DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

606 Words
Ölümü arzulamak... Şuan hissettiğimin delice olduğunu bilmeme rağmen ölümü arzuluyordum.Ayaklarım hareket etmemek için direniyor,akan göz yaşlarımla hala aynama bakıyordum.Beni bulmuştu.Ben daha onun etkisinden çıkamamışken,o yine beni yok etmek için harekete geçmişti.Evimi değiştirip,başka bir semte taşınmam beni bulmasına engel olmamıştı. Gözlerimi aynadan çekip korkuyla etrafıma bakınmaya başladım.Çantamı göremeyince aşağıda olduğunu hatırlayıp 'siktir' diye küfür çıktı ağzımdan.Aynaya bakmamaya çalışarak korkak adımlarla odamdan çıktım.Evin aydınlık oluşu avantajımayken,sanki sadist her yerden çıkacakmış gibi geliyordu.Derin nefeslerimi kontrol etmeye çalışarak sakin adımlarla salona indim.Koltuğun üstüne fırlattığım çantamı gördüğümde adımlarımı hızlandırıp çantamı aldım ve kapının oraya ilerledim.Hızla telefonumu bulup Poyraz'ın numarasını tuşladım. ''Alo'' ''Poyraz,hemen gel,çabuk ol.'' ''Meyra sakin ol ne oldu?''dedi panikle. ''O burada.'' ''Kim orada Meyra ne diyorsun?'' ''Sadist buradaymış.''dedim sanki sesimi duyacakmış gibi kısık sesle. ''Hemen geliyorum.''dedi ve telefonu kapattı.Korkuyla yerime sinerken,gözlerim her yeri tarıyordu.Hala beni nasıl bulduğunu anlayamazken,tekrar aynı şeyleri yaşayabilme ihtimali beni daha da bilinmezliğe sürüklüyordu.İstemsizce gözlerim yine bileğime gitti.O şekille her göz göze geldiğim de sadistin boğuk sesiyle söylediği sözler kulaklarımda yankılanıyordu. ''Sen parlayan bir ışıksın Meyra.Bende bu ışığı söndürmeye gelen sadist.'' Kelimeler kulağımda çınlamaya başlamıştı bile.Ellerimi kulaklarıma kapatıp,dizlerimi kendime çektim ve gözlerimi yumarak sesin gitmesini bekledim.Doktorum her panik geçirdiğimde içimden 10'a kadar saymamı söylerdi.Ben 10'u 100 yapmıştım ama hala sesler kulağımdaydı.Göğsüm panikten inip kalkarken,zilin sesiyle yumduğum gözlerimi açtım ve hızla ayağa kalkıp kapıyı açtım.Poyraz'ı karşımda görmemle boynuna atladım ve hıçkırıklarımı tutamayarak ağlamaya başladım. ''Hişt,tamam güvendesin.''dedi beni kendine daha da çekerek. "Beni...Yine buldu."dedim hıçkırıklarımın arasından.Beni kendinden ayırıp yüzümü ellerinin arasına aldı. "Şimdi yukarı çıkıyoruz sen üstüne birşeyler alıyorsun ve bana gidiyoruz." "Oraya çıkamam Poyraz.O şeyle tekrar yüz yüze gelemem."dedim kafamı iki yana sallayarak. "O zaman ben çıkıyorum,sende beni burada bekliyorsun." "Hayır sende çıkmıyorsun,boşver gidelim."dedim kolundan çekerek. "Eğer 2 dakika içinde dönmezsem polisi ararsın."dedi hafifçe sırıtarak.Olumsuz anlamda başımı sallarken kolunu elimden kurtarıp eve girdi.Arkasından bakakalırken,esen rüzgarla kollarımı birbirine kavuşturdum.Bacağımı sallayarak onu beklerken,dediğini yapıp 2 dakika içinde elinde çantamla yanıma gelmişti. "Polise haber vermemiz lazım.Odana kadar girebilmişse iş ciddi demektir."dedi sinirle nefesini vererek.Tamam anlamında kafamı allayıp Poyraz'ın kolunun altına girdim.Gözlerim etrafı taramaya devam ediyordu.Sanki gözü üstümdeymiş,her an bir yerden çıkıp beni yakalayacakmış gibi hissediyordum. Poyraz'ın arabasına bindiğimde azda olsa sakinleşmiştim.Evlerimiz yakın olduğu için kısa süren yolculuğumuzun ardından evine gelmiştik.Ağlamaktan gözlerim yanıyordu ve çok yorgun hissediyordum.Kapıyı açıp,içeriye girdiğimizde çantamı gelişi güzel fırlatıp koltuğa yayıldım. "Bir şey içer misin?" "Kahve var mı?" dediğimde gözlerini devirdi. "Kafeinle vücudunu iflas ettireceksin.Yok kahve süt ısıtıyorum onu iç."dedi mutfağa ilerleyerek. "Bal da koy içine."diye arkasından seslenip telefonumu elime aldım ve amcamı aramaya başladım. "Meyra?"dedi uykulu sesiyle. "Amca uyandırdım mı?" "Önemli değil kızım ne oldu?" "O...beni yine buldu."dedim duraksayarak. "Ne ?! Ne diyorsun sen Meyra neredesin almaya geliyorum seni."dedi aceleyle. "Hayır iyiyim şuan Poyraz'ın yanındayım gelmene gerek yok."dedim sakinleştirmeye çalışarak. "Seni bulduğuna inanamıyorum.Karşı karşıya mı geldiniz?" "Aynama bir şeyler yazmış.Amca...sen yarın eve polis gönderirsin.Kapatıyorum."dedim ve suratına kapattım.Konuşup tekrar hatırlamak istemiyordum.Poyraz elinde 2 süt bardağıyla salona gelmişti. Gülümseyip elindeki bardağımı alıp dudaklarıma götürdüm.Tatlı süt içimi ısıtırken,rahatlama hissi yeni yeni yayılıyordu vücuduma. "Aklım hala almıyor evinin her yerinde alarm sistemi kurulu.Nasıl becerebildi girmeyi?" "Hiçbir fikrim yok.Tek bildiğim beni bulduğu ve oyununa kaldığı yerden devam etmek istediği."dedim sütümü sehpaya koyarak. "Neyse bir çaresini bulacağız.Hadi odana geç sen uyu biraz."dedi omzumu sıvazlayarak "Tamam."deyip ayağa kalktım ve çantamı omzuma asarak merdivenlere yöneldim.Benim evimde Poyraz'ın onun evinde de benim odam vardı.Bu yakınlığımız kimi kişiler tarafından yanlış anlaşılsa da taktığımız söylenemezdi.O kişilere gelirsekte kuzenim Tunç ve Poyraz'ın kız kardeşi Melisa.Melisa oldum olası benden haz etmezken,Tunç ta Poyraz'a karşı soğuktu ve ısrarla görüşmemizi istemiyorlardı.Sebebini sorduğumda da "O çocukta bir bokluk var çok soğuk geliyor."dediğinde yüzüne kahkaha patlatmıştım.Benim bebeksimden soğuk diye bahsediyor.Değişik... Odama girdiğimde çantayı yatağa fırlatıp,okul üniformamdan kurtuldum ve eşofmanlarımı çıkartıp üstüme geçirdim.Yorganımın içine girip yanan gözlerimi sımsıkı yumdum.Şuan güvendeydim evet ama ya sonrası ?
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD