9.

1262 Words
-Hadi bakalım şimdi pasta almaya. -Abla gerek yok. Ben en güzel hediyeyi aldım. Ali'nin koluna girip çekmeye başladım. Internetten çıkıp pastahanenin yolunu tuttuk. Pastahaneye girene kadar Ali kırk defa gerek yok abla diye beni ikna etmeye çalıştı. Bu çocuğun hep azla yetinen olması bazen beni sinir ediyor. -Ali buraya kadar kafamı şişirdin kardeşim. Pastanı seçte gidelim, hadi beni yorma. Ali yine bir şey söyleyecekken ben lafını kestim. -Hadi kardeşim, konuşmadan. Bendeki de kafa ama. Bu kadar işkence yapılmaz. En son pes eden kardeşim bir pasta seçti. Bizimkiler evi hallettiği için, içim rahattı. Ne zaman yaptın dersen ,Güney meselesinin etkisinden kurtulduğum gibi bizimkilere haber verdim. -Işte bu kadar. Hadi eve gidelim. Bizimkilerle şu pastayı güzelce yiyelim. -Tamam abla. Biraz oylanmak adına geze geze gittik. Allahtan Ali bir şey anlamamıştı. Keyfi yerinde olduğu için eve hangi yoldan gittiğimizin bile farkında değildi desem daha doğru olur. Sonunda mahallemize gelince çaktırmadan bizimkilere "Geldik" diye yazıp yolladım. -Abla bir şey mi oldu? Ali elimde ki telefona bakınca biran kaldım. "Yokya ,saate baktım. Hadi eve gidelim." Evin kapisini açıp önden girdim. Aklıma o an çiçek geldi. Attığım yerde yoktu. Anlaşılan biri bulup kaldırmıştı. Onu sonraya bırakıp önden içeri girdirdim. -Ali sen tabakları al gel ,ben içeri götüreyim pastayı. -Bizimkiler yok gibi ,onları bekleseydik. -Sen dediğimi yap, onlar gelir şimdi. Ali "Tamam"diyerek mutfağa girdi. Bende hızla içeri girdiğimde  sessizce bizi bekliyorlardı. -Ali nerde? -Mutfakta abi,tabak alıp geliyor. Pastayı hızla açıp küçük masamıza koydum. Bizimkiler içecek ve biraz yiyecek almışlardı. Birazda evi süslemişler. Ali kapıdan girdiğinde hep bir ağızdan "Süprizzzzz" dedik. Garibim kapıda öylece kaldı. Biz onu alkışlarken,  o bize bakmakla meşguldü. Oğuz,Ali'ye doğru yürüdü. -Kardeşim hayırlı olsun. Senin adına çok sevindim. Sen bizim gururumuzsun. -Abi!!!! Ali şoktan hala çıkamaıştı. İkisi birbirine sarılırken, Kuzey ve Salih abide yanlarına gitti. -Koçum!! -Kuzey abi. Kuzey abi Ali'ye kucaklarken onları izlemek beni etkiledi. Biz yaralarımızla birlikte aileydik. -Eeee....bana yok mu? Salih abi Ali'yi çekip bu sefer kendi sarıldı. -Bu kadar sarılma yater beyler. Artık pasta yesek. -Bizim duygusuz yine konuştu. Oğuz'a sinirle baktım. Tabi karşılığında dilini çıkardı. Hepsi birlikte masaya yaklaştı. Ali pastasını kesip bize dağıtırken, Kuzey abi ortadan kayboldu. Geri döndüğünde elinde hediye paketi vardı. -Koçum bu da bizim sana küçük bir hediyemiz. Ali bir hediye paketine bir bize baktı. Hani derler ya dokunsan ağlayacak ,işte o moddaydı. Kim demiş erkekler ağlamaz. -Bu kadarı fazla ama. Zaten benim için her şey yapıyorsunuz, buna ne gerek vardı? -Bizi üzme hadi al. Sen bize bir söz  verdin ve bunu tuttun. Biz bir aileyiz, bunu unutma. Senden tek isteğimiz o okulu bitirip düzgün biri olman. En azından içimizden biri bunu başlarmalı. Günün konuşması Kuzey abiden gelmişti. Hepimiz dediklerine harfiyen katılıyorduk. Bizim girmediğimiz pis iş nerdeyse kalmamıştı,ama Ali öyle değildi. Yetimhaneye ilk geldiği günden beri bilirim. Ürkek bakışlarla koridorda öylece oturuyordu. Ailesi ile trafik kazası geçirmişti. Geriye bir tek o kalmış. Diğer aile fertleri istemeyince yetimhaneye düşmüştü. Uzun bir süre kazanın etkisinden dolayı konuşmadı. O günlerden bu günlere gelmek için çok uğraştı. O bizim günahsız tarafımız ve öyle kalmasını istiyoruz. Ali zorla hediye paketini alıp açtı. Içinde ki hediyeyi biz biliyorduk, ama o bilemiyordu. Uzun bir düşünmeden sonra leptop almaya karar vermiştik. Derslerine yardımcı olur diye düşündük. Ali hediyeyi görünce şokla bize baktı. -Bu çok güzel bir hediye. Beni çok mutlu ettiniz. -Hediyeyi beğendiğine göre pastayı yiyebiriz. Kuzey abide masaya oturunca hepimiz pastaya gömüldük. Ali hediyesini keşfetmeye çalışıyordu. -Eve geldiğimiz de bizi bir çiçek karşıladı.... Üzerinde ki notu okumadık ama acaba Ayşe'ye mi geldi? Kuzey abi imalı başlayan konuşmasını yapınca geriye yaslandım. Ali konuyu bildiği için bana baktı. -Demir mi yine yoksa?? Salih abi sinirle bakınca "Hayır değil"diye atladım. Bir de onların kavgası ile uğrasamayacağım. -Bak sen, yoksa Demir'i mi koruyorsun?Yoksa.... -Kuzey abi yeter ya. Konuyu nereye getirdiniz? Ortam birden benim çiçek meselesi olmuştu. Tam konuyu nasıl değiştiririm derken Kuzey abi ciddi olarak araya girdi. Anlaşılan o da uzamasını istemedi . -Tamam bu kadar şamata yerter. Bu gece bir iş var. Yine Volkan'ın işi ,ama bu sefer daha zor olacak. -Bu sefer ne çalıyoruz? -Bir kamyon kaçıracağız.  Güzergahta takip edip uygun bir yerde kamyonu kaçırmamız lazım. -Ulaşacağı yerden önce  galiba... -Aynen öyle Oğuz. Yerine varırsa, bir sürü korumanın ortasında ne yaparız bilmiyorum. -Kamyonda ne var Kuzey? -Bilmiyoruz Salih, hem bilmesek daha iyi. Bizim işimiz o kamyonu alıp Volkan'a götürmek. Cebimde titreyen telefon ile odadan çıktım. Evin dışına çıkarken telefonu kulağıma götürdüm. Açıkçası kim olduğuna bakmamıştım. -Efendim -Ayşe nasılsın? Duyduğum sesle ekrana baktım. Kayıtlı telefon değildi ,ama ses tanıdık gelmişti. -Tanımadın galiba ,sağ tarafına bakabilirsin. Döndüğümde arabaya dayanmış Demir vardı. O gece telefonumu verdiğim aklıma geldi. Telefonu kapatıp cebime attım. O geceden sonra daha sakin konuşabilirim. -Bir şey mi oldu? Demir öylece beni izledigi için ne dediğimi  anlamaya çalışıyordu. Sakin dedim ama yine tepeden konuştum. -Şey.. . Bu aksan iş var. Bir geleyim dedim. -Kontrole geldin yani. -Hayır seni görmeye geldim. Sıkılmış bir şekilde Demir'e baktım. Onun süratı da benim gibi ifadesizdi. -Bu konuşmayı unutmak istiyorum. O gün sana anlattım ve bir daha kendimi yormak istemiyorum.Diyecek bir şeyin yoksa ben gidiyorum. Yaslandığım yerden uzaklaşıp gitmek istedim. Tabi yine önüme geçildi. Bu aralar en çok yapılan şey. -Yine ne oldu Demir? Demir'e baktığımda beni izliyordu. -Akşam dikkatli ol. Ben kaçtım. Bu sefer sakin bir şekilde konuşup arabaya binmişti. Bir gelişme olduğu kesindi. Demek ki beni biraz olsun anlamaya başlamıştı. Demir arabaya binip gidince bende eve geçtim. Akşama hazırlık yapmam lazımdı. Eve girip odama girdim. Akşam giyeceğim kıyafetleri eldivenleri ve maskeyi hazırladım. ...... -Herkes arabaya. Kuzey abinin sürdüğü arabayla Demir'in verdiği adrese gittik.  Burası kör noktaydı ve kamyon buradan geçerken yolunu kesecektik. -Herkes hazır mi? -Hazırız Kuzey. Araba ne zaman burada olacak? -Birazdan olur. Inip dağılın. Arabadan inip yolun iki tarafına dağıldık. Iki araba kaza yapmış gibi yolu kapatmıştık. Bizden hariç Demir, Tan ve üç adam daha vardı. Karanlıkta gelen kişiye baktım. Dikkatle baktığımda tek gözleri gözüken Demir'den başkası değildi. Uzaktan gelen kamyon sesi ile iyice hazırlandık. Kamyon virajı dönünce arabalar yüzünden durmak zorunda kaldı. Bir süre öylece arabada beklediler . Sonunda ikisi de kamyondan indi. Ortamda çıt  dahi yoktu. Istediğimiz olmuş tuzağa düşmüşlerdi. -Burda ne olmuş? -Kaza ,ama araç sahipleri nerde? Ikisi etrafa bakarken birden etraflarına sardık. Zaman kaybetmek aleyhimize olurdu. Kimse gelmeden işi halledip gitmemiz gerekiyordu. -Hoşgeldiniz beyler. Tam silahlarını çıkaracakken Demir "Çek elini ordan, yoksa ne olacağını söylememe gerek yok."dedi. Demir birine kafa işareti yapınca biri silahları almak için yaklaşakken kamyonun arkasında bir hareket ve yolun diğer tarafında araba yaklaştı.Once yoldan geçen biri zannetsemde , hiçte öyle olmadığını anladım. Bir anda biz sarılmıştık. Anlaşılan bu gece sadece biz plan yapmamışık. Adamlar bu gece olacakları tahmin edip hazırlıklı gelmişlerdi. -Herkes dikkatli olsun. Kuzey abinin bağırması ile herkes bir anda bir yere dağıldı. Bir anda silahlar patlamaya başlamıştı. Iki taraftan satılmıştık. Hızla iki arabanın yanına koştum. Herkes bulduğu yere gizlenirken bir yandan da adamları indirmeye çalışıyorduk. Resmen kapana kısılmıştık. Burdan kurtulmamız kolay olmayacağı kesin. -Ayşe sakın çıkma ordan. Iki arabanın arasına saklanmıştım. Kafamı çıkardıkça silahlar patlıyordu. Demir'in dediğini yapıp çıkmamam lazımdı. Burda beklemek canımı sıkmaya başladı. Bir şekilde kurtulmam lazımdı. Bir kez daha çıktığımda gelen kurşunun hedefi oldum. O anki acı ile yere çöktüm. Saniler içinde acı tüm bedenimi ele geçiriyordu. Karanlıkta parlayan kanın acıdan nerden geldiğini bile çözemedim. -Çekiliyoruz. Demir bağırdı ,ama benim olduğum yerden çıkmak mümkün değildi. Sanki ayaklarım dahi beni taşıyamayacak gibiydi. -Ayşe seni koruyorum, bu tarafa koş!!! Kuzey abiyi zorla görmüştüm. Şu anki acı biraz daha artarsa bayılmamam söz konusu değil. Zar zor Kuzey abinin yanına doğru gitmeye çalıştım. Her adımda takatim dahada azalıyordu. Kendimi sonunda güvenli yere attığımda gücüm kalmamıştı. -Ayşe!!! Iyi misin? Vurulmuşun sen!! Oğuz!!!! Kuzey abi benim koluma girerken benim artık dayanacak gücüm kalmamıştı. En son hatırladığım birinin beni kucağına aldığıydı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD