Ailesini terk ettiğini tahmin ediyordum ama onlardan kaçmak farklı bir durumdu. Eray şu an ciddi ciddi babasından kaçtığından bahsediyordu.
' Neden? Neden bu kadar kaçıyorsun ailenden? '
' Senin rüyalarını süsleyen bu dünya bana göre değil Alina. Sende tut ki Kaan' la bir Eray' ı da mezara koydun. Çünkü benim için öyle. Abimle bir Eray' da öldü. '
Eray tam karşımdaydı. Onun dediği gibi elimi uzatsam dokunabilirdim ama yapamadım. Elimi uzatmak hem ona hem bana acı verecek gibi hissediyordum.
' Abini seviyordun. ' dedim şaşkın bir şekilde. Eray' ın Kaan gibi bir adamı abisi bile olsa sevmesi tuhaf gelmişti. Kaan' ın sevilmesi daha tuhaf gelmişti.
' Sen Sinan' ı sevmiyor musun? Abim ben mutlu olayım diye her şeyi yaptı. '
Demek ki kardeşi olarak Kaan' ın benim görmediğim bir yönünü görmüştü ama bu durum aklımda başka sorulara neden oldu. Sürekli beni suçluyordu ama o sütten çıkmış ak kaşık mıydı? Benden gizledikleri ne olacaktı?
' Madem seviyordun neden benden gizledin? Neden tanıştırmadın bizi? Beni suçlamak kolay ama sen benden kim olduğunu gizledin.'
' Kim olduğumu değil. Aksine herkesin aksine sen benim kim olduğumu biliyordun. Ben senden kim olmak zorunda olarak dünyaya geldiğimi gizledim. Kaan' la tanıştırsam olmaktan kaçtığım Dağhan Karatan' la tanışmış olurdun asıl. Benimle değil. Ben seni Dağhan Karatan' dan bile korudum Alina ve tabii ki, kabul edersin ki aklıma gelmedi bir gün zengin koca isteyeceğin. '
Yere çöküp ağlamaya başladım. Eray hiçbir şey yapmadı odasına geri döndü. Haklıydı. Eray ve Dağhan aynı kişi gibi değildi. İkisinin konuşma şekli, kullandığı kelimeler bile farklıydı Ve yine haklıydı. Karnımda Kaan' ın bebeğini taşıyordum. Yıllar sonra ne diyecektim. Bak kızım bu senin amcan. Ben amcanı seviyordum. Sonra baban bana tecavüz etti ama baban öldürüldü. Bende amcanla evlendim mi? Bu olabilecek bir şey değildi. Öfkesini canlı tutmakta haklıydı. Söyledikleri doğru olmasa bile böyle düşünmekte haklıydı. Başka ne düşünecekti ki? Başka bir şey düşünse neyi değiştirebilecekti? Ben hamileydim. Neden kızım olacağını düşünmüştüm birden bilmiyordum. Belki erkek olursa Kaan' a benzer diye korkuyordum.
Kaan' la evlenseydim. Eray' la tekrar birlikte olmamın imkansız olduğunu biliyordum ama evlenmeden bile imkansız olduğunu bilmiyordum. İnsan neyi kınarsa onu yaşarmış. Filmlerde, dizilerde bile iki kardeşe ışık yakanları iğrenç bulurdum ama başıma bin beteri gelmişti. Bir kardeşi severken diğerinden hamileydim. Bir insan bundan daha beter bir hale düşemezdi.
Ayşe gelip beni kaldırdı. Odama gitmeme yardım etti. Hiçbir şey sormadı ve söylemedi.. Bir kaç dakika sonrada melisa çayı getirdi. Kaan' ın odasının önünde ağlar halde bulunca Kaan' ın ölümüne üzüldüğümü zannetmişti. Melisa çayının iyi geleceğini düşünmüştü. Zaten böyle bir günde normal karşıladı bu halimi. Mehmet Bey henüz çalışanlarında bilmediği şeyler olduğu konusunda beni uyarmıştı. Çoğu zaman buradaki konuşmalarımızda hiçbir çalışan önemli bir durum olsa bile odaya girmiyordu. Galiba Kaan' la evleneceğimizi bile bilmiyorlardı. Karnımdaki olmasaydı her şey bitmiş olacaktı. Kimse duymadan bitmiş olacaktı ama vardı. Ne olursa olsun ona kıymayacaktım. Ne kadar severim bilmiyordum ama kimsenin suçunu o çekmeyecekti.
Eray' ın orada neden olduğunu anlamıştım. Abisinin nikahına gelmişti. Kaan haber vermiş olmalıydı. Benim orada olduğumdan haberi bile yoktu belki de. Beni gördüğünde ne hissetmişti acaba? Neden kapıda bir süre donup kaldığını şimdi anlıyordum. Ben hayal zannederken Eray sevdiği kadını abisiyle nikah masasında görmesinin şokunu yaşıyordu. Bana doğru yürümüyordu. O davetliler arasındaki yerine, belki de annesinin yanına gidiyordu. Çünkü hem gururluydu hemde abisinin böyle bir gününü berbat etmeyecek kadar abisini seviyordu.
Eray attığı her adımda içinde biraz daha beni öldürürken ona silah sesleri eşlik etmişti. Sevdiği kadın içinde abisi ise gözünün önünde ölmüştü aynı anda. Hayat onun içinde oldukça zordu.
....
Beni cenazeye götürmediler. Kim olduğumu hala gizliyorlardı. Bu durum bana tuhaf geliyordu. Sonuçta karnımdaki onların torunuydu. Kaan' ın hayatında olduğum bile bilinmeden, evlilik durumu bilinmeden torunlarını nasıl açıklayacaklardı? Acaba beni gönderip, torunu reddetmeyi mi düşünüyorlar diye düşünüyordum ama hem Suna Hanım torununun oğlunun emaneti olduğunu söylüyordu hemde Eray torun nedeniyle çok kıymetli olduğumu. Belki de hamile olduğum için katılmadığımı söyleyeceklerdi. Oraya gitsem Kaan için ağlayamazdım ve bu ilgi çekebilirdi.
Cenazeden gelen Suna Karatan kendini Kaan' ın odasına kapattı. Kimse bir şey diyemedi. O bir anneydi. Elim belki de ilk kez karnıma gitmişti. Evlat kaybetmek. İçinde taşıdığın canın ölümü.. Hamilelik hormonları belki de ilk kez ortaya çıkmaya fırsat buldu ve gözümden yaş aktı. Babasından nefret bile etsem o benim bebeğimdi ve daha doğmadan babasız kalmıştı. Artık onunla daha çok ilgilenecektim. Bir de annesiz hissettirmeyecek içimdeki cana önem verecektim. O zaten şanssız bir çocuktu. İçimdeki soru cevap bulmuştu. Onu sevecektim. Çok sevecektim.
Bir şeyler atıştırmak istedim. İçimden gelmiyordu ama bebeğim için yemek zorundaydım. Midem ağrımaya başlamıştı. Galiba en son nikahtan önce bir şeyler yemiştim. Bahçıvan meyve göndermişti ama sadece bir tane portakal yemiştim. Bir de Ayşe' nin hazırladığı meyve suyunu içmiştim. 24 saatten fazla zaman geçmişti ve benim yediklerim bir öğün bile etmezdi. Mutfağı ararken alt katta bulunan camlı odanın kapısını açtım. İçerde Mehmet Bey ve bir kaç adam vardı. Bir şeyler izliyorlardı. Kapıyı açınca bana baktılar. Adamların gerildiğini fark etmiştim. Mehmet Bey gayet sakin bir şekilde;
' Bir şey mi istemiştin kızım? ' diye sordu.
Adamlar hemen ' Siz merak etmeyin Mehmet Bey ' diyerek çıktılar. Yanlış zamanda yanlış yerdeydim. Bunun farkındaydım.
' Ben mutfağı arıyordum. ' dedim sakin durmaya çalışarak. Bu adam beni korkutuyordu.
' Ayşe' ye seslenseydin. '
' Kendim almak istedim. '
Ben alışık değildim bir başkasına emretmeye. Evet evde çalışanlar vardı ama gençtim. Kendi işimi kendim yapabiliyordum. Mehmet Bey laptopu kapatırken gözüme görüntü takıldı.
' Nikahın görüntüsü mü o?'
' Evet kızım. '
Rahat bir şekilde kabul etmesinden cesaret aldım.
' Bende izleyebilir miyim? Kardeşim. Kardeşim nasıl vuruldu görmek istiyorum. Kaan nasıl vuruldu? Orada neler oldu bilmek istiyorum.'
Kaan çok umrumda değildi ama neler oldu bilmek istiyordum. Bu olaylar yüzünden belki kardeşim çocuk yaşta sakat kalacaktı.
' Bence izlemen doğru olmaz. '
Hamile olduğum için böyle söylüyor olmalıydı çünkü çok tepkili gibi değildi.
' Rica ediyorum. '
Mehmet Bey yaklaşmamı işaret etti, görüntüyü başa aldı ve koltuğu bana bırakıp çıktı. Her şey normaldi. Nikâh salonuna girişimiz Eray' ın gelişi. Güvenlik kamerası görüntüsü olduğu için her yer görünüyordu. O üzüntü ile fark etmemiştim ama salonda başka adamlarda vardı. Gördüğüm koruma sayısından çok daha fazlası. Sanırım Mehmet Bey' in adamlarıydı hepsi. Sonra içeri 15-16 kişi kişi girdi. İlk olarak masaya doğru ateş etmişlerdi. Yanımdaki şahit beni masanın altına saklarken Kaan alnına giren kurşunla düşüyordu. Sonra daha önce görmediğim adamlarla, sonradan gelenler arasında bir ateş hattı oluştu. Kardeşime gelen kurşun hangi adamdan çıktı diye bakmak için tekrar başa sardım. En arkadaki adamın silahından çıkmıştı ama adamın yüzünde maske vardı. Hepsinin yüzünde vardı. Gözümden yaş akarken Eray' ın yanına gelen adamı fark ettim. Adam Eray' a silah vermişti. Eray siper aldığı sandalyenin arkasından çıktı ve ateş etti. Önce adamlardan biri sonra da kardeşime ateş eden adam düşmüştü yere. Eray iki kişiyi vurmuştu. Eray... Görüntüyü geri alıp tekrar izledim.
Silahı isteyen Eray' dı. Adama işaret ediyordu. Ya da silahı isteyen Dağhan Karatan' dı. Eray ve Dağhan farkı canlı canlı önümde duruyordu. Kanım dondu. Karıncayı incitmez sandığım adam iki kişiyi öldürmüştü.
.....
Akşam olunca masa hazırlandı. Suna Hanım odasından çağırıldı ve çalışan herkes yemek servisinden sonra gönderildi. Evde aileden olmayan bir ben kalmıştım. Aslında birde hiç aileden değilmiş gibi eğreti oturan Eray vardı ama o ailedendi. Herkesin zorlukla yediği yemekten sonra Suna Hanım kalktı.
' Tatlı getireyim. ' dedi ama tatlı servisini kimse istemedi. Zaten benim tatlı dendiğinde nedense midem bulanmıştı. Suna Hanım geri oturdu masaya..
Mehmet Bey suyundan bir yudum aldı. Konuşmaya başladı.
' Acı bir günden geçiyoruz. Ancak konuşmamız gerekenler var. '
Kimseden ses çıkmadı. Hepimiz onu dinliyorduk.
' Bugün ilk evladımı oğlumu kaybettik. Hepimizin acısı büyük. Ancak oğlumdan bize emaneti kaldı. Onu en iyi şekilde korumak benim görevim. Bu nedenle ben düşündüm. Ve bir karar verdim. '
Karar verdim diyordu. Bebek benim bebeğimdi ama bana söz hakkı vermeyecek gibi konuşuyordu. Konuşmaya devam etti.
' Babası olmadan, nikah olmadan bir kadını bu evde tutmam hoş karşılanmaz. Yanlış dedikodulara sebebiyet verir. Bu nedenle başından bir nikah geçmesi gerekiyor ve bu işe en uygun isim sensin Dağhan. '