Ormandaki Yabancı

228 Words
Havanın güzelliği içimi mutlulukla doldurdu. Evden uzaklaşmış ormanın içinde, yüzündeki aptal gülümsemeyle ormandaki eşsiz güzellikteki örtüyü seyretmek aklındakileri biraz olsun uzaklaştırdı. Etraf da kimse var mı diye bir yandan kolaçan ederken hızlı hızlı gölün kenarına doğru ilerlemeye başladı. Çantasından tuvali çıkarıp yere bıraktı. Renk renk boyalarını ve fırçasını eline aldı. Yemyeşil Ormanın içindeki güzellikleri hakkını vererek resmetmeye başladı. O kadar dalmıştı ki saatlerin geçtiğini anlamamıştı. Geçen saatlerden sonra hemen toparlanıp buradan ayrılmalıydı. Tam kalkacakken gözüne takılan heybetli adam karşısında yavaşça duraksadı. **** Gölün karşısında soluklanıyordu. Bu açıdan onu göremediği için içi rahattı. Umarım kötü şans beni burada da bulmaz diye içinden geçirirken bir yandan da kenidisini göreceği endişesiyle eli ayağına dolaşıyordu. Aceleyle kalkmaya yeltendiği sırada gölün karşısındaki adam bir anda üstündeki tişörtü yere attı. İlk defa göreceği gerçeklikle yanakları kızarsa da gözlerini ondan alamıyordu. Karşımda 1.90 boylarında alnına düşen gür saçları, esmer teni ve kaslı vücuduyla öylece dururken, sıcak basan teniyle elinde fırçasıyla kalakaldı. Öyle heybetli duruyordu ki zamanını spor salonlarında harcadığına emindi. Ormana yaydığı aura buradan bile hissediliyordu. Aklına gelen fikirle duraksadı yapmalı mıydı? Ah salak kız bir gün başını belaya sokacaksın diye içiden geçirirken tekrar gözlerini karşıdaki yabancıya dikti. İç çekti ve yanaklarına hafifçe vurdu elleriyle de biryandan yüzüne yelpaze yaparken içinden altı üstü bir tişört diye geçirirken kararını verdi. Bu eşsiz güzelliğin içine bu heybetli adamı da çizecekti. Eline aldığı fırçayla onu da eklemeye başladı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD