AK-3

1201 Words
Gece ilerledikçe ve ben sakinleşip mantıklı düşünmeye başladıkça bir arabam olduğunu hatırladım ve kalacak yerim olmadığını. Geceyi arabamda geçirebilirdim ve arabamı pastanenin orada bırakmıştım. Pastaneden çıkıp öylece neden yürümeye başlamıştım ki? Kafam oldukça karışıktı ve düşüncelerim alt üst olmuştu. Gençler ateş başında uyuklamaya başladıklarında ben de oturduğum yerden kalktım ve arabamı bıraktığım yere doğru yürümeye başladım. Ana yola çıkıp bir süre ilerlediğimde arkamdaki araba dikkatimi çekti. Adımlarım kadar yavaş ilerliyordu. Adım atmayı bıraktığımda o da durdu ve ilerlediğimde tekrar hareket etti. Beni mi takip ediyordu? Öyleyse neden? Suat ile ilgisi olabilir miydi? Kumar için borçlandığı birilerinin daha önce kapıma dayandığı olmuştu. Bir süre daha yürümeye devam ettim. Araba arkamdan takip etmeye devam ediyordu. En sonunda ne olacaksa olsun deyip geri arabaya doğru yöneldim. Geri yürüyünce araba hareket etmeyi bırakmıştı. Yanına vardığımda camı tıklatıp bekledim ama kimse açmadı. Filmli olduğu için de içeriyi göremiyordum. En sonunda bağırmaya başladım. ‘’Ya camı aç ya da lastiğini patlatacağım.’’ Cam yavaşça aşağı indi. İçindekini tanımıyordum. ‘’Neden beni takip ediyorsun?’’ diye sordum ama cevap vermedi. ‘’Suat yüzünden mi?’’ bu defa farklı şekilde sordum. Cevap vermeden telefonunu çıkarıp birini aradı. ‘’Küçük bir sorun var.’’ dedikten sonra ‘’Fark etti.’’ dedi ve telefonu bana uzattı. Telefonu elinden alıp kulağıma götürdüm. ‘’Kimsin sen?’’ ‘’Bu cesaretine hayranım.’’ diyen sesle derin bir nefes aldım. Bu Ahmet’in sesiydi. ‘’Neden beni takip ettiriyorsun?’’ ‘’Gece vakti değer verdiğim bir kadının dışarıda tek başına dolaşmasına izin verecek değilim. Kalacak yerin yoksa o arabaya bin ve evime gel.’’ ‘’Sen kimsin ki beni düşünüyorsun? Hayatımda bir role sahip değilsin. Bu yaptıklarına son vermezsen polise gideceğim.’’ Karşımdaki kahkaha atarken telefonu suratına kapattım. Hızlıca çantamı karıştırmaya başladım ve içindeki minik çakıyı bulup lastiğe sapladım. Çantamda çakı taşımam bence normaldi sonuçta bir kadındım. Teker çıkardığı sesle yavaşça çökerken arabadakine yaklaştım. ‘’Eğer, yakınımdan geçtiğini görürsem polise bildiririm.’’ Hızlı adımlarla uzaklaşıp arabamın olduğu yere ulaştım ve içine girip kapılarını kilitledim. Bu adam gerçekten kimdi? Neden sürekli peşimdeydi ve ne iş yapıyordu da peşime takacak böyle adamları vardı? Arka koltuğa geçip uzandım ve gözlerimi kapadım. Bu ilçeden kaçıp gitmek istiyordum. Mahkemeyi beklemek istemiyordum. Yarın gidip bir avukatla konuşacaktım ve bunun mümkün olup olmadığını soracaktım. Eğer mümkünse öylece çekip gidecektim. Daha fazla bela istemiyordum. Uzun bir süre uyumaya çalıştım ama düşünceler izin vermiyordu. En sonunda bedenimi ele geçiren ağırlığı hissettim ve uykuyu kabullendim. Sabah uyandığımda arabadan çıkıp bedenimi esnettim ve pastaneye doğru ilerledim. Saat oldukça erkendi ve diğerleri gelene kadar işleri halledebilirdim. Dün hazırladığım tatlılar ve kurabiyeleri tabaklara özenle yerleştirdim ve doğum günü pastasının son dokunuşlarını yaptım. Balonları şişirip özgürce dolaşmaları için yere bıraktım. Duvarlara biraz süslemeler yerleştirdim. Diğerleri geldiğinde her şey hazırdı. Hatice abla pastaneye hayranlıkla baktı. Özellikle şeker hamuruyla yaptığım renkli kurabiyeleri çok beğenmişti. ‘’Eline sağlık Ela hepsi çok güzel olmuş ve tabi bizi büyük bir uğraştan kurtardın.’’ Gülümsedim. ‘’Biraz erken geldim ve hallettim. Aslında dışarıda biraz işlerim var ve böylece izin alabilirim diye düşündüm.’’ ‘’İstediğin izni fazlasıyla hak ettin.’’ ‘’Teşekkür ederim.’’ dedim ve pastaneden ayrıldım. Yola çıktığımda tabelalara bakarak ilerliyordum. Daha önce bir avukatla işim olmamıştı ve nerede olduklarını bilmiyordum. En sonunda gördüğüm bir tabelayla arabayı yol kenarına park edip binaya girdim ve tabelada yazan kata çıktım. İçeri girdiğimde güler yüzlü bir adam karşıladı. ‘’Merhaba,’’ dedim ve gösterdiği sandalyeye oturdum. ‘’Size nasıl yardımcı olabilirim?’’ Biraz gerilmiştim. ‘’Bir süre önce eşime boşanma davası açtım. Yani eşimden başkasına zaten açamazdım.’’ deyip sustum. Stresten saçmalamaya başlamıştım. Adam hafifçe gülümsedi. ‘’Sakin olun.’’ diyerek kenardan bir bardak su uzattı. Suyu alıp bir yudum içtim ve derin bir nefes alıp tekrar söze girdim. ‘’Eşimle boşanmak istiyorum. Davayı açtım fakat mahkemeyle falan uğraşmak istemiyorum. Bunu tamamen siz halledebilir misiniz?’’ ‘’Halledilebilir ama ben halledemem. Boşanma davaları alanım değil. Seni bu konuda iyi bir meslektaşıma yönlendirebilirim.’’ ‘’Sevinirim.’’ dedikten sonra küçük bir not kağıdına adresi hızlıca yazıp uzattı. ‘’Buradaki adreste. Sen gidene kadar ben arayıp bilgi veririm.’’ ‘’Çok teşekkür ederim.’’ Ofisten çıkıp arabama döndüm ve yola çıkmadan önce biraz sakinleşmek için bekledim. Sonra kağıtta yazılan adrese doğru yola çıktım. Olduğum yere uzak değildi ve iş saati olduğu için trafikte yoğun değildi. Hızlıca vardım. Biraz etrafa bakındığımda tabelayı gördüm ve ofise doğru ilerledim. İçeri girdiğimde masanın arka tarafındaki sandalyesinde çok tatlı, kıvırcık saçlı bir kadın vardı. ‘’Merhaba.’’ dediğimde hemen ayağa kalkıp tokalaşmak için elini uzattı. ‘’Merhaba, hoşgeldiniz. Az önce bir arkadaşım aradı sanırım onun yönlendirdiği kişisiniz.’’ ‘’Evet.’’ diyerek kenardaki sandalyeye oturdum. Masanın arkasından yanıma gelip karşımda duran sandalyeye oturdu. ‘’Boşanma davasını tamamen avukata devretmek istiyormuşsun.’’ ‘’Evet.’’ dedim. ‘’Biraz detay verebilir misin?’’ ‘’Üç yıldır evliyiz. Evlendiğimizden beri sürekli içki ve kumarla iç içe, daha fazla buna katlanamam ve burada kalmaya devam ettikçe beni rahat bırakmayacak. Bu ilçeden gitmek istiyorum bu yüzden davayla uğraşmak istemiyorum.’’ Başını anlayışla salladı. ‘’Çocuk var mı?’’ ‘’Hayır.’’ ‘’Mal varlığı?’’ ‘’Sadece arabam.’’ ‘’Arabayı ne zaman aldın? Evlilikten önce mi sonra mı?’’ ‘’Önce.’’ ‘’Eğer sonra alsaydın hak talep edebilirdi ama bu durumda senden talep edebileceği hiçbir şey olmayacak. Çocuk olmadığı için velayet gibi bir durumda yok. Zorluk çıkarabilir, süreç uzayabilir ama sen gelmeden ilgilenebilirim. Tabi bir de içki ve kumar durumunu kanıtlayabilirsek daha hızlı biter.’’ ‘’Gerçekten mi? Mahkemeye gelmeme gerek yok değil mi?’’ ‘’Hayır ama bunu yapabilmem için noterden vekaletname çıkarman gerekecek. Karşı caddede bir noter var hızlıca hallederiz.’’ ‘’Teşekkür ederim.’’ dediğimde gözümden bir damla yaş süzüldü. Artık çok yorulmuştum ve bir an önce bitsin istiyordum. Tüm işlemleri halletmem yarım gün sürmüştü. Avukat görünüşü gibi kalbi de çok tatlı bir kadındı ve ücret konusunda da çok yardımcı olmuştu. Son olarak bankadan kredi kartımın bir ekstresini alıp vermiştim. Tek gecede yaptığı o harcamanın bir kısmı aldığı içkilere aitti ve belki işleri hızlandırmak için biraz olsun yeterli olurdu. Artık bu ilçede kalmama gerek yoktu. Evden eşyalarımı alıp burayı tamamen terk edebilirdim. Önce pastaneye gittim. Doğum günü bitmişti ve temizliği yapıyorlardı. Hatice ablaya konuşmak istediğimi söyledim ve bir kenara oturduk. ‘’Hatice abla ben buradan gideceğim. Bugüne kadar yaptığın her şey için teşekkür ederim.’’ ‘’Ayrılıyor musun? Böyle birden mi?’’ ‘’Ani oldu biliyorum ama senin de dediğin gibi değişim zor bir süreç.’’ ‘’Bekle.’’ deyip gitti ve çok geçmeden geri geldi. Elindekini avucumun içine koydu. ‘’Bu ayki maaşın.’’ ‘’Ama daha yeni almıştık.’’ diyerek itiraz ettim. Bana ödeme yapmaması gerekirdi. ‘’Elimde daha fazla olsaydı verirdim ama anca bu kadarına gücüm yetiyor. En azından yol parası yaparsın. Ben bir çalışan bulurum sorun değil ama sen başka bir hayat bulamayacaksın. Nasıl mutluysan öyle yaşa.’’ ‘’Çok teşekkür ederim.’’ dedim ve sıkıca sarıldım. Yine dayanamamış ağlıyordum. ‘’Son günlerde çok sulu göz oldun.’’ dediğinde ikimizde güldük ama onunda gözleri dolmuştu. Burada iyi kötü uzun zamandır birlikteydik. Seherle de aynı şekilde sulu gözlerle vedalaştık ve pastaneye son kez bakıp ayrıldım. Eve geldiğimde temkinliydim. Karşılaşmak istemiyordum. İçeri girdiğimde yerlere saçılmış içki şişeleri karşıladı. Evin içerisi iğrenç kokuyordu ve salonda koltuğun üzerinde sızmış yatıyordu. Sessizce yatak odasına girdim ve valize kıyafetlerimi doldurdum. Evden çıkarken ses yapsam bile fark etmeyeceğini biliyordum çünkü içtiği içkilerle iyice kendinden geçmişti. Kapıyı arkamdan kapayıp arabaya indim ve valizi bagaja yerleştirip sürücü koltuğuna oturup gaza bastım. Hem bu ilçeden, hem bu ilçenin bağlı olduğu şehirden gidebildiğim kadar uzağa gidecektim ve yeni bir hayata başlayacaktım.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD