"Gülmek sana yakışıyor, derken gözleri paramparçaydı. Bilmiyordu ki o paramparçayken bile harikaydı..."

2297 Words
"Anlamadım." diye mırıldandı Defne başını eğip Utku'nun gözlerine gerçekten anlamadığını belirten bir ifadeyle bakarken. Tutku , sırt üstü yattığı yerden gökyüzüne baktı. "Belki de çok gereksiz konuşuyorum." dediğinde Defne olduğu yerden doğruldu ve gözlerini iri iri açtı. "Hayır, hayır!" dedi panik içerisinde ellerini sallarken. "Sadece o kadar derin konuşuyorsun ki anlamak için düşünmek gerek. " dediğinde Tutku hafifçe gülümsedi ve başını yan çevirip Defne'ye baktı. Genç kız bir kolunu başının altına alıp karşısındaki kızı izlemeye başladı. Defne ise kendisini izlediğini fark edince hemen kıpkırmızı olmuştu. Gerisin geri tekrardan sırt üstü uzandı ve o da yüzünü Utku'ya döndü. Tutku, uzun uzun Defne'yi izledi. Sanırım dudağına her gün özel nemlendirici falan sürüyordu. Kirpiklerine kadar bakımlı ve alımlıydı. Teni pürüzsüz ve zarif gözüküyordu. Kendisi gibi kaba saba bir şekilden ziyade narince uzanıyordu sahada. "O zaman düşün." diye mırıldandığında Defne istemsizce heyecandan yutkundu. "Bunun için zaman gerek." dedi, dili zar zor dönmüştü. Tutku, hafifçe gülümsedi. Defne, abisine yakışacak en güzel kızlardan biriydi. Güzelliği bir yana saf ve duru bir hâli vardı. Hoşlanma şekli Tutku'yu bir kız olmasına rağmen etkilemişti. İkizine bu kızı kesinlikle yapmalıydı. "Tamam." dedi Tutku bir nefeste ve ayağa kalktı. "Bundan bir ay sonra kişiliğim ve konuşma şeklim değişirse şunu unutma. İlk defa kendimi aramak için dışarı çıktım ve bulacağım yeni kimlikten benim bile haberim yok." dedikten sonra üstünü sirkeledi ve kalkıp gitti. Defne sahanın ortasında durup ne dediğini düşündüğü sıra birden avcunu alnına vurdu ve olduğu yerde çığlık atıp zıplamaya başladı. "Geri çevirmedi!" diyerek mutluluktan dans ederken uzaktan onları izleyen Kaya sırtını beton duvara yasladı. Tutku... Eğer ikizinin yerine o bu okulu kazansaydı belki de şimdi kendisi Defne gibi mutlu olabilirdi. Ama şansına gele gele bu yerden bitme ikiz kardeşi gelmişti. Sinirle saçlarını geriye ittirdi. Onu bir daha görebilecek miydi? Kim bilir şimdi neredeydi? "Ah gerçekten! Bu nasıl bir çıkmaz!" derince iç çekti ve Utku'nun okul kapısından girişini izledi. Onu takip etse evlerini bulabilir miydi? Kaya kendini beton tribünlere gerisin geri atarken derince çekti. İlk kez yaptığı bir şeyin pişmanlığını çekiyordu. Keşke o gün onlara saldırmasalardı... . . . "Geldin mi?" diyen Asır elindeki mısır kasesini masaya bıraktı. "Tam da kaçıp saklandığını düşünmeye başlamıştım." dediğinde Tutku dudaklarını birbirine bastırdı. "Bir duşa gireyim o zaman, gelip başlayalım." dediğinde Asır dönüp Utku'ya ters bir bakış attı. "Sakın geçiştirmeye çalışma. Mısırlarını patlattım bile." Dediğinde Tutku gülerek dolabına yöneldi. " Söz ağızdan çıktı bir kere." dediğinde Asır yan bir gülüş attı. Tutku duşa girdiğinde tek düşündüğü şey ikizi oldu. Onu çok özlemişti. Düştüğü yer hiç de Tutku'ya göre değildi. Kabul etmek istemese de "hapishane" dediği evi ve hocalarını özlemişti. Hafta sonları aldıkları bilişim ve araç derslerini, karate hocasını, ikizini... Duştan çıktıktan sonra üzerine bir tişört, hırka ve pijama giydi. Doğruca dolaba koştu. Beş altı tane birden ağzına çilek attıktan sonra kaşınan boğazı nedeniyle bir iki kez öksürdü. Dolabın kapağını kapattığı sıra gözü Asır'a kaydı. Kucağına aldığı mısır kabına elini saldırmış ekrana bakıyordu. Yavaş yavaş yanına gitti ve saçındaki havlusunu çekip omuzlarına koydu. "Ne izliyorsun böyle?" diyerek ekrana baktığında Charlie'nin Melekler'ini gördü. "Oha!" demesiyle Asır yerinden sıçrayarak Tutku'ya baktı. "Ne bağırıyorsun be!" dedi sinirle. "Nasıl bağırmayayım?" diyen Tutku koltuğun üstünden atlayarak Asır'ın yanına oturdu ve elini mısır kasesine daldırdı. "Çok güzeller değil mi?" diyen Asır ile Tutku başını çevirip önce Asır'ın siyah gözlerine baktı sonra ise ekrandaki sarışın kadına. Uzun boylu, belirgin vücut hatları olan , sarışın bir kadındı. Kendisi de sarışındı, renkli gözlüydü hem iyi de bir sporcuydu(!) Tutku, başını yana eğdi ve kaşlarını çattı. Neden şimdi televizyondaki kadın ile kendini kıyaslıyordu ki? Başını sağa çevirdiğinde Asır'ın beş karış açık ağzıyla ekrana baktığını görünce nedenini bilmeden ekranı kapattı. Asır şaşkınlıkla Utku'ya baktı. "Naptın lan?" dedi sinirle. Kumandaya hamle yapmıştı ki Tutku kendini geriye attı ve ters takla atarak koltuktan kalktı. "Ben ödevini yapacağım, sen film mi izleyeceksin?" dedi kaşlarını kaldırarak. Asır sinirle ellerini koltuğa vururken ayağa kalktı oflayarak. "Ulan oğlum ya, tam da en güzel yerlerindeydi." dediğinde Tutku göz devirdi. Beraber çalışma masalarının olduğu kısma yürürken Tutku elindeki kumandayı koltuğa fırlattı. Masaya oturur oturmaz Asır eline tutuşturulan kalem kağıtla şaşkınca Tutku'ya baktı. "Bu ne?" dediğinde Tutku alayla güldü. "Tanıştırayım. Bu arkadaşımız kalem bu da can dostu kağıt." dedikten hemen sonra yüzündeki gülüşü silip kaşlarını kaldırdı. "Sana yardım ederim, demiştim. Ödevini yaparım değil. Şimdi benim söyleyeceklerimi bir bir yaz. Uyuşukluk etme, uyuşukluk edenlere tahammül edemiyorum." dedikten sonra test kitabını eline aldı. Asır, kaşlarını kaldırarak Utku'nun yüzüne baktıktan sonra derince nefes aldı. "Bu ne , masaya oturunca içindeki canavarı dışarıya mı salıyorsun oğlum?" diye homurdandığında Tutku keskin bakışlarını bir ok gibi Asır'a çevirdi. "Bir şey mi dedin?" dediğinde Asır hemen teslim olur gibi ellerini havaya kaldırdı. "Yok yok, devam." diyerek paçayı kurtarmıştı. Tutku gece boyu soruları Asır'a anlatmış önce kendisi çözmüş sonrasında genç adama tekrar çözdürtmüştü. Asır ise Tutku'nun ne kadar nazik bir şekilde ders anlattığını düşünerek kaşlarını çatmıştı. Bir erkek neden bu kadar naif olurdu ki? Yanlış yaptığında kalem tutan elini tutup "ya hayır!" demesinden çok "at kafalı mısın oğlum?" diyerek kafasına vurması gerekmez miydi? Gözleri istemsizce genç kızın yüzüne kaydı. Elindeki kalemin arkasını ısırıp döndürüyor sonra tekrardan ısırıyordu. Soruya bakarken bir kaşını sürekli kaldırıp indiriyor ve yeşil gözlerini kısıyordu. Gözleri bir erkek için fazla mı iriydi? Çok mu güzel bir yakışıklılığı vardı. Yeni pürüzsüzdü, tamam Asır'ın teni de pürüzlü değildi ama böyle beyaz beyaz parlamıyordu da. Dudakları fazla dolgun ve kırmızıydı sanki. Kalemle ezdiği dudaklarına baktı Asır, gerçekten bir erkeğin dudağı bu kadar kırmızı olabilir miydi? Tam o sırada "anladın mı?" diyen Tutku 'nun kendisine dönmesiyle geri çekilmeye çalışan Asır sırt üstü bilgisayar sandalyesi ile yere düşmüştü. "Ah! Ah belim!" diyerek yerde yuvarlanırken Tutku telaşla ayağa kalktı. "İyi misin? Ne oldu birden bire?" derken Asır'ın belini tutmaya çalışıyordu. "Tamam tamam dur, yardım edeceğim." dedikten sonra koşarak kollarının altından tuttu ve onu yatağa kadar sürükledi. Yatağa çıkarmak için kaldırması gerekiyordu ama o kadar güçlü değildi. En son Asır'ın boynunu tuttu ve omzuna doğru kaldırdı. "Asır, azıcık yardım etsen. Eşek ölüsü gibisin." dediğinde Asır sinirlensede onun gibi cılız birinin kendisi gibi kalıplı birini kaldıramayacağını biliyordu. Zoraki bir hareket ile ağırlığının az bir kısmını Utku'ya verdi ve ayaklarını zorla yere bastı. Hemen ardından Utku onu yatağa yatırmıştı. "Sırtını dön." dedi Tutku komodininin olduğu tarafa yönelirken. "Ne?" dedi Asır yanlış duyduğunu düşünürken. "Sırtını dön, masaj yapacağım " dedi Tutku tekrardan ancak sesinin düzeldiğini hisseder gibi oldu. Koşarak mini buzdolabından iki üç çilek attı ağzına ve komodinden zeytinyağlı bir krem aldı. Asır , yüzüstü yatağa uzanırken Utku'nun çıkardığı kremlere bakıp kaşlarını çattı. "Neden o kadar çok kremin var ki?" dediğinde Tutku bir an paniklese de gülerek yüzünü gösterdi. "Sence böylesine güzel bir yüze o kadar kolay sahip olunabilir mi?" dediğinde Asır göz devirdi. Genç adam Tutku'nun teninin bu kadar parlamasının sebebini bulduğunu düşünmüştü. "Masaj yapayım derken daha kötü yapmayasın." diyerek Utku'ya göz dağı vermeye çalışsa da Tutku derince nefes alıp kremi avucunun içine sıktı. "Çok büyük hasarlar aldım ,ikizim de öyle. Genelde ikizim hep daha fazla hasar alır ve ben de onun yaralarını iyileştiririm." dediği sıra kuyruk sokumunun olduğu kemiğe baş parmaklarını bastırdı. "Buradaki kemik dönebiliyor, bu yüzden vurursan döner ve aşırı ağrı yapabilir. " dediğinde Asır tüm damarlarının yapılan baskıyla şiştiğini düşündü. "İkiz kardeşin, şu geçen evden kaçan kız mı?" dediğinde Tutku'nun bir an eli dondu kaldı. Kendini çok mu açık ediyordu acaba ailesini çarpıtarak anlatınca? "Evet." derken hafif hafif parmaklarını omurgasından yukarı bastırarak çıkardı. "Sana benziyor mu?" diyen Asır ile Tutku dudaklarını ısırdı. İçinden sürekli "Lütfen başka soru sorma!" diye geçirip duruyordu. "Evet." dedi yine kısa ve hoşnutsuzluk ile cevap verirken. Asır gülerek omzunun üstünden Utku'nun yüzüne baktı. "Desene taş gibi kız kardeşin var." Tutku bunu duyar duymaz öksürmeye başlamıştı. Kolunu ağzına dayarken öksürmekten gözünden yaş gelmişti. "Noldu lan?" diyen Asır doğrulmak isteyince hafifçe beli sızladı ama direkt ayağa kalktı ve koşarak su getirdi. Tutku, o kadar çok öksürmüştü ki en son kendini yere bıraktı ve sırtını bazasına yasladı. Az önce o ne demişti öyle? Asır , Utku'nun öksürükten ağladığını görünce önüne diz çöktü ve suyu dudaklarına uzattı. Bembeyaz yüzü kıpkırmızı olmuş gözlerine kan dolmuştu. "İyi misin?" derken Tutku'nun dudaklarına su bardağını dayamıştı. Tutku bardaktan ,öksürüğü kesilsin diye, koca bir yudum aldığı sıra Asır baş parmağını genç kızın yanağına koydu ve gözünden akan yaşları hafif bir dokunuşla sildi. O an Asır'ın gözleri Tutku'nun gözleriyle kesişmişti. Asır deliriyor muydu? Şu an bir erkekten etkileniyor olamazdı değil mi? Neden gözleri bu kadar güzel duruyordu? Dudakları bu kadar kırmızı? Bir erkek gözüne hoş mu geliyordu? İşte o sıra da ilk defa böyle bir şey yaşayan Tutku ile olacaklar çok daha farklıydı. Su az daha genzine kaçacaktı ki Asır'ın, asırlık bakışlarıyla ağzına doldurduğu, bütün suyu yüzüne püskürttü. Asır, yüzüne vuran suyla birkaç adım geriye gidip çömeldiği yere oturdu. Gözlerini sımsıkı kapatmış, yüzüne yediği su yüzünden yüzünü buruşturmuştu. Çenesinden damlayan su tişörtünü ıslatıyordu. Tutku , bir an Asır'ın tipine baktı ve sonra gözleri kocaman açıldı. İki eliyle ağzını kapatırken olduğu yerden kalktığı gibi banyoya koştu. Kapıyı kapattı ve her zaman yaptığı gibi sırtını kapıya yasladı,kaydı, kaydı ve en sonunda yere oturdu. "Allah'ım ben az önce ne yaptım?" O sana ne yaptı asıl? Yanağıma dokundu! Göz yaşımı sildi! Çok uzun bir süre, çok çok uzun bir süre gözlerime baktı. "Hhh! Çıldıracağım!" derken iki elini saçlarına daldıran Tutku az daha peruğunu yolup çıkaracaktı. Son anda peruğu olduğunu hatırlayarak ellerini yumruk yaptı ve fayanslara vurdu. "Ya istediğim gibi sinir krizi bile geçiremiyorum!" dediğinde yüzü kıpkırmızıydı. Tam o sırada çalınan kapıyla korkarak yerinden sıçrayan Tutku elini hemen kapıya dayayıp içeri girmemesi için ittirdi. Kapı zaten kilitliydi? "Utku! Yüzüme bir ağız dolusu su püskürttüğünün farkında mısın? " diye bağıran Asır kapıyı yumrukluyordu. "Lavaboya girmesi gereken benim sen değil! Çabuk çık ordan!" diye kükrer kükremez Tutku hızla kilidi çevirdi. Asır , Utku'ya kötü bir bakış atıp banyoya girdi ve Tutku da kaçarak banyodan çıkmıştı ki birden elektrikler gitti. Gözleri kararan Tutku kaşlarını çattı. İçeri giren ay ışığından başka bir ışık yoktu. "Utku!!!" Asır, ışıkların kapanmasıyla tamamen kör olmuştu. Endişeyle ellerini havaya kaldırdı. Tutku, gözlerini kısarak Asır'a bakındı. "Tamam! Dur, dur! Kıpırdama, ben geleceğim." diyerek birkaç adım attı ve Asır'ın omuzlarından tutup yere oturttu. Genç adamın geceden çok daha karanlık gözleri vardı. Öyleki şu an Tutku'nun göremediği tek şey gözlerindeki derinlikti. "Gerçekten hiçbir şey göremiyor musun?" dedi kaşlarını kaldırarak. "Her şey çok bulanıklaşıyor. Etraf kapkaranlık." dedikten sonra ellerini Tutku'nun omuzundaki ellerinin üstüne koydu. Tutku hafifçe başını eğdi ve onu izledi. Gerçekten göremediği belliydi. "Bekle, havlu alacağım." diyerek ellerini çekti ve kalkıp bir havlu aldı. Aldığı havluyu katlayıp tekrardan yanına diz çöktü. "Yüzünü sileceğim kıpırdama." dedikten sonra çenesini tuttu ve yavaş yavaş yüzünü silmeye başladı. Baş parmağını yeni çıkmaya başlamış sakallarına sürterken hafif hafif kaşındırıyordu. Tutku, başını hafifçe yana eğdi. Kaşlarının üstünü ve alnını temizledikten sonra alnına düşen saçlarını geriye doğru taradı boştaki eliyle. Hafifçe ıslanmış saçlarını geriye ittirdiği sıra genç adamın simsiyah gözleriyle göz göze geldi. Asır, ilk defa karanlıkta bir şeyi görebildiğini fark etmişti. Utku'nun gözlerine vuran ışığı. Gerçekten görebiliyor muydu? Kapkara etrafta gözüken bir çift yeşil göz neden onu korkutmuyordu? "Görüyor musun?" dedi Tutku şüpheyle. Asır, nedense yalan söylemek istedi. Sadece seni görüyorum, diyemedi. "Göremiyorum." dediği sıra Tutku başını salladı ve saçlarını geriye taramaya devam etti. Asır bir müddet genç kızın gözlerine baktı ve sonrasında ise sarı saçlarına. Hafif hafif etraf gözükmeye başlamıştı. İnanmıyordu. Yıllar sonra karanlıkta bir şeyler görmek, oldukça garip hissettirmişti. O günden sonra karanlığına yakılmış bir mum olarak gördü o yeşil gözleri. Işık saçmak için yanması gereken bir mum gibi. "Hadi gel, yatağa gidelim. " dedikten sonra Asır'ın bir kolunu omzuna attı ve ayağa kalkmasına yardım etti. Asır ayağa kalktıktan sonra beraber içeriye girdiler. Asır'ı yatağına yatırıp yorganı üzerine örttükten hemen sonra kendisi de yatağına geçti ve iyi geceler diledi. Asır, kafasından kurtulabilmek ve kötü sonuçların eşiğinden uzaklaşabilmek için uyumaya çalıştı. Tutku, dört kulağını açmış Asır'ın nefes seslerini dinliyordu. En son uyuduğunu anladığında kalkıp çalışma masasına gitti. Elektrikler hâlâ gelmemişti. Telefonun flaşını açtı ve bir bardağın üzerine koydu. Tutku, gece boyu Asır'ın matematik ödevini yapmıştı. En sonunda ise bitirmiş olmasına rağmen yorgunluktan masada uyuya kalmıştı. Gece son hızla geçtiği sıra Tutku kurulu bir saat gibi altı da gözlerini açtı. Hemen koşu için bir eşofman üzerine atlet ve tişört giydi. Tişört sıyrılır da birileri göğüs bandajını görür diye korkuyordu. Kapşonlu hırkasını da aldıktan sonra flaşından dolayı şarjı bitmek üzere olan telefonunu aldı. Kulaklığı taktığı gibi koşu ayakkabılarını giyip kendini dışarı attı. Bahçede bu sabah eski antremanlarındaki gibi daha sıkı çalışmayı istedi. Ancak bilmiyordubki bugün özel eğitim dersleri yapılacaktı ve herkes erken bir saatte bahçede toplanacaktı. Tutku, bir süre koştuktan sonra airpodları düşmesin diye kulak kısmına bir bandaj taktı, siyah bir bandana gibi durmuştu. Önce biraz vücudunu gerdi ve ilk önce yan olarak takla atarak on metre kadar gitti. Sonrasında geri geri takla attı , biraz ilerledikten sonra yere temassız taklalar atmaya başlamıştı. Kendi ekseninde dönen taklalar attıktan hemen sonra iki eli üzerinde durdu. Amuda kalkmış bir halde biraz yere eğildi ve sonrasında geri kaldırdı bedenini. Tekrardan eğildi ve tekrardan kaldırdı. Bu onun en çok zorlandığı hareketti. Kendi bedenini bu şekilde kaldırmak onu aşırı zorluyordu. Üstelik baş aşağı durduğu için tüm kan beynine toplanmış gibi hissediyordu. En sonunda tüm damarları şişince ters bir takla daha attı ve kaşlarından gözlerine doğru inen bandajı alnına ittirdi. Okul bahçesine toplanmış öğrencilerin hepsi tip tip kendisine bakıyor oluşuyla şaşkınca yutkundu. Bunlar neden bu kadar erken toplandı ki? İçinden sürekli aynı soruyu tekrar ederken derince nefes aldı. Airpodlarını çıkarıp cebine atarak sahaya ilerledi. "Seni tebrik ediyorum!" diye alkışlayarak gelen Ayşegül hoca ile alnındaki teri elinin tersiyle sildi. Bahçedekilere baktığı sıra Defne ile göz göze gelince yan bir gülüş attı ve göz kırptı. Bunu gören Defne ve diğer kızlar şaşkınca birbirlerine bakarken Defne kıpkırmızı olmuştu bile! "İnanamıyorum! İnanamıyorum!" diyerek omuzlarını sıkan Yeşim yerinde zıplıyordu. "sana göz kırptı! Herkesin için!" dediğinde Defne kızaran yanaklarını saklamak için ellerini yüzüne koydu. "Çok şanslısın!" Diğer kızların düşündüğünü aksine Tutku ikizi o kızı beğendiği için onunla ilgileniyormuş gibi yapıyordu ama çok daha karmaşık bir durumun zilleri çalıyordu etrafta. Asır'ın kaşlarını çatarak Defne'ye baktığını kimse görmüyordu.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD