KARICIĞIM

2204 Words
Beril’ in anlatımı... Spordan gelmiştik. Şermin onu kırmadığım için son derece mutlu görünüyordu. Gittiğimiz spor salonunda Şermin' e ilgi büyüktü. Ama Şermin kimseye yüz vermediği gibi kadın bir spor hocası ile çalışıyordu. Babam ona güvenirdi. Ama Şermin belli ki yine de dikkat ediyordu. Sonradan görme değildi. Yani kimse onun için zengin adam avcısı diyemezdi. Ailesinden gelen bir asaleti vardı. Ailesinin maddi durumu eskisi kadar iyi değildi belki ama zarafetlerini koruyorlardı. Şermin benim içinse son derece yakışıklı bir spor hocası ayarlamıştı. Spordan çıkınca duş aldık. Benim yeni bir eşofman giymeme bozulsa da bu kez bir şey dememişti. Kahvelerimizi içerken sohbet etme imkanı da bulmuştuk. Olanlara anlam veremiyordu ama mutlaka çözüleceğine inanıyordu. Eve döndüğümüzde ben kendimi koltuğa atarken onun hala enerjik olması hiç adil değildi. Ki doğa fotoğrafları çekmeyi sevdiğim için benim kondisyonum hiçte kötü sayılmazdı. Ama o benden daha sportif olmalıydı. Düzenli spor yapmanın farkıydı sanırım bu.        Kapı çaldığında önemsemedik. Babamın yine bir evrak unutmuş, bu nedenle birini göndermiş olabileceğini söylemişti Şermin. Çünkü arkadaşları benimle tanışmak için gelmek istediğinde; Şermin müsait olmadığımızı, işlerim olduğunu söylemişti. Onun kokoş arkadaş grubunu sevmediğimi fark etmişti. Birinin siz söylemeden hakkınızda bir şey bilmesi güzeldi. Annemin ben söylemeden hakkımda bildiği tek şey doğum tarihimdi.        Birden içeri Alaz Zorlu girdi. Hiçbir şey söylemeden beni kolumdan tutup kaldırdı. Ve peşinden sürüklemeye başladı. Ben olayın şokunu yaşarken Şermin diğer kolumu tutmuştu.        ' Bırak onu! '        Alaz bir an durdu. Kolumu kurtarmaya çalışıyordum. Ama bir işe yaramıyordu. Bir an sesimi bulmakta zorlandım. Ama sonunda;       ' Ne yapıyorsun? Bırak beni! ' diye bağırmayı başardım. O kadar tuhaf ve ürkütücü bir durumdu ki ne olduğunu anlamaya yetişemiyordum.        ' Karınım diye ortalıkta geziyordun. Ne oldu? Kadının yeri kocasının yanıdır. '        Bir an boş bulundum. Evet dengesiz çıkışlarım olmadan olmuyordu.        ' Ne diyorsun sen be! '        ' Kocanla düzgün konuş. '        Şermin hala beni bırakmıyordu. Bu gerizekalı ise benimle dalga mı geçiyordu? Şermin bir umut konuşuyor, Alaz' ı ikna etmeye çalışıyordu. Ve şu durumda bile zarafetinden ödün vermiyordu.        ' Alaz Bey. Ne yapıyorsunuz Alaz Bey? Lütfen bırakın. Oturup konuşalım. Bir yanlışlık var sanırım. '        ' Konuşacak bir şey yok. Bu kız benimle geliyor. Kendi sağlığı için. '        Beni sertçe çekince Şermin bir an boş bulunup dengesini kaybedince beni bırakmak zorunda kaldı. Alaz beni sürükleyerek evden çıkardı. Şermin peşimizden evden çıkmıştı. Ama hiçbir şey yapamadı. Alaz beni resmen içine iterek bir arabaya bindirdi. Kendisi de sürücü tarafına geçtiğinde; Şermin arabayı tekmeliyor, kapıyı açmaya çalışıyordu. Ama Alaz arabayı çalıştırdı ve uzaklaştık. Şermin bir süre arkamızdan koştu. Evde çalışan kimse peşimizden gelmemişti. Sanırım Alaz Zorlu' dan herkes korkuyordu. Evdeki seslere de çıkmamışlardı. Şermin' in çaresiz koşuşu içimi acıtmıştı. Alaz hızlı da gitmiyordu. Ya araba daha hızlı gidemiyordu ya da arkaya dönüp Şermin' in o halini izlemem ona keyif veriyordu.        Epey eski bir arabaydı. Hareket ettiğine şaşırmak gerekirdi ama şu an ona şaşıracak halde değildim. Yer altında insanlara az para veriyorlardı herhalde. Alaz' ı önce yaya sonra da bu araba ile görmüştüm. Bağışladığı evin onun olmadığından emindim artık. Arabanın güneşten matlaşmış olsa da renginin kırmızı olması ve fazla hızlı gitmemesi avantajımaydı. Şermin şimdi polisi aramış olmalıydı. Birazdan polisler bizi durdurup beni kurtaracaktı. Alaz Zorlu' da yakalanacaktı ve ben nikahı sorunsuz bir şekilde düşürecek, bu işten kurtulacaktım. Alaz Zorlu kendi salaklığı ile sonunu kendi getirmişti. Zaten bir katilden de akıllıca davranışlar beklenmezdi. Akıl sağlığı yerinde olan biri bir insanın canını almazdı.        ......        Yazarın anlatımı...        Alaz Beril' i sürükleyerek çıkarınca Şermin önce arkalarından baktı. Sonra polisi aradı. Arabanın plakasını görmemişti ama rengini söyleyerek tarif etti. Sonuçta eski model bir arabanın mutlaka trafikte ilgi çekeceğini düşünüyordu. Araba modellerinden anlasaydı daha faydalı olabileceğini düşünerek içinden kendine kızıyordu. Eve koşarak girmiş, kapıyı bile kapatmamıştı. Polisle konuşup telefonu kapattığında Hamit geldi. Hamit ardına kadar açık bırakılmış kapıyı görünce telaşla içeri girdi.        ' Ne oldu burada? '        Şermin hala kesik kesik konuşuyordu. Girdiği şoktan henüz çıkamamış, çaresizlik hissi yakasını bırakmamıştı.        ' Alaz. Alaz Zorlu. Eve geldi. Beril' i sürükleyerek götürdü. Ben koruyamadım. Koruyamadım. Kurtaramadım. Kimse yardım etmedi. '       Hamit telaşa kapıldı. Alaz' ın kendisine sinirli olduğunu biliyor, Beril' e nasıl davranacağını ve ne söyleyeceğini düşünmek bile istemiyordu.        ' Bu doğru olamaz. '        Şermin içinde engel olamadığı bir öfkeyle Hamit' e baktı.        ' Neden beş dakika önce gelmedin ki! Biraz daha erken gelseydin belki Beril' i kurtarırdın! Polisi aradım. İnşallah hemen bulurlar. Beril. O hiç iyi değildi. Çok korkmuştu. Şoka girdi kız. Ne olduğunu, ne yaşadığını anlayamadı bile. '        ' Sen ne yaptın? '       Şermin telaştan Hamit' in aslında soru sormadığını bile fark etmedi. Anlatmaya başladı.        ' Hemen polisi aradım. Aracın plakasını görmedim ama eski bir araba ile gelmişti. Markasını falan veremedim ama tarif ettim. Sen olsaydın anlardın. '       Hamit' in gücü kesildi. Kendini koltuğa bıraktı. Söylenmeye başladı.        ' Hepimizi mahvettin Şermin. Hepimizin hayatını bitirdin. '        Şermin Hamit' in tepkisine şaşırdı.        ' Ne demek oluyor bu? '        ' Beril' le Alaz’ ı ben evlendirdim.'        ' Ne! '        Şermin ayakta dolanıp duruyordu. Duyduklarının doğruluğuna hala inanamamıştı. Bu gerçek olamazdı. Hamit böyle bir şey yapacak biri değildi.        ' Doğru mu duydum ben? Sen mi evlendirdin? '        ' Başka çarem yoktu. İşler kötü gidiyordu. Alaz en büyük müşterimdi. Hatta o ölçekte tek müşterim. Diğerleri başka şirketlere kaymaya başlamıştı. Alaz Zorlu' da bizden çekerse işlerini onun peşinden gidecek çok iş adamı vardı. '        ' Sen kızını sattın mı yani? Bunu nasıl yaparsın Hamit? '        Şermin hala ileri geri yürüyor, duyduklarını sindirmeye çalışıyordu. Hamit' in mantıklı bir açıklama yapmasına ihtiyacı vardı. Tabi böyle bir durum ne kadar mantıklı olabilirse... Karşısına maddi bir neden çıkması ise tanıdığını düşündüğü Hamit'le ilgili büyük bir yıkım olmuştu.        ' Saçmalama Şermin. Tabi ki satmadım. Alaz' ın işlerini büyütmesi için İspanya' da oturma iznine ihtiyacı varmış. Gerçi daha ne kadar büyüyecekse şerefsiz. Beril' i öğrenmiş. Bana böyle bir teklif ile geldi. Bende kabul ettim. Sadece formalite bir evlilik olacaktı. Ve üç yılda bitecekti. O zamanlar bunu Beril'e söylemeyi düşündüm ama Alaz Beril'in bir süre onunla kalması gerektiğini söyleyince, bende başka bir kıza Beril'in kimliğini verdim. Sahte ama gerçek bir nikah ayarladım. Hatta o kız ile Alaz birbirlerine aşık oldular. Alaz onun için ilk kez kendini açık etti. Birini öldürdü. İlk kez adı arananlar listesine girdi. Gerçi o hayatla bu eninde sonunda olacaktı. '       Hamit konuştukça Şermin sakinleşmek yerine daha da öfkeleniyordu.        ' Kim bu Alaz Zorlu? Belli ki iyi tanıyorsun. Hepimize yalan söyledin. Kızın şimdi bir katilin elinde ve sen burada böyle oturuyor musun? Kalk hemen polise gidiyoruz. '       ' Ne diyeceğiz? Karısını kaçırdı mı? Alaz Zorlu' yu cinayetten bulamayan polis böyle mi bulacak? Alaz gölge gibi bir adam. Hatta hayalet gibi. Bir çok karanlık işte parmağı var. Ama hiçbiri ispat edilemedi. En ufak bir iz bile bulunamadı. Adamın gerçekten hayalet olduğunu düşünen insanlar var dışarda Şermin. Adam 15 kişinin önünde vuruldu. Tam yedi kurşun saydılar üzerinde. Ertesi gün ayaktaydı. 14 kişiyi de tek tek bulup öldürdü. Sadece birine dokunmadı. O da kadındı. Alaz Zorlu asla bir kadın öldürmez. O yüzden Beril' e bir zarar vermeyecektir. Ama polisi aradığımızı öğrenince bana zarar verebilir. '       Şermin Hamit' in kendi canını düşünmesine hala inanamıyordu. Üstelik söyledikleri inanılmazdı. O kadar insanı öldürmüşse gerçekten, Hamit nasıl kendi canını düşünüp oturabiliyordu? Şermin' in çocuğu olmuyordu. Hiçbir zamanda olmayacaktı. Hamit bunu bilerek evlenmiş zaten, benim bir kızım var demişti. Şermin Hamit' le evlenirken evlat edinme umudunu feda etmişti. Çünkü Hamit böyle bir şeyi kabul etmiyordu. Hamit 'i gerçekten sevmiş ve bütün evlat sevgisini Beril' e yöneltmişti. Beril' in bir annesi olduğunun hiçbir zaman onu annesi gibi görmeyeceğinin elbette farkındaydı ama ona odalar hazırlamak, birlikte zaman geçirmek Şermin'e yetiyordu. Elinde olsaydı şu anda da Beril'in yerine o giderdi. Adamın ne kadar tehlikeli biri olduğu umurunda olmazdı. Şermin'in aksine Hamit tamamen kendini düşünüyordu. Şermin konuşmaya devam etti. Hamit' i ikna etmek istiyordu.        ' Sen böyle saçma sapan hurafelere nasıl inanıyorsun? Hiç kimse o kadar kurşun yiyip ayakta gezemez. Peki niye? Madem bu bir anlaşma sadece, Beril' i niye yanında istiyor? Neden gelip zorla aldı kızı? '       ' Bunu söylediğinde aklıma o plan geldiği için hiç sorma gereği bile duymamıştım. Zaten dediğim gibi. Param olmasa sen bile kalmazdın Şermin. Ben iflas edemezdim. Mecburdum her dediğini kabul etmeye. Bugün. Buraya gelmeden önce yanıma geldi. Çok sinirliydi. Gerçek Beril' in İspanya' da olduğunu öğrenirlerse, onu hayatta bırakırlar mı falan dedi. '       Şermin sinirle derin bir nefes almaya çalıştı. Ama o bile zor geliyordu artık. İflas ederse onunla kalacak kadar aşık olup olmadığını hiç düşünmemişti ama parası içinde evlenmemişti. Hamit’ in böyle düşünmesi ona resmen hakaretti. Ama kendini düşünecek halde değildi. Hamit' in böyle biri olması Şermin' e ağır gelmişti. Ailesinin maddi durumunun kötüye gitmiş olmasını demek ki böyle yorumlanmıştı Hamit. Şermin ailesinin maddi durumu kötüye gitmeye başlayınca ailesiyle daha az görüşmeye başlamıştı. Ama bunun nedeni Hamit' in sandığı gibi artık parasız olmaları değildi. Şermin' e bir kaç kez Hamit' ten ailesi için para istemesini söylemişlerdi. Bu durum Şermin' i rahatsız etmişti. Kendilerine ait evleri vardı. Şermin primlerini ödeyerek, hem annesinin hem babasının emekli olmasını sağlamış; yaşları ilerlediğinde ise onlara bakıcı tutmuştu. Ama bu kadardı. Ailesinin eskisi gibi hayat yaşaması için Hamit'le evliliğini kullanacak biri değildi. Süslenmeyi takıp takıştırmayı seviyordu ama bugün Hamit' ten ayrılacak olsaydı, hepsini bırakıp öyle giderdi. Şermin kendini bayılacak gibi hissetti ama gücünü topladı.        ' Eğer adam bahsettiğin gibi tehlikeliyse ne yazık ki haklı Hamit. Beril' in başına her şey gelebilirdi. Anlıyor musun her şey? Alaz' ı yakalamak için kaçırabilirler, hatta düşmanları o kadar kötü ve gerçekse intikam için Beril' i öldürebilirlerdi. Sen bütün bunları nasıl düşünmezsin? Öz kızını böyle bir tehlikeye nasıl atarsın? '       ' Alaz Zorlu senin tanıdığın o yardımsever adam falan değil. Buz gibi bir herif. Kimsenin Alaz Zorlu' nun evleneceğini düşünmesine, bu konuda bir araştırma yapacağına ihtimal vermedim. '       ' Herkesle ilgili her bilgiye o kadar kolay ulaşılıyor ki. İki yıldır kızın hayatta kaldığı için gerçekten şanslısın. Ya da Beril şanslı. '       ......        Beril' in anlatımı...       Arabanın gidebildiği son hızla gidiyorduk. Pencereyi açtım ve ' İmdat! Kurtarın beni! Kaçırıyorlar!' diye bağırmaya başladım. Alaz beni eşofmanımın üstünü tutarak içeri çekti.        ' Aşağıya düşeceksin. '       Adam manyak mıydı? Bağırıyordum. İnsanlar duyuyordu. O düşeceğimi dert edinmişti. Telefonuna gelen mesaja baktı. Ama cevap yazmadı. Ben camdan bağırmaya devam ettim. Bir süre sonra yavaşladı. Garip bir mahalleye gelmiştik. Evler küçük ve bakımsızdı. Ben hala gücüm yettiğince bağırıyordum. İnsanlar dönüp bakıyordu. Herhalde birileri polisi arardı. Bu adam fazla mı salaktı? Sonunda bir sürü eski araba olan bir yere geldik. Alaz arabadan indi. Benim tarafıma geçti. Kapıyı açıp beni zorla aşağıya indirdi. Bileğimi bırakmadan bagajı açtı. Bir bidon çıkardı. Arabanın her yerine dökmeye başladı. Sonra da cebinden çıkardığı çakmağı yaktı. Camdan içeri fırlattı. Beni çekiştirmeye başladı.        ' Koş. Araba birazdan havaya uçacak. Yaralanmak istemiyorsan hızlı koş. '        Zaten bileğimi bırakmadığı için koşmaktan başka çarem yoktu. Hayvan gibi ayakları ile attığı koca adımlar nerdeyse beni düşürecekti. Bir süre sonra bir gürültü oldu. Etrafı duman kapladı. Sesin arabadan geldiği kesindi. Bakmaya gerek duymadım. Telefonunu çıkardı. Birini aradı.        .....        ' Hurdalıktayım. Hazır mı? '       Cevabı dinledi telefonu kapattı. Başka hiçbir şey dememişti. İki sokak kadar yürüdükten sonra yine eski bir arabanın yanında durduk. Beni zorla arabaya bindirirken görenler oldu ama kimse umursamadı. Nasıl bir yere gelmiştik? Ne biçim insanlardı bunlar? Kafalarını çevirip geçmişlerdi. Bağırmaya devam ettim ama buradaki insanlar bakmıyordu bile. Az önce gördüğüm kişilerden birinin polisi aramış olduğunu umut ediyordum. Şermin ve babam zaten aramış olmalıydı. Ve şu an her yerde herkes beni arıyordu. Bulunmam an meselesiydi. Bu yeraltında yaşayan adam biraz aptaldı. D vitamini olmayınca beyin normal çalışmıyordu herhalde. Arabayla fazla gitmedik. Yıkık dökük bir yerde durduk. Beni indirdi. Ve sürükleyerek içeri soktu. Burası eski bir fabrikaya benziyordu. İçerde oda gibi çevrilmiş bir yer vardı. Ve içinde bir yatak. Her yer leş gibiydi.        ' Bu gece burada kalacağız. '        ' Ben seninle hiçbir yerde kalmam. Ayrıca burası leş gibi. Ben burada hayatta yatamam.'        ' O zaman ayakta dur. '        Mini bir dolap vardı. Açtı. İçinden kola ve bisküvi çıkardı. Bana da uzattı. Olumsuz anlamda kafamı salladım.        ' Sen bilirsin. Ama yiyecek başka hiçbir şey yok. Haberin olsun. Sabaha kadar bunlarla idare edeceğiz. '       Etrafa baktım. Ve koşmaya başladım. Bu garip rahat adamla bu berbat yerde kalacak değildim. Ne yazık ki kaçışım fabrikadan çıkmadan son buldu. Bacak boylarımız arasındaki farkı düşününce bu sonuç kaçınılmazdı. Ama yine de insan şansını denemek istiyordu.        ' İlla seni bağlamam falan mı gerekiyor? '        ' Beni bırakman gerekiyor! Zaten polis seni arıyor! Sen hala suç işliyorsun! '        ' Suç mu? Ne suçu? Karımla aramı düzeltmeye çalışıyorum sadece. Öyle değil mi karıcığım? '        Alaycı bir üslubu vardı. Neyine güveniyordu ki? Rahatlığı insanı sinir ediyordu.        ' Ne karısı be! Ben seninle evli falan değilim. Ve sen beni zorla buraya getirdin. '        ' Birincisi çok konuşmayı sevmem, özellikle yabancılarla. Bu nedenle beni konuşmak zorunda bırakmazsan iyi olur. Ama bir kerelik sana ayrıcalık tanıyorum. Sürekli soru sorma sakın. İkincisi daha dün kocam diye gezinen sen değil miydin? Üçüncüsü resmi olarak evliyiz karıcığım ve dördüncüsü sanırım en önemlisi; eğer polis bizi bulursa ve sen benim dediğimden farklı bir şey söylersen, eve gittiğinde babanın ve cici annenin cesetleri karşılar seni. '       ' Çok korktum. Yasa var, kanun var. Ayrıca polis seni bırakmaz. Nasıl gidip onlara zarar vereceksin? Zaten aranıyorsun. Hem de cinayetten. Şimdi ortaya çıktın. Kısa zamanda seni yakalayacaklar ve hapislerde yaşlanacaksın bay manyak. '       Güldü. Onca şey söylemiştim vereceği tek tepki bu muydu yani?       ' O cinayet konusundan da haberin var yani(?) Ama sen kafanı hiç yorma. Bırakta o konuyu ben düşüneyim karıcığım. '
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD