#Alen
Oğuz pisliği resmen beni koltukta uyutmuş kendisi de yatakta! Her yerim ağrı içinde koltuktan kalktığımda Zahide kahvaltıyı hazırlıyordu.
“Günaydın Alen Hanım.” diyerek baş selamı verip işine devam etti. Cevap verme gereği duymayıp odaya daldığımda bir adet cammış gibi uyuyan Oğuz'la karşılaştım. Öfkeyle yanına ilerleyip “Seni mahvedeceğim!” diye bağırdım.
Telaşla gözlerini aralayıp bana bakınca “Seni pislik!” diyerek başının ucundaki sürahiyi kavradığım gibi üzerine döktüm.
“Manyak mısın?” diye bağırınca “Beni koltukta uyutmanın cezası!” dedim gülümseyerek. Sürahiyi komodinin üzerine bırakamadan kolumdan yatağa doğru çekilmemle sürahi elimden kayıp yeri buldu. Korkuyla çığlık atıp Oğuz’a sarıldım. Burnuma dolan koku ben de kalp atışına neden olurken yanaklarımda hissettiğim yanmaya anlam veremedim! Başımı göğsünden kaldırıp yüzüne baktığımda ifadesizce bana bakıyordu. Bu kadar berbat bir dış görünüşe sahip olup dudakları, kokusu, gözleri neden beni tesir altına aldı? Beni kendinden geriye doğru itip “Haddini bil ve bir daha sakın benim üzerime bir şey dökmeye kalkışma!” diye kızdı.
Tesirden çıkıp yataktan doğruldum.
“Hata yaparsan bedelini ödersin!” diye öfkeyle konuştum. Beni umursamayıp yatakta sağ yapıp kapı tarafına geçti.
“Ya benim gibi yataktan kalk ya da orayı temizleme mi bekle!” diye kızıp gidince arkasından taklidini yaptı.
“Cammış! Sürahiyi bırakmamı bekleseydin!” diye bağırdım.
Yerde paramparça olan sürahiye bakarken aklıma aldatıldığım zaman geldi. Yataktan inip kırık camlara baktım.
“Ben de sizin gibiyim.” diyerek bir tanesini elime aldım. Camı tenimde gezdirirken elimin üzerine kapaklanan elle gezintim son buldu.
“Ne yapıyorsun?” diye sorduğunda “Elini çek!” diye bağırdım.
“Camı bırak!” diye bağırmasıyla “Önce sen!” dedim.
Elini çekmesiyle camı yere attım.
“Bunlara iyi bak belki sendeki fazlalıkları kesip atmana yardımcı olur.” dememle öfkesi yerine gözünde kırgınlık oluşunca “Bebek gibi ağlama!” diyerek yatağa çıktım.
Oğuz bana cevap vermek yerine yerdeki camı küreğe doğru süpürmeye başladı. O sırada Zahide yanımıza gelip “Oğlum ben yapardım.” demesiyle “Sorun değil abla. Sen işinin başına dön.” dedi.
Zahide başını sallayıp yanımızdan ayrılınca “Eserini güzel temizle!” diyerek sağ yapıp yataktan indim. Odadan çıkıp banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra odaya geri döndüğümde Oğuz telefonla konuşuyordu.
“Tamam Ela, bugün okulda görüşürüz. Kendine iyi bak.”
Yeminle kırk yıl düşünsem de Ela'yla Oğuz’u bir arada düşünemezdim. Etrafa bakınıp cam olmadığını görünce yatağa ilerledim.
“Yatak ıslak!” diye uyarıda bulunca başımı yastıktan ayırıp yüzüne baktım.
“Senin tarafın ıslak ve beni rahatsız etme!” diyerek başımı yastığa geri yasladım.
♡♡♡♡♡
#Oğuz
Alen'le kahvaltı yaparken resmen işkence çekiyordum. Bir yıl sadece bir yıl bu kalpsiz kıza dayan oğlum! Doyduğumu anlayınca “Afiyet olsun.” diyerek sofradan kalktım.
“Seninle kahvaltı yapınca iştahım kapansa da ne yapalım kader!” diye söylenmesiyle “Senin gibi kalpsiz biriyle kahvaltı yapmak benim içinde katlanılmaz bir ıstırap ama ne yapayım bir yıl boyunca sana ve o meymenetsiz yüzüne katlanmak zorundayım!” diye sinirle söylendim.
Bana öfkeyle bakınca omuz silkip kapıya doğru yöneldim. Okul hayatı daha eğlenceli olsa da bugün dersim olmadığı için işe gidecektim. Of! Ayakkabımı giyip evden çıktığımda Leyla telefonla konuşuyordu. Konuşma tarzını dinlediğimde baya sinirlenmiş gözüküyordu. Yanına gidip gitmemek arasında gidip gelirken “Allah belanı versin Eray!” diye bağırmasıyla gitmemem gerektiğine kanaat getirdim. Merdivenlere yöneldiğimde “Oğuz!” diye seslenen ağlamaklı sesle içim acımıştı. Leyla’ya döndüğümde ayaklarını yere vura vura yanıma gelip bana sımsıkı sarıldı. Saçlarının kokusu burnuma dolarken bu kokunun eskisi gibi beni etkilemediğini fark ettim. Hepsi Alen’in gereksiz lafları yüzünden! Resmen dünkü sözleriyle yıllardır aşık olduğum kadından şüphelenmeye başladım!
“Hişt sakin ol!” diyerek onu kendimden ayırıp yüzüne baktım. Zeytin gözlerinde yaş akarken “Eray benden ayrılmak istedi.” demesiyle daha çok şaşırdım.
“Neden?”
Tekrar bana sarılıp “Artık beni sevmiyor!” diye ağlamaya başladı. Elim saçına gidecekken Alen’i görmemle elim yarı yolda kaldı.
“Ne oluyor burada?” diye bağırıp öfkeyle yanımıza geldiğinde Leyla benden ayrıldı. Gözlerini Alen’e çevirip “Yok bir şey.” dedi.
“Ağladığına göre sevgilinden ayrılmışsın!” demesiyle bir an bizi dinlediğini düşündüm. Leyla daha çok ağlayıp “Beni sevmiyor!” diye bağırıp Alen’e sarılmasıyla daha çok şaşırdım. Alen’in de benden farksız olmadığını gördüm.
“Ayrılmışsa ayrılmış bu dünyanın sonu değil!” diye boşluğa bakıp kısık sesle konuşmasıyla Engin’i düşündüğünü anladım. Elim yumruk hâline gelince iyice saçmaladığıma karar verip elimi serbest bıraktım. Leyla, Alen’den ayrılıp bana döndü.
“Oğuz yanımda kal, sana ihtiyacım var.” demesiyle başımı salladım.
“Tabii kalırım.” diyerek merdiveni çıkacakken Alen önüme dikildi.
“Leyla önce bu ayrılığı kendince bir sindirsin!”
Sonra Leyla’ya dönüp “Her aradığında arkadaşını yanı başında bulmak istemen doğal ama Oğuz artık evli bir adam ve hem üniversite okuyup hem de çalışıyor!” diye sinirle konuştu.
Leyla şaşkın bir şekilde bakınca Alen “Erişkin bir bireysin. Önce sorunlarını kendi içinde çözmeye çalış sonra arkadaşım dediğin insanın yaşam koşulunu göz önünde getirip arayıp aramayacağına karar ver!” dedi.
Leyla, bana bakınca ben ne diyeceğimi şaşırmış bir vaziyette Alen’e baktım.
Alen elimi kavrayıp “Git banyo yap ve uyu. Baktın sindiremiyorsun akşama kocamla ziyaretine geliriz!” diyerek beni çekiştirmeye başladı.
Onunla beraber apartmandan çıktığımızda direkt elimi çekip “Hakkımda karar verme cüretini nereden buluyorsun!?” diye öfkeyle sordum.
Alen beni umursamayıp çantasından ıslak mendil çıkarıp elini sildikten sonra mendili çöpe attı. Elini göstererek “Seni uyarmıştım!” diye söylenip arabasına ilerlemesiyle sinirle ardına ilerledim. Kolundan tuttuğum gibi kendime çevirmemle dudaklarına sarıldım. Şaşkınlıktan açılan gözleriyle gözlerimi yumup filmlerde gördüğüm gibi alt dudağını emmeye başladım. Yüzümün avuçlanıp karnıma inen tekmeyle geri çekilmek zorunda kaldım. Bana öfkeyle bakarken “Bir daha hakkımda karar verirsen aynısı gerçekleşir!” diyerek ayağa kalktım. Tam dibinde durup kısık sesle “Leyla şimdilik arkadaşım!” diyerek apartmana geri döndüm.
♡♡♡♡♡
#Alen
Dikkatimi derse vermeye çalışsam da olmuyordu! Başta Oğuz’un beni öpmesine sinirlenmişken daha sonra o anı aklıma getirince Oğuz’un beni öpmesinden çok tecrübesizce dudaklarını hareket ettirmesi zihnime misafir olup durmuştu. Resmen ilk kez birini öpüyordu! Bu da amcam ve yengemin, hep Leyla’yı bekledi söylemini kanıtlar cinstendi! Acaba ne zamandan beri seviyor? Tecrübesizce öpüşüne bakılırsa uzun bir süredir seviyor. Başımı masaya yaslayıp Oğuz’un beni bırakıp apartmana girdiği anı düşünmeye başladım. Beni, ondan nefret ettiğim için öpüp uyardı sonra da sevgili Leyla’sının yanına gitti! Eve dönünce ben ona ne yapacağımı biliyorum, şişko!
“Alen!” diye seslenen hocayla başımı masadan kaldırdım.
“Buyurun hocam.”
“Uyuyacaksan evine git!” diye aksi bir tavırla söylenince sınıfta gülüşmeler oluştu. Elimi ve kafamı işaret ederek “Hocam yaralı olup devamsızlık hakkım olduğu hâlde dersten geri kalmamak için okula geldim. İki dakika başımı eğdiğim için mi sorun oldu?” diye kendimi savundum.
“Üslubuna dikkat et Alen!” diye uyarıda bulununca başımı sallamakla yetindim. Hoca dersi anlatmaya devam ederken arkadan dürtülmemle arkamı döndüğümde Elçin bana bir kâğıt uzattı. Kâğıdı elime alıp açtım.
Özür dilerim Alen...
Engin’in yolladığı kâğıdı Elçin’in ağzına tıkmak istesem de elimde buruşturup hocaya baktıktan sonra çöpe fırlattım...
Kırk beş dakika süren dersin ardında sonunda sınıftan çıkabilmiştik. Elçin ve Ayşe yanımıza geldikten sonra gözün Ela’yı ararken Engin doğrudan bana geldi.
“Sabır!” diye seslice söylensem de Engin karşımda durup “Biraz konuşabilir miyiz?” diye yüzsüzce sordu.
“Neden? Kafama tekrar tepsi mi geçireceksin?” diye alayla sordum.
Olumsuz anlamda kafasını sallayıp “Sana asla zarar vermek istemezdim.” dedi.
“Verdin!” diyerek aslında geçmişi hatırlatmak istedim. Elimi kavrayıp “Ben seni çok kıskandım.” demesiyle elimi çektim.
“Evliyim!” diye hatırlatmada bulunup kızlara döndüm.
“Ben eve gidiyorum. Daha fazla baş ağrısına dayanamayacağım.” dedim.
Elçin “Seni bırakalım zaten bir ders kaldı.” deyince başımı olumsuz anlamda salladım.
Engin “Alen, seni eve bırakana kadar konuşmama izin ver. Söz bir daha seni rahatsız etmeyeceğim.” dedi umutla.
Gözüm kızları bulunca Zeynep olumsuz anlamda başını salladı.
Elçin “Bence de konuşun ve arkadaş kalmaya karar verin!” diyerek bana kaş göz yapınca Ayşe’de ona destek çıktı.
“Bir daha bu konu için beni rahatsız etmeyeceksin değil mi?” diye sordum.
Başını sallayıp “Söz veriyorum!” dedi.
Kızlarla vedalaşıp Engin'le üniversitenden ayrıldık. Engin ne kadar geçmişten konuşup özür dilese de umurumda değildi. Geçmiş benim için okulun arkasında gördüğüm öpüşme sahnesiyle son bulmuştu.
1 yıl önce...
Zeynep’in ısrarıyla Ela ve gizemli arkadaşının peşine düşmüştük. Zeynep gülerek “Çocukla telefonla konuştu. Bu sefer göreceğiz!” deyince güldüm.
Elçin hayranlık ve merakla “Valla bu kadar çok sakladığına göre çok yakışıklı olsa gerek.” dedi.
“Tamam susun da gidelim.” diyerek okulun arkasına doğru ilerledim. Ben ve Zeynep önde, Ayşe ve Elçin ardımızda geliyordu. Uzaktan gördüğüm görüntüyle donup kalırken Zeynep “Engin!” diye şaşkınlıkla konuştu. Engin ve sarışın kızdan gözlerimi ayıramazken öfkeyle yumruğumu sıkıp onlara doğru ilerledim...
Arabanın durmasıyla anılardan sıyrılıp “Seni dinledim ve cevabım hayır!” diyerek Engin’e döndüm.
“Özür dilerim Alen anlık bir hataydı.” demesiyle sinirle güldüm.
“Üç ay o kızla yattın!” diye nefretle bağırdım.
Elimi kavrayıp “Ben sadece seni sevdim!” diye söylense de umursamadım.
“Bizim ilişkimiz bir yıl önce bitti ve kocamla da gayet mutluyum!”
Elimi bırakıp yüzüme baktı. Daha sonra elini yüzüme yerleştirip “Bana olan sevginin bitmediğini gözlerinden okuyorum Sarı Fırtınam!” demesiyle elini tutup yüzümden çektim.
“Yanlış okuyorsun ve bir daha bana dokunursan seni gebertirim!” diye bağırdım. Arabanın anahtarını elinden alıp arabadan inecekken kolumdan kavradığı gibi beni kendisine çekip dudaklarıma sarıldı. Gözlerim fal taşı misali açılırken gördüğüm kişilerle gözümden yaş süzüldü.
#Kerim
Alen ve Engin’e hayalkırıklığıyla bakarken yüzüm abimi bulamıyordu. Alen, Engin’i itip araçtan indiği gibi koşarak yanımıza geldi.
“Baba yemin ederim zorla öptü!” diyerek ağlamaya başladı. Araçtan inen Engin’e öfkeyle bakarken abim “Ben içeriye geçiyorum.” diyerek apartmana geçince Alen’e baktım. Gözüm Engin gevşeğini bulunca hırsla üzerine yürüyüp yumruğumu yüzüne indirdim.
“Bir daha kızımın çevresinde dolanırsan seni gebertirim şerefsiz!”
Yüzünü tutup “Ben, Alen’i seviyorum!” diye bağırdı.
“Ama o seni sevmiyor!” diye bağırıp Alen’e bakmadan içeriye doğru yöneldim.
#Alen
Babam ve amcam gidince öfkeyle Engin’in yanına gittim.
“Seni geberteceğim!” diyerek dizimi karnına geçirdim.
“Al-“
“Kapa çeneni!” diye bağırıp öfkeyle elimi arabanın camına indirdim. Ağrıyan elimi tutarken “Defol!” diye bağırdım. Apartmana doğru ilerlediğimde hızla merdivenleri çıktım. Kapının önüne geldiğimde Zahide kapıda bekliyordu. Kapıdan çekilip “Buyurun!” deyince ayakkabılarımı çıkarmadan içeriye girdim. Amcam bir aşağı bir yukarı gidip gelirken göz göze geldik.
“Yemin ederim zorla öptü!” diyerek yanına vardım.
Amcam bana bakmak yerine “Zahide dışarıya çık!” diye bağırdı.
Gözümden yaşlar süzülmeye devam ederken babamın yanına vardım.
“Baba, sen beni tanıyorsun, ben öyle bir şey yapmam!” dememe rağmen daha çok ağlamaya başladım.
Amcam “Batmaya bile razıyım ama oğlumun şerefini bu kadar fazla düşüremem!” demesiyle sinirle ayağa kalktım.
“Zorla öptü!” diye bağırdım.
Amcam bana bakıp “Senin eski sevgilinle ne işin vardı? Niye aracı o kullanıyordu!?” diye bağırdı.
“Son bir defa konuşursam bir daha beni rahatsız etmeyeceğini söylediği için!” desem de amcam olumsuz anlamda başını sallayıp “Hayır, bu evlilik bitecekt!” diyerek ceketini aldığı gibi evden ayrıldı. Bakışlarım babamı bulduğunda “Yemin ederim zorla öptü!” dememle ağzımdan hıçkırığımın firar etmesi bir oldu. Babam yerinden kalkıp bana sıkıca sarıldı.
“Ben sana inanıyorum kızım!” demesiyle biraz olsun rahatlamıştım. Saçımı okşayıp beni rahatlamaya çalışırken “Keşke konuşmasaydın o şerefsizle!” diye sinirle söylenince Zeynep’i dinlemediğime pişman olmuştum.
♡♡♡♡♡
#Oğuz
Amcamlar ve ailem bizim evde toplanmışken öfkemi kontrol altında tutmaya çalışıyordum. Annem elimi tutarken gözünde gördüğüm dolulukla Engin şerefsizini gebertmek istiyordum.
Babam “Biz yarın eşyalarımızı alıp buraya geri döneriz.” demesiyle annem başını salladı.
Yengem “Alen öyle bir şey yapmaz. Zorla öpmüş!” diye titrek bir sesle konuşunca amcama baktım. Mahcup bir tavırla başını öne eğmişken annem “Bir yıl önce bitmiş gitmiş bir ilişkinin neyini konuşacaklar!” diye öfkeyle konuştu.
Yengem cevap vermezken amcam “Ben kızıma güveniyorum.” diyerek ayağa kalktı. Yengemde onunla birlikte kalkınca “Zahide bavulu hazırladın mı?” diye sordu.
Zahide abla olumlu anlamda başını sallayınca amcam “Alen’i çağır eve gidelim.” diyerek dış kapıya yöneldi.
İçimde yaşadığım karmaşık duyguları adlandırmaya çalıştım ama pekte başarılı olmadım. Zahide abla, Alen’in bavulunu sürükleyerek odadan çıktığında Alen’de ardından çıktı. Gözlerimiz buluştuğunda yine yemyeşil ormanla karşı karşıya geldim. Amcam, Alen’in yanına gidip koluna girdikten sonra “Senin hatan sadece onun insan gibi konuşacağına güvenmen!” diye keskin sesle konuşup koluna girdi. Yerimden kalkıp “Anne, ben uyuyacağım.” diyerek Alen’e kısa bir süre bakıp odaya girdim. Duyduğum kapı sesiyle gittiğini anladığımda yorgun düşüncelerle yatağa doğru ilerledim...