AK-17

576 Words
Korku dolu geçen tam iki ay, psikolojimin tamamen bozulduğu, sessizleşip içime kapandığım, herkesle iletişimi kestiğim tam iki ay geçmişti ve buraya geleli ise üç ay olmuştu. Ahmet defalarca bedenimi ele geçirmek istemişti ama bir şekilde Yaralı her defasında onu benden uzaklaştıracak bir bahaneyle kapıda belirmişti. O bahaneler tam olarak nelerle ilgili bilmiyordum ama Ahmet'in art niyet aramadığı belliydi. Aksi olsaydı çoktan cezasını kesmişti. Odamdan Ahmet'in zorunlu tuttuğu anlar dışında hiç çıkmıyordum. Artık özgürlük kavramını unutmuştum. Sadece üç kişinin yüzünü görüyordum. Ahmet, Yaralı ve Fatma. Balkondaki sandalyede öylece otururken Fatma yanıma geldi ve elindeki yemek dolu tepsiyi masaya bıraktı. "Mutfağa gelmek ister misiniz?" diye sordu. Bu soruyu ilk soruşu değildi. Sadece başımı sallayarak reddettim. Yaptığım pastaları bu evdeki hiç kimsenin yemesini istemiyordum. Ahmet'in hep istediği gibi uysal biri olmuştum ve odamda onu beklemekten başka bir şey yapmıyordum. Fatma yanımdan ayrıldığında yemeklere baktım. Son zamanlarda iştahım çok azdı ve pek yiyemiyordum. Oldukça zayıflamıştım. Yemeklerden birkaç lokma alıp bıraktım. Bu birkaç lokma bile fazla gelmişti. Tekrar kapı sesi duyuldu ve sonra Yaralı girdi. "Bir ihtiyacın var mı?" Başımı hayır anlamında salladım. "Üç gün içinde buradan tamamen gidiyorum." dedi. Sözleriyle yüreğime bir ağırlık çöktü. O bu evden giderse Ahmet'e engel olacak kimse kalmazdı. O bunun farkında değildi ama beni o adamdan kurtaran hep o olmuştu. "Nereye?" dedim. "Başka birine hizmet edeceğim. Patron seninle ilgilenecek birini görevlendirir." "Büyük abi mi?" Ahmet'in bahçedeki telefon konuşmasını hatırladım ve yine son zamanlarda buna benzer çokça konuşma yapmıştı. "Evet." Karşımdaki sandalyeye oturdu ve gözlerimin içine baktı. "Bu odadan çık Ela. Bahçe senin için yasak olabilir ama evin içinde de olsa biraz hareket et. Mutfağı sevdiğin belli git istediğin gibi kullan. Bu şekilde devam edersen kendini yavaş yavaş öldüreceksin." Gözlerim balkonu çevreleyen duvardaydı. "Benimle bu şekilde konuşmamalısın. Sonra cezasını çekersin." Gözüm bir anlık kameraya yöneldi. "O gece çok korktun ve sonrasında bunu atlatamadın. Bunun patronda farkında ama sen böyle davranırsan değişen ne olacak? Hızlı bir ölümden kaçayım derken kendini yavaşça öldürürsen ne elde etmiş olacaksın? Kendine yaptığın farklı bir yoldan aynı sona varmak." Yaşlar yine gözlerimi zorluyordu. Bakışlarımı bu defa yüzüne çevirdim. "Nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum tamam mı? Korkuyorum evet ve bunu saklamaya da çalışmıyorum. Senin emrinden çıkmadığın o patronun beni ölümüne korkutuyor." Tırnağımın kenarındaki etleri yolmaya başladım. Son zamanlarda bunu çok sık yapıyordum. "Mutfağa gitsem bunun için öfkelenir mi? Adamlardan birine bir şey söylesem kızar mı? Fatma'dan su istesem neden istedin diye hesap sorar mı?" Gözümden akan yaşı sildim. "Ve şu an seninle bunları konuşurken bile kalbim korkuyla doluyor çünkü kameradan görüp duyduğunu biliyorum ve sonra acısını çekmek istemiyorum." "Korkunu dindirecekse seninle konuşmamı patron istedi." Sözleriyle afalladım. "Neden? Uysal olmamı istedi ve istediği gibi davranıyorum. Bundan şikayetçi olacak değil ya!" "Uysal olmak ve yaşama isteğini kaybetmek farklı şeyler. Patronun senden istediği tek şey kaçmaya çalışmadan bu evde onunla yaşamayı kabullenmendi. Fatma'dan su istediğin için sana kızmaz ya da mutfağa girip yapacağın bir pasta için öfkelenmez." "O cümlemde bir seçenek daha vardı." dedim. Adamlarından biriyle konuşursan öfkelenmez diyemiyordu çünkü bunun olacağını kendi de biliyordu. "Sınırları bilecek kadar zekisin Ela. İstersen patronu öfkelendirmeden bu evde rahatça yaşamanın yolunu çizersin bundan eminim ama sen kendi ellerinle içindeki her duyguyu öldürmeyi seçiyorsun. Senin gibi azimli biri için bu kolay bir seçenek değil mi?" "Azimli?" dedim alay edercesine. "Patronun bir çok zorlu işini hallettim ama seni kaçırmak en zoruydu. Buraya gelene kadar kaçmak için bulduğun her fırsatı kullandın." "O zaman patronunun nasıl biri olduğunu bilseydim o arabada sesim çıkmadan otururdum." "Tanıştığım en inatçı insansın." deyip ayağa kalktı ve odadan çıktı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD