5. Şiddetin Getirisi

2425 Words
Kuzey Güney’le barın ofisinde otururken Feyyaz’dan gelecek haberi bekliyordu. Bir haftadır o kızı ve kardeşlerini arıyorlardı. Çeşitli yollara başvurmuş sonrasında da olay gecesi çocukları içeri sokan çalışanın sayesinde önce ikizlere sonra da kıza bir adım daha yaklaşmışlardı. Kapı tıklandığında içeri giren Feyyaz kravatını gevşetip üçlü deri koltuğa kendini bıraktı. Günlerdir uykusuzdu ve beyni laçkalaşmaya başlamıştı. Ona bakan iki adama karşın “Abi Allah’ını seven bana bir çay poğaça simit bir şey söylesin açlıktan ve yorgunluktan can vermek üzereyim. Şu genç yaşımda koymayın beni toprağa” diye dert yanarken göz deviren Güney telefona uzanırken “Ağlama lan, çayla simitler benden. Sende öğrendiklerini anlat. Yeterince can sıkmaya başladı bu iş.” derken Kuzey’in gözleri adamın elindeki dosyadaydı. Dosyanın kapağını açan Feyyaz “Hemen dökülüyorum abi. Yalnız bulduklarıma ben gibi oha falan diyebilirsiniz şimdiden söyleyeyim.” dedi ve okumaya başladı. “Tam adı Zafir Nar Kurtçu. Yirmi sekiz yaşında. Bekar. Bakın şimdi söyleyeceğim oldukça şaşırtıcı. Bu kız araba tamircisi. Baya baya tamirhanesi var ve yıllardır orayı işletiyor ve de çalışıyor. Babası da tamirciymiş ve kız on dört yaşındayken altında tamir yaptığı aracın üzerine düşmesi sonucu ölmüş. Nar on sekiz yaşındayken de annesi ölmüş. Annesinin vefatına kadar birçok işte çalışmış. Dönercilere paket kurye olmuş, kafelerde garsonluk sonrasında da pazarda limon dahi satmış. Annesinin ölümünden sonra da esas mesleğine dönmüş ve babasından kalma kapalı dükkanı açıp çalışmaya başlamış. Bir kız bir erkek ikiz kardeşleri var on yedi yaşında. Kız biraz asiymiş ablasına karşın ama erkek olan daha sakin bir tip gibi görünüyor.” Onu bölen çalan kapı ve içeri giren çalışan oldu. Elindeki tepsiyi Feyyaz’ın önüne koyup geri çıktığında hemen çaydan bir yudum alan adam gözlerini kapattı ve “Oh be sıcak çayın güzelliğine bak” diye mırıldandı. Kuzey git gide dikkatini çeken kız yüzünden adamının iki dakikalık keyfine limon sıkıp “Devam et Feyyaz çayla aşkını sonra da yaşarsın” dedi. Çay bardağını bırakan adam başını sallayıp devam etti. “Kız, koyu Beşiktaşlı. Yani baya baya kombinesi falan var. Takıntılı çarşı hayranı. Dört sene kadar yaşadıkları mahallenin biraz uzağındaki dövüş salonunda ders almış. Biraz daha devam etseymiş hocasının dediğine göre profesyonel dövüşlere çıkabilirmiş. Yani abi kızın bizimkileri ve torbacıyı haşat etmesine şaşmamalı. Velhasıl kelam kızımız bir de motor düşkünü. Yaklaşık on yıldır motor kullanıcısı ve bir kez kaza yapmışlığı veya ciddi bir ceza almışlığı yok. Mahallede erkek Fatma diyorlar. Ha bir de çok yakın olduğu bir bakkal bir de bir çocuklu kadın var. Kadın yüzünden çok fazla karakolluk olmuş kocasından ötürü. Kocası hırtın biri. Içki kumar ne ararsan var. Kadına eziyet ediyor galiba ki bizim wonder womam adamı birkaç defa benzetmiş. Özetle kız yalnız sağlam ve yükü çok biri. Ben şahsen ufaktan tırsmadım değil. Peşine torbacının ağababaları düşerse de bence boylarının ölçülerini alıp giderler gibi.” Feyyaz sözlerinden sonra yemek için önüne döndüğünde Güney ile Kuzey birbirine baktı. Kalkıp dosyayı alan adam arkadaşının önüne koyduğunda kızın ve kardeşlerinin kaldıkları evin çekilen resimlerine bakan Kuzey kaşlarını çatmadan edemiyordu. Hangisine şaşırsın bilmiyordu ama ona habersiz çekilmiş resimden dahi sert bakan kızın omuzlarındaki yükün çokluğundan içi sıkılıyordu. Üstüne bir de kendileri yüzünden peşine kanı bozuklar düşmüştü. Bakışları çayını içen adamına çıkarken “Feyyaz, koçum evin oraya bir araba yerleştirin gece gündüz yoklasın oradan da ayrılmasın. Aynısını sanayiye de yapın. Ara da müşteri gibi gidip nabız yoklasınlar. Biz o şerefsizleri ele geçirene kadar kızın çevresinde çember oluşturun. Kardeşlerin de okulunda benzer bir çember yapın ki çocuklara uyuşturucu ya da farklı bir madde satmasınlar. Bu piçlerden her şey beklenir.” deyip geriye yaslandı. Saçları tepesinden topuz yapılmış tamirhanenin önünde çayını yudumlayan üzerinde tulumu ve siyah kazağı ile ayakları yere sağlam basan tiplerden biriydi. Kış güneşinin vurduğu yüzünde yeşil gözleri bariz belli oluyordu. Feyyaz kızın evine iş yerine ve çocukların okulunun önüne araç bırakırken gün geceye gece sabaha dönmüştü. **** Nar, bacaklarına yapışan çocuğun önünde diz çöküp elleri ile yüzünü avuçlayıp sakinleştirmek amacıyla ses tonunu düşürerek sormaya çalıştı. “Selim, had koçum anlat bana neler oluyor ne bu halin?” “Babam abla, babam yine sarhoş geldi sabah. Hem beni dövdü hem de annemi ama annemi bırakmadı. Çok dövdü abla çok. Yetiş öldürecek onu.” Bu kadarı Nar için yeterliydi. Kapı kıyısındaki sporları ayağına geçirdiği gibi evden dışarı fırlarken kardeşlerine “Çocuğa sahip çıkın ambulansı da arayın Süveyda ablanın evine gelsin acele edin.” diye bağırarak koşarak yoluna devam etti. Iki sokak ötesindeki kadına yetişmek için ayaklarına tüm gücünü yüklerken onu arkasından takip eden adamları fark edememişti. Sokağa girip üç katlı eski apartmanın giriş katına açık kapıdan dalıp üç merdiveni çıktı. Hemen Selim’in aralık bıraktığı evin kapısından içeri girip seslerin geldiği tarafa yöneldi. Gördükleri ile dişleri arasından hırsla nefes alırken “Lan!” diye bağırdı. Yerde çırpınan kadının tepesine çökmüş hem döven hem de cinsel ilişkiye girmeye çalışan adama doğru koşarken “Şimdi olmayan adamlığına sela okuttum onun bunun çocuğu” der demez dikkati dağılan adamın yüzüne tekmeyi geçirdi. Zaten sarhoş olan adam sendeleyip geri düştüğünde öksürerek geri sürünmeye çalışan kadına şöyle bir bakıp eğildi ve elbisesini bacaklarından düzeltti. “Az sabret ablam ambulans geliyor şimdi” dese de kadının kısık inlemesi ve kan kusması son damlaydı. Yeşillerini kan bürüyen genç kız eşofman altını zar zor çeken adama geri dönüp sertçe bir tekme daha savurdu. “Şimdi siktim belanı senin. Lan piç sana kaç kare dedim elin kalkmayacak bu kadınla çocuğa diye. Pezevenk hem öldürmeye çalışıp hem ırzına mı geçiyorsun lan. Şimdi seni kim elimden alacak? Yedi belanı sikmeyecek miyim he.” Her sözünde ya tekme atıyor ya da yumruklarını geçiriyordu. Hırsı bir türlü geçmiyordu. Eve giren başka komşularda vardı ama kimse Nar’a ve yerdeki adama yaklaşamıyordu. Yakasından tutup kaldırdığı döl israfını peşi sıra sürüklerken Süveyda’ya yardım eden kadınlara “Kımıldatmayın ambulans geliyor” diye bağırdı. Apartmandan sürüye sürüye çıkardığı adamı kaldırımdan inip yolun ortasına değim yerindeyse fırlattı. Hala inleyip kımıldamaya çalışan ve homurdanan yüzsüz ile etrafına bakındı. Birkaç ev ötedeki marangozun kapısındaki tahta sopaları görür görmez o yöne hızla yürüdü ve bir tanesini kaptığı gibi geri koştu. Yerdeki adamın önce sağ koluna sertçe geçirdi. “Bu elle mi vurdun lan onlara?” Sonra aynı sertlikle sol koluna da vurdu. Her darbe de domuz misali bağıran adam ile gözü daha da döndü. Son darbesi adamın kasıklarına oldu. Etraflarında toplanan kalabalık ona “Yapma etme yazıktır günahtır” değince de bu defa onlara dönüp bağırmaya başladı. “Yazık, günah öyle mi? O kadın dayak yiyip aşağılanırken, el kadar çocuk iki sokak ötedeki benim evime kan revan içinde koşarak gelirken siz sıcak yatağınızdan kalkma zahmetine bile girmediniz. Hayırdır ya şimdi mi aklınız başınıza geldi. Şerefsiz lan bu pezevengin önde bayrak tutanı. Karısına evladına bin eziyeti bir ediyor bana tutup günah diyorsunuz. Sizin adamlığınız da kadınlığınız da benim sokaktaki köpeğe verdiğim kemiğin hayrıyla bir olsun. Hepiniz aman rahatlığım bozulmasın bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenlersiniz. Ben öyle değilim. Bakın iyi bakın kaldırdığı o ellerine ne yapıyorum.” Odunu elinden kenara atıp yerde acıdan kıvranan adamın yanına tek dizi üzerine çöktü. Sol elini tuttuğu gibi parmaklarını tek seferde acımasızca kırdı. Acımıyordu çünkü gördükleri ona yetiyor artıyordu. Acıdan dolayı boğukça bağıran adam “Orospu” diye söylenirken sağ elinin parmaklarını da aynı şekilde kırdı. Eğilip adamın yüzüne karşılık “Sen son damlayı bardağa damlattın ve taşırdın. Bundan böyle pipetle besleneceksin haberin olsun. Ellerin iyileşsin yine kıracağım haberin olsun” dedi ve gelen ambulans sesiyle ayağa kalktı. Hemen duran araçtan sağlık ekipleri inip adama koşmaya başlamıştı ki “Eve girin, bu ite elini sürenle kavga ederim acımam da.” değince birbirine bakan görevliler ev koştu. Dakikalar sonra polis de gelince işler biraz karışmıştı. Süveyda gelen ambulans ile giderken dayaktan bayılan kocası Mithat sonradan gelen ambulans ile hastaneye götürüldü. Nar polis aracına bindirilirken gördüğü Rasim amcasına “Çocuklar evde amca onlara sahip çık ben geleceğim” dedi ve karakola götürüldü. **** Feyyaz aracını son hız abisinin evine sürerken gördüklerine inanmakta güçlük çekiyordu. Ilk nöbeti tutmak isteyen aklına ne dese bilmiyordu ama daha sabahın seherinde şahit oldukları uykusunu açmak için yeterliydi. Sert bir şekilde fren yapıp evin bahçesine girerken kapıya alacaklı gibi girişmiş spor için kalkan adamın küfretmesine neden olmuştu. “Geçin geçin o kapının da ırzına geçin bende sizin.” diyen Kuzey kapıyı açtığı an üzerine çullanan Feyyaz ile “Yavaş oğlum yavaş ölüyü diriyi bıraktın gözü bana mı diktin lan” diye gürledi. Geri çekilen adam heyecanla “Pardon abi görmedim seni” derken çoktan içeri girmiş diğerlerinin de ayaklanmasına neden olmuştu. Merdivenleri inen Güney ve Batı sabah sabah kaşları çatık bakarken Doğu kendini koltuklardan birine kendini atmış yastığa sarılmış uykusuna devam etmeye çalışıyordu. Dört arkadaş yetimhane zamanlarından beri hep bir aradaydı. Doğu hepsine göre dünya dönsün banane modunda yaşıyordu. Batı sert mizaçlı ve en az konuşandı. Güney daha sakinleri ama siniri en bilinmeyendi. Kuzey ise sinir de sevinci de doruklarda olan otoritenin merkezi gibi adamdı. Feyyaz içlerine çok sonradan katılsa da hepsinin can borcu vardı ve kardeş bellemişlerdi. Gözleri kapalı Doğu “Oğlum adam bir doksan dört. Nasıl görmüyorsun?” derken erkeksi kıkırtısı boğuktu. Üzerindeki ceketi çıkarıp oturduğu koltuğun tepesine atan adam “Valla abi sabah sabah öyle bir olaya denk geldim şahit oldum ki aklım kıçıma kaçtı desem yeridir. Biz bu wonder womanın evinin oralara adam koyacaktık ya heh ilk akşam nöbeti ben aldım. Neyse sabaha kadar sıkıntı yoktu ama ezandan sonra ortalık aydınlanırken küçük bir çocuk koşarak geldi ve bizimkinin kapısını çalmaya başladı. Başta anlamadım ama görebildiğim çocuk bariz dayan yemiş. Kapıyı kızın açmasıyla dakkasında evden koşarak çıkması bir oldu. Takip ettim tabi ama maşallah tazı gibi koşuyor helal olsun.” değip soluklandı. Üç adam da öylece pür dikkat onu dinlerken heyecanlı film izlermiş gibi dalan Doğu reklama girmiş gibi yüzünü buruşturdu. “Eee sonra ne oldu? Reklam arası veren aksiyon filmleri gibi durma be oğlum ya.” Feyyaz devam etti. “Devam ediyorum. Iki sokak sonra döküntü bir apartmana daldı. Içeride bağırış çağırış ohoo bir görseniz sokaktaki herkes ayaklandı. Sonra bir de ne olsun?” Doğu atıldı. “Ne oldu ne oldu?” “Bu bir herifi yakasından tutmuş baya sürüye sürüye dışarı çıkarıyor. Böyle attı yolun ortasına ki benim bile içimin yağları erimiş olabilir. Neyse, hemen bir marangozun önünden tahta parçası alıp geri döndü. Ondan sonrası verdi sopayı. Adamın önce kollarını kırdı. Ardından en güçlü darbeyi kasıklarına indirdi. Adamın parmaklarını kırdı. Sonra da gelen ambulans ile evden yaralı bir kadın çıkardılar. Büyük ihtimalle şu hep yardım ettiği kadındı o ve dövdüğü de gereksiz kocası. Uzun lafın kısası Nar şu an karakolda büyük ihtimalle de nezarette.” Ayağa kalkan Kuzey odasına çıkarken Feyyaz’a “Bizim avukatı ara hazırlansın. Karakolun önünde beklesin bizi. O kızı çıkarmamız lazım” derken tek kaşı kalkan Güney, nefesini bırakan Batı ve “Yürü be kızım” diyerek heyecana gelen Doğu geri de kalmıştı. *** Nar, komiserin karşısında dikilirken gözlerindeki ateş hala sönmemişti. Aklı birçok yere bölünmüştü. Küçük Selim’in hali içine oturmuştu. Süveyda ablasının ne halde olduğunu bilmiyordu ve bilinmezlik onu delirtiyordu. Kardeşleri küçücük çocukla ne yapacaktı? Ellerini kırdığı pezevenk ölmüş müydü? “Ne bu hal Nar? Niye vukuatsız çıkmıyorsun kızım karşıma?” “Komiserim size saygısızlık etmek istemiyorum. Polislere askerlere bilirsin acayip saygım var ama bu defa sizin yüzünüzden buradayım. Siz işinizi yarım yapınca el atmam gerekiyordu.” “Haddini aşma Nar!” diye bağıran orta yaşlı adam sinirden kızarmıştı. “Ne haddi? Hangi hadden bahsediyorsun sen komiserim? Yalan mı? O kadın size her sığındığında özür dileyip yavşayan pezevenge geri dön demeseydiniz şimdi durum bu noktaya gelmezdi. Selim neden benim kapıma babam annemi öldürecek diye koştu? Neden ben eve girdiğimde öldürmeye yeltendiği kadına bir de tecavüz ederken yakalım ben o piçi? Elini kırmak ne beynini patlatmalıydım. Şimdi suçlu ben oldum öyle mi? Dediğim gibi mevkinize görev yaptığınız makama saygım sonsuz ama siz bir ev dağılmasın derken el kadar çocukla kadının canına mal oldunuz. Yapmam gereken neyse onu yaptım.” Komiser kıza ne dese bilmiyordu çünkü haklı yanı çok fazlaydı. Dışarıdan bir polise seslendi ve kızı nezarete götürmesini söyledi. Nar odadan çıkarken aklı yapamadıklarındaydı. *** Kuzey sonunda karakolun önüne Güney ile geldiğinde Feyyaz arabada bekliyordu. Avukat içeri girip bilgi alırken kızın durumunun zor olduğunu anlamaları uzun sürmemişti. Ama genç adam kızı içerde bırakmamakta kararlıydı. Cebinden paket çıkarıp bir dal sigara yakmak için dudaklarına yerleştirdiğinde eline gelen Nar’ın çakmağıydı. Yüzünde manidar bir ifade belirirken gözleri kaldırımın diğer tarafındaki siyah araçla çakıştı. Kaşları çatılırken yanan sigarasından bir nefes çekti. Dumanını geri verirken yanındaki Güney’e “Adamlar takipte. Karşı yolda burayı izleyen bir araç var. Batı'ya haber ver peşlerine bizden birilerini taksın. Doğu da hastaneye geçip kadının durumunu öğensin. Başka türlü açık veririz çünkü” dediğinde başını sallayan adam yola sırtını döndü ve arkadaşının dediğini yaptı. Iki saat sonunda içeriden çıkan Nar nasıl bu kadar erken çıktığını ya da nasıl çıktığını düşünürken başını kaldırmasıyla gördüğü yüzler durmasına neden oldu. Serin havaya rağmen öfkenin ateşi ile yanıyordu. O adamların neden burada olduğunu öğrenemeyecek kadarsa aklı başka yerlerdeydi. Yanına gelen avukat “Nar Hanım, çıkış işlemlerini hallettik ama adınıza kamu davası açılacak bilginiz olsun. Duruma göre ben sizi haberdar edeceğim ama bir vekalet vermeniz şart” derken yüzüne dönen yeşillerle sustu. “Çok affedersiniz ama siz kimsiniz?” derken sanki çabuk cevap ver tepemin tasını arttırma der gibiydi. Adam gözlerini önce onları bekleyen adamlara sonra da geri kıza çevirdiğinde yutkunmadan edemedi. Kem küm ederken tek kaşı kalkan kızla omuzlarını düşürdü. “Ben Pusula barın sahiplerinin ve aynı zamanda Kuzey Hancıoğlu’nun kişisel avukatı Naci Kaplan.” “Bakın Naci Bey, oldukça stresli bir güne uyandım ve şu an kafam nerelerde tahmin dahi edemezsiniz. Şunda anlaşalım çok teşekkür ederim beni çıkardınız ama bundan sonrası bende. Sizin dahil olmanıza gerek yok. Ha bir de patronlarınıza söyleyin amaçları ya da düşünceleri ne bilmiyorum ama benden uzak dursunlar.” Adama sözleri biter bitmez merdivenleri indi ve diğerlerinin yanına gelip kaşlarını çatarak dimdik durdu. “Size burada olduğumu kim haber verdi ya da size ne ki geldiniz uğraştınız bilmiyorum. Çok kurcalamakta istemiyorum çünkü inanın düşüneceğim son şey sizsiniz. Ama nankör bir insan değilimdir. Teşekkür ederim çıkmamı sağladınız. Bu nedenle araçlarınızda bir sorun çıkarsa sanayi de sizi beklerim. Bakımları benden olur. Onun dışında gölge etmeyin başka ihsan istemez. Iyi günler.” Sözlerini bitirir bitirmez kaldırımın kenarına çıktı ve beklemeye başladı. Iki dakika kadar sonra bir motor yaklaştı ve üzerinden genç bir delikanlı indi. Veysel önce cebinden cüzdan sigara paketi ve çakmak çıkardı. Anahtarı da teslim ettiğinde Nar hemen cüzdandan biraz para çıkarıp eline sıkıştırdı ve “Dükkan bugün sizde Veysel. Yüzümü kara çıkarmayın” değip kaskını taktı ve gazı kökleyip oradan ayrıldı. Çıkmadan içeriden Veysel’i araması iyi olmuştu. Giden kızın ardından bakan Kuzey ve Güney ise gözlerini devirmekten kendilerini alamadılar. Güney “Yanlız kız bize durup durup laf sokup sonra da basıp gitmeyi huy edindi” derken cebindeki çakmağı avucunun içinde sıkan Kuzey “Fazla atarlı, başına iş açacak bu hali” demekten kendini alamadı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD