Hayat garipti ya da hayatı garipleştiren insanlardı. Sonucundaysa insanların çoğu hüzünle kalıyordu. İster yaptıklarından ister yaşadıklarından fark etmiyordu. Hüzün hep vardı. Tıpkı neşenin varlığı gibi. “Sonra o kömür deposundan kim çıktı derin? Tabi ki benim torunum!” Kahveler içilmiş, biraz daha sohbet edilmiş ve ardından Süleyman Beyin ısrarları sonucu yemeğe kalmıştım. Tatlılara geçildiğindeyse Süleyman Bey Yekta’nın çocukluk anılarından bahsetmeye ve gülmeye başlamıştık. Aramızdaki yabancılığın yavaşça yok oluşuna yaşayarak şahit olmuştum. Aslında bakarsanız beni yargılayacağından çok korkmuştum. Beni istemeyip o otoparktaki kızı isteyeceğinden, beni kapı edeceğini bile düşünmüştüm! Oysaki şimdi Yekta’nın evde vazo kırıp babaannesinden korkusundan kömürlüğe kaçıp saklanışına karş