İki hafta sonra...
#Ceylin
Hemşire Seda beklediğim gibi celladın adamı çıkmamıştı. Benimle ilgilenip doktor randevularıma eşlik ediyordu. Sayesinde daha çabuk toparlanırken bu süreçte celladım, kontrol dışında yanıma gelmemişti. Hiç gelmesini istemiyordum. Geldiği gibi korkudan titremeye başlıyordum.
“Ceylin Hanım!”
Seda’ya döndüğümde gülümseyerek bana bakıyordu.
“Yeterince dinlendiyseniz yürümeye devam edelim mi?”
Bacaklarımın açılması ve temiz hava almam için her gün bir saat kadar bahçede yürüyordum. Fakat sıcak hava başıma vurunca başım dönüyordu ve dinlene dinlene bir saatlik yürüyüşü tamamlıyordum.
“Tamam.”
Sandalyeden kalktığımda gelip yanımda durdu. Küçük adımlarla bahçede yürümeye başladım. Bahçe kocaman ve çok güzeldi. Büyük bir havuzu ve renk renk çiçekleri vardı. Başka şekilde bu eve gelmiş olsaydım burada olmaktan mutluluk duyacak kadar hoşuma gitmişti. Sadece çok sıcak!
“Hayır, aşırı çok sıcak.”
“Şemsiye getirmemi ister misiniz?”
Verdiği cevapla sesli konuştuğumu fark ettim. Başımla onay verip “Çok iyi olur.” dedim.
Arkasını dönüp içeriye geçince bahçede yürümeye devam ettim. Sağa döndüğümde havuzun başında fark ettiğim İnci’yle gülümsedim. Her gün yanıma gelip bana bakıyordu sonrada bir şey demeden çıkıp gidiyordu. Konuşturmak istesem de sadece yüzüme bakıyordu.
“Keşke konuşsa.”
İpek yakından ilgilenip elinden geleni yapıyordu. İnşallah bir gün konuşur. Yanına gitmek için yürümeye başladım. Yanına varmama az kala korkutmamak adına seslenecekken İnci’nin suya atladığını görünce “İnci!” diye korkuyla bağırdım. Suda herhangi bir hareketlilik oluşmamasıyla korkum daha çok arttı.
“Yardım edin!” diye bağırıp havuzun kenarına geldim. Suda batmaya devam ettiğini görünce koşarak şezlongdaki simitti alıp suya atladım. Simitten yardım alarak yanına vardığımda “İnci!” diye gelen İpek’in sesiyle “Yardım!” diye bağırdım.
İnci’yi tuttuğum gibi simide yerleştirmeye çalışırken suya biri daha atladı. İnci’yi simitte yerleştirdiğimde elimden çekilmesiyle cellatla yüz yüze geldim. Bana öfkeyle bakarken “Seni öldüreceğim!” demesiyle anlayamayarak yüzüne baktım. İnci’yle beraber havuzdan çıkarken arkasından baktım. Sudan çıkıp İnci’yi yere yatırdığında İpek ve Seda, İnci’nin etrafını sardı. Desteksiz kaldığım için dibe batarken ayağıma giren krampla acıyla gözlerimi yumdum. Yardım için ağzımı açacakken celladın cümlesi aklıma dolunca elinden ölmektense boğularak ölmeyi tercih ettim. Kafam suyun içine girdiğinde gözlerimi yumdum ve ayağıma giren kramp acısını, bastırmaya çalıştım. Suyun içinde hareketlilik oluşurken belimden tutulup suyun yüzüne çıkarıldığımda cellatla yüz yüze geldim. Etrafa sesler yayılsa da başım öne doğru düştü.
★★○★★
#İpek
Kamera kayıtlarını izlerken “Neredeydin!?” diye birden bağıran Kağan Emir’le yerimden sıçradım. Göz göze geldiğimizde üzerime yürümesiyle “Süt ve kurabiye getirmeye gitmiştim!” diye hızlı hızlı konuştum.
Önümde durup boğazıma yapıştığında “Sana İnci’ye dikkat edeceksin demedim mi!?” diye bağırdı.
Elim boğazımdaki elini bulsa da çekmeme gerek kalmadan elini boğazımdan çekti.
“Defol!!!”
Bağırmasıyla korksam da sakinleşmek adına gözlerimi yumdum.
“Patron uyandı.”
Ekrem’in sesiyle gözlerimi açtığımda Kağan Emir’le göz göze geldim. Bana öfkeyle bakarken “İnci’nin yanında olsam da olmasam da bunu bir şekilde yapacaktı! Hatam bunu yapacağını öngörememek, kabul ediyorum.” dedim ağlayarak.
“Sus!”
Başımı öne eğip “Özür dilerim.” diyerek odadan çıktım. Doğrudan İnci’nin odasına doğru yürüdüm. Kapıyı açıp içeriye girdiğimde Nalan Hanım içerdeydi. İnci yatakta oturmuş önüne bakarken “İnci!” diye seslendim.
Kafasını kaldırıp yüzüme baktığında gözlerim doldu. Kapıyı kapatıp yanına gittiğimde “Lânet olasıca ölmedi!” diye konuşan Nalan Hanım’la “Nalan Hanım!” diye uyardım.
Topuklu ayakkabı sesleri kulağıma gelirken “Kağan Emir nerede!?” diye sertçe sordu.
“Odasında.”
Kapıya yönelip odadan çıktığında İnci’yle göz göze geldim. Gözleri dolu dolu bana bakarken “İyi misin?” diye sordum.
Gözünden akan yaşla yüzünü okşadım. Gözyaşını silip “Yüzmek mi istedin?” diye sakince sordum.
Gözyaşları akmaya devam edince kendime çekip sarıldım.
“Bir daha sakın tek başına yüzmeye kalkışma!”
Hıçkırarak ağlamaya başladığında Nalan Hanım’ın bir şeyler dediğine emindim! Her zamanki gibi geldiği gibi İnci’ye nefretini kusmaya başlamıştı! İnci’nin saçını okşayıp başına öpücük bıraktım. Kağan Emir’in annesine olan öfkeli sesi kulağıma değerken İnci’yi göğsüme bastırdım. Nalan Hanım’ın bağırmasıyla sesler birbirine karışırken bağırışlar yükselmeye devam ediyordu. İnci daha çok ağlamaya başlayınca başını göğsümden ayırıp “Burada kal, hemen geliyorum!” dedim.
Yerimden kalktığım gibi odadan çıktım. Kağan Emir’in odasının önüne geldiğimde “O benim torunum değil!” diye bağıran Nalan Hanım’la “Kağan Emir Bey!” dedim.
Nalan Hanım susmasıyla Kağan Emir’in bakışları beni buldu.
“İnci seslerden çok kor-”
“Geber-”
“Nalan Hanım!”
Nalan Hanım’ın cümlemi böldüğüm gibi Kağan Emir’de cümlesini bölerken Kağan Emir, Nalan Hanım’ı kolundan tutup kendisine çevirdi.
“Ekrem, annemi evine götür!” diye yüzüne yüzüne bağırdı.
Nalan Hanım kolunu çekip “Çok bile kaldım! Oğlum, Ecrin’imin intikâmını almak yerine Ecrin’imin sebebi olan fahişeye el bebek gül bebek bakıyor!” diye bağırdı.
Nalan Hanım’ın kimden bahsettiğini anlayamazken bana dönüp öfkeyle bakarak yanımızdan ayrıldı. Kağan Emir yumruğunu duvara geçirmesiyle “Kağan Emir!” diye bağırdım.
Yanına varıp elini tuttuğumda parmak boğumlarında gördüğüm kızarıklık ve soyulmayla “Yapma!” diye üzülerek konuştum.
“İnci’nin yanına git!”
Elini çekip önden yürümeye başladığında arkasından yürüdüm. İnci’nin odasına girmesiyle arkasından odaya girdim. İnci’yi odasında göremeyince “İnci!” diye korkuyla bağırdım.
Kağan Emir bahçeye koşarken “İnci!” diye bağırdı.
Arkasından bahçeye doğru çıktığımda “Patron!” diye seslen Suat’la durdum.
“İnci, Ceylin Hanım’ın yanında.”
Rahat nefes alırken Kağan Emir önümden geçip Suat’ın yüzüne yumruk indirmesiyle elimi ağzıma götürdüm. Kağan Emir hızla içeriye geçtiğinde Suat’ın yanına vardım.
“İyi misin?” diye sorduğumda çenesini tutup başını salladı.
“Arkasından gidin.” demesiyle başımı salladım. Ayağa kalkmasına yardımcı olup koşarak içeriye girdim. Merdivenlerden çıkıp Ceylin’in odasının önüne geldim. Kapıyı açıp içeriye girdiğimde İnci, Ceylin’in göğsüne yaslanmış ağlıyordu. Ceylin korkarak Kağan Emir’e bakarken Seda Hanım konuştu.
“Kağan Emir Bey aşağıdan sesler yükselince yine bir şey olduğunu zannedip Ceylin Hanım’la aşağıya indim. İnci kenarda durmuş ağlarken Ceylin Hanım’la onu buraya getirdik.”
Kağan Emir, Ceylin’e doğru yürüdü. Ceylin’in üzerine eğildiğinde gözleri birbirine kilitlendi. Ceylin korkarak Kağan Emir’e bakarken Kağan Emir sert bir ifadeyle Ceylin’e bakıyordu.
“Bir şey yapmadım.”
Ceylin savunmasını yaparken Kağan Emir gözlerini Ceylin’den çekip İnci’yi kollarından tuttu. İnci kendini geri çekince Kağan Emir “İnci!” dedi.
Yanına gidip koluna dokundum. Bana dönen bakışlarıyla “Bana bırak.” dedim.
Gözlerini yumup sakinleşmeye çalıştığını anlayınca elimi kolundan çektim. Ceylin’den uzaklaşıp bana yer açtığında İnci’nin önünde eğildim. Koluna dokunup “İnci.” diye seslendim.
Yüzünü dönmemesiyle “Bana da mı küstün?” diye sordum.
Başını Ceylin’in göğsüne gömünce Kağan Emir’e döndüm. Kağan Emir’in Ceylin’e baktığını görünce “Kağan Emir!” diye yüksek sesle seslendim.
Bakışları beni bulduğunda tek kaşı havaya kalkarken sesimi yumuşak tutmaya çalışarak “Yalnız kalmak istiyor, dışarı çıkalım.” dedim.
Bu defa gözlerini İnci’nin üzerinde gezdirince ayağa kalktım. Yanına gidip kısık sesle “Nalan Hanım’ın sözlerini duymuş olmalı. Sakinleşmesi için yalnız kalsın ama Ceylin’in yanında değil.” dedim.
Bakışları beni bulduğunda daha rahat konuşmak için odadan çıktım. Arkamdan gelip kapıyı kapattığında yüzüne baktım. Ceylin’e olan derin ve düşünceli bakışları bu iki hafta içinde gözüme değip durmuş, sinirlerime dokunmuştu.
“Şu an duygusal olarak boşlukta. Ceylin’i annesi sanarak yaklaşıyor. Bu süreçte Ceylin’le yakın olursa sonrasında ayrılması daha zor olur.”
“Ne yapacaksın?”
Biran önceki davranışına rağmen bir şey yapmamı bekliyor!
“Bir şey yapmayacağım çünkü istifa ediyorum.”
Kaşı sinirle yerinden oynarken “Görevimi düzgün yerine getiremedim ve az kalsın İnci’ye bir şey oluyordu.” dedim.
Bir şey demesiyle sözüme devam ettim.
“Bu olaydan sonra haklı olarak eskisi gibi bana güvenemeyeceksiniz. Güvenin olmadığı yerde de verimli bir çalışma olmaz. Bundan dolayı istifa ediyorum ama gitmeden önce İnci’yi düşündüğüm için; İnci, Ceylin’in yanında kalıp Ceylin’i anne olarak görmesindense dışarıya çıkıp temiz hava alsın. Yeni bakıcı gelen kadar İnci’yi yalnız bırakmayın.” dedim.
“Kovmadım!”
Gözlerimi eline indirip “Boğazıma yapıştınız!” dedim.
Gözlerim dolunca başımı kaldırıp yüzüne baktım.
“Sonrasında da defolmamı söylediniz. Gitmem için yeterli değil mi?”
Sakinleşmek için gözlerini yumunca “Kendinize ve İnci’ye iyi bakın.” dedim.
Merdivenlere doğru yürüdüğümde duyduğum öfkeli sese rağmen yoluma devam ettim. Odama girip dolaba yöneldim...