When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Emir Ali, annesine “Bizi yalnız bırakın anne,” deyip kenarda duran koltuğun kolunu tuttu. Peşi sıra bir ceset gibi sürüklerken parkeden çıkan sesler odada yankılanıyordu. Koltuğu kızın yatağının yanına çekip oturduktan sonra “Şunu bir baştan anlat bakalım. Beni aramadan önce ne oldu, aradıktan sonra ne oldu?” diyerek başını hafifçe sağa yatırdı. Gözlerini kızın yeşil gözlerine odakladı. Bir gözü hala kanlı olan kız acınası bir haldeydi. Yine de güçlü görünüyordu. Eylem güçlükle “Şimdi mi?” dedi. Kollarını yatağa bastırıp biraz dikleşmeye çalışmış, bir dereceye kadar da başarılı olmuştu. “O kadar uzun,” deyip nefes almak için yüzünü buruşturdu. Acıyı atlatınca “Konuşabileceğimi sanmıyorum.” Emir Ali başını salladı. “Öyleyse ben sorayım, sen cevap ver,” dedi. Eylem, başını hafifçe sallay