"Umarım Ayıdır"

363 Words
Tablosuna çok yakıştığı aşikardı. Kalın kaslı kolları, keskin çehresi, buradan bile belirgin olan kırmızı dudakları… Neler düşündüğüne şaşırmadan edemedi. Gerçi kim olsa bu adamdan etkilenirdi. Yaydığı aura buradan bile hissediliyordu. Ormanın hakimi oymuş gibi yırtıcı bir aslan gibi etrafı izlerken biraz olsun bu rahatlatıcı orman havası bile ona işlememişti. Geldiğinden beri çatık kaşlarını, biraz tuvalde yumuşatabilirdi. Aklıma gelen düşünceyle eliyle ağzını kapatıp kıkırdadı. Uzaktan seçemediği tek şey gözleriydi. Bunu şimdilik es geçti belki yeniden burada gözlerini seçebileceğim bir noktada görme şansı olurdu, onu tüm gerçekliğiyle çizmek istiyordu. Tuvaldeki boş gözlerle komik ve tuhaf duran adama baktı her ne kadar gözlerini çizmemiş olsa da büyüleyici duruyordu. Ormana hakimiyet salan bir aurası vardı. Boğucu baskın bir hakimiyet. Başka bir zamanda gözlerini çizmek ümidiyle… Çantasını hızla toplayıp buradan ayrılmalıydı Şirin, arkasındaki hışırtıyla birlikte donup kaldı. Kalbi, sanki göğsünden fırlayacakmış gibi çarpıyordu. İçinde, bir yandan korku diğer yandan heyecan karışımı bir his vardı. Elindeki fırçayı sıktı ve titreyen ellerini sakinleştirmeye çalıştı. "Umarım sadece bir tavşandır," diye içinden geçirdi. Ama bu ses... Kesinlikle küçük bir hayvandan gelmiyordu. Arkasındaki hareketlilik giderek daha da belirginleşti. Şirin, nefesini tutarak derin bir korkuyla yutkundu. Bu hışırtı küçük bir şey değildi. “Umarım arkamdaki bir ayıdır ve beni bir an önce yer.” "Hayır, hayır! Kalbi artık normal bir şekilde atmayı çoktan bırakmıştı. Şirin,“ayı tarafından yenmeye bile razıydı” lütfen o olmasın lütfen diye dualar ederken kalpten gidecekti. Derler ya aklına kötüsünü getirme diye ama Şirin bunu çoktan yapmıştı yandın Şirin yaktın kendini diye söylendi. Bu düşüncelerle kafası karışmış bir şekilde başını hafifçe çevirdi. İşte oradaydı, az önce göl kenarında duran o adam, şimdi birkaç metre uzağında, doğrudan ona bakıyordu. Şirin’in nefesi kesildi. Adamın kaslı, sert ve kararlı duruşu, onunla göz göze geldiği anda nefesini iyice sıklaştırdı. Şalını omuzlarından alıp saçlarına çıkardı. İyice yüzüne çekip kendisini görmesini istemedi. Dahada yaklaştığını hissedince panikle bir adım geriye çekilirken yere bıraktığı çantası ayağı takıldı. Dengesini kaybedip düşmek üzereyken, adam bir adımda yanına geldi. Göz açıp kapayıncaya kadar, güçlü elleriyle onu kavrayıp düşmesini engelledi. Şirin, adamın gözlerinin derinliklerinde kaybolmuştu. Esmer teni, karanlık ormanın içinde parlıyordu. Şirin, yutkunarak gözlerini kaçırmaya çalıştı ama başaramadı. Adam, onu dikkatle süzüyordu; bakışlarında hem sorgulayıcı hem de tehditkâr bir ifade vardı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD