12. YENİ YILA GİRİŞ

2043 Words
Acar eve geldiğinde Sami de aldığı haberle tıbbi malzeme alıp anında orada bitivermişti. Burcu yine odasına yatırıldı. Dikişleri patladığı için uzun süreli bir kan kaybı yaşamıştı ve kendi gurubu öğrenilerek takviyeye başlandı. Özellikle Acar yarasını dikti. Sonra da üzerini Zehra korkudan titreyerek değiştirdi. Bir gün bir gece uyuyan ve kendine gelemeyen Burcu sonunda ufak ufak kıpırdandığında iç çekti. “Ulan eve o kadar alışmışım ki bizim veletlerin küflü döşeğini rahat yatak zannediyorum.” Gözleri hala kapalıydı. İçine bir soluk çekti. Kaşları çatıldı. “Siktir ımına koyim resmen adamın kokusu burnumun direğine yerleşmiş. Öküz ne olacak.” Sırt üzeri döndüğünde az biraz canı yansa da gözlerini yavaşça araladı. Beyaz tavan ona merhaba derken kaşları çatıldı. “Lan.” Bu defa camdan tarafa baktı ve odasında olduğunu gördü. “Siktir ama ya. Kabus gibi aga yine buradayım.” “Aynen.” Yattığı yerden sıçrayan kız önce oturdu ardından kalkmaya çalıştı. Elbette kan kaybı yüzünden bedeni zayıf düştüğü için başı döndü. Acar “Otur yerine.” derken sesi soğuk ve sertti. Burcu “Ben yine neden buradayım?” derken dönen başı biraz daha normal hale gelmişti. “Keyfimden değil. Bir nevi mecburiyet.” “Af buyur komşu bana mı dedin? Ne mecburiyeti ihtiyar? Senin bana mecbur oluşun bellek yüzündendi onu da verdim. Eee daha ne?” “Savaş. Yani abi peşinde. Kafayı sana takmış durumda. Bize verdiğin bellekte bilgiler var ama yetersiz. Peşine çoktan düştük ama seni de ellerine bırakamadım.” Kaşlarını kaldıran genç kız “Ah canım. Azrail insafa gelmiş can almıyor. Tövbeler olsun. Dünyanın sonu falan mı geliyor? Yoksa ben hala rüyadamıyım?” derken alay ediyordu. Sonra durdu ve “Lan harbi rüyada olmayayım. Hoş kabus demek daha doğru ama neyse” dediğinde sinirle burun kemiğini sıkan Acar “Kes sesini de dilen.” değince gözlerini kısan Burcu daha ciddi konuşmaya başladı. “Bana bak kral efendi. Ben öyle sen dur kal git gel dedin diye sana göre hareket edecek adam değilim. Kaldı ki seninle işimiz bitti. Şimdi beni nereden aldıysanız oraya bırakın gerisi de sizi ilgilendirmesin.” “Ne laftan anlamaz bir şeysin sen kızım? Yemin ediyorum Savaş’a kalmadan benim elimde geberip gideceksin. Madem laf dinlemeyip başına buyrukluk yapacaksın o zaman dinle de neler bekliyor seni öğren küçük fare.” Telefonunu çıkardı ve düşmanının gönderdiği videoyu açtı. Burcu karşılaştığı adamla sanki karşı karşıya gibiydi. Rengi kaçıp eli yumruk olurken kulakları duydukları ile uğulduyordu. “Selam Kral. Biliyorum beni her şeyde aratıyorsun ama nafile bir çaba içindesin. Seni bitireceğim. Unutmadan yanındaki kaltak da benim elimden tadacak ölümü. Ona izlet bunları ki kime bulaştığını görsün. Saba bir şey diyeyim mi? O sürtüğü önce senden alacam. Sonra önce altımda canı çıkana bayılana kadar becerip ardından boynuna tasma takarak yanımda gezdircem. Seks köpeğim olacak.” Gözleri büyüyen ve dolan Burcu sertçe yutkundu. Ellerini daha da sıkarken irisleri boşluğa dalmıştı. “Şimdi anladın herhalde neden bir kokarcayı eve aldım. O pezevenk ölene kadar güvende değilsin. Ama eğer ben köpeği olurum dersen ellerimle teslim ederim.” Acar son cümlede kendinden tiksiniş gibi yüzünü buruşturdu. Burcu ise “Acıdın yani.” derken hala adamın dediğini düşünüyordu. “Neyse. Dediğim gibi. Burada kalıyorsun. Kaçarsan ki daha bu kaçışın cezasını çekmedin sonuçları ağır olur.” Öfleyerek soluğunu bırakan Burcu “Tamam amma uzattın moruk ya. Neyse burada kalacaksam kalırım yani. Amma bazı şartlarım var.” dediğinde tek kaşı kalkan adam “şart?” dedi. “He ya şart. Mesela 1; şu kamera buradan sökülecek. Artık siz bana değil ben size güvenmiyorum. İki; durup dinlenip başka işin yokmuş gibi bana öküz misali böğürmeyeceksin. Sonuçta babanın uşağa yok karşında. Üç; bana Acar’ı getir.” Son isteği sonrası gözleri keskinleşen adam “Anlamadım?” dediğinde soluğunu sıkılmış gibi veren kız “Acar diyorum. Giderken götürdüm ama geri dönüşte getiremedim. Malum, kendimde olmayınca. Onu getir. Bir de Zehra’ya kızma. O sadece bana yardım etti ki haklı olduğumu da biliyordu. Onun haricinde insan yerine koyup ona göre davranırsan da memnun olurum.” dedi ama adamın hala suratına baktığını görünce “Ayı yahu ayı. Hani büyük kahverengi vardı ya. O işte” diyerek açıkladı. Gözlerini kısan adam kızın dibine kadar girip yüzünü yüzüne yaşatırdı. “Sen oyuncak ayıya Acar adını mı koydun?” “Koydum. Ne var bunda? O da ayı sende. Şimdi hakkını yemin o sevimli sen mağarasında kış uykusuna yatmış cinsisin ama oralar detay girmeye gerek yok.” “Ulan seni var ya.” Dişlerini sıka sıka söyledikleri ile Burcu “Dakka bir gol bir emmioğlu olmuyor böyle. Hani böğürmek yoktu. Koca kral olmuşsun bir dinileni yapamıyorsun ayıp ama he.” dediği an “Lan sus!” diye bağıran Acar ile yatağa devrildi. O sırada içeri gelen Kemal ile Mehmet şaşkınca yatağın kıyısında dikilen Acar ile uzanmış yatan Burcu’ya bakıyorlardı. Genç kız Kemal’e dil çıkarıp Mehmet’e döndü ve “Şunu artık mağarasına mı sokarsınız ahırına mı bağlarsınız ne yaparsanız yapın yoksa başına bir iş gelecek. Ha bir de unutmadan çocukların kulübe de Acar kaldı. Size zahmet getirsenize be. Alıştım namıssıza uyurken iyi oluyor” dedi. İki adam da birbirine bakarken Acar “Delirmemek için nasıl bir çaba harcarım bilmiyorum ama çeneni kapatmayın böyle konuşmaya devam edersen seni giden yeni yapılan bir inşaatın temeline gömerim sen sağ ben selamet anladın mı küçük şeytan?” dediğinde artık kulaklarından duman çıkmaya başlamıştı. Burcu ona boğa misali bakan adama karşın diğerlerine döndü ve elini ağzının yanına tutup sır verir gibi “Diyorum size bu kadar sinir fazla. Filleri uyutan iğneden yapında kendine gelsin” değince “Lan ben senin” diyen Acar’ı Kemal tuttu. “Gel abi sen boşver onu. Büyük ihtimalle kan kaybı falan derken dengesi şaştı. Ne dediğini biliyor.” “Dengesini sikerim lan onu. Şeytana bak oyuncak ayıya acar diyor. Neymiş hanım efendinin şartları varmış. Ben o şartları alır...” Gözleri büyüyen Burcu yattığı yerden doğrulamayınca elini uzatıp “Kardeş sende bunlar gibi öküzden bozma ayıdan dönme değilsen hele tut şu elimi de kalkayım. Beynime kan yürüdü sırtı üstü yatmaktan.” değince dudaklarını birbirine bastıran adam elini tutup kaldırdı. Kemal odaya geri geldiğinde Burcu oturmuş konuşuyor Mehmet de transa girmiş gibi onu dinliyordu. “Burcu, etme bak bu adamın üzerine çok gidiyorsun. Günün birinde gerçekten atar bir temelin içinde beton döker üzerine dönüp bakmaz bile. Şu diline az ayar versen.” Gözlerini kısıp Kemal’e bakan genç kız “Siktir oradan hırt. Bir de akıl veriyor. Adam sandım güvendim madam olamadınız be.” dedikten sonra burnunun ucuyla kamerayı gösterdi. “Şimdi yiğidi önce onu söküp alıyorsunuz. Sonra da bana acarımı getiriyorsunuz. Çaktın köfteyi.” Mehmet “Ben sana yeni bir ayı alırım merak etme.” “Harbi mi lan. Valla de?” “Valla bak. Hem kahverengi alırım hem de pembe.” Burcu yeniden Kemal’e dil çıkarıp Mehmet’e döndü. “Bak bu parlak oğlana acayip gıcık kaptım. Seni de sevdim kuzu. Sen bana iki ayı al. Birine acar diğerine Kemal derim olur biter. Nasıl olsa hayvanat bahçesi gibi yaşantım var her türlü hayvan çevremde mevcut.” Mehmet gülerken diğeri kaşlarını çattı. Burcu kameranın sökülmesini keyifle izledi. Mehmet ise kaşla göz arasında dışarı çıkmış neredeyse kızın boyunda iki ayı ile geri gelmişti. Odaya girdiğinde içtiği ilaçlar yüzünden uyuya kalan kızla karşılaştı. Ayıları yatağın yanına koyarken bir süre öylece izledi ve dışarı çıktı. Acar ise odasına girdiğinde yatağa kendini atıp az da olsa uyumak istedi ama aklına hala Savaş’ın videosu geliyor Burcu’nun iğneleyen lafları da delirme kotasını perçinliyordu. 31 ARALIK 2023 Yılın son günü evde oradan oraya koşturan Zehra fırından kurabiyeleri çıkarıyor, yerine poğaçaları koyuyordu. Burcu salonda oturmuş televizyon izlerken artık dayanamayıp “Kız, fingirdek neler yaptın yahu tamam dur artık.” diye bağırdığında yüzüne bulaşan unu temizleyen genç kız “Bu gece yılbaşı gecesi. Evde seninle baş başayız kızım. Azcık keyif yaparız kızım işte. Kalanı da kapıdaki korumalara veririz. Nasıl fikir ama?” dediğinde hevesle Burcu’ya bakıyordu. Genç kız “Güzel güzel de sen benle evde yanlızsın diye niye bu kadar sevindin anlamadım. Lan, yoksa bana mı yürüyorsun? Kızım çarparım ağzının ortasına ha. Ben erkeklerden yanayım. Yani seçimim onlar.” derken göz deviren Zehra “Korkma be. Bende erkeklerden hoşlanıyorum da işte ne bilim. Yeni yıl. Yeni hayaller. Yeni arkadaşlıklar. Iyi olur işte fena mı?” dedi. Her şey yeniye devrediyordu ama sadece tarihler yeni yılı sarıyordu. Kalanın hepsi aynıydı. Önce kafada yenileniyordu bazı şeyler ya da tamamen eskiye çakılı kalıyordu insanın kimyası. Acar, klinikte hayvanlarla ilgilenirken kafasında dönen şeyler vardı. Günler geçiyor yine aynı evin içinde dolanıyorlardı ama rüyaları peşini bırakmıyordu. Sanki her defasında daha fazlası olamaz dendiğinde daha fazlası için tüm engeller zorlanıyor, duvarlar yıkılıyor yerine daha yükseği daha ince şekilde örülüyordu. Akşam klinikten çıktığında her zamanki gittiği bara gitti. Amacı biraz içip kafa dağıtmaktı. Birkaç kadeh içti ama ortam sarmayınca eve geçti. Zehra ise elinde mikrofon gibi tuttuğu kumandayla şarkı söylerken Burcu bardağında olan votkalı meyve suyundan içiyordu. Kafalar öyle güzelleşmişti ki kendi de kalkıp “Batsın bu dünya lan” diye şarkı söylemeye başlamıştı. Eğlence güzeldi. Kafalar daha parlak. Acar, Asım ile eve girdiğinde televizyon kapanmış Zehra bir koltukta Burcu diğerinde sızıp kalmıştı. Adamlar salona adım attıklarında gördükleri manzara karşısında duraksarken “Uyusunlar burada. Sende git Asım yarın izin kullanın” diyen Acar’dı. Adamı giderken salondan çıkıp odaya çıkmak için adımladı ama Burcu’nun “Pişt emmioğlu az bak hele” demesiyle durdu. “Ne istiyorsun küçük şeytan?” “Şey, dur ya ne diyecektim ben? Heh aklıma geldi. Benim çok çişim geldi yüzüne güller bir el atsan da gitsem. Kafam yerinde durmuyor valla orta yere bırakırım.” Sinirle gözlerini kapayıp açan adam gidip sağla kolundan kızı kaldırdı ve sıkıca tutup lavaboya götürdü. Kapıdan içeri bıraktıktan sonra tam gidiyordu ki “Emmioğlu hele şu pantolonu da indirsene. Düğmelerini açamıyorum.” diyen kızla “Tutup işetim mi bacaksız?” karşılığını verdi. Burcu içkinin verdiği keyifle “Yok la öyle uzun değil sizinki gibi. Ben işetirim. Ama az çabuk çöz şunu kaçacak altıma” diye homurdandı. Acar söve saya düğmeyi açtı ve fermuarı indirdi. Sonra belinden tutup aşağıya çekiyordu ki gördüğü şeyle irisleri mavi içinde gizlenmiş kırmızı alevlerle yanmaya başlamıştı. Fazla yapılı olmayan kızın kadınlığı tam karşısındaydı. Burcu farkında değildi ama kapıyı kapamadan işini görmüş yalpalayarak elini yıkamış ve dışarı çıkmak için hareket etmeye çalışıyordu. Kolunu tutan adamla “Götür beni gittiğin yere sebastian.” derken güldü. “O kim lan? Kırdırma ağzını yüzünü elin herifinin.” “Sakin ol şampiyon. Şarkıda duydum. Hem ben nereden bileyim sebastianı falan.” “He iyi akıllı ol.” Yan yana yalpalayarak kızın odasına girdiklerinde “Yat zıbar küçük şeytan.” diyen adam tam gidiyor ki kolunu bu defa tutan Burcu oldu. Adamın yüzüne bakıp inceleyen ya da öyle görünen genç kız “La moruk senin bu dudakların niye böyle güzel göründü bana ya.” dedi ve uzanıp parmaklarını dokundurmak istedi. Acar onu engellemek isterken dengelerini kaybettiler ve yatağa düştüler. Şimdi burun burunalardı. Burcu freni patlamış kamyon gibiydi. “Siktir la, gözlerin de çok güzel moruk senin.” “Lan elimde kalacak sussana.” “Susmuyorum. O sıkı götün yiyorsa sustursana. Bu çene var ya bu çene.” “Hay ben o çeneyi.” Gözleri ışıldayan kız “Naparsın?” dediğinde Acar bir soluk kadar yakınına gelip “Yapınca görürsün bacaksız.” dedi. Kaşlarını çatan kız “Ben bacaksız değilim bak bacağım var hem de iki tane” dediğinde kaldırdığı dizleri yüzünden adam artık bacak arasındaydı. Sertliği içkiye rağmen kendini belli ederken nefesi hızlanan Burcu dudaklarını yaladı. Adama birden “Öpüşmek nasıl bir şey dayı oğlu. Mide bulandırıcı mı?” dediğinde gözleri adamın kırmızıya dönük dudaklarındaydı. Acar dudağının ucunu kıvırdı. “Cık. Aksine çok güzel bir şey.” Gülüyordu çünkü az önce gördüğü kadınlığa erkekliği baskı yaparken giysiler dahi olsa iyi hissetmişti. “Valla mı? Ben hiç öpüşmedim göstersene.” Acar kızın elalarına baktı. Kızıl saç tutamları yatağın üzerine dağılmıştı. “Kes sesini küçük şeytan.” “Hadi ama ya. Hepi topu nasıl öpüşülür göstercen çok mu zor yoksa?” Adam kendine gelmeye çalıştı ama Burcu buna hiç yardımcı olmuyordu. Kalkmak istediğinde yakasından tutan kız “Asım’a sorsam o gösterir mi?” dediği an kaşları çatılan Acar “Siktirme lan bana Asım’ı” diye kızarken bir şeyler demek için aralanan dudakları öpmeye başladı. O an dışarıda 2024 e girmişlerdi ve Burcu ne yapacağını bilmezken Acar kızın alt dudağını emip kendini ona bastırıyordu. Hani hep denir ya yeni yıla nasıl girersen öyle geçer diye. Adam için bu giriş rüyalarında seviştiği kızı gerçekten öperken kasıklarında onu hissetmekle olmuştu. Kıskançlık ise damarlarına dolup taşıyordu.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD