When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Yana yana açılan kesikler, dikiş tutmazdı. Benim dikişlerim ise hiç tutmazdı. Aciz bedenim elem verici günahlarını ört pas etmek yerine bir yenisini daha eklemekten gocunmuyordu. Bileklerime bir çizik daha atmıştım bugün, ciğerlerim daha fazla is daha fazla duman doluydu. Zihnim de ise kahrolan bir kadının ve acıdan geçmeyen bir adamın emaresi vardı. Acı geçmiyordu, acıdan geçilmiyordu. Göz bebeklerime batırılan kıymıklara nazaran kuruyan dudaklarımı yalama ihtiyacı duymuştum. Sakin olmak şu an benim için oldukça mübrem bir histi. Zira sakin kalamazsam olacak olanların sonu nereye yönelir emin değildim. Onun burada ne işi vardı? Ben Feza'yı aradığımda o da yanında mıydı? Duymuş muydu sesimi? Gözlerinde dağlamış mıydı zevahirim? Bu ne kadar umrumdaydı ki... Belki de çok. Ö