Yeliz yoğun bakıma alınmıştı. Bize ise beklemek kalmıştı. Asya Nur’u ararken ellerim titriyordu. Ona bu haberi vermek öyle garipti ki, sanki rüyadaydım. Bir gün “Yeliz yaşıyor,” diyeceğim hiç aklıma gelmezken şu anda bunu Asya Nur’a söylüyordum. “Ne dedin Cihangir? Anlayamadım…” “Yeliz ölmemiş… Ona sarıldım. Kokusunu içime çektim. Doya doya öpemedim ama sımsıkı sarıldım. Nefes alışını duydum…” Asya Nur’un sesi titriyordu. “Kardeşim… Yaşıyor,” dedi ve sonra düşme sesi geldi. Melik Şah’ın sesini duydum. “Asya Nur, kendine gel… Asya Nur!” diyordu panikle. Sonra bana bağırdı. “Karıma ne dedin lan! Niye bayıldı!” dedi kızgınlıkla. Sesimi bulmakta zorlandım. Telefonu bile zor tutuyordum. “Abim… Abimmm… Yeliz yaşıyor… Adana’da kaybettim, Adana’da buldum onu…” Melik Şaha ilk defa abim d