Duyguları kafesleyen bir kafes vardı, içi boş gibi görünebilirdi lakin doluydu. Hüzün doluydu, acı doluydu, sevinç doluydu belki de mutluluk doluydu. Biz ise içimiz yana yana taşardık kaldığımız yerden. Sonra ise toparlanırdık, acılar bir bir sarılır hayat yakın, yaşam yakın. Yaşamın kollarında attığımız naralar bir bebeğin doğduktan sonra attığı çığlık kadar iç sızlatıcıydı. Mübrem bir olaya eşlik eden kelimelerim birer mızrak gibi zihnim yağmalamaktan çekinmiyordu. Avuç içlerim terleyerek garipsediği bu anı belli etmek istercesine sızladı. Arda Leylifer. Tam karşımda, gözlerinden gözlerime saplanan oklarla beni izliyordu. İfadesiz olduğu kadar kahverengi gözlerinde baş kaldıran memnuniyet ilmek ilmek aşılandı içime. Neyden memnundu? Neden memnundu? "Merhaba, Efru