Gece yarısı geldiğinde hepimiz hazırdık. Her zamanki gibi yüzümüzü iyice gizlemiştik. Son hazırlıkları yapıp çıktığımız da Demir ve Tan dışında bir araba daha bizi takip etti. Oğuz ve Salih abi ise kamyonda geliyordu.
-Canım bu sefer burnunun dikine gitmek yok. Çok dikkatli olacaksın. Söz mü?
Kuzey abi öndekilerin duymayacağı şekilde konuşmaya çalışıyordu. Demir bir ara bize bakıp tekrar yola döndü.
-Tamam abi, merak etme dikkatli olacağım.
Depo denilen yere iyice yaklaşınca durup kamyonun plaka işini hallettik. Bundan sonrası yürüyerek halledilecekti. Olabildiğince sessiz olmamız lazımdı.
-Herkes kendi tarafını halletsin ve içeride buluşalım.
Kuzey abiye tamam deyip yüzlerimizi kapattık. Volkan'ın bize verdiği silahları alırken biraz acayip hissettim. Tamam ilk defa almıyorum, ama bu silah bir başkaydı.
Bir ara Demir'i yanımda görünce ona döndüm. Şu anda gözlerim dışında hiç bir yerim gözükmüyordu. Ellerinde buna dahildi.
-Yardım ister misin?
Acayip şekilde Demir'e baktım, ama yüz ifademi gördüğünü sanmıyorum. Bu adam ne diyor acaba?
-Anlamadım?
Söylüyor zorlanıyor gibiydiler. Diğerlerine baktı. Anlaşılan ilk defa kızla konuşuyordu.
-Yapabilecek misin diyorum?
-Bu benim işim. Sen burada bekle.
Sinirle bizimkilere döndüm. Kızım diye kırılacak eşya sanıyorlar.
- Gidiyoruz....
Hepimiz kendi yolumuzdan harekete geçtik. Depo görüş alanıma girdiğimde en az altı adam gördüm. Anlaşılan diğerleri dağılmıştı. Heyecanlıydım, ama yapabileceğimi biliyordum.
Ben deponun sağ tarafından devam edeceğim için o kısma yöneldim. Sol taraf Oğuz'undu. Ön Kuzey, arka da Salih abinindi.
Karanlıkta bir adam görebilmiştim. Anlaşılan bu taraftan pek korkmuyorlardı. Buda benim işime gelirdi.Sessizce arkasından yaklaştığımda hala beni fark etmemişti. Silahın arkası ile ensesine sertçe indirip tekmeyi vurdum. Adamın boş anına geldiği için kolay olmuştu. Tam sevinecekken arkamdan gelen ses ile hızla döndüm. Hazırda bekleyen adamımız varmış.
-Misafirimiz gelmiş anlaşılan. Sizi kim yem olarak gönderdi acaba?
Baya cüsseli biri sinirli gözlerle bakıyordu . Nasıl yapacağımı düşünürken bu sefer silah ile arkamdan biri daha geldi. Sıkışmıştım. İkisi aynı anda bana yaklaşırken kurtulmak için plan yapmaya çalıştım. Birini tutup kendime rehin almam lazımdı. Tabi bunu vurulmadan önce başarmam gerekiyordu.
O anda birinin adamın arkasından yaklaştığını görünce diğerinin kolunu tuttuğum gibi kafasına silahı dayadım. Diğerini tutan kişiye baktığımda kesinlikle Demir'i görmeyi beklemiyordum. Elinin altındaki adamın kafasına sıktığın da ben hala onu izliyordum. Silahlara susturucu olmasaydı diğerini başınıza topladık. Elimde ki adamı da alıp halletti.
-Senin ne işin var burada?
-Az önce bu sorunun cevabını gördün sanırım.
-Ben halledebilirdim.
-Öyle gözükmüyordu. Hadi burda oyalanma da içeri girelim.
Önden yürüyeceği anda kolunu tutup durdurdum. Önce tuttuğum yere sonra bana baktı.
-Sen nereye geliyorsun? Arabada beklemeyecek misin?
-Seninle geliyorum. Artık konuşmayı bırak yürü.
Laf anlatmayı bırakıp içeri giriş yaptım. Etraf sessizdi. Bizimkilerin bulmak için devam ettik. Kuzey abi beni görünce hızla yanıma geldi. Tabi Demir'in de olmasına şaşkındı.
-Ayşe iyi misin? Bir sıkıntı mı oldu?
Soruyu Demir'e bakarak sormuştu. Salih abi ve Oğuz'da gelince tam olduk.
-Iyiyim abi, bir sıkıntı yok.
-Artık oyalanmadan malları kamyona yükleyelim. Fark edilmeden gitmemiz gerekiyor.
Demir'in konuşmasına sinir olsalar da, Salih abi kamyonu almaya gitti. Bizde hemen malları kapıya doğru çekmeye başladık.
Kamyonda Tan da gelmişti. Madem bu adamlar gelecekti biz neden bu işi aldık? Aman Ayşe sen buna kafa yorma, işini yap gerisine karışma.
Bir saat sonra malları kamyona yüklendiğimiz de baya yorulmuştuk. Bu sefer kamyonda Salih ve Kuzey abi vardı. Oğuz benimle birlikte arabaya bindi. İzmir'in dikkat çekmeyecek sokaklarından geçip malı Volkan'ın dediği yere ulaştırmanız lazımdı. Saat gece yarısını bulmuştu ve ben artık baya yorulmuştum.
-Ayşe, canım geldik.
Derinden gelen sesle irkildim ve kalktım. Etrafa baktığımda deponun önüne gelmiştik. Demir arabanın dışında her zamanki soğuk ifadesi ile bize bakıyordu.
-Oğuz uyuyup kalmışım. Neden uyandırmadın?
-Biraz uyumak iyi gelir diye. Hadi şu işi bitirip gidelim.
-Tamam.
Oğuz tam ineceği anda aklıma gelen soruyu sordum.
-Bir dakika! Burda da malı biz mi indireceğiz? Valla öyle bir şey varsa herkese dalarım.
Oğuz gülerek bana döndü. "Sakin ol asi kız. Bizim işimiz bitti. Hesabı görüp gideceğiz."
-Bak o zaman iş değişir.
Arabadan inip depoya girdim. Adamlar çoktan malları indirmeye başlamıştı. Bu işin bu kadar kolay bitmesi hoşuma gitti. Volkan bizi beklediği için hepimiz yanına doğru yürüdük.
-Temiz iş oldu, tebrik ederim. Bundan sonra daha sık görüşelim Kuzey.
Volkan, Demir'e bakınca parayı getirip Kuzey abiye verdi. Bir an bana bakıp tekrar yerine geçti.
-Biz gidelim. Bir şey olursa yerimizi biliyorsun.
-Biliyoruz.Demir arkadaşları bırakın.
Bizim araba olsa da Kuzey abi ses çıkarmayınca bizde sessiz kaldık. Demir hiç sormadan bizi mahalleye getirdi. Adresi bilmese şaşardım.
-Iyi geceler.
Kuzey abi son sözü söyleyip aşağı indi. Bizde onu takip ettik. Eve yürüyeceğim anda kolumu tutan el ile kaldım.
Oğuz arkasına döndü. Bizi görünce durdu. Kuzey ve Salih abi çoktan içeri girdiği için görmemişlerdi. Oğuz'a git işareti yaptım. İsteksiz olsa da sonunda dediğimi yaptı.Demir'e döndüm.
-Evet, dinliyorum seni.
-Bundan sonra beni daha çok görüşeceğiz.
-Yani?
-Yani bana alışsan iyi olur?
Dediğini kesinlikle anlamadığım için izlemeye devam ettim.
-Ayşe zeki kızsın. Bunu anlaman lazım.
-Benim zekiliğimi bırakıp açık konuşsan. Yorgunum ve sıkıldım.
En son pes edip dikkatli bir şekilde bana baktı. Sanki yaklaşmadan anlamayacakmışım gibi iyice dibime girdi. Gözünde ki kararlılığı görsem de çokta umrumda değildi.
-Bundan sonra senin hayatında olacağım....
-Bir dakika!!!! Acaba sen kendini ne sanıyorsun? Bak bana Demir misin nesin. Ben kimsenin hayatında değilim. Bundan sonra seni sadece iş olursa görürüm o kadar. Şimdi kendi yoluna git.
Sinirle arkamı dönüp eve doğru yürüdüm. Demir arkamdan "Bunu göreceğiz " dese de kendimi içeri attım. Salak, gerizekali. Ne sanıyor kendini bu adam? Oh ne güzel....gel hayatıma öylece kon. Birde bana alış de. Ben sana bir dalacağım. Eşkıyalık neymiş göreceksin.
-Ayşe iyi misin? O sana bir şey mi dedi?
-Ben yatıyorum. Kimse beni rahatsız etmesin.
Herkese bağırıp kendimi odama attım. Şaşırdıklarını biliyorum, ama sinirim tepemdeydi. Üstümü değiştirip kendimi yatağa attım.
Sinirim geçmese de gözlerimi kapatıp uyku moduna geçtim.
~~
Sabah gözlerimi açtığımda saatin baya geç olduğunu fark ettim. Uykulu gözlerle kalkıp Salih abi ve Oğuz'un odasına baktım. İkisi hala uyuyordu. Bu sefer diğer odaya yöneldim . Her zaman ki gibi Ali yalnız yatıyordu.
Üzerimi değiştirip ekmek almak için çıktım. Bulduğum ilk markete kendimi attım. Ekmek alıp eve dönerken bir gariplik hissedip arkama baktım. Sokak boş olması enteresan geldi. Sanki bir şey var gibiydi. Emin olmasam da vazgeçip devam ettim.
Saatler sonra kahvaltı yapıp hepimiz bir yere dağılmıştık. Bu gün evde durmak istemediğim için kendimi dışarı attım. Bir şeyler yapıp can sıkıntımı atmam lazımdı. Buse'yi arayacaktım, ama vaz geçtim.
İzmir'in sokaklarında gezerken küçük çaplı işler mi yapsam diye düşündüm. Dün akşam iyi para almıştık, ama yinede bir şeyler yapmak iyi olurdu. Bizimkilerin kızacağını bilsem de yapacaktım.
Çarşı içinde gözüme kestirdiğim genç birine yaklaştım. Cebinde ki telefon bana sırıtıyordu. Temkinli yaklaştım. Etrafima bakarken biri dikkatimi çekti. Yanlış görmediysem beni izliyordu. Bir an yanlış mı görüyorum diye düşündüm. Yapacağım işten vazgeçip biraz daha devam ettim. Rastgele bir dükkana girdim. Dışarı göreceğim bir yerde beklemeye başladım. Az önce gördüğüm adam dükkanı göreceği bir yerde beklemeye başladı. Tahminin doğru tutması hiç hoşuma gitmedi.
Polis miydi, yoksa başka biri miydi? Kim olduğunu bilmediğim bu adamdan kurtulmam lazımdı. Sakin olup bir plan yaptım. Dükkandan çıkıp gezmeye başladım. Artık takip edildiğime emindim.
Gerilmeden sakin olmaya çalıştım. Ara ara fark ettirmeden bir şeye bakar gibi baktığımda hala arkamda olduğunu fark ettim. Tipi tam olarak polis gibi de değildi.
Başka sokağa normal dalıp hızlı devam ettim. Bulduğum ilk mağazaya girip gizlendim. Dışarı baktığımda adamın beni aradığını gördüm.Beni bulamayınca sinirle etrafa baktı. Yürümeye devam edince hızla dükkandan çıkıp ters yöne doğru kaçtım. Kaçıyorum, çünkü iyice gerilmiştim.
Hızla koşturup yola atlamak ise yaptığım en büyük hata oldu. Gelen arabayı son anda fark edebildim. Fren sesi ile benim kaçma çalışmalarım arasında kendimi yerde buldum.Artık yaşadıklarım şoku ile öylece yerde kalmıştım. Arabadan inen her kimse şu anda baş ucumda "İyi misiniz ?" diye sorup duruyor.
Bu gün ölmezsem, galiba iyi olacağım..