Zihnimin perdelerinde yankılanan onlarca kelime vardı. Onlarca birikmiş anı, onlarca tozlu sayfalar ama hepsi siliydi. Hepsini yaşamıştım ama ne yaşadığımı bilmiyordum. Her şey, birer film sahnesi gibiydi ama göremiyorum ve bu beni çok yoruyordu, bir süre sonra düşünmeyi bırakıyordum. Karşımdaki adamın bal rengi gözlerine bakarken düşündüğüm tek şey onu tanıdığıma dair olan o hissin varlığını çözememek olmaktı. Karanlıkta yüzünü net seçemiyordum ama o gözleri, her şeyi belli eder cinstendi. Karşısında iç çamaşırları la duruyordum. Hızla ona dönmemden ötürü dalgalanan iri göğüsleri en kısa bir an bakıp tekrar gözlerime baktı. Gözleri hiçbir şey belli etmiyordu. “Sen de kimsin?” dedim irice açılmış gözlerimle ve hızla yan taraftaki el havlusunu alıp üzerimi kapatabildiğim ölçüde kapattım