BATTANİYE

1156 Words
YEKTA'DAN Sinan kanlar içinde yere yığılırken buraya getirdiği o kadının çığlığını duydum kapının önünde. Kaçmaya çalışmıştı belli ki, onu durduran bu silahın patlaması olmuştu. Yere çöktü çığlık atarken. Onu kapının önünde görünce öfkeyle gözlerimi kıstım. "Şu gerizekalı kadını tutup içeriye götürün, elini ayağını bağlayıp benim odama kapatın!" O kadar korkmuştu ki adamlar onu eve doğru sürüklerken karşı bile koymuyordu. Ellerini kulağından çekmiyordu, yanımdan geçerken kısık sesle konuştuğunu duydum. "Yapma, hayır, yapma..." O içeriye geçerken öfkeyle baktım. Ardından bacağından vurulup yere düşen Sinan'a doğru ilerledim ve yanına eğildim. "Ne yaptığını gördün mü? Aptalca davranıp beni de, kendini de tehlikeye attın!" Kıvranıyordu, acı içinde gözlerime baktı, konuşmak için zorluyordu kendisini. "B-ben seni tehlikeye atacak hiçbir şey ya-yapmadım! Sen kafayı yemişsin, şu an yaptığın bile bunu gösteriyor!" Ayağa kalktım, deli olarak görüyordu herkes beni, oysa ben deli falan değildim! Öfkemi bastırmaya çalışıp geri ona eğildim. "Bir kere daha böyle bir şeye kalkışırsan bu kez beynini dökerim senin! Şimdi gidiyorum, senin yaptığın pislik yüzünden o kızı öldüreceğim! Bundan sonra bir şey yaparken defalarca kez düşün!" Eve girip o kızı temizleyecektim, tek bir sözü bile benim çevremde duyulursa o zaman herkes daha çok bastıracaktı beni yenmek için. Böyle bir şeyin olmaması için aptal Sinan yüzünden tanımadığım birini öldürmek zorundaydım. "İldem hanım bu halini görse utanırdı senden! O öldüğü için kendini suçluyorsun, madem bu kadar suçluluk duygusu hissediyorsun, o zaman onun istediği gibi bir adam olarak kalsaydın lan!" Bu sözlerle durdum yerimde, nasıl olurdu da benim sevdiğim kadının ismini kullanırdı? Öfkeyle döndüm ona. "Sakın bir daha benim sevdiğim kadının ismini ağzına alma! Sus, onunla ilgili konuşma! Şunun yarasına baktırın, geberip kalmasın!" Adamlara emir verdim, Sinan'a baktığımda bana bakarak başını olumsuz anlamda salladığını gördüm. Ona baktıkça deli olacak gibi hissediyordum, bu yüzden uzaklaşıp eve girdim. Şu doktor olan kadının işini ne kadar çabuk bitirirsem o kadar iyi olacaktı. Odaya girdiğimde dizlerini karnına çekmiş bir şekilde yere çöktüğünü gördüm. Korkuyla sallanıyordu öne arkaya. Karşısına geçtim, yatağa oturup dikkatle onu izledim. Elimde duran silahı görünce durdu. "Çok fazla şey gördün, bunu yapmaya mecbur kalıyorum! Senin adına üzüldüm açıkçası, ama karanlık bir adamın inine girmemen gerekirdi." Silahı ona doğru uzattığımda ağlaması daha çok şiddetlendi, korkuyla bakıyordu gözlerimin içine. "Öldürme beni, lütfen! Bak bu sözlerimi yanlış anlama, ama senin aklın şu an yerinde değil. Belli ki büyük bir sorunun var, sen bunu tek başına çözemezsin. Bırak yardımcı olayım sana, sen iyi olana kadar! Daha sonra seninle ilgili herşeyi unutacağım, hiçbir şekilde sözün geçmez!" Buna inanmak kolay değildi, kimseye güvenemezdim. Elim titredi aniden, geri indirdim silahı. Sakin kafayla düşünmem gerekiyordu. "Ben iyi olacağım, intikamımı aldığım zaman toparlanacağım!" "Neyin intikamı bu, kim bilir ne zamandır bu haldesin, bunca zamandır almadığın intikamı şimdi mi alacaksın? Bırak toparlanmana yardımcı olayım, bunun karşılığında da beni serbest bırak. "Eğer anlaşmaya varırsak, ve seni iyileştirirsem o zaman beni serbest bırak. Buradan çıktığım an emin ol ki herşeyi unutacağım!" Sessizce düşündüm teklifini, beni hiçbir şey iyi edemezdi, bu kadın neye güveniyordu da böyle konuşuyordu? "Benim hayatıma emin ol ki girmek istemezsin. Geçmişimin karanlığında boğulursun, o zaman ölmek için yalvaracaksın bana!" Yutkundu, korkuyordu, ve onun korkması hoşuma gidiyordu nedense. "Bana sadece zaman ver. Ben buraya ölmek için gelmedim, hiçbir suçum yokken bunu yapma bana. Sadece zaman ver, Sinan beyin neden böyle yaptığını anlayacaksın o zaman!" "Ne kadar zaman istiyorsun benden, bu beynimdeki sesleri susturmak için, onun hayaletini zihnimden atmak için ne kadar süre istiyorsun?" İstediğimin ne olduğunu bilmiyordum. İldem benim herşeyimdi, onu hayal etmek çok güzel bir histi. Ama hayaletleri peşimi bırakmıyordu, onu rüyamda görmediğim tek bir gün bile yoktu! "Sadece bir ay, bir ay sonra değişimini sen de fark edeceksin!" "Bir hafta, bir hafta süren var." Gözleri şok içinde büyüdü. "Bir haftada hiçbir şey yapamam, lütfen biraz fazladan zaman ver!" "Eğer bir hafta içinde az da olsa değişim olursa o zaman düşünürüm. Şimdilik verdiğim süre bir hafta. Ölmemek için bir şansın var, umarım bunu iyi değerlendirirsin. "Çünkü ben tekrar şans vermem doktor hanım!" Oylum'dan En azından bir haftalığına kurtulmuştum. Yukarıda asılı duran saate baktım, gecenin 12'siydi. Aklım beni buraya getiren adamdaydı, titreyen sesimle konuşmaya çalıştım. "O adama ne olacak, öldü mü yoksa?" Kesin öldürmüştü, bu adam psikopatın tekiydi, yapma ihtimali çok yüksekti. "Onu öldürmem gerekiyordu aslında, ama canını bağışladım, tabi bu şimdilik." Can almaktan çok basit bir şeymiş gibi bahsediyordu, iyice geriye doğru kaydım. "Madem bir hafta sürem var, o zaman başlamam mı gerekiyor?" Saate baktı genç adam. "Geç oldu, şimdi boş boş sözler dinleyecek değilim. Uyumam gerekiyor," dedi gözlerini ovalayarak. Bana bir hafta süre vermişti, ama değerlendirmeme izin vermiyordu. Ayağa kalkmaya zorladım kendimi, bu adamın yanında durmaktan çok korkuyordum çünkü. "Peki, o zaman ben nereye gitmeliyim? Yani uyuyacağım demiştiniz?" Bana kötü gözlerle baktı, bu germişti beni. "Bana sormadan tuvalete bile gitmeyeceksin, doktor!" Ne diyeceğimi, ne yapacağımı bilmiyordum. Tek bildiğim şey bu adamın iyi olmadığıydı, bu yüzden onu dinlemem gerekiyordu bir hafta boyunca. Bu bir hafta içinde ya tamamen batacaktım, yani onun kurşunuyla ölecektim, ya da tamamen kurtulacaktım küçük bir ihtimal de olsa. "Beni şu an ne kadar kötü yaptığınızı bilmiyorsunuz siz, şu an durmakta bile zorluk çekiyorum. "Sadece dinlenmek istiyorum, kaçacak değilim, o fırsatı vermezsiniz sadece. İsterseniz salonda bir koltuğa kıvrılıp yatarım ben." Belki de fark etmeden şansımı zorluyordum, ama burada durmak beni ürkütüyordu. "Sen ne sanıyorsun doktor, sana bir de ayrı oda ayarlayacağımı mı? Burada kalacaksın, benim yanımda! "Sonuçta buraya da bu yüzden gelmedin mi zaten, beni iyi etmek için gelmedin mi? "Bu yüzden ben uyurken odada kalacaksın, eğer kabus görürsem diye!" Beni annesi mi sanıyordu bu adam? O ağlayacaktı kabus gördüğü için, bende pışpışlayıp koynuma mı alacaktım? "Bana uyuyacağım dediniz, o zaman siz uyurken ben ayakta mı kalacağım, şu an doğru mu anladım?" Benim sözlerimi takmadan yatağa girdi ve üzerini örttü. Gözlerini yumarak konuştu. "Yaşamak istiyorsan bir hafta boyunca kendinden taviz vermen gerekiyor doktor. Eğer bu bana yeterli gelirse o zaman sana belki ek süre tanırım. Herşey keyfime bağlı, ve senin verdiğin emeğe!" Bana ek süre tanımayacaktı, belki ona iyi gelsem bile bana verdiği sözü tutmayıp öldürecekti. Buna emindim, yani öyle olduğunu sanıyordum. Ama eğer yaşamam için küçük bir ihtimal bile varsa onu değerlendirmek istiyordum kendim için. "Peki Yekta bey, size tatlı uykular o halde!" Bunu dedikten sonra öfkemi bastırmaya çalışıp oradaki tekli koltuğa oturdum. Uyuyacak yer yoktu, hava ılıktı, yere yatıp hasta olamazdım. Yekta denen psikolojik ruh hastasının uyuduğunu solumasından anlamıştım, rahat olmalıydı. Ama ben onu beklemeye mecbur bırakılmıştım ne yazık ki. Umutsuzca bakıyordum etrafa. Bu adamın sorunları olduğu kesindi, bu yüzden etrafa bakınıp kışkırtmak istemiyordum. Koltukta oturur pozisyonda uyumak zordu, en zoru da bu soğukta battaniye olmadan uyumaya çalışmaktı. Etrafa bakındım, sessiz bir şekilde dolaptan battaniye almam gerekiyordu. Ayağa kalkıp parmak uçlarımla ilerledim gardropa. Tüm gözlere bakmama rağmen bulamadım battaniye, o kadar soğuktu ki tüylerim diken diken olmuştu. Kendi evimde böyle olmuyordu oysa, ama bu ıssız yerdeki evde buz tutacak gibi oluyordu insan. Bulamamıştım üzerimi örtecek bir şey, gözüm Yekta denen adamın yatağına kaydı. O rahat bir şekilde sıcacık uyurken ben donmak üzereydim. Yatağa bakınca aklıma gelen fikirle gülümsedim, riskli olsa da bunu yapmak zorundaydım, kendimi bu soğuktan kurtarmak için!
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD