PROLOG
Maç bittikten sonra duş alıp odama geçmiştim.
Galibiyet kazanmıştım, çoğu maçımda olduğu gibi. Ama bu beni nedense sevindirmiyordu.
Yıllardır içimde adlandıramadığım bir sıkıntı vardı, ve bildiğim tek şey buydu.
Duştan sonra dolaptan bir şişe şarap alıp koltuğa oturdum ve yudumlamaya başladım.
Birkaç dakika sonra kapım çaldı, kim olduğunu tahmin ettiğim için sessiz kaldım. Ben gelme desem bile gelecekti puşt.
Birkaç saniye sonra baykuş gibi kafasını uzattı kapıdan, ona ters bir bakış atmakla yetindim.
"Yine iyi iş çıkardın," dedi karşıma geçerken.
Bu adam benim gördüğüm en şerefsiz adamdı, ve ne yazık ki babamdı.
Yıllarca hayatımı sikmişti, benden para konusunda umudu olunca da götümün dibinden ayrılmaz olmuştu.
Peki ben böylesi puşt olan bir adama neden mi katlanıyordum? Hiçbir bilgim yoktu, maldım işte!
"Uzatma da söyle! Yine paranı mı bitirdin yoksa?"
Bozulmuş gibi baktı, ama bana sadece böyle konular için gelirdi.
Aynı zamanda antrenörümdü bu adam, beni küçük yaştan itibaren geliştiren adam. Tabi bunu zorla yaptırdığını, ne işkencelere maruz kaldığımı asla unutamazdım.
"Hayır, bir hafta sonra önemli bir maçın olduğunu biliyorsun.
"Büyük iş adamları senin üzerinden bahis oynuyor, bu yüzden de hazır olman gerek.
"Seni destekleyen bir iş adamı hediye yollamış, bu geceni iyi geçir diye!"
O bunu söylerken umursamaz bir şekilde şaraptan içmeye devam ettim.
"Parti falan mı ayarladı yoksa adıma