"Zihnimde dönüp duran bir şarkı, benimle dans etmek isterken geldi ölüm..."

1453 Words
Sırtına zorla takılmış çantayı sinirle çekiştirdi. Nereye gittiğini biliyordu. Ne yapması gerektiğini de biliyordu. Ama neden? Brett ve sevimsiz arkadaşının karşısına geçip o aptal sırıtış ile kendisine bakışından dolayı daha da sinirleniyordu. Dün o ikisi kendisine güçlerini kullanmaması gerektiğini çok güzel göstermişlerdi. "Kardeşim, hazır mısın?" Brett, elindeki Allia'nın kuklasını salladı. "Hazırım." Allia gülerek bir yerden geçerken karşısına bir anda biri çıktı ve Allia'nın yüzüne vurdu. Kanepede oturan Allia ise önündeki iki iblisin ne işler çevirdiğini, daha doğrusu ne anlatmak istediklerini anlamaya çalışıyordu. Brett, göz ucuyla Allia'ya baktıktan sonra kuklayı salladı ve diğer elindeki su şişesini Asır'ın kuklasına doğru sıktı. Asır'ın kuklası sağa sola savrulup düşünce bir siren sesi yükseldi ve Asır diğer kuklayı eline geçirip tekrar Allia'nın kuklasının yanına gitti. Zorla alıp götürdüklerinde Allia anlamayarak ikisine baktı. Bu neydi şimdi? "Bir sorun çıkartmaz değil mi?" diyen Brett ile Asır başını salladı. "Çıkartmaz tabii oğlum, çok güzel anlattık." dediğinde Brett başını salladı. "Aynen, organizasyonumuz ve kurgumuz oldukça güzeldi. " Allia, sinirli bir ifadeyle önündeki iki adama bakıyordu. Bu garip adam geldi geleli eskisi gibi Brett kendisiyle ilgilenmiyordu. Ayaklarını kalçasının altında topladı ve havada oturur bir hâl aldı. Acaba icabına bakımlı mıydı? Hem böylece Brett eskisi gibi kendisiyle ilgilenirdi. Sürekli o adamla bir şeyler konuşması ve hiçbir şey anlamaması artık canını sıkmaya başlamıştı. "Aynen, bence %100 anladı. " diyerek arkasını dönen Asır , havada uçan kızın kendisine korkunç mavi gözleriyle baktığını görünce koşarak Brett'in arkasına geçti. "Kardeşim, bunu bağlasan mı ya sen?" Brett sinirle arkasını dönüp Asır'a baktı . "Allia bir pitbull değil Asır!" Asır, korkuyla yerinde kıpırdanırken Brett'in omuzlarını tuttu. "Doğru, bu çok daha vahşi..." Allia ikilinin ne konuştuğunu anlayamayınca sinirli bir nefes verdi. Brett ikisini de boşverip Allia'nın elini tuttu. "Hadi okula." . . . "Efendim, emin misiniz?" Brein'in sorduğu soruyla Kevin tek kaşını kaldırmıştı ki genç adam hemen başını eğdi. "Anlaşıldı, Patron." Ayağını kaldırıp ayakabbısına bakarken siyah köşeli güneş gözlüğünü geriye ittirdi. "Birkaç tane de kamera koyun." dediğinde Brein başını salladı. Kevin göz ucuyla az önce genç kızın çıkıp gittiği eve bakıyordu. Demek Brett denen o adamla birlikte burada yaşıyorlardı. "Korumalar 4 saatte bir nöbet değiştirsin ve dikkat çekmesinler. " dedikten sonra başını çevirdi ve çenesini hafifçe kaldırdı. Kapanan siyah araba canıyla birlikte çalıştırılan montorun sesi yayıldı etrafa. Siyah lüks araç caddeyi terk ederken Brein derince bir nefes aldı. "Siz güney tarafında durun, siz ise kuzey. 4 saat sonra nöbet değiştireceksiniz." . . . "Dostum, bugün hava çok güzel değil mi?" diyen Zack ile Jacob başını salladı. "Aynen böyle ılık bir rüzgar esiyor ve kızların etekleri dalgalanıyor." dediğinde Tom elini Jacob'un omzuna attı. "Bir kere de p**lik yapma kardeşim." Bu lafı üzerine Zack de Jacob da şaşkınca Tom'a bakmılşlardı. Aralarındaki en büyük çapkın Tom'du ve böyle lafları edecek en son kişiydi. "Sonuçta biz, eli yüzü düzgün ve oldukça iyi geçinen adamlarız. Yani şahsen ben öyleyim..." Tom'un bu lafı ederken gizlice sol tarafa baktığını fark eden Jacob başını çevirmişti ki gördüğü kız ile duruşunu dikleştirdi. "Doğru, ben de kızla-insanlara değer veririm!" diye bağırdı birden. Zack, ikisinin bu garip tavrını anlamayarak nereye baktıklarına baktı. "*********" Beyaz bir etek, üzerine mavi tüylü bir kazak giymiş kızı gördü. Siyah saçlarını salmış, beyaz bir sırt çantası ve beyaz spor ayakkabıları vardı. "Lan bu kız o kız!" diyerek eliyle arkadaşlarını dürterken göz yine kızın kıpkırmızı dudaklarına kaymıştı. "Ulan nasıl bu kadar güzel olabilir?" diyerek kendi içinde çatışan Tom ile Jacob dürttü. "Onun boynundaki kimlik kartı da ne?" dediğinde diğer ikisinin de dikkati boynuna kaydı. Yanında bir adam yürüyordu. Ama bu adamın siyah saçları, siyah kaşları ve onlarla uyumlu siyah da gözleri vardı. O gün gördükleri adam değildi bu. Kızı dikkatle yönlendiren adamı izleyen üçlü gizlice onları takip ediyorlardı. "Buraya mı geçiş yaptı acaba?" Jacob, Tom'u ittirdi. "Boş yapma!" Üçü birden merdivenleri çıkarlarken Zack başını tuttu. "Ben daha fazla dayanamayacağım..." diyerek kızın güzelliğini vurgulamak isterken bayılır gibi yaptı. Müdürün odasına giren ikili ile kendi hocalarının sınıfına gittiğini gördüklerinde sızlana sızlana geri dönüp derslerinin olduğu sınıfa koşmaya başlamışlardı. . . . "Merhaba, Peter Darwin. " diyerek elini uzatan Asır ile orta yaşlı adam oturduğu yerden kalktı ve karşısındaki genç adamın elini sıktı. "Hoşgeldiniz, buyurun." Asır, çekingen bir şekilde Allia'nın kolunu tuttu ve oturmasını işaret etti. Allia ise şu an bambaşka gizemlerin peşindeydi. Burası film ve dizilerde gördüğü yerlere benziyordu. "Öncelikle ben Doktor Asır Özarslan. " diyerek kendini tanıtan Asır ceketinin iç cebine koyduğu belgelerini çıkardı. "Bu ise Allia Space..." derken içten içe gülüyordu. "...Allia kısa bir zaman önce bir kaza geçirdi ve bu kaza sonrasında garip davranışlar sergilemeye başladı. En garibi her şeyi unuttuğu gibi konuşma, okuma, yazma gibi temellerini de kaybetti. " dediğinde Peter Darwin dönüp genç kıza baktı. Gözlerinin siyahı, teninin beyazlığından dolayı çok daha belirgin duruyordu. Kıpkırmızı dudakları ve dik oturuşuyla oldukça sağlıklı bir görünümü vardı. "Fiziksel olarak bir sağlık sıkıntısı var mıydı, Bay Özarslan?" dediğinde Asır başını iki yana salladı. "Tıp adına bir araştırma yapmak istiyoruz ve sizin üniversitenizi seçmiş bulunduk. Yapması gereken tek şey okuma, yazma ve en önemlisi insan şartlarına ayak uydurmayı öğrenmesi. Bunu özel olarak ders vermek istedik ancak kendisinin buna karşı bir duruşu var ve asla öğrenmiyor. Biz de en iyi çözümün onu böyle bir ortama sokmak olduğunu düşünerek bir karar aldık. " dediğinde Peter Darwin düşünceli bir ifadeyle Allia'ya baktı. Eğer böyle bir durumda genç kız ilerleme kaydederse okullarının prestij kazanma ihtimali çok yüksekti. Bununla birlikte kendi öz geçmişine de bir şeyler katabilirdi. "Tam olarak bizden ne yapmamızı istiyorsunuz?" Asır, bu sorunun verdiği öz güven ile omuzlarını dikleştirdi. "Çok fazla bir şey yok aslında. Ödev, proje, tahtaya kaldırma veya konuşmaya zorlama gibi şeyler söz konusu olmaması çok önemli. Özellikle fiziksel temas. Bundan önce kendisi milli bir dövüşçüydü ve hafızası yerinde olmasa bile bedeni ve refleksleri aynı. Hoşuna gitmeyen şeylerde fiziksel şiddet uygulabilir. Ama bu böyle hemen korkulacak bir şey de değil. Kendisine zarar verilmediği sürece hiç kimseye zarar vermez. " Asır bu sözleri söylerken Allia ise karşısındaki adamı öldürüp öldürmemesi gerektiğini düşünüyordu. Sonuç olarak çok itici bir duruşu ve tepeden kibirli bir bakışı vardı ona göre. "Ne kadar sürecek peki bu süreç?" Asır dönüp yanındaki kıza baktı. "İletişim kurabileceğimiz ana kadar..." . . . Ayağındaki beyaz ayakkabıları yere sürterken etrafındaki iblis yavrularına tepeden birkaç bakış attı. Hepsi ölümü hak ediyordu onun gözlerinde. Herkes ölecekti ama kiminkinin ahlâklı olacağı tartışılırdı. Şükretsinlerki onlar ahlâklı ölmeyi düşünebiliyorlardı. Allia ahlâk içerisinde yaşayamamıştı bile. Sırtında taşıdığı aptal şeyin kollarını tuttu ve sonrasında önündeki adamın elini uzattığı kapıyı bir bakışıyla açıp önden içeri girdi. Başkalarının uğraşıp da yaptığı şeyler kendisi için önemsiz ve zahmetsizdi. Açılan kapıyla birlikte sırayla oturmuş iblis yavrularının kendisine baktığını görerek derince bir nefes çekti ve girdiği yerden çıkmak üzere arkasını döndü. "Ne yaptığınızı sanıyorsunuz küçük hanım!?" Arkasından gelen ses ile başını çevirip de geriye bakan Allia uzun boylu ve diğerlerinden daha yaşlı olan bir dişi ile karşı karşıya geldi. "Kusura bakmayın, ben Doktor Asır Özarslan." diyerek yanından geçen adama göz ucuyla baktı ve derince bir nefes aldı. Ne konuşuyordu bunlar? "Buyurun doktor bey, bir durum mu vardı?" diyen kadının bir anda nazikleşmesi Allia'nın dikkatini çekmişti. "Yeni öğrenciniz, Allia Space. " diyerek tek eliyle kızı gösterdiği sıra doldurulmuş birkaç belgeyi de öğretmen hanıma uzatıyordu. "Küçük bir açıklama yapıp gerisini size bırakıyorum." dediğinde Allia etrafa bakındı. Herkes kendisine bakıyordu ve bu durum onu açıkça rahatsız etmişti. "Gençler, bu yeni sınıf arkadaşınız Allia Space. Kendisi bir kaza sonucu hafıza kaybı yaşıyor. Konuşmayı, yazmayı ve temel birçok yetisini unuttu. Buraya tıp adı altında tedavi için geldi, bu yüzden lütfen onu zorlamayın. Konuşmaya zorlamak, fiziksel temas ve bağırmak en katı üç kuralımız. Lütfen, bunları yapmayın. Zihnindeki herşey silinmiş olsa bile, kendisi bir milli sporcuydu, bu yüzden size refleksleri sebebiyle zarar verebilir. " Allia, yandakinin ne anlattığını anlamadığından olduğu yerde sallandı. Acaba ne atıp tutuyordu? Dilini alt dişlerinde gezdirip de bezgin bakışlarını etrafta gezdirirken kendisine bakan üç erkek gördü. Sanki bunları bir yerde görmüştü... "S*****! " Jacob alttan Zack'in bacağını cimcikledi. "Oğlum, kız bizim sınıfa geldi!" diyen Tom hevesle ayaklarını sallıyordu. "Kız konuşulanları anlamıyormuş ya..." diyen Zack ile Jacob ve Tom bakıştı. "Ee, bunun sevgilisi vardı?" Üçü birden kaşlarını çatarak ters bir ifadeyle kıza bakınca Allia da kaşlarını çattı. Az önce gülüyordu bunlar? Allia kendisine bakan üçlüye aynı şekilde bakarken sırayla gözlerini kaçırmışlardı. "Dayanamıyorum!" Tom'un sesiyle Zack kafasını sıraya vurdu. "O da bize bakıyor..." Jacob başını arkaya çevirirken düşünceli bir ifadeyle konuştu. "Bizi hatırladı mı acaba?" Onun bu lafı ile üçü bir anda kıza döndü. "Yakışıklıyız oğlum tabii hatırlamıştır." Allia karşısındaki üçlünün tekrardan kendisine garip garip baktığını fark edince kollarını göğsünde kavuşturdu. Tek kaşını havaya kaldırmış, ayağının birini öne uzatmıştı. Biri kolunu masaya uzatmış, biri elini çenesinin altına koymuş ve tavana bakıyordu. Diğeri ise...dudaklarını büzmüştü... Allia'nın dışında Allia'yı izleyen Asır da dönüp nereye baktığını bakınca bir iki adım geri çekildi. Rönesans tablosu gibiydiler! "Siz!" dedi bir anda bağırarak. Tom büzdüğü dudaklarını içeri çekerken Zack gözlerini tavandan çekmişti. "Flörtleşmek yok!"
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD