Kapı çaldı, Ayşe babası geldiğini düşünerek koşup açtı kapıyı. Karşısında babası yerine elinde büyük bir ayıcık olan takım elbiseli bir adam duruyordu.
"Ayşe hanım, bunu size Ali bey gönderdi. Eğer almazsanız beni işten çıkaracak, lütfen alın bu hediyeyi." Ayşe ne tepki vereceğini bilmiyordu, isteksiz bir şekilde aldı ayıcığı adamın elinden. Daha sonra hiçbir şey demeden kapıyı yüzüne kapattı.
Ali uzaktan onu izliyordu. Ayşe'nin merhametli biri olduğunu bildiği için kovulma hikayesini uydurmuştu, düşündüğü gibi de işe yaramıştı.
Ayşe odasına girdiğinde ayıcığın üzerinde duran notu alıp açtı ve okudu.
"Sevgi konusu bu kadar kolay karar verilecek bir konu değil. Eğer benim ölmemi istiyorsan bir kez daha hayır de, ama gerçekten seviyorsan bu kadar kolay karar verme. Ben seni seviyorum Ayşe, beni bırakma gül yüzlü kadınım!"
Notu okuyunca ilk başta gülümsedi, ama daha sonra babası aklına gelince gülüşü soldu. Bir an önce bu durumu çözmeliydi.
"Yapma Ali, işi daha fazla zorlaştırma!" Bunu yürekten söylememişti, yine de öyle olmasını umuyordu, o bunları düşünürken telefonu çaldı. Arayan bilmediği bir numaraydı, belki de konuşmak için Ali yeni bir hat çıkarmıştı, bu düşünceyle açtı telefonu.
"Alo?"
"Ayşe, ben Ali'nin babasıyım." Ayşe zaten anında anlamıştı o sert ses tonundan. Ayşe ses çıkarmayınca adam konuşmaya devam etti.
"Ali vazgeçmek istemiyor senden, bu yüzden seninle birlikte hareket edeceğiz!"
"Ayrıl dediniz ayrıldım, daha ne yapmamı bekliyorsunuz?"
"Sizin eski sınıfınızda bir çocuk varmış, Hakan mı ne! Onunla bugün bir araya geleceksiniz, uzaktan biri resimlerinizi çekecek. Bende bunu Ali'ye gösterip bu yüzden ayrıılmalısın diyeceğim! Anlaşılmayan birşey var mı?" Ayşe bunu duyunca kaşları çatıldı, sırf oğlunu uzak tutmak için yaptığı plana bak, iğrençti.
"Bunu asla yapmam, oğlunuzu benden uzak tutmak için kendimi başka türlü gösteremem!"
"Ben sana planı anlattım, anlaşılmayan bir yer var mı diye de sordum. Onun dışında senin karar verme yetkin yok, yapacaksın! Aileni düşün Ayşe, senin yüzünden onlara zarar gelmesini istemezsin, değil mi?"
Yine aynı şeyi yapıyordu, bu Ayşe'yi kötü etkiliyordu, yine kabul etmek zorunda kalmıştı.
"Bunu yapacağım, ama daha sonrasında başka dediğiniz hiçbir şeyi yapmayacağım, hayatımdan uzak duracaksınız!"
"Merak etme, Ali bunu görünce eminim ki beni dinleyip seçtiğim kişiyle evlenecek!"
Ayşe bunu duyunca kalbi hızlı atmaya başladı, başkasıyla evleneceğini düşünmek bile onun için zor geliyordu. Nefesinin düzelmesini bekledi, oo sırada adam yine konuştu.
"Hakan'dan sonra bir erkekle daha fotoğrafını çekecekler. Ben tüm planı ayarladım, sakın uymamazlık yapma. Tek bir hatanda ailen yanar!"
Bunları dedikten sonra telefonu kapattı, Ayşe son söylediklerini duymamıştı, tek hatırladığı Ali'yi başkasıyla evlendirecek olmasıydı. Ne bekliyordu sanki, Ali yıllarca onu bekleyecek değildi ya!
O bunları düşünürken telefonuna mesaj geldi. Nereye gitmesi gerektiği ve saati yazıyordu. Yatağına uzanıp gözlerini yumdu.
"Seni severken ailen yüzünden ayrılmak çok zor geliyor!" Bunu derken gözlerinden yaş aktı, daha sonra bu ağlama hıçkırığa döndü.
Saati geldiğinde odadan çıktı Ayşe hazırlanmış bir şekilde, bunu yapmaya mecbur olduğunu söyleyip duruyordu içinden.
İstenilen yere vardığında Hakan'ı gördü, demek ki onu bile ayarlamışlardı. Arada az mesafe vardı, biri elinde kamera onları bekliyordu. Hakan'ın yanına vardığında Hakan gülümsedi.
"Bu planları sayesinde seni görmüş oldum, çok özledim seni," dedi Ayşe'ye sarılırken. Ayşe tam ayrılacakken uzakta onları çeken adam konuştu.
"Durun böyle, Ayşe hanım, Gül'ün biraz, istekli durun!" Sanki özel bir çekimdeydi, kendini gülmeye zorladı. Adamın fotoğrafı çektiğini anlayınca Hakan'ı itti.
"Bu durumdan istifade etme sakın Hakan, benden uzak durmak senin hayrına olur!"
"Ali'den ayrılacaksınız her ihtimalde, daha sonrasında baban seni evlendirmek isteyince sana ben talip olacağım. Bak ben çok hata yaptım, ama çok pişmanım, beni tek seven kadının sen olduğunu anladım. Seni her halinle kabul ederim, bu iş olacak!"
Ayşe duydukları karşısında sinirlenip Hakan'a tokat attı.
"Kendine gel Hakan, ben seninle asla olmam, bunu o olmayan aklından çıkar! Ben seni sevmedim, sadece hata ettim, ama ondan da döndüm. Her ne olursa olsun ben hep Ali'yi seveceğim, başkasıyla evlense bile! Neden biliyor musun, biz ayrılmak zorunda kaldık, ama o hiçbir zaman senin gibi gözü dönmüş biri olarak kalmayacak aklımda. Benim için hep sevecen, mutlu etmesini bilen Ali olarak kalacak, şimdi siktir git buradan!"
Kameraya çeken adam yanlarına yaklaşıp Ayşe'ye bir torba uzattı.
"Seninle işimiz bitti, gidebilirsin!" Hakan bunu duyunca karşı çıkmak istedi, ama adamın yüz ifadesini görünce karşı çıkmaması gerektiğini anlayıp oradan uzaklaştı.
"Şunları giyin, farklı elbiselerle görünmen lazım!"
"Anlamadım, o neden, işim bitmedi mi?"
"Hayır bitmedi, şimdi bunları giyinip Ali'nin tanımadığı bire adamla çekileceksin," dediğinde Ayşe artık çıldırmıştı.
"Bana böyle birşey söylenmedi! Abartmayın, oyun bitti artıık, istediklerinizi yaptım işte, benden bu kadar!" Böyle dedikten sonra arkasına dönüp yürümeye başladı, adamın sesiyle durdu.
"Beyim bunu söylediğinde bende arabadaydım, duydum. Bana söylenmedi diyerek kaçamazsın, tabi ailene zarar gelmesini istiyorsan orasını bilemem!"
Ayşe o adamın son söylediklerini idrak edememişti, demek ki bunu söylemişti. Yerinde durdu, geri dönüp adama baktı.
"Nerede giyineceğim?" Bunu sorarken gözleri sulanmıştı, kendini zor tutuyordu bu tanımadığı adamın önünde ağlamamak için. Adam arabayı gösterince oraya döndü ve arabaya bindi.
Üzerini zorda olsa değiştikten sonra arabadan indi, şu an zorla Ayşe'ye oyunculuk yaptırıyorlardı, bu onun zoruna gidiyordu. Adamın yanında duran adamı görünce başına ağrı girdi, tanımıyordu bile!
"Bu adamla bir el ele, birde sarılırken fotoğrafınızı çekeceğim, o yeterli olacak!"
Bunu dedikten sonra adam elini tuttu Ayşe'nin, Ayşe kusmamak için direniyordu.
Adamın dediği fotoğraflar çekildikten sonra iş bitmişti. Hepsi gitmişti Ayşe'yi burada bırakıp. Ayşe bir köşeye oturdu ve ağlamaya başladı.
"Beni sana ihanet eden bir kadın olarak hatırlayacaksın, biliyorum. Ama bunu ailem için yapmak zorundayım, babanın tekin biri olmadığını sen söylemiştin bana, bunu bildiğim halde nasıl karşı gelebilirdim onlara?"
Daha çok kendisini ikna etmek için uğraşıyordu. Bu işlere hiç bulaşmamış olmak isterdi, Ali onu unutsa bile Ayşe asla onu unutamazdı.
O bunu düşünürken yanına biri oturunca ağlamaktan bulanık gören gözleriyle baktı o kişiye, Hakan olduğunu görünce yerinden doğruldu.
"Sen neden hâlâ gitmedin, defol git hemen buradan!"
"Atar yapmayı kes Ayşe, bunu sende çok iyi biliyorsun ki babana ayrıldığınızı söyler söylemez seni evlendirmek isteyecek. Ben sana talip olunca beni tanıdıkları için anında kabul edecekler."
"Siktir git dedim sana Hakan! Defol git, boş hayaller kurma. Benim sana olan tüm duygularım bitti, defol, bu son söyleyişim!"
Hakan güldü ve yerinden kalktı. "Bu kez kaybetmeye niyetim yok!" Bunu dedikten sonra uzaklaştı ondan.
Ayşe arkasından bakarken dediklerini düşündü, gerçekten de haklıydı. Babası çok geri kafalı biriydi, özellikle bu ayrılık olayından sonra onu zorlayacaktı. Ama Ayşe gerekirse bunun olmaması için kendinden vazgeçecekti!
"Bu kez sizi değil, kalbimin sesini dinleyeceğim. Ben sizin için sevdiğim adamdan vazgeçtim, ama sevmeyi bırakmaktan vazgeçmeyeceğim!"