HÜKÜM

1292 Words
Eray elini masaya vurarak öfkeyle ayağa kalktı. Ben adeta donup kalmıştım. Böyle bir şeyi nasıl bu kadar rahat söylüyordu? Eray' ı seviyor olmam neyi değiştirirdi? Bu şekilde evlenmek ne kadar mantıklıydı? ' Bu saçmalık! Böyle bir şeyi nasıl düşünebilirsin?' Mehmet Bey onun bu tepkisinden hiç etkilenmedi. Hala aynı netlikte bakıyordu. ' Otur yerine! Abin senin için her şeyi yaptı Dağhan. Beni bile karşısına aldı yeri geldiğinde. Sende şimdi onun emanetine sahip çıkacaksın. ' Çekip gider sanıyordum ama oturdu. Babasının hükmü, otoritesi için geri oturmazdı ama abisi söz konusu olunca oturdu. Kabul edeceğini sanmıyordum ama öylece de sırt dönmedi. ' Bu işe uygun biri mutlaka vardır. Benimle evlenmesi ne doğru olur ne de uygun. ' Bunu nasıl söylüyordu? Sevgisi ne kadar çabuk bitmişti. Tamam kabul etmesini beklemiyordum ama hiç tanımadığım biriyle evlenmemden kendi ağzıyla nasıl bahsediyordu? Hiç mi etkilemiyordu onu? ' Yeğenin başka bir adamın soyadıyla mı dünyaya gelsin? İstediğin bu mu Dağhan? Bunu mu layık görüyorsun abine? Abin öldü. Başka bir çocuğu olmayacak. Tek çocuğu başka bir soyisim mi taşısın istiyorsun gerçekten? ' Acımasızca söylediği sözlerin Suna Hanım' ı ne kadar kötü etkilediğinin farkında bile değildi. Kadın boğazı düğüm düğüm, gözleri yaş dolu öylece oturuyordu. Sürekli oğlunun öldüğünü tekrar etmesine gerek var mıydı gerçekten? ' İsteyince her şeyi yapıyorsun. Abimin yerine de imza attır. Alina zaten imza atmıştı. Evlendir olsun bitsin. Bu kadar uzatacak bir şey yok. Senin gücün nelere kadir hepimiz iyi biliyoruz. ' Ben bilmiyordum ama bilmek istediğimi de sanmıyordum. Aslında bu durum işime gelirdi. Hem bebeğim babasının adıyla doğardı hemde ben rahat ederdim. Eray' la evli olmak saçma bir durumdu. Tanımadığım biri olması ise fazlasıyla ürkütücüydü. Kimse bana bir şey sormuyordu. Bende şoktan şoka girerken ağzımı açıp dahil olamıyordum. ' Bir nikah için bile yeterli güvenlik önlemi alamadı Karatan ailesi dedirtmem ben. O kayıtlar çoktan silindi. Abin bir arkadaşının nikahına gittiğinde vuruldu. Herkes böyle biliyor, böyle bilecek. Bütün ailemizin olduğu bir yerde bu güvenlik zafiyeti açıklanamaz. ' Oğlu ölmüştü. Gerçekten derdi bu muydu? ' Abimi o kadar düşünüyor olsan buna takılmazdın. Senin için her zamanki gibi kimse itibarından önemli değil. Doğacak torunun bile. ' Eray' da benim gibi düşünüyordu. ' Ben ne dersem o olacak Dağhan! Alina senin soyadın, senin nikahın senin koruman, altında olacak. Onu korumak için en iyi yol bu. İlk torunum zaten risk altında olacaktı. Şimdi bir de babasız mı olsun? Alina daha bizim hayatımıza alışık değil. Abinin emanetini kime emanet edeyim Dağhan? Bugün o baskını engelleyemeyen ya da bizzat bilerek engellemeyen adamlardan birine mi? ' Ben yokmuşum gibi benim ve çocuğumun tehlikede olacağını konuşuyorlardı. Çok sert ve otoriterdi. Artık hali, tavrı, sözleri daha ürkütücü bir hal almıştı. Eray nasıl karşı geliyordu şaşırıyordum. ' Abimin çocuğunu taşıyan bir kadına ben karım demem baba, diyemem. Abim için bile yapamam bunu. Benden bunu isteme hakkın yok. Annemi nasıl koruyorsan bunca yıldır gelinini de koru. Ben zaten gideceğim. ' Banada gideceğini söylemişti. Gerçekten annesi için bile kalmaya niyeti yok gibi görünüyordu. Annesinin rengi bembeyaz olmuştu. Kimse fark etmiyordu. Belki bende ondan farksızdım. İkisinin arasında bir savaş vardı ve biz kitlenmiş gibi savaşı izliyorduk. ' Nereye gideceksin? Okuluna mı? Bilmiyorum mu sanıyorsun Dağhan? Dünyanın neresine gitsen bulabilecek birinden aynı şehirde kalarak saklanabildiğini mi sanıyorsun? İtiraf edeyim İstanbul aklıma en son geldi. Abinde iyi sakladı seni benden ama öğrenmeme engel olamadı. Ona söz vermiştim senin karşına çıkmayacağıma dair ama abisinin ölüsüne saygısı olmayan bir adama saygı duymamı bekleme. Ayrıca bu gerçek bir evlilik olmayacak. Alina hamile ve senin arkadaşın zaten. Bunları değiştiremeyiz. İki ay önce aranızda bir yakınlaşma oldu ve Alina hamile kaldı. Herkes böyle bilecek. Başka yolu yok. ' Parçalar şimdi birleşiyordu. Kaan arkadaşlarımı sayarken Eray demişti. Görüştükleri için Eray ismini kullandığını biliyordu. Bu nedenle Dağhan dememiş kardeşini açık etmemişti. İlişkimizin başından beri Eray' la dışarda sarmaş dolaş bir çift olmamıştık. Eray hep dikkat ederdi buna. En fazla bir koluna ben girerdim bir koluna Nesrin, öyle gezerdik. Bu durumda bu da arkadaşça görünüyordu. Çünkü Eray en baştan beri biliyordu. Babası ya da adamları bizi görürse beni kullanıp Eray' ı eve döndürmeye çalışabilirdi. Belki de Kaan' da beni böyle görmüştü. Yoksa Kaan Karatan ile yolumuz başka türlü kesişemezdi. Kardeşini görmeye gelmiş beni görmüş arkadaşı olarak bildiği içinde kafayı takmış olabilirdi. Eray' ı uzak tutmak için gizlediğim pisliğe asıl neden olan Eray olabilirdi. Ne kadar bilinçli yapmasa da. ' Neden kimse benim fikrimi sormuyor?' dedim birden cesaret bularak. Eray yarım ağız gülümsedi. Alaycıydı. Konuşan Mehmet Karatan oldu. ' Sen artık benim başımın tacısın gelinim ama bu bilmediğin bir dünya. Senin tek görevin torunuma iyi bakmak. Onun için de senin içinde en iyisi bu emin ol. ' Eray' ın yarım ağız gülmesinin nedenini anlamıştım. Mehmet Bey' in bütün bu kibar davranışı sahteydi. Her sözü aslında emirdi. En azından benim için. Eray ona bunca yıl karşı çıkmayı başarmıştı ama onu da abisinin desteğiyle yapabildiğini anlamıştı. Söz hakkım yoktu. Sözde benim için, aslında kendi için en iyisini herkes adına Mehmet Karatan düşünüyordu. ' Abimin ölümü üzerinden ne kadar zaman geçince nikah yapacaksın baba? Bu itibarını zedelenmeyecek mi? Fazla bekleyemeyeceğin ortada. Bence en doğrusu abimle evli görünmesi. Daha önce yaptık nikahı dersin. Her yere elin kolun yeter senin. Ayarlarsın. Sen Mehmet Karatan' sın. ' Son cümlesini söylerken alay ve kin birbirine girmişti. Sanki bu cümleyi duymaktan tiksiniyordu. ' Abin Alina' ya okulu bitireceğinin sözünü vermişti. Düğün ondan sonra yapılacaktı. Oğlumun verdiği sözleri tutmak istedim ama madem bu kadar kararlısın dediğin gibi olsun. Alina' yı zaten bir ev almıştık evlenince yaşamaları için. Oraya yerleştiririm. Zaten benim gelinimin okumasına gerek yok. Başınada adamlarımı dikerim ama olur da yeğeninin başına bir şey gelirse tek suçlusu sen olacaksın. ' Eray durdu. Bir süre sessiz kaldı. Bu sözler ağırdı. Ağır bir yük bırakıyordu Eray' ın omuzlarına. Yenilmiş gibiydi. ' Bana bir kaç gün zaman ver baba. Alina ile de konuşmam lazım. Abimin emaneti başımın üstüne ama bu düşünmeden alınacak bir karar, bir öfke ile altına girilecek bir vebal değil. ' İki ucu birbirinden beter dedikleri şey bu olmalıydı. Eray adeta paramparça olmuştu. Mehmet Bey konuşmaya devam etti. ' Kararın ne olursa olsun artık yönetim kurulundaki yerini alacaksın. ' ' Bunu asla kabul etmem. Seninle çalışmak istemediğimi daha önce söylemiştim. ' ' Güzel gelinimin karşısında daha fazla bu konuları konuşmak istemiyorum. Uunutma Dağhan, sen bana hayır demek için fazla vicdanlısın. Kaan' ın varlığı nedeniyle hoş gördüğüm yokluğunu artık hoş görmem. Baban olarak ricamı kabul et ki; karşına Mehmet Karatan olarak çıkmak zorunda kalmayayım. ' Kendi oğlunu alanen tehdit ediyordu. Masadan kalkıp bir kaç saat önce çalışma odası olduğunu öğrendiğim yere gitti. .... Eray bana nefretle baktı. Eskisindende büyük bir nefret vardı şu an gözlerinde. ' Hazırlan gidiyoruz! ' ' Nereye? Hazırlanmak için bir şeyim yok burada. Getireceklerdi ama... ' ' Zaten sizin eve gidiyoruz. Annen eşyalarını hazırlamaya vakit bulamamış. Gidip neye ihtiyacın varsa alacağız. Şu dönemde alışveriş yapman uygun olmaz. Sonra sevgili kayınpederin her ihtiyacını aldırır zaten. ' ' Tamam. Gidelim. ' dedim. Zaten ne diyecektim? Eray şu an dünyayı ateşe verebilecek kadar öfkeli görünüyordu. Evden çıktık. Hüsnü Amca koşarak gelip Eray' a anahtar verdi. ' Abin senin için almıştı. Vermek bana kısmetmiş. Belki bir gün dönersin diye iki yıldır garajda bekliyor. Gün bugündür dedim. Al oğlum onu. Abin mutlu olur.' Eray önde ben arkada garaja girdik. Birbirinden lüks bir sürü araba vardı. Acaba Kaan hangisini almıştı Eray a? Eray' ın araba sevgisini bilirdim. Batu' yla araba sohbeti yaparlar her defasında Eray avcunu yalayıp saçına götürüyor gibi yaparak ' Bizim sohbet ile kasap önünde yalanan kedilerin sohbeti arasında fark yok derdi. ' Eray hiçbir arabaya bakmadan dümdüz yürüdü. Sanki biliyor gibiydi. Bir arabanın önünde durdu. Elindeki anahtara bastı ve arabanın kapıları yukarı doğru açıldı. Resmen nokta atışı yapmıştı. ' McLaren F1. ' diye fısıldadı, elini arabanın kaputuna okşar gibi sürdü. ' Ah be abi. Nerden buldun nasıl aldın bunu?' Eray' la Kaan arasında çok başka bir bağ vardı ve bu beni ürkütüyordu.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD