Utanç, öyle çelişkili bir kavramdı ki bir insanı saniyeneler içerisinde sıcak sudan soğuk suya sokabilecek tek kelimeydi. Utanınca, yanaklar kızarır gözler irileşir ve insan ne yapacağını bilemez ya şu an o durumdaydım. Hayatımdaki en utanç verici anı yaşıyordum. Nefes alamamakla birlikte hala daha neyi beklediğimi bilmeksizin onun mavi bataklıklarına bakarken her an düşüp bayılabilirdim. Eli fermuarında boş boş suratıma bakıyordu. “B-ben,” dedim zar zor aldığım nefesler arasında ve elimle yüzümü kapatıp hemen ona arkamı döndüm. “Ben çok özür dilerim ışığı açık unuttular sandım.” Dedikten hemen sonra cevap vermesine izin vermeden bir hışım ordan çıkarak mutfağa girdim. O kadar çok utanmıştım ki bu cümleyi defalarca kez tekrarlayabilirdim. Tanrı aşkına, ben ne yapmıştım? N