15

2384 Words
15 Aras üzerindeki şortu çekiştirip kramponlarını giydi. Onur işaretinden dolayı sadece eşofman giyiyordu ancak Murat kendi yedek formasını Arasa gitmesi için verince Aras direkt kabul etmişti. Üstelik ayak numaraları da aynıydı. Soyunma odasından çıktığında koridorun boş olması ile diğerlerinin sahaya gittiklerini anladı. Adımlarını hızlandırıp koridor boyunca yürürken karşısından gelen grubu fark etti. Onları tanımıyordu ancak yürüyüşlerinde ki dik duruş ve sert bakışlar Arasın gerilmesine neden oldu. Başını çevirip yanlarından geçip gideceği sırada grubun tam onun önünde durması ile adımları duraksadı. “ Sen Aras olmalısın .” En önde duran çocuğun mimiksiz ifadesine bakıp başı ile onu onayladı. Yüzünde kendini beğenmiş bir ifade vardı. Esmer uzun boylu ve tipi iyi bir çocuktu. Ancak gözlerinde farklı bir bakış vardı ki Aras kendisini rahatsız hissetti. Oğlan ona elini uzatıp “ Ben Kaya . “ diye kendini tanıttı. Aras tek kaşını kaldırıp ona uzatılan eli sıktı. “ Memnun oldum . Beni nerden tanıyorsunuz ?” Kayanın suratında oluşan çarpık gülüş ile arkasındaki beş kişi de sırıtmaya başladı. “ Benim bu ilçedeki herşeyden haberim olur. Kuzenim ile tanışmışsınız . Beste. Sürekli senden bahsediyor. “ Aras yüzünü buruşturmamak için kendini tutarken elini geri çekip başını salladı. Daha fazla burda durmak istemedi . “ Gördüğüm kadarı ile sen de idmana gelmişsin. Bizimle olmadığına göre Onurların takımındasın. Senin için üzüldüm. Fikrini değiştirirsen kapımız sana açık olacak .” Kaya başka bir şey demeden koridorda ilerleyip soyunma odasına girdiğinde Aras kaşlarını çatarak arkalarından baktı. Bu tür çekişmeleri en son lise yıllarında görmüştü. Ancak burada halen devam ediyor gibiydi. İyi çocuk köyü çocuk kapışmalarına karışacak kadar enerjisinin olmadığını hissediyordu . O yüzden sadece yapacakları maçta eğlenmeye bakacaktı. Sonunda sahaya çıktığında kenarda toplanmış olan arkadaşlarını gördü. Aralarında mesafe olduğu için onların konuşmalarını duramıyordu ancak zaten sahanın olduğu aşan ormana çok yakın olduğu için etraf sessizdi. Onlara doğru hızlandı ve yanlarına vardı. Narin ve Ezgi’nin yanında tanımadığı bir kız daha vardı. Arasın geldiğini gördüklerinde Ezgi gülümserken Narin de hafif bir şekilde gülümseyerek selam verdi. Yanlarında ki kız ise gözlerinde ki merak ile kendisini inceliyordu. Ezgi onları tanıştığında kızın adının Ayşenur olduğunu öğrendi. “ Neden geciktin ? “ Onurun sorusu ile Aras omuzlarını silkerek “ Koridorda bir grup ile karşılaştım . “ diye cevapladı. Onun sözleri oğlanların kaşlarının çatılmasına neden oldu. “ Kimmiş o grup ? 5/6 bizim saha. Parasını verdik .” Murat’ın sesi ile Aras “ Hepsini tanımıyorum ama içlerinden birinin adı Kaya idi. “ diye temkinle konuştu. Onların karşı takımdan olduğunu biliyordu ama düşmanlıklarının boyutunu bilmiyordu. Onur sinirle soluduğunda Ömer ve Murat kendi kendilerine söylendi. “ Oo Selam gençler.” Kayanın sesi ortalarına bomba gibi düşünce Erkekler gerilerek ondan tarafa döndü. Kaya elleri şortunun cebinde geriye doğru yaylanarak onlara bakıyordu. Arkasında az önceki arkadaşları vardı. Onurlar ile arasında ise bir kaç adımlık mesafe bırakmıştı. “ Nasılız görüşmeyeli?” Onur dişlerini sıkarak “ Ne işiniz var burda ?” diye sordu. Kaya ise omuzlarını silkip “ Antrenmana geldik.” dedi. Onur dalga geçer gibi konulan oğlana sinirlenmemek için derin dern nefes alıp “ Sıradaki saat bizim antremanımız var .” dedi. Kayanın duruşu ise bunu zaten bildiğini gösteriyordu. Ama yüzündeki sırıtış bir şeyler planladığının göstergesi gibiydi. “ Tüh . Biz saati şaşırdık onzaman. Neyse siz çalışırken izleriz artık. “ Kaya geriye dönerken Narine göz kırpıp ağır adımlarla sahanın dışına çıktı. Onur ve Murat aynı anda sinirlenince olanları sessizce izleyen Aras , Onurun kolundan tutup kendine çevirdi. “ Sakin ol. Belli ki moralinizi bozmak istiyor. “ Onur gözlerini kapatıp başını aşağı yukarı salladı. Çalışmaya gelen sadece dört kişilerdi. Aras ile beraber beş kişi olmuşlardı. Diğer iki arkadaşı gelmemişti. Maç yapmak içim yeterli değildi. Kızları kullanmayı düşündü ama onzaman da gerçek bir çalışma olmazdı. Ömer’e döndü. “Ali den haber var mı ?” “ İşteymiş . Gelemeyecek .” “ Abdullah ?” “ Geleceğim demişti ama arıyorum açmıyor .” Onur sıkıntı ile etrafına baktığında İleride kayaların toplandığı yere doğru döndü. Kuzeni çalma barbi beste ve arkadaşları gelmişti. Şık kıyafetleri ile kenarda oturuyor ve ağIzlarını yaya yaya bir şeyler konuşuyorlardı. Ezgi kaşlarını çattığında onu izleyen Aras kızın neden suratının asıldığını merak etti. Sonrasında Ezgi’nin bir Kayalara bir de Onura baktığını görünce kızın onları dinlediğini anladı. Ancak duydukları her neyse hoşuna gitmemiş gibiydi. Ağır adımlarla Ezgi’nin yanına gidip dibinde durdu. Sarı saçlarını kulağının arkasına alan kız Arasın yanına gelmesi ile derin bir nefes aldı. Oğlan kızın kulağına eğilince ise Ezgi bir an nefesini tuttu. “ Ne duydun ?” Kız dudağını ısırarak Arasa baktı. Ne duyduysa söylemeye çekiniyor gibiydi. Ancak Aras kızın gözlerine odaklanmadan önce kısacık bir an onun dişlerinin arasındaki dudaklarına baktı. Sonrasında ise hızla gözlerine odaklandı. Ç “ Kötü bir şey mi ?” Kız başını iki yana salladı. Sonra da kısık bir ses ile konuştu. “ Kötü değil de , sonunda kavga çıkabilir .” Aras iyice merak ederek kendinden kısa olan kıza biraz daha eğildi. “ Ne diyorlar ?” “ Bizimkiler ile oynamak istiyorlar . Antrenman maçı gibi. Ama sonunun iyi olacağını düşünmüyorum . “ Aras başını salladı. Büyük ihtimalle kavga çıkardı. Oysaki bu maç olayı kavga olmaması içindi anlattıklarına göre. Yine de bunu unutmuş gibiydi iki takımda. Oğlan düşünürken Ezgi dudaklarını ısırarak ve birazda yüzü düşerek başını eğdi. Ama bu hareketi Arasın gözünden kaçmadı ve bu sefer daha da merakla Ezgi’ye baktı . “ Ne ? Ne oldu ?” Ezgi başını diğer tarafa çevirerek dern bir nefes verdi. Duyduklarını söylemek istemiyordu. Beste ve arkadaşları Aras hakkında konuşuyorlardı. Daha çok Arasın yüzü, Arasın vücudu , Arasın yakışıklılığı ve Ezgi’nin düşününce bile kızaracağı başka uzuvları hakkında. Bunları kesinlikle ona söyleyemezdi. “ Boşver bizimle ilgili değil .” Ezgi başka bir şey demeden Kayanın yanlarına yaklaşması ile bütün gözler ona çevrildi yine. Ezgi ve Aras