‘’Baba bak!’’ diyen Aşkım legolarıyla yaptığını gösteriyordu.
Korkut ilgiyle baktı. ‘’Çok güzel olmuş.’’ dedi gülümseyerek. Neredeyse her gün Aşkım için geliyordu ve tabi Yeşim’e de ilgisini belli ediyordu ama henüz ondan bu yönde bir adım gelmemişti.
Yeşim kahve dolu kupa bardağı uzattığında teşekkür ederek aldı. Sohbet ederken çalan kapı ziliyle elindeki bardağı bırakıp kimin geldiğine bakmak için gitti. Akşam saatinde gelecek birini beklemiyordu. Kapıyı açtığında gördüğü iki yüzle şaşkınlığı yüzüne yansıdı. ‘’Baba! Anne!’’ dediğinde kapının önünde kalmıştı.
‘’Sürpriz!’’ diyen annesi yüzünde gülümsemeyle şaşkın kızına sarıldı.
Eve girdiklerinde babası Korkut’a sert bakışlar atıyordu. ‘’Arkadaşın kim?’’ diye sorduğunda genç adam Yeşim’e baktı. Ne söylemesi gerektiğini anlayamamıştı.
‘’Korkut, hastaneden doktor arkadaşım.’’ diye yalan söyledi.
Aşkım içeriden geldiğinde anneannesine koştu. ‘’Anneanne.’’
‘’Aşkım!’’ diyen Aysen Hanım küçük kızı kucakladı. ‘’Çok özlemişim seni.’’
Anneanne torun özlem giderirken Yeşim ‘’Otursanıza ayakta kaldınız.’’ diyerek koltukları gösterdi. Ailesinin Korkut ile karşılaşmasını istemezdi ama olan olmuştu. Anne ve babası için yorgunluk kahvesi hazırlayıp geri geldi.
Küçük kız dedesinin verdiği oyuncağı alıp Korkut’a baktı. ‘’Baba bak dedem ne almış.’’ dediğinde içeriye el bombası atılmış gibi bir hava esmişti.
‘’Baba?’’ diyen Ilgın Bey kızına bakıyordu.
Yeşim huzursuzca kıpırdandı. ‘’Anneciğim artık uyku saati hadi bakalım odaya.’’
‘’Ama anneannemle, dedemle oynamak istiyorum.’’
‘’Yarın oynarız Aşkım’ım tamam mı?’’ diyen Aysen Hanım ile annesinin elini tutup odasına gitti.
Kızını uyutup geri dönen Yeşim ile babasının sesi yükseldi. ‘’Biriniz bana ne döndüğünü açıklayacak mısınız?’’
Genç kız oturduğu yerde derin bir nefes aldı. ‘’Korkut, çocuk psikoloğudur. Aşkım, babasız büyüdüğü için son zamanlarda gördüğü erkeklere baba demeye başladı. Arkadaşımda sağ olsun beni kırmadı Aşkım’ı hastaneye götürmeyeyim diye görüşme için belli aralıklarla eve geliyor.’’ Uydurduğu yalana kendi bile şaşırmıştı. Korkut ise garip garip yüzüne bakıyordu ama sessiz kalması için küçük bir işaret yaptı.
‘’Aşkım’ın böyle bir durumu vardı da neden bizden sakladın?’’ dedi Aysen Hanım sitemle. ‘’Destek olmak için daha önce gelirdik.’’
‘’Ciddi bir durum değilmiş. Belli yaşlarda bu olabiliyormuş.’’ dediğinde Korkut’a baktı. ‘’Öyle demiştin ya değil mi?’’
‘’Evet öyle.’’ dedi Korkut da yalanı bozmamak için. ‘’Geçici bir süreç. Üzülmenizi gerektiren bir durum yok.’’
‘’Demek çocuk psikoloğusunuz.’’ diyen Ilgın Bey’i başıyla onayladı genç adam. “Babanız ne işle meşgul? Tanır mıyız?’’
‘’Baba!’’ diye bir uyarı gönderdi Yeşim. ‘’Babam iş adamıdır. Çevresi de bu yüzden geniştir.’’ diyerek Korkut’a baktı. ‘’Çevre geniş olunca da gördüğü herkesi tanıyacağını düşünüyor.’’
‘’Tanıyacağınızı sanmıyorum Efendim. Babam ben yedi yaşındayken vefat etti. Öncesinde de zengin bir ailenin evinde şoförlük yapıyordu. Yani ismi bilinen biri değildi.’’
O zamanlar babası Titanların evinde şoför olarak çalışıyordu. Kalp krizinden ölünce de Cavit Bey gerekli maddi desteği sağlayıp okumasını sağlamıştı ve işi öğretip oğlunun yanına vermişti. Ayberk ile beraber büyümüşlerdi. Aynı yaşta olsalar da saygısından dolayı ağabey diye hitap ediyordu ve aralarındaki bağ güçlüydü. Her konuda birbirlerine koşulsuz güvenirlerdi.
‘’Babasız büyüyüp suça bulaşan çok kişi var. Sen yoldan çıkmayıp doktor olmuşsun. İraden sağlammış.’’
‘’Sormayı unuttum. Aç mısınız?’’ diyen Yeşim’e annesi cevap verdi.
‘’Değiliz ama yol yordu dinlensek iyi olacak.’’
‘’İzninizle.’’ Korkut ayağa kalktı. ‘’Tanıştığıma memnun oldum Efendim.’’ diyerek karşısındakiyle tokalaştığında elini sıkan adamın gücünü fazlasıyla hissetmişti.
Yeşim kapıya kadar eşlik etti. Sonrasında anne ve babası için misafir odasını hazırladı. Annesi odaya geçtiğinde babası konuşmak istediğini söyleyip yanına oturtmuştu.
‘’Bir sorun olmadığına emin misin?’’
‘’Eminim baba.’’ dedi genç kız.
‘’Aşkım’ın durumu gerçekten önemsiz mi? Gerçi böyle bir şeyin önemsiz hali de olmaz ya neyse! Elin adamına baba dedi ki arkadaşını hiç gözüm tutmadı. Böyle eve alıyorsun sen de tek başınasın.’’
Yeşim babasını iyi tanıyordu. Önüne Korkut’un adına düzenlenmiş tıp diplomasını da koysa şüpheyle yaklaşırdı. ‘’Gerçekten sorun yok. Aşkım doğduğundan beri babasız büyüyor annesi olarak ne kadar sevgi verirsem vereyim babasının yerini dolduramam. Kendine bir baba araması normal değil mi?’’
‘’Neden kendine eziyet çektiriyorsun? Bu şehire kendini kapattın kaldın tayin al gel yanımıza hep beraber büyütürüz torunumu.’’
‘’Canım babam.’’ diyerek Ilgın Bey’e sarıldı. ‘’Burada belli bir prestijim var. Sadece kendimim, insanlar beni ben olarak tanıyor ama sizin yanınıza gelirsem okul zamanlarıma döneceğim. Kimseye gerçek seni anlatamayacağım yalan bir aile hayatına kendimi hapsedeceğim. Bunu istemiyorum. Sizin yanınızda olmak mutluluk verici ama yanıma geldiğiniz ilk dakikadan yalan söylemeye başladım.’’ Bu yalanları iki taraflı söylemişti ama değişen bir şey yoktu. ‘’Senin kızın güçsüz biri değil. Ben Ilgın Aydın’ın kızıyım unuttun mu?’’ Bedenine sarılan güçlü kolları hissetti.
‘’Sen benim biricik kızımsın ve kabul etmek istemesem de korumama ihtiyacın olmadığını biliyorum yine de her daim buradayım.’’
Geri çekildiğinde gülümsüyordu. ‘’Hadi bakalım Ilgın dede yatıp dinlen çünkü eminim Aşkım sabah uyandığı gibi soluğu yanınızda alacak ve uyumanıza izin vermeyecek.’’
Babasını misafir odasına yollayıp kendi odasına geçtiğinde derin bir nefes aldı. Bir an babası yalanını anlayacak diye korkmuştu. Yatağa uzandığında telefonundaki mesajı fark etti. Korkut atmıştı.
‘Sorun var mı?’
Hızlıca cevap yazdı.
‘Hayır Doktor Korkut her şey yolunda.’
Telefonu kenara bıraktığında gözlerini kapattı. Belli etmese de geçen zamanda Korkut’un gösterdiği ilgi hoşuna gitmeye başlamıştı. Sadece öyle bir adama kalbini açmak istemediğinden kendisiyle savaş halindeydi. Olgun ile yeterince uğraşmışken karanlık işler peşinde koşan biriyle olamazdı. Özellikle de Aşkım varken tehlikeleri üzerine çekemezdi. Ne olursa olsun önceliği her zaman kızıydı. Gerçi böyle de sürekli yanlarındaydı ama yine de aralarında o mesafe vardı.
Yüzüstü döndüğünde yüzünü yastığa bastırdı. Korkut’u babasına cidden nasıl doktor diye tanıtmıştı? Gerçeği öğrenirse canına okurdu. Bir de çocuk psikoloğu demişti. Bir şey soracak olsalar cevap alamayıp şüpheleneceklerdi. ‘Sakin ol Yeşim!’ dedi içinden. ‘Birkaç gün idare et sonra zaten giderler.’
~~~~
Sabah burnundaki kokularla uyandığında yüzüne bir gülümseme yerleşti. Yataktan çıkıp ayaklarını sürüyerek kokuyu takip etti ve mutfağa geldi. Annesi yine döktürmüştü. “Özlemişim.” dedi gözlemeden bir parça koparıp ağzına atarken. Salondan babasıyla oynayan Aşkım’ın kıkır kıkır gülme sesleri geliyordu.
Annesi gülerek kızının yanağını okşadı. “Aşkım sağolsun sabahın beşinde uyandırdı. Ben de güzel bir kahvaltı hazırlayayım dedim.”
“İyi ettin Sıla gelir birazdan ilgilenir Aşkım’la.”
Aysen Hanım hemen itiraz etti. “Ara söyle gelmesin biz bakarız torunuma.”
“Emin misin?”
Annesi başıyla onaylayınca Sıla’yı arayıp haber verdi. Hep beraber ailece güzel bir kahvaltı yapmışlardı.
Yeşim evden çıkarken arabasını babasına bırakmıştı. Yola çıktığında bekleyen Korkut’u gördü. “Günaydın.” diyen genç adama aynı şekilde karşılık verdi.
“Günaydın da senin ne işin var burada?”
Korkut arkasındaki arabayı gösterdi. “Hastaneye bırakayım mı?”
“Olur bugün zaten arabasız kaldım.”
Arabaya bindiğinde yola çıktılar. “Dün gece babana doktor dedin ya neden öyle bir yalan söyledin?”
Yeşim imalı bir bakış attı. “Ne diyecektim mafya mı? Evimde üç buçuk yaşında bir çocuk var hatırlatmama gerek var mı?”
“Ne olmuş mafyaysam? Size zarar verecek olsam şimdiye verirdim değil mi?”
Genç kız alaycı bir gülüş gönderdi. “Gecenin bir vakti kapıma dayandığın günü hatırlıyor musun? Şirin için hastaneye götürdüğün gece hani? Aşkım evde tek bakıcısı gelene kadar bekleyin demiştim de dinlemeyip kızımın başına kendi adamlarından birini bırakıp Sıla gelene kadar bakar diyerek sürükleyerek arabaya bindirmiştin. Ya bakıcısı gelene kadar uyansaydı ne olacaktı?”
“O zaman farklıydı.” dedi Korkut.
“Farklı olan ne? O zamanki de sendin.”
Korkut arabayı durduğunda Doktora baktı. “O an seni tanımıyordum, adamımın kızına en iyi şekilde bakacağını biliyordum ve Şirin yengemin durumu kötüyken bekleyemezdim.”
“Ne söylersen söyle kim olduğun ortada. Tanımıyor oluşun kötü davranabileceğin anlamına gelmiyordu ve hayatımda olmana sadece Aşkım için izin veriyorum çünkü kızım sana baba derken yokluğuna nasıl alıştıracağımı bilmiyorum.”
Sözler diğerinin canını acıtmıştı. İlk günden beri Yeşim'in kalbine girebilmek için uğraşıyordu ama olmuyordu. “Evet ben çok kötü bir adamım bu yüzden eski kocana işkence ettim ve kızını sakladığı yerden aldım. Tam da söylediğin gibi biriyim. Hayatımda kalbim gibi karanlık ve sizi de içine çekiyorum ama atladığın bir nokta var; sen bu hayata kendin girdin. Şirin yengeye yardım ederken kanunları fazlasıyla çiğnedin.”
“Benim yaptıklarımla senin yaptıklarını bir tutamazsın.” Yeşim bağırarak konuşmuştu. Arabadan inip yoldan geçen taksiyi durdurarak bindi.
Hastaneye geldiğinde diğeri de ardından gelmişti. “Yeşim!” diyerek karşısına geçti. “Yapma.”
“Benden ne istiyorsun?” Korkut'un yüzüne bakışları öfke doluydu. “Ne yaptığımın farkındayım. Kanunları çiğnediğim her an kendimden nefret ettim. Yaptığım her şeyle ailemin bana öğrettiklerinden uzaklaştım. Vicdanım her sızladığında; Sen kimseye zarar vermedin Yeşim sadece doktor olarak hayat kurtardın diyerek teselli bulmaya çalıştım.” Karşısındaki adamı göğsünden itti. “Haklısın Şirin’i bulduğum ilk anda polise haber vermem gerekirdi ama nasıl bulduğumu iyi biliyorum. Peşinde zarar verecek birileri varsa polise teslim ettiğimde onlarda bulur diye sustum. Ben sizler gibi kötü bir insan değilim.”
“Hayır değilsin.” dedi. Saçmaladığının farkındaydı. Karşısındakini kırdığını da biliyordu ama toparlamayı başaramıyordu. “Özür dilerim.”
“Senden özür beklemiyorum. Yalvarırım Aşkım’ı kendinden soğutmanın bir yolunu bul ve hayatımızdan çık. Kızımın etrafında tehlike istemiyorum.” Arkasını dönüp hastaneye gitti. Korkut davranışlarına devam ederse kendi kalbini dizginleyememekten korkuyordu ama kızı için bunu yapmamalıydı. En başında üzülmek daha iyiydi. Onun gibi biriyle dünya alt üst olsa da olamazdı.
Bütün günü hastalarıyla ilgilenerek geçirmişti ama zihnini meşgul etmekte zorlanıyordu. Mesai bitiminde hastaneden çıktığında bu defa yolunu bekleyen babasıydı.
“Baba.” dedi gülümseyerek.
“Aşkım ile anneannesi ilgilenirken ben de kızımla biraz başbaşa vakit geçirmek istedim.”
“O zaman eski günlerdeki gibi.” diyen Yeşim arabaya bindi. Babası da gelip yanına şoför koltuğuna oturdu.
“Eski günlerdeki gibi.”
Yerlerini aldıklarında karşılarındaki hedefe baktılar. “Hazır mısın?” dedi Ilgın Bey kızına.
Genç kız babasına baktı. “Evet belki bu defa seni geçerim.”
Kulaklıkları takıp ellerindeki tabancalarla ateş etmeye başladılar. Tüm kurşunlar bittiğinde yaklaşan hedefe baktılar. “Hadi ama!” dedi Yeşim sitemle. “Kaç yaşına geldin senin ellerinin titremesi, gözlerinin bulanık görmesi gerekmez mi? Nasıl hala hedefini hiç şaşmıyorsun?”
Babası kızının sözleriyle gülmüştü. “Sen de fena sayılmazsın en azından hedefin ortasından vurdukların var.”
Birkaç saat atış poligonunda vakit geçirmişlerdi. Eve gitmek için yola çıktıklarında araba sürme işi Yeşim’e kalmıştı çünkü babasının işle ilgili telefon görüşmesi yapması gerekiyordu.
Uzun ve gergin geçen konuşma sonrası telefonu kapattı. Yeşim kısa biran babasına baktı. “Yine sorun var değil mi? Sen bu kadar kolay strese girmezsin.”
Ilgın Bey oturduğu koltukta tüm heybetiyle duruyordu. “Az çok bilirsin karanlık dünyanın işleri de karanlıkta kalıyor da elbet bir ışık kaynağı bulunur. Bir süredir sebebini anlayamadığımız şeyler oluyor ama çözeriz.” Kızının omzunu sıvazladı. “Yanında daha uzun kalmak istesem de geri dönmem gerekiyor.”
“Sorun değil baba sen kendi işinle ilgilen ben kendi işimle.”
Evin önünde arabayı durdurduğunda babası elini tuttu. “Yeşim, bak bugün Aşkım şu arkadaşınla ilgili bir sürü şey anlattı. Dışarıda geziyorlarmış falan ve hep baba diye bahsetti. Korkut denen o adamı gözüm tutmadı. Bakışları çok karanlık. Seni uzak tutmaya çalıştığım tehlikelere Olgun ile bir kez bulaştın şimdi başka bir yoldan tekrar girmeni istemiyorum.”
Yeşim huzursuz olmuştu. “Baba, bu konuda karışmasan olur mu? Aşkım ile zor bir süreç geçiriyoruz ama düzelecek. Ayrıca Olgun bizi rahatsız etmiyor. Haklısın zamanında seni dinlemeyip evlendim ve yaşayacağımı yaşadım ama yalvarırım Korkut ile ilgili bir şey söyleme. Aşkım için olur mu? Bu defa kızına güven. Başıma yeni bir bela almıyorum sadece kızım için en iyisini yapmaya çalışıyorum.”
“Gözlerimi şimdilik kapatıyorum ama en küçük bir ters durum sezersem el atarım ona göre.”
Babasını başını sallayarak onayladı. “Öyle bir durum olursa el atarsın.”