BÖLÜM 3

1172 Words
Deniz; Bir kere daha baktım. Önümdeki görüntü değişmiyordu. Neden değişmiyordu? Bu kızda ne vardı ki herkesi etrafına çekebiliyordu? Aklıma tanışmamız geldi. Ezgi'nin elini sıkmak yerine kırık yıllık arkadaşı gibi sarılmıştı. Şimdi de üzerinde bizim kıyafetlerle oturmuş yerime bizimkilerle muhabbet ediyordu. Bu kız gerçekten başıma belaydı. Derin nefes alıp onara doğru yürüdüm. "Selamünaleyküm." "Aleykümselam Deniz." Meriç'e bakıp kafamla onayladım. Köşeden sandalyeyi çekip oturdum. 5 dakika sonra saat 11 ile birlikte görev de başlayacaktı. Ama uykusuzdum. Kafamı anında masaya koyduğumda sessizlik oldu ama kalkıp bakmadım bile. Onlarda konuşmaya devam etti. Kaan; "Şimdi sen ciddi ciddi omuzunu kırdın?" Onun ince naif sesini duydum. "YA bilerek yapmadım ki ama. Adam kaçıyordu bende kaçmasın diye hızlanmak istedim. Ve o daha merdivenin başındayken ben de sonundan atladım. Ama adam hızlanınca merdivene kolumun üstüne düştüm." Sondaki ses tonuna güldüm. Çok masum çıkmıştı. Sesinden belliydi bu konuda azar yediği. Meriç; "Bu normal değil mi? Adamın kaçması yani." "Normal tabi ki normal ama o an düşünemedim." Bir de bu kızı övüyorlardı? "Başka böyle anın var mı?" "Aslında böyle yok. Genelde bir şeyler yaparım ama hep sonuç mutlu olur." Ezgi; "Ne güzel. O yüzden bu dar ünlüsün." Şaşkın ses tonuyla; "Ünlü mü?" "Evet. Herkes senin hakkında konuşuyor." "Hiç sevmem böyle olayları ya." Kafamı kaldırıp ona baktım gerçekten bu duruma üzülmüş gibi duruyordu. Kafasını sağa sola sallayıp; "Siz anlatsanıza böyle olayınız var mı?" Kaan; "Var var ben anlatayım. Bak şimdi üç yıl oldu sanırım aynen üç oldu. Neyse biz meydandayız bir ihbar geldi tabi anons edildik. Hemen atladık gidiyoruz. Deniz ve ben aynı motordayız. Olay yerine gittik kimse yok. İşte merkezle konuştuk binanın içinde kadına taciz olayı. Boş bir binayı arıyoruz ses yok kimse yok. Sonra Deniz'in aklına asansör geldi. Ama asansör çalışmıyor." Heyecanla; "Sonra noldu?" "Tabi Deniz tutturdu asansöre bakacağım diye. Ben diyorum ki asansör çalışmıyor nasıl onda olsunlar. O diyor içim rahat etsin. Asansör -4'te biz de -2'deyiz. Ondan sonra merdiven yok zaten. Zar zor asansörün kapısını açtı. Sonra sesleri duyduk. Adam kadının ağzını kapatmaya çalışıyormuş." Gözlerini bana çevirdi. Yeşil gözlerinde heyecan vardı. "Peki ne yaptınız?" "Ben destek istedim. Deniz de asansörün iplerine asıldı. Ve inmeye başladı aşağıda. Ben yapma dedikçe yaptı. Ve asansörün üstüne idi. Kapağı açıp adama silahını doğrultmasıyla da olay son buldu." Gözleri mutlulukla ışıldarken; "Peki kadın?" "Çok ileri gitmeden durdurmuş olduk. Ama bu deli sayesinde. Yani asansörün ipleriyle inmeseydi daha kötü sonuçlanabilirdi." "Ya sizinle çalışacağım için çok heyecanlıyım. Hadi nasıl çalışıyoruz? Vaktimizde gelmiş." Meriç kahkaha atarak; "Bir haftaya heyecanı biter ve oflamaya başlar iddiaya giren?" Kaan elini kaldırırken Ezgi ve İz kıkırdadılar. Meriç'e bakarak; "5 kişi olduk dağılım nasıl şef?" Meriç kafasını salladı. "Sena normalde motor kullanmasını biliyormuş ama hafta sonu eğitim alacak. Bu sebeple şef ben olduğum için tek biniyorum." Kaan; "Ezgi ile Sena, Deniz ile ben mi?" Meriç; "Yok Ezgi sen, Deniz ve Sena." Kafamı ona çevirdim. O da bana bakıyordu. Ona bakmamla gülümsedi. Tepki vermeden önüme döndüm. Çok gülümsüyordu. Kaan; "Tamamdır. Hadi bakalım." Askımı kafama geçirip motoru çalıştırdım. İz de aynı işlemi yapıp motora bindi. Aynadan ona bakış attığımda gözlerindeki mutluluk belliydi. Önümüzden giden Meriç'i takip etmeye başladım. Uygulama noktasına gidiyorduk. Hızlanırken arkamdaki kadına bakış attım. Kasktan bir şey belli olmasa da mutlu olduğu her halinden belliydi. En hızlı şekilde uygulama noktasına geldim. Herkes yerine ayrılırken İz yanımda yürüyordu. "Neden benden hazzetmiyorsun?" Konuşmasıyla ona baktım. Aramızda fazla boy farkı yoktu yine de ona yukarıdan bakıyordum. "Bu da nereden çıktı?" "Ben etrafındayken huzursuz gibisin. Sürekli kaşların çatık." Bunu söylerken de ona kaşlarımı çatarak bakıyordum. "Yok öyle bir şey." "Eğer sana bir şey yaptıysam bunu bilmeliyim." "Bir şey yok dedim İz." İsmini söylememle irkildi. Bir adım geri çekildiğinde o gözlerini benden kaçırmıştı. "Bana bir daha İz deme!" Beni geride bırakıp yürüdüğünde şaşkınlıkla kalakaldım. Bu kadının derdi neydi? İZ SENA; Bana İz diyecek cesareti nereden buluyordu bu adam? Kaşlarım çatık köşeye geçtim. Onunla çalışmak kötüydü. Can atarak geldiğim yunuslara nasıl başlamıştım. Gözlerim dolarken hırsla kafamı salladım. Pes etmeyecektim. Buna izin vermeyecektim. "İyi misin?" Ezgi'ye baktım. Gülümsedim. "Neden iyi olmayım ki?" "Onu kafana takma o hep öyle git gelli." "Bana özel değil yani." "Aslında orasını bilmiyorum neden sana böyle ama normalde de duyguları karman çorman onun." Ona gülümsedim. "Her şeye rağmen mutluyum Ezgi. İyi ki buradayım." "Her şeye rağmen mutluyum Sena. İyi ki buradasın." 4 saate yakın uygulamada durduk. Hem maske, hem mesafe hem de izin kağıtlarına bakmaktan beynim yanmıştı. Kıkırdadım deli gibi istediğim şubeden yakınıyordum. Telefonum çaldığında Deniz ve Kaan bana bakış attı. "Alo?" "Abisinin balı." "Ya işteyim böyle dememelisin." Kıkırdadığımda Deniz kızgın bana bakarken, Kaan şaşkındı. Hadi ama ne demiştim ki? "Karizmanı mı çizdik küçük hanım." "Bak ya hala devam ediyor." "Tamam tamam sakin ol. Yunusların haberini aldım arayım dedim." "Başardım." "Başaracağını biliyordum güzelim." Gözlerim doldu. "İyi ki varsın seni çok seviyorum." Neredeyse tüm bakışlar üzerimdeydi işte. "Bende seni çok seviyorum Sena'm. Akşam ara beni." "Tamam. Allah'a emanet ol." Telefonları kapatırken hala bakışlar üzerimdeydi. Kimseye açıklama yapmayacaktım. Üstelik yapmam için bir sebep bile yoktu. Devam ettik. Saat gecenin geldiğini ve görevin bittiğini bize haber verirken Ezgi'nin yanındaydım. "Nasıl geçti ilk günün?" "Narkotikten kesinlikle daha yorucu." Kaan; "Sen buna yorucu diyorsan uygulama olmadığında ne yapacaksın?" "Zaten uygulamadan yoruldum. Sürekli ayakta olmak ve aynı işi yapmak yorucu." Herkes güldü. Gözlerim istemsizce ona kaydı. Elinde tuttuğu sigarasıyla ifadesizce bana bakıyordu. Kaşlarımı kaldırdım. Sigara içiyordu. İfadesizdi ve oldukça soğuk bir adamdı. Ezgi; "Yarın ne yapacaksın?" Ah değiştirmem gereken bir diğer olay da buydu. Çalışma saatleri. Yunuslar bir gün çalışıyor bir gün evdelerdi ve yarın evdeydik. Ama o kadar uzun zamandır evde değildi ki ne yapacağım hakkında bir fikrim yoktu. "Oturacağım?" Ezgi kahkaha attı. "Yarın bizimkilerle balık sefası yapacağız gelsene." Meriç; "Biz  yokuz katılmak isterdik ama kayınvalidemde olacağız." Ona gülümsedim. Çok iyi biriydi. Kaan; "Evet hem tanışmış oluruz." "Nerede?" Bomba burada düştü işte, Deniz; "Benim evimde." Dönüp bakmadım. Bakamadım. Sebepsizce onda bir şeyler vardı ve yan yana olmak bile istemiyordum. Onun evine mi gidecektim bir de? Bu çok uygunsuz olurdu. "Şöyle yapalım. Siz bana gelin?" Ezgi; "Neden iş çıkarıyorsun başına gel işte." "Tanışmak niyetindeysek benim evime gelmeniz daha doğru olur. Balıkları alır hallederim." Kaan; "Temizleyebilecek misin?" "Senden iyi yapacağıma eminim." Göz kırparak söylediğimde alınmak yerine kahkaha attı. Ezgi; "Anlaştık o zaman. İçecekler bizden." "Ne gerek var?" "Balık rakısız olmaz." Ona güldüm. Meriç'in dağılalım demesiyle onlar ayrılırken ben durup derin nefes aldım. İlk günümü bitirmiş bir de onları kendime yemeğe çağırmıştım. Kafamı salladım. Yoğun bir gündü. Aklımdan çıkmayan o mavi gözlerde bunun bir diğer sebebiydi. "Ha bugün ha yarın bir gün o eve geleceksin." Sese döndüm. Duvara yaslanmış bana bakıyordu. "Nedenmiş o?" "Çünkü" Durdu. Cümlenin devamını arıyor gibiydi. "Çünkü?" " Biz arkadaşız." "Kendini kandırma Deniz." İsmi dudaklarımdan döküldüğünde titredim. "Haklısın kendimizi kandırmayalım. Sen benim evime gelmemek için bizi çağırdın." "Evet!" "Neden?" "Çünkü benden nefret eden birinin evine gitmem için neden yok." "Yarın gelme diyorsun yani." "Benden nefret ediyorsan gelme diyorum Deniz." Arkamı dönüp yürürken yarını şimdiden iple çekiyordum. Gelecek miydi? Gelmeyecek miydi? O adını hatırlatan Deniz gözleri tekrar bana bakıp nefrette mi bulunacaktı yoksa paşa paşa yaptığım yemeği yiyip ellerine sağlık mı diyecekti. Tabi ki tercihim karşımda bana onu doyurduğum için mahcup olmasıydı. Ve umarım öyle de olurdu. BÖLÜM SONU- KÜBRA
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD