5. BÖLÜM

1456 Words
Yüsra ameliyata alındığında saatler gece yarısını bulmuştu. Samet yarım saat içinde konağa uğrayıp geri gelmiş fenalaşan annesini başka bir odaya yatırmış Ayşe de onun yanında kalmıştı. Babasından çok korkuyordu çünkü eğer bir kriz geçirirse kurtulması mucize olurdu. Berzan da gelmişti ama içeri girmeden bahçede bekliyordu. Çünkü biliyordu ki yeniden Samet ile gırtlak gırtlağa gelecekti. Oturduğu bankın hemen arkasında olan diğer bankta konuşan birkaç tane kızın sesi ile kaşları çatıldı. Yüsra'dan bahsediyorlardı. "Ya Yüsra ablaya bir şey olursa?" "Olmaz merak etmeyin Allah'ın izni ile. Melek gibi kız Allah onu sevenlerine bağışlar inşallah." "Orası öyle. Hatırlasanıza bizim için babalarımızla az burun buruna gelmemişti?" Gözlerinde yaş yüzlerinde buruk gülümseme ile minnet vardı. "Bilmez miyim? Babam yok okutmam diye inat edince çok iyi hatırlıyorum Nush ile uslanmaya etmeli tekdir tekdirle uslanmayanın hakkı kötektir deyip omuzundaki tüfeği doğrultmuştu. Babam o an ne korkmuştu be." "Ya bizimkilere ettikleri. Başlık parasıyla Suriye'ye gelin edeceklerdi beni de düğünü hem jandarma hem de Hamit ağanın adamları ile basıp olay çıkarmıştı." "Bizde olanlar hep bir alemdi ki. Babam abin için berdele gideceksin değince karşı tarafın istediği parayı verdi de abim evlenince ben kurtulmuştum dedem yaşındaki azgın bunaktan." "Şimdi okuyoruz bak. Hepimizin kaldığı bize yeten evimiz var. Her ay tam bursumuz yatıyor üstüne harçlıklar da hesaba geçiyor. Sırf okuyalım kimseye muhtaç olmayalım diye. Böyle melek gibi kıza zarar verip de ölüm döşeklerine düşüren ateşlerde yansın inşallah." "İnşallah." "İnşallah." "Demeyin öyle. Çok zor bir durum. Denilene göre kazara olmuş. Elbette kötü bir olay ama ben inanıyorum kimse Yüsra Ablaya bile bile zarar vermiş olamaz." Daha fazla dinleyemedi. Ayaklanıp ara sıra içtiği sigaradan bir dal yakıp iç çekti. Zehir gibi tat ağzına yayılırken içindeki ateşin yaydığı zifirle karışıyor tüm hücrelerine nüfus ediyordu. Kaldırım kenarında dururken bu defa ayakta duran kadınlar konuşuyordu. "Dua ediyorum bacım. Peçeli yaşasın diye. Allah ona uzun ömürler hayırlı eşle çocuklar nasip etsin." "Amin amin. Onun Sima'ya ettiği hayrı ağalar etmiyor. Küçüğüne büyüğüne hep iyiliği dokundu. Kursağımızdan geçende cebimize girende yarı yarıya ondan gelir. Allah ona şifa versin inşallah." Bir de herkesin tabiri ile Meczup Nedim vardı. Kaza sonrası hastaneye gelen aileler ve diğer insanlardan ayrı bir köşeye çökmüş gözleri yıldızsız sema da dudakları kıpır kıpır duran. Nedim’i herkes severdi. Özellikle de Yüsra ve Samet. Genç kız nehir boylarında oturur türkülerini boşluğa salarken hemen yanına gelir olduğu yere çöker yüzünde kocaman bir gülümseme ile izlerdi. Koyu kahvelerde ne zaman yaş görse “Ağlama, ağlama. Peçeli ağlarsa olmaz ki ağlama” der kızın önünde yuvarlanır kendince komiklik yapıp ruhu incecik sızılarla dolu kızı güldürmeye çalışırdı. Lakin şimdi gülmek için kıvrılmıyordu dudak kıyıları ya da konuşmak için açmıyordu ağzını. Çocukluğunda yaşadıklarının eseri olan meczup aklı temiz yüreği ve genç kıza bir kardeşe duyulan o güzel sevgi gibi duyduğu sevgi ile dua ediyordu. Kolu kanadı kırık yuvasız kuş için yakarıyordu Yaradan’a. Berzan’ın gözü duvar dibindeki Meczup Nedim’e takılırken onun bile ne kadar üzüldüğünü görebiliyordu. Geç vakit demeden bekleyen herkese bir yani imrenerek bakıyordu. İçinden “Ne çok seveni varmış?” diye geçirse de onu bu duruma her ne kadar kaza da olsa kendi getirdiği sinsi yılan gibi sızıyordu zihninin en derinlerine. Dayanamadı. Yarım kalan sigarasını yere atıp ayak ucu söndürürken içeri girmek için adımladı. Kimin yanında dursa Peçeli için hep iyi şeyler söylüyordu. Zaten pişmanlıktan geberirken ne gözü ne de kulağı görmek ve işitmek istemedi. Zamanında aşağıladığı kötü davrandığı yaşadığı hezimetin hırsını çıkardığı kızın böylesine büyümüş ve herkesin saygı duyduğu biri olması şaşırmasına hatta kendinden utanmasına neden oluyordu. Her bir adımda yaşadığı duygu karmaşasının orta yerine kulaç atıyor gibiydi. İçeri girip ameliyathanenin önüne geldiğinde herkesin beklemekte olduğunu görünce sessizce bir koltuğa oturarak gözlerini, açılıp iyi ya da kötü haber verilecek kapıya dikti. O da diğerleri gibi beklemeye başladı. Geçen saatlerin sonunda kapıdan çıkan Doktor Nedim ile hepsi ayaklanırken yüzündeki maskeyi çıkarıp sıkıntı ile nefesini dışarı veren adam olan biteni anlatmaya başladı. "Bizi zorladı Yüsra kız. Sanki yaşamaktan vazgeçmiş gibi bir hali vardı. Direnmiyordu. Umarım onu bekleyenlerin sevdiklerinin dualarını hisseder de savaşmaya çalışır. Ciğerleri zor da olsa temizledik. Şimdilik yoğun bakımda kalacak. Önümüzdeki birkaç gün oldukça önemli. Hayati tehlike geçmiş değil. Bunu söylemek benim için de çok zor ama yine de her şeye hazırlıklı olmakta fayda var. Umalım da içinde kendi kendine verdiği savaşta yaşama isteği ağır basar da uyanır. Şimdilik burada beklemenize gerek yok. Yoğun bakımda görülmesi yasak biliyorsunuz. Siz de perişan oldunuz toparlanmanız ona güç vermeniz lazım. Bir de ricam hastane önündeki kalabalığı dağıtın." Hamit Ağa oğlu Samet ile koltuğa çökerken, Fırat ile Haşim Ağa gözlerini Berzan'a dikmişlerdi. O ise duyduklarından sonra ellerini yumruk yapmış eğer ölürse bundan sonra rahat bir nefes ya da uyku nasip olur muydu onu düşünüyordu. Nasıl silerdi vicdanından bu acıyı? Peki ya babasının ve abisinin gözlerinde gördüğü o zehir gibi hayal kırıklığı. Babasının omuzuna elini koyan Samet "Baba sen burada annemle odada kal. Ani bir kriz ya da fenalaşma da müdahale edilebilsin. Haşim amca sizde duydunuz doktoru. Sabah olsun hele bakarız neler yapabileceğimize. Sizde gidin. Yoruldun zaten yeterince bir de sen sağlığından olma Allah göstermesin. Dağılsın tepemizden şu kara bulutlar" derken çatık kaşları elleri yumruk olmuş önüne bakan Berzan' daydı. Durumu gören Fırat babasını ve kardeşini alıp Kurtoğlu konağına geçerken hastanenin bahçesindeki kalabalığı da mümkün olduğunca bilgilendirip dağıtmışlardı. Avludaki sedire kendini bırakan Haşim Ağa "Ah Yüsra kız ah. Ne çok sevenin var. Hadi be güzel kızım aç gözünü de sevindir seni bekleyeni" diye dua edip dururken Yezda merdivenleri inip başındaki şalını düzeltirken "Hoş gelmişsiniz ağam. Var mıdır bir haber? Yüsra bacım nasıl?" diye naif sesiyle sorunca yaşlı adam gözlerini gelinine çevirdi. Ciğerlerindeki havayı boşaltırken "İyi olacak inşallah. Uyanmasını bekleyeceğiz artık" diye cevap verip yerinden kalkarak küçük salona doğru ilerlerken "Fırat sen git dinlen oğlum. Berzan sen gel hele" diyerek gözden kayboldu. Berzan babasının ardından giderken Fırat karısı ile odalarına çıktı. Yezda yorgunluktan gözleri çöken adama bakıp "Hemen bir banyo yap istersen sonra da yat daha iyi dinlenirsin ağam" değince yatağa oturan adam kollarını açıp "Sen bana sarıl şöyle sıkı sıkı benim yorgunluğum geçer be gülüm. Huzura erer yüreğim. Kokunu bulaştır sakallarıma da acıyan uçlarına şifa ol" deyip karısını bekledi. Yanakları kızaran kadın yıllardır kocası olan artık her bir noktasını ezbere bildiği adamın kollarına girerken sanki ilk gün ki gibi olmuştu yüreği. Sıcacık sevgi dolu. Karısının saçlarını öpen adam komodinin üzerindeki kitabı görünce yüzünde yorgun bir tebessüm oluştu. Karısı uyumamış bu saate kadar dua etmişti. Daha sıkı sarıldı. Kollarındaki sevdasına evlatlarının anasına başının tacına. O da dua etti. "İnşallah bacım, inşallah gözlerini açarsın da bizim sinir küpüne öğretirsin sevda neymiş nasıl olur muş." *** Haşim Ağa oturduğu yerin karşısını gösterdi ayakta bekleyen kara yağız delikanlısına. Nasıl da kurban olmuştu anlık öfkesine içindeki yangına. "Bak oğul iyi dinle beni. Bunu seninle bir daha konuşmayacağım. Ben baban olarak senden bir şey istedim. Biliyorum şer gibi görünür ama onun altından hayır çıkıp çıkmayacağını bilemeyiz değil mi? Sen benim isteğime onay vermek verine ceza kesmeye gittin. Ama bak gittin de neler oldu? Suçsuz günahsız bir öksüzün yetimin hakkına girdin. Sen o kıza bakınca ne görürsün bilemem evlat ama ben o kıza bakınca inanç görüyorum. Ayakta kalmış yanmış kül olmuş yeniden doğmuş bir kanadı kırık kuş görüyorum. Ana babası öldüğünde o artık bize emanetti. Bende isterdim evladımı gönlünün istediği ile evereyim mutlu olduğunu göreyim. Lakin unutma, bunları sende ben istiyorsam o yetimde de amcası yengesi istiyordu. Yüsra seninle evliliği kabul ederken sevme ihtimali olan adamdan mutlulukla gireceği yuvasından bir ömürden vazgeçti. Babasına mezar olan nehirde senin kötü bir şey yapmanı engellemek isterken ölüp gidiyordu. Hala yaşayıp yaşamayacağı meçhul. Şimdi de bana bu kız kadar sen ailene şerefine onuruna düşkün değil misin? Olanla ölmüşe çare yokken çekip gitmek mi istediğin. O kızın vebali kendi evladımın vebalinden önce boynuma dolanır. Hepimizin boynuna dolanır. Çünkü emanet o. Rabbim ana babasını alırken onu tüm insanlığa emanet bırakmış. Çok uzatmayacağım. Eğer hala Yüsra kız uyanırsa eğer niyetin evlilik değilse güneş doğduğunda Sima'dan gitmiş ol. Sakın arkana bile bakma. Ben de öz evladımı ellerimle öldürüp bu işi ağabeyine bırakmadan hallederim. Zaten O kız ölürse Murat kendi kafasına sıkar ölmez de yaşarsa da Samet gereğini yapar. Tüm karar senindir oğul. Var git şimdi odana da düşün." Berzan babasının gözlerine bakarken sanki o an canının bedeninden çıktığını hissetti. Kalır ve evlenirse belki de hayatı mahvolacaktı. Giderse babası evlat katili olacak üstelik Yüsra ölürse Kardar'lar hem yeğenlerinden hem de iki oğlundan olacaktı. Kendi kardeşi Havin’i düşünmüyordu bile çünkü hatası beklemek değil kaçmak olmuştu. Bu işin içinde değişik şeyler döndüğünü de düşünmüyor değildi ya bir türlü aklını toparlayıp çözemiyordu. Gözlerinde hem öfkenin hem de pişmanlığın perdesi vardı. Karar vermek zor, yollar çetindi. Salondan çıkıp odasına girdiğinde direkt yatağına uzandı. Gözlerini kapatır kapatmaz göz kapaklarına kızın onu engellemeye çalışırken gözlerine değen koyu kahveleri, kulaklarına suya çarpmadan evvel attığı çığlık doluştu. Yüzünü görememişti ama o bakışlar kulak zarını delen çığlık can almak ister gibi paçalarına sarılıyor tüm bedenini sarıyordu. Elleri yumruk olurken hızla açılan kahveleri aldığı kararın etkisi ile alev alevdi.  
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD