaya dikilmiş asi bir kaç tele dokunuyorum desem daha doğru olurdu. Saçlarının Rüya gibi asi başına buyruk olan tellerini seviyordum. Onu şimdi daha iyi anlıyordum. Yapmak istediği şeylere geç kalmaktan korkuyordu. Gözünün önünde gencecik bir insan geç kalmıştı yapacaklarına. Rüya için o andan sonra yarın diye bir kavram kalmamış olmalıydı. Rüya sevmekten korkuyordu. Sürekli arkadaşım demesini de anlamıştım. Seversem ve giderse endişesi yaşıyordu. Madem arkadaşlık ona daha iyi hissettirecekti, bende öyle davranacaktım artık. Rüya çekingen biri değildi. Arkadaşlık düşüncesinden vazgeçerse bunu belli ederdi. En azından öyle umut ediyordum. Üzerine gitmek hiçbir fayda sağlamazdı. Kendine acımasız olabilen biriydi zaten. Kendi bu konunun üzerine gitmiyorsa bir bildiği olmalıydı. Kendini en iyi o tanırdı. Saçını okşarken aniden gözünü açtı. Telaşla elimi çektim. Ama o gülümsedi. ' Buradasın. Gitmemişsin. ' Elimi saçına koydum. Bu kez gerçekten koydum. Hissedeceği şekilde. ' Buradayım. Hiçbir yere gitmeye niyetim yok. Hadi uyu sen. ' Gözünü kapattı. Ama geri açtı. ' Kediler de burada mı? ' ' Onlarda burada. ' dedim. Kalktım. Kedileri getirip yanına koydum. Gülümsedi. Kedileri yorganın içine koydu. Gözlerini kapattı. O kadar güzel kalbi vardı ama o kadar gizlemeye çalışıyordu ki hassas yanlarını. Nasıl yorulmuyordu bu mücadeleden? Rüya uyudu. Bense saçını okşadım. Onu izledim. Ve kediler inmeye çalıştıkça yataktan, yatağa geri koydum. Bu kadar umursamaz görünen bir kızın; bu kadar kaybetme korkusu yaşaması dışardan tahmin edilemezdi. Parmağımı yavaşca yüzünde gezdirdim. Bu kız benim içimi sıcacık yapıyordu. Onu gitmeyeceğime inandırmak zorundaydım. Başka türlü şansımız olmazdı. Hayatta hiçbir şeyin garantisi olmadığını bile bile onu ikna etmeliydim. Yine de bunu acele edip ona zarar verecek şekilde yapmamam önemliydi. Acaba bunu başarabilecek miydim? Sobaya odun atmak için kalktım. ' Deniz. ' diyen Rüya' nın sesiyle ona döndüm. Kalktığımı bu kadar çabuk anladığına göre ona dokunduğumunda farkındaydı. Bu onu rahatsız etmediği gibi iyi hissettiriyordu. Yüzümde engel olamadığım bir gülümseme oluştu. ' Efendim Rüya.' ' Gitme. ' ' Sadece sobaya odun atıp geliyorum. Uyu sen. ' ' Hıhı. ' Odunu attım. Yanına gidip yeniden saçlarını okşamaya başladım. Ve birden elimi yakaladı. İki elinin arasına aldı. Yeniden uykuya daldı. Derin uyumuyordu. Uyuyamıyordu. Bütün acıları yüzeydeydi şu an. Belki anlattığından daha fazla kaybı vardı hayatta. Bense uykuya direnmeye çalışıyordum. Çünkü elimi çekersem uyanacaktı. Sonunda koltukta uyuyakaldım. ... Rüya' nın anlatımı... Gözümü açtığımda Deniz' in eline resmen yapışmıştım. Uyurken kendimi kontrol edemiyordum. Aslında hiç uyumamış kadar yorgun ve uykusuz hissediyordum kendimi. Umarım saçma sapan konuşmamıştım. Uykumda yalan söyleyemiyordum. Bunu fark edip sorular sormuş olamazdı değil mi? Deniz' e baktım. Kafası düşmek üzereydi. Benim yüzümden koltukta uyumuştu. Gerçi buz gibi odada uyumasından daha iyiydi. Kesin yine karşı koltuğa değil odaya gidip yatardı. ' Deniz. ' ' Hı. ' Acaba o da benim gibi uykusunda doğruyu mu söylüyordu? Denemekten ne zarar gelirdi ki? ' Deniz kedilere yemek vereyim mi?' ' Hıhı.' Tamam cevap verdiği kesindi. Ama doğru mu cevap veriyordu? ' Deniz sen İstanbul' lu musun? ' ' I- Ih' Bu hayır demekti. Bir kaç soru daha sordum. Artık onunda doğru söylediğini biliyordum. Sıra malum soruya gelmişti. ' Deniz biz yeni yılda öpüştük mü?' ' I-Hı' Bu ne demekti şimdi? I ile başlamıştı. Demek ki hayır demekti. Ama hı demişti. Demek ki evetti cevabı. ' Deniz sen evet mi dedin? ' ' I -hı' Off! Başlayacağım bu lafa. Ne demekti bu? ' Deniz. ' ' Hı?' ' I -hı belki demek mi?' ' Hı- hı' ' Lan!' Kibar kızlar lan demez Rüya. İyi de ben kibar bir kız değilim. O zaman sıkıntı yok. Devam. ' Lan sen benimle şey mi geçiyorsun? ' ' I- ıh' İyi geçmiyorsun da, belki ne demek güzel kardeşim. İnsan ya öpmüştür. Ya da öpmemiştir. Belki öptüm diye bir şey mi var? Sabırlı ol Rüya sabırlı ol. Olamıyorum. Belki de daha dolaylı yoldan sormalıydım. ' Deniz. ' ' Rüya. Bıraksan da uyusam mı biraz? ' ' Hi! Sen uyumuyor muydun?' ' Uyuyamıyorum. Sayende. ' ' Madem uyumuyorsun kalk yatağa yat. ' ' Soğuk. ' ' O zaman geç koltuğa yat. ' dedim. Deniz gerçekten kalktı. Koltuğa geçti. Bir süre sonra yavaşca seslendim. Cevap vermedi. Demek ki uykusunda konuşmayan biriydi. Aferin Rüya. Adam uyanıkmış. Emin olmadan sordun. Şimdi yüzüne nasıl bakacaksın acaba? En iyisi gitmekti. Kağıt kalem aradım ama bulamadım. Daha fazla oyalanmak istemediğim için evden çıktım. Çıkarken kedileri de yuvalarına koymuştum. Anneleri merak etmiş olmalıydı. Yuvanın önüne bırakırken anneleri gelmiş, yaklaşmadan bana tıslamıştı. Yavrularımı niye aldın diye kızıyordu. Aslında çok küçük değildi yavruları ama anneydi işte. Onun hala bebekleriydi. ' Sayemde geceyi sıcacık geçirdi yavruların. Fena mı ettim? Teşekkür edeceğine tıslıyorsun. Ne kadar ayıp bir şey. Burada kalıp seninle bu ağız dalaşına devam etmek isterdim ama benim kaçmam pardon gitmem lazım. ' diyerek oradan ayrıldım. ..... Sivri akıllı olduğum bir kez daha tescillenmişti. Gece aynı yerde çalışacağım birinden kaçmıştım. Tabi gece olunca kuzu kuzu gelmiştim mekana. Şimdi bir patavatsızlık ettim diye işimden olacak değildim. Mesele öpmek ya da öpmemek değildi aslında. Öptüm derse ne olacaktı? Ben sevgili istemiyordum. Göründüğüm kadar cesur değildim. Kimseye alışmak, bağlanmak istemiyordum. Özellikle sevmek. Seversem güvenirdim. Yaslanırdım omzuna. Oysa ben başını kendi omzuna yaslamaya alışık biriydim. Gidecek biri için düzen bozmaya değmezdi. Sonra kırıklarımı nasıl toplayacak, onca hatırayı nereme sokacaktım? Ufak bir detay olsa da ; Deniz gibi nazik biri benim gibi ağzı bozuk birini ne yapacaktı ayrıca? Üstelik kimseye iyi şans getirmiyordum bence. Bütün gece Deniz ' den kaçtım. Neyse ki yeri sabit olduğu için , bu o kadar da zor olmuyordu. Ama tuhaftı. Deniz' in yerinde başkası olsaydı karşıma çıkıp hesap sorardı. Ama o Deniz 'di işte. ... 6 gün sonra... Bütün hafta çok çalıştım. Evde bile kareografi çalışmaya devam ettim. İşte başkalarının işlerini üzerime aldım. Sonuç: zaman su gibi akıp geçti. Geç desem geçmezdi. Sonunda yine o gün gelip çatmıştı. Mekana gittim. Daha fazla kaçmak saçma olacağı için Deniz' e selam verdim. Üzerimi değiştirmeye gittim. Dans gösterisi bitince bara geçtim. ' Meyve kokteyli.' dedim. Deniz gülümsedi. ' Beni şaşırtıyorsun arkadaşım. ' dedi. Arkadaşım. Deniz bana arkadaşım dedi. Demek ki o da bir ilişki düşünmüyordu. Olduysa da oldu, anlık bir şeydi diye düşünüyor, arkadaşlığımızı bozmak istemiyordu. Ya da hiç olmamıştı zaten. Deniz' in bu davranışına çok sevinmiştim. Ona gülümsedim. ' Alkollüde olabilir. Sakıncası yok benim için. ' Cevap vermedi. Onun yerine hazırladığı içeceği önüme koydu. 'Ama alkolsüz daha iyi değil mi arkadaşım? ' Kadehi kaldırdım. ' Sen hazırladığına göre, kesin daha iyidir arkadaşım. ' Deniz' le havadan sudan konuştuk. İkinci gösteri de bitince üzerimi değiştirmeye gittim. Odadan çıktığımda bir kız kapıdaydı. ' Merhaba. ' ' Merhaba. ' ' Sana bir şey sorabilir miyim? ' ' Tabi ki. ' ' Deniz' in hayatında biri var mı? Yani sizi konuşurken gördüm. Çok tatlı bir arkadaşlığınız var. Belli ki samimi arkadaşsınız. Ben onu beğeniyorum ama bilmeden bir yaklaşımda bulunmakta istemedim. ' Mantıklı olan iç sesim bu kez geç kalmayıp ' Var de Rüya. Yok dersen gördüğün manzaralar hoşuna gitmeyecek. ' dedi. Tabi ki bunu ilerde ' Ben demiştim.' demek için söylüyordu. Onu dinlemeyeceğimi ikimizde biliyorduk. ' Yok. İçin rahat olsun. ' dedim. Ve yanından geçip gittim. ' Aferin Rüya. Zaten bir kere de doğru olanı yapsan, kendine eziyet etmesen olmazdı ' diyen iç sesime; ' Belki kız gerçekten seviyor. Neden engel olayım? Deniz' de zaten beni arkadaş olarak görüyor. Arkadaşlar birbirinin iyiliğini ister.' diye başlayıp uzunca bir fırça çektim. Mantıklı iç sesimle aram hiç iyi değildi. Nadiren ortaya çıktığı için, bulmuşken bir güzel kavga ettim. Bara geçtim. Kız hemen geldi ve Deniz' le sohbet etmeye başladı. Hiçbir fırsatı kaçırmaya niyeti yoktu anlaşılan. İçimde bir yan bu durumdan memnun değildi. ' Ben gidiyorum Deniz. Yarın görüşürüz.' dedim. Deniz bana yaklaştı. ' Görüşürüz arkadaşım. Kendine dikkat et. ' ' Bu arada kız senden hoşlanıyor haberin olsun.' dedim. Deniz bir an durakladı. Sonra tuhaf bir şekilde gülümsedi. Bunun bir anlamı varsa da ben anlamamıştım. ' Sen mi anladın bunu?' ' Hayır. Kendisi söyledi. Sana bol şans. ' dedim ve hızlıca mekandan ayrıldım. ... Ertesi gün mekana geldiğimde kız aynı yerde oturuyordu. Üzeri değişmemiş olsa hiç gitmedi diye düşünebilirdim. Bara gittim. ' Selam Deniz. ' ' Hoş geldin Rüya. ' dedikten sonra kızla konuşmaya devam etti. İnsan bir ' Nasılsın?' derdi. Neyse canım o mutlu olsun da. Belki de hayatının aşkı ile tanışıyor şu an. Bana mı zaman ayıracak? İyi bir arkadaş olarak onun için sevinmeliyim. Kız güzel. 1.60 civarında boyu. Çok güzel mavi gözleri, uzun sarı saçları var. Gerçi boya olduğu belli ama yakışmış sonuçta. Deniz' le yanyana çok tatlı duracaklarından eminim. Deniz son hazırlıkları yapması gerektiğini söyledi ve kızdan müsade istedi. Oldu olacak izin vermezsen yapmam da deseydi. Kız hemen tabureden indi. Yanıma gelip yanımdaki tabureye oturdu. Oysa ki ben orayı kafa dengi iç sesime ayırmıştım. İnsan bir izin ister değil mi? ' Selam. Beni hatırladın mı?' ' Evet. ' ' Sana teşekkür ederim. ' ' Ben ne yaptım ki? ' ' Sen olmasaydın ben asla cesaret edemezdim. Daha önce defalarca vazgeçmiştim. Senden bir iyilik daha isteyebilir miyim?' ' Yapabileceğim bir şeyse tabi ki.' Herhalde nikah şahidi olmamı istemezdi ya. Kız birden gözümde gelinlikle canlandı. Zaten benden iyi nikah şahidi olurdu bence. Hatta kartvizit bastırırdım. Rüya Denizer. Profesyonel nikah şahidi. Mutluluğunuza itina ile şahit olunur. Zaten söz konusu iki kişilik mutluluksa, benden anca şahit olurdu. ' Bana Deniz' den bahseder misin? Neleri sever? Neleri sevmez? ' ' Öncelikle Deniz böyle plan program yapılmasını sevmez. Olduğun gibi ol. Ona kendini beğendirmek için herhangi bir şekle girmene gerek yok. Onun dışında Deniz doğal şeylerden hoşlanır. Abartılı giyim , aşırı makyaj falan sevmez. ' diye başlayan uzun bir liste verdim kıza. Deniz' i ne ara bu kadar tanımıştım? Neyse bir faydası oluyordu işte hakkında bildiklerimin . Kız her defasında teşekkür etti. Sonunda ' Hazırlanmam lazım. ' diyerek yanlarından ayrıldım. Elimden geleni yapmıştım sonuçta. Gösteri başladı. Dans ederken gözüm onlara takıldı. Deniz bir şey söylüyor, kız gülüyordu. Deniz söylüyor, o gülüyordu. Deniz' in bu kadar komik olduğundan benim niye haberim yoktu? Bana gelince gıcıklığı tutuyordu. Gösteri bitince bara gittim. Votka istedim Furkan' dan . Furkan gelmişti. Çifte kumruları rahatsız etmemek lazımdı. Ki kıskanan kızlar zaten yeterince ediyordu. Deniz bana doğru geldi. Tezgaha kollarını koyup yaklaştı. ' Yine harikaydın. ' ' Teşekkür ederim. ' ' Ben teşekkür ederim. ' ' Sen ne için teşekkür ediyorsun? ' ' Sedef' e sen cesaret vermişsin. ' ' Anlattı mı? ' ' Evet. Bütün yardımlarını anlattı. Dürüst bir kız. ' ' Çok yakışıyorsunuz. ' ' Teşekkür ederim. ' dedi ve kızın yanına gitti. Kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Bir bardak daha votka istedim. Deniz malzemelerini topladı. Ve meşhur kokteylini yapmaya başladı. Tam sonunda yine arkasına doğru fırlattı. Ama sheaker bu kez Sedef 'le benim ortamızda bir yere düştü. Yine sallanıp dengesini buldu. Bir an uzanıp almak istedim. Niyeyse başkasına yaparken görmek rahatsız etmişti. Ama uzanmadım. ' Bu kez iyi ayarlayamadın düşeceği yeri ' dedim gülerek. Deniz önce bana sonra Sedef ' e baktı. ' Aslında tam ayarladığım yere düştü. Sedef' e çarpma riskini göze alamadım.' Tabi ya. Müstakbel sevgilisinin kafasına gelirse ne olurdu? O Rüya gibi değersiz miydi ki , riske atılacaktı? Deniz iki bardak çıkardı. Ve sheakerı açtı. Bardaklara koydu. Birini bana , diğerini Sedef' e verdi. Asi iç sesim ' Çarp suratına. Lan biz öpüştük. Bari gözümün önünde yaşama aşkını. Bana yaptığın şeyleri ona yapma, gözümün önünde; utanmaz herif de ve bas git ' diyordu. Yapmadım. Onun yerine kokteyli aldım. Ve Sedef' in yanına gittim. Kadeh tokuşturdum. İçki bitince Sedef gitmesi gerektiğini sabah okulu olduğunu söyledi. Bende ikinci gösteri için hazırlandım. Gösteri süresince Çağlar iki kez gülümsemem için uyarı yapmıştı. Sonra kendimi topladım. Gösteriyi hatasız şekilde tamamladım. Çağlar' dan izin isteyip üzerine bir de solo performans sergiledim. Çağlar' ın koluna girdim. Bara geçtik. ' Bir kadeh içkiyi hak ettin. ' dediğimde Çağlar bir kahkaha attı. ' Zaten bedava olunca ısmarlıyorsun sadece. Ama bakıyorum neşen yerinde. Solo attığına göre. Üzerindeki durgunluğu attığına sevindim. ' ' Solo kendim için değildi. Yeni aşıkların şerefineydi. ' 'Kimmiş bu yeni aşıklar? ' diye soran Çağlar' a aldırmadan Deniz ' Teşekkür ederim. Kendi adıma da, Sedef adına da..' dedi. Aşık olduğunu kabul ediyordu demek ki. Ne çabuk aşık olmuştu. Sanki yıllardır bu kızı beklemişti. Hayır kız hakkında diyecek kötü bir şey de bulamıyordum. İyi birine benziyordu. Üzerimizi değiştirmeye gittik içkiler bitince. Çıkışta bu kez Deniz' le karşılaştık. ' Vay. Üzüm üzüme baka baka. Önce sevgilin şimdi sen. Hayırdır. Sende Sedef' i mi soracaksın? ' O sırada Çağlar soyunma odasından çıktı. ' Seni taksiye bindireyim Rüya. ' dediğinde Deniz ' Biz biraz konuşacağız Rüya' yla. ' demişti. Son derece net bir şekilde söylemişti. Çağlar' dan pek hoşlanmıyor gibiydi. Çağlar bana baktı. Kafamı olumlu anlamda sallayınca ' Kendine iyi bak. Yarın provaya geç kalabilirim. ' dedi ve gitti. Elimi Deniz' in koluna koydum. ' Sen sormadan ben söyleyeyim. Sedef bence iyi bir kız. Sana gerçekten değer veriyor. Burada sana yürüyen o diğer kızlara benzemiyor. Bir kere onlar gibi yapışkan değil. ' ' Öyle mi diyorsun? ' ' Evet. Ve gerçekten yakışıyorsunuz. Mutluluklar dilerim. ' İçimdeki sızıyı saymazsak gayet iyi gidiyordum. Onu da bir şekilde hallederdim. Hiç olmadı daha çok çalışır, hissedemez hale gelirdim. En iyi ben bilirdim acılar geçerdi. Er ya da geç. Ne acılar geçmişti. Şurada iki aydır tanıdığım birinden kalan sızı mı ebedî olacaktı? Deniz sadece bakıyordu. Bu konuşma bakışmalarla gereksiz uzuyordu. Dizilere benzemiştik. Bir cümle arası üç dakika bakışma planı. ' Çok yorgunum Deniz. Soracağın başka bir şey varsa Sedef' le ilgili, sonra sorsan olur mu? ' Deniz bir süre daha öylece baktı. Herhalde oyunculuk vardı hayallerinde. Şimdiye kadar elli cümle sıralayabilirdi ama o bir kaç tane kurmuştu. ' Rüya sen samimi misin? Yoksa rol mü yapıyorsun? ' ' Üstüme iyilik sağlık. Niye rol yapacağım? Ne düşünüyorsam onu söylüyorum. ' ' Bu mu yani? ' ' Bu. Başka ne olacaktı? Sen neyi sorguluyorsun Deniz. ' ' Hiç. ' ' İyi hiç olsun. Çünkü sorgulanacak bir şey yok. Arkadaşım kendine sevebileceği ve onu seven birini buldu. Bende bunda payım olduğu için mutluyum. Tekrar tebrik ederim. ' ' Ben seni tebrik ederim Rüya. ' ' Dans için mi? ' ' Hayır. Seni öptüğüme beni pişman etmeyi başardığın için. Bunun asla olmayacağını sanıyordum. '
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD