Ahmet amcam aradı. Telefonu açtığımda arkadan işkence çeken Okan’ın bağırma seslerini duydum. Bu ses içimi az da olsa rahatlatmıştı. “Yeliz’in durumu nedir?” “Bilmiyorum amca, henüz kan sonuçlarını bekliyoruz. Yeliz’i yoğun bakıma aldılar.” “Gelişme olursa haberdar et beni. Bu arada Asya Nur’u aradın mı?” “Aradım ama heyecanlanıp bayıldı. Melik Şah’a da söyledim. O da çok sevindi. Şimdiye yola çıkmışlardır,” dedim. “İyi, sen hastaneden ayrılma. Bu iş polise intikal etmeyecek. Okan itinin ifadesini bizzat alacağım.” “Onu bana bırak. Ellerimle öldüreceğim!” “Sen bu işe bulaşma, ben Demet’imin kızına bunu yapanı kimseye bırakmam! Sert kayaya çarptı, haberi yok!” Amcam hala rahmetli ilk karısından bahsederken sanki yaşıyormuş gibi konuşuyordu. Selin Hanım bile Demet’i unutturamamıştı.