DUL GELİN [TÖRE]Updated at Dec 10, 2024, 05:21
'Ali geldi!'
Bu sözlerle koşmuştum dereye doğru, askerden gelen sevdiğimi, sözlümü görmek içindi bu hızım. Hasret gidermek istiyordum 6 aydır göremediğim Ali'm ile!
Onu gördüğüm an daha da hızlı koştum, o da beni görmüştü, anında kucağına atladım, sımsıkı sarıldım ona hasretimle.
"Ali'm, yârim, hoşgeldin!" Gözümden yaşlar akıyordu, mutluydum, huzurluydum!
Birkaç saniye sonra, fark ettim bana sarılmadığını, uzak durduğunu. Ona dönüp baktım, yüzünde benden uzak bir tavrı vardı. Şaşkınlık ve üzüntü içinde bakıyordum kendisine.
"Ne oluyor Ali'm, neden uzaksın benden, neden gözlerin gözlerimi bulmuyor!"
Yüzünü yere eğdi, çaresizce, korkuyla bekledim bir şeyler demesini. Sonunda bakmıştı gözlerime, ama soğuktu, benim Ali'm değildi o!
"Sevdiğim, can parçam, bu gözler sana nasıl baksın artık? Sana söz verdim, sözlün oldum. Ama tutamayacağım bu sözü, alamayacağım seni kadınım diye!" dediğinde donup kaldım.
Bunca zamandır onu bekliyordum ben, Ali gelsin, evlenelim artık diyordum, ama şimdi bana neler söylüyordu!
"Sen ne diyorsun Ali'm, bu işin şakası olmaz, ne diyorsun sen?" Ali benden birkaç adım uzaklaştığında çaresizce baktım ona.
"Dün abimi kaybettik, canımdan çok sevdiğim abimi! Ve ben onun acısını yaşayamadam hüküm verildi. Sevdiğim kadınla değil, abimin hamile karısı, yani yengemle evlenmem isteniyor! Özür dilerim Yaren'im, özür dilerim!"
Yengesiyle? Yıllardır sevdiğim adam ellerimden kayıp gidiyordu, hem de yengesine yâr oluyordu.
Bu acıya nasıl dayanılırdı, nasıl geçerdi? Geçmezdi, geçmeyecekti, bir ömür bunun acısını yaşayacaktım!