oğlanın ne diyeceğini bildiği için sessiz bir şekilde beklemeyi tercih etti. Kaya az önceki lakayıt hareketleri ile bir kaç adım ötelerinde durdu. Kolundaki saate bakarak “ Saatinizin on dakikasını geçirdiniz bile. Neden sahayı halen kullanmıyorsunuz ?” diye sordu. Onur dişlerini sıkarken Murat öne çıktı. “ Me istiyorsun Kaya? Sadede gel .” Kaya yandan bir gülüş sergileyerek karşısındaki adamlara baktı. “ Bu seneki ilk antrenmanı birlikte yapalım . Karşılıklı bir maç ? Ne dersiniz ? “ Onur direkt “ Hayır “ derken Murat onunla aynı anda “ Tamam “ dedi. İkisi birbirine bakarken Kaya bir kaşını havaya kaldırıp “ Evet mi hayır mı ?” diye sordu. Onur kayaya bakmadan Murat’ın dibine sokuldu. Fısıltı ile “ Ne demek tamam ? Sen delirdim mi oğlum ?” diye hesap sordu. Murat da aynı fısıltı ile “ Bunların niyeti başından beri belli. Yoksa neden erkenden gelsinler. Verelim istediklerini. Yapalım maçı. Görsünler günlerini.” dedi. Onur bir kaç saniye durup nefesini verdi. Hiç mantıklı düşünmüyordu. Ve pişman olacaktı. Kayaya döndü. “ Kabul .” && Ezgi tırnaklarını ısırarak oturduğu bank da kıpırdandı. Kalbi ağZında atıyordu ve sabit duramıyordu. Arkadaşları her atak yaptığında heyecanla ayağa kalkıyor kayaların takımı topu aldığında hüsranla yerine oturuyordu. Maç başlayalı neredeyse 20 dakika olmuştu ve on dakika sonra ilk yarı bitecekti. Henüz kimse gol atmamıştı ve oyun medenice ilerliyordu . Ezgi eline aldığı darbe ile sağına döndüğünde Narinin ona bakışlarını gördü. “ Ne vuruyon be ?” “ Yeme tırnaklarını .” “ Stresliyim kızım .” Narin kendilerinden uzakta oturan Beste ve arkadaşlarını gösterdi. “ Baksana şunlara . Film izler gibi rahatlar. Hem kendi takımları yerine bizimkileri gözlüyorlar .” Ezgi Narinin sözleri ile kızlara döndüğünde onların gerçekten de arkadaşlarını izlediğini gördü. Kulağını kabarttığında tahmin ettiği sözleri duydu. Beste Aras hakkındaki müstehcen fikirlerini dile getirirken yanında oturan Melisa’nın sözleri Ezgi’nin şaşırmasına neden oldu. “ Onur bu sene farklı sanki değil mi ?” Beste derin bir hımm lama ile “ Bilmem . Yani benim pek ilgimi çekmiyor. “ dediğinde Melisa’nın iç çekişi tekrar duyuldu. “ Yani. Baksana sanki vücut çalışmış gibi . Ya da gelişmiş . Bilmiyorum. Ama kesinlikle bu sene bir farklı bu çocuk.” Ezgi daha fazla dinlemek istemeyip arkadaşlarına döndü. Gözleri Onuru bulduğunda oğlanın hırsla topun Peşinden koşmasını izledi. Arkadaşı umutsuz bir şekilde Narine aşıktı ve bunu herkesten saklıyordu. Narine çaktırmadan baktığında onun abisine baktığını gördü. Onura karşı ufacık bir ilgi gösterse aralarını yapmak için elinden geleni yapacaktı ama Narin sadece Onura değil hiç bir erkeğe karşı ilgi göstermiyordu. “ Eyvah.” Ezgi kaşlarını çatarak sahaya döndüğünde “ Ne oldu ?” diye sordu. Narin yavaşça ayaklandığında “ Kavga çıkacak “ dedi. && Aras burnundaki tampona dokunmamaya çalışarak yanağını kaşırken yanında oturan Onur kendi patlamış dudağına dokundu. Onun durumu Arasa göre iyiydi. Aras fazla dövüşmeyi bilen biri değildi bu yüzden suratına inen yumruğa hazırlıksız yakalanmıştı. Ancak Onur ve diğerleri sürekli kavga ettikleri için bu duruma alışıktı ve kendilerini daha iyi korumuşlardı . Murat soğuk betonda yere oturmuş alnından süzülen kanı peçete ile silmeye çalışırken Hemen onun yanındaki Ömer bir gözü morluktan kapanmış bir şekilde Murat’ın elindeki peçeyi alıp arkadaşına yardım etti. Her şey bir saat önce olmuştu. Aslında gayet medeni bir şekilde maç yaparken karşı takımdan Ayhan’ın Onuru itmesi ile tartışma başlamış ve büyümüştü. Aras ikiliyi ayırmak için araya girdiğinde Ayhan birden Arasa yumruk atması ile ortalık karışmıştı. Kızların çığlık çığlığa sahaya inmesi ve çok geçmeden gelen polisler ile yine karakolluk olmuşlardı. Ancak bu sefer nezarete atılmaktan kurtulamamışlardı . “ Off” Murat acı ile izlediğinde Aras ona baktı. Buraya geldiklerinde ilçe hastanesinden bir hemşire getirilmiş ve onlara ayak üstü pansuman yapıp gitmişti. “ İyi misin ?” Arasın sorusu ile Murat gülmeye çalışarak ona baktı. Aras aralarında en berbat görüneniydi. “ Sen kendini düşün oğlum . İyiyim ben .” Aras kendi haline gülmek istese de canı yanınca hemen bundan vazgeçti. Ayhan’ın alaylı sesi kulaklarına dolduğunda hepsi dönüp yan hücredeki diğerlerine baktılar. “ Baban ne zaman gelecek Kaya . Çıkalım artık burdan .” Kaya sessiz bir şekilde oturduğu yerde karşıya bakmaya devam ederken Onur “ Her şey sizin yüzünüzden oldu . Geri zekalılar .” diye söylendi. Ayhan anında diklenerek “ Adam gibi oynasaydınız lan o zaman ?” diye bağırdı. Murat tam bir şey söyleyecekken Kayanın “ Kapa çeneni Ayhan “ demesi ile herkes sustu. “ Gençler “ Harun’un sesi ile hepsi ona döndü. Ayaklanıp Demir parmaklıklara yaklaşıp adama baktılar. Harun ise sırıtarak gözlerini hepsinin üzerinde tek tek gezdirdi. “ Sizin şu kozlarınızı paylaşmak için yaptığınız maç olayı buraya kadardı sanırım. Eski günlerinize döndüğünüze göre .” Kimseden ses çıkmayınca sözlerine devam etti. “ Hepiniz birbirinizden şikayetçi olduğunuza göre bu gece burdasınız .” Hepsi aynı anda itiraz seslerine başladığında Harun başını tutarsak bir elini kaldırdı. “ Susun susun . Başımı ağrıttınız .” Ve yine hepsi aynı anda sustuğunda Harun derin bir nefes ile onlara baktı. Niyeti elbetteki bu oğlanları burada tutmak değildi ancak onlara bir ders vermeden de bırakmak istemiyordu. “ Söyleyin o zaman kim suçlu ?” Ayhan “ Onlar Harun abi. Durduk yerde kavga çıkardılar “ diye lafa girdiğinde Murat sinirle ayağa kalktı. “ Siktir lan . Sen başlattın her şeyi.” Harun kaşlarını çatarak “ Murat” diye onu uyarınca oğlan “ Özür dilerim abi ama yalan söylüyor .” diye atıldı. Ayhanın yanında yanağı morarmış olan Zeki “ Abi esas onlar yalan söylüyorlar . Halimize baksana .” diye arkadaşına destek çıktı. Harun birbirlerini suçlayan iki gruba da ümitsizce baktı. Hiç bir şey demeden arkasını dönüp hücrelerden uzaklaşacakken Kayanın sesini duydu. “ Biz başlattık.” Harun tek kaşını kaldırarak arkasına baktığında diğerlerininde aynı şaşkınlıkla ona baktığını gördü. Kaya buraya geldiğinden beri hücredeki bankta oturmuş başını duvara dayamış ve hiç kıpırdamamıştı. Onun da yüzünde çürükler vardı ama pek umrunda değil gibiydi. Harun “ Kaya ?” diye sorduğunda oğlan kapalı olan gözlerini açıp başını duvardan çekti. “ Karşılıklı maç yapıyorduk. Ayhan durduk yerde Onuru itti. Tartışma çıkınca da ilk yumruğu o attı. “ “ Kayaa .” Ayhan şokla arkadaşına bakakalırkem Harun durumdan memnun bir şekilde arkasını döndü. “ Ailesi gelen çıkabilir. O zamana kadar sessiz olun .” Harun uzaklaştıktan sonra Ayhan ihanete uğramış gibi Kayaya baktı ancak oğlan az önceki halini alarak başını duvara dayadı ve gözlerini kapattı. Aras ve Onur ise şaşkın bir şekilde birbirlerine baktılar. Murat ve Ömer de aynı şaşkınlığı yaşarken Onur sessizce fısıldadı. “ Bunu beklemiyordum işte .” Aras ise gözleri Kaya da onu incelemeye başladı. Oğlan kendi arkadaşları da dahil kimse umrunda değilmiş gibi duruyordu. && İdil sinirli bir şekilde karakola girdiğinde hızla etrafına bakındı. Hemen arkasından giren Sinan ise nereye gideceğini biliyormuş gibi düşünmeden İdilin elini tutup kendi ile birlikte yürümeye zorladı. İdil kısa bir an sinirini unutup onun elini tutan Sinan’a baktı. Adam direkt Harun’un yanına geldiğinde ise Harun’un onları gördüğünde önce gülümseyen sonda ise ellerini fark edip gülümsemesi solan yüzüne baktı. Hızlı bir şekilde elini geri çektiğinde Sinan hiç tepki vermeden “ Çocuklar nerede ?” diye sordu. Harun kaşları çatık bir şekilde “ Aşağıdalar “ dedi. Sinan başını sallayıp aşağı ineceksen birden durdu. Yüzünde düz bir ifade ile “ İnebilir miyim ? “ diye sordu. Harun başı ile onu onaylayıp “ Yeri biliyorsun “ dediğinde Sinan bir şey demeden ilerledi . İdil de onunla gidecekken Harun kolunu tutarak onu durdurdu. “ Ona bir kaç dakika ver. “ İdil anlamayarak Harun’a bakınca adam derin bir nefes alarak “ Gel sana çay sözümü tutayım hem de olanları anlatayım “ dedi. Kız bir kaç dakika Sinan’ın kaybolduğu koridora baktıktan sonra Harun’a döndü. İkisi beraber Harun’un masasının önünde otururken İdil önüne koyulan çaya teşekkür ederek aldı. Harun kıza yüzündeki belirli hayranlıkla bakmaktan kendini alamazken İdil de bunun farkında olarak çayından bir yudum aldı. Aklı aşağıdaki kardeşinde ve Sinan’da gözleri Harun’da beklemeye başladı. Onun anlayacaklarını merak ediyordu. Ancak beklediği hikaye yerine başka bir soru ile karşılaştı. “ Sinan ile aranda bir şey mi var ?” İdil şaşkınlıkla bir kaç saniye kıpırdamadan adama bakakaldı. Kendisini toparlayıp gülümsemeye çalıştı. “ Hayır . Biz sadece iş arkadaşıyız ve tabi ki bir de komşu. “ Harun rahatlamış bir şekilde başını salladı. Sonra da çocuklarla Sinan’ın arasındaki olayı anlattı. İdil adamı dinlerken neden Sinan’ın kendisi ile gelmekte ısrar ettiğini anlamış oldu. Tam işten çıkmak üzereyken Harun’dan Helen telefon ile hem korkmuş hem de sinirlenmişti. Sinan’a kısaca açıklama yapıp onsuz eve gitmesini söylemişti ama Sinan onunla beraber karakola gelmek istediğini söylemişti. “ Anladım. “ “ İdil ?” İdil adama baktığında Harun derin bir nefes alarak konuştu . “ Bu hafta sonu bir planın var mı ?” İdil kaşlarını çatarak düşünmeye başladı . Herhangi bir programı yoktu. Başını iki yana salladı. Karşısındaki adamın gülümseyerek ona bakması ile ise aynı gülümseme ile ona karşılık verdi. Galiba artık bir randevusu vardı. &&
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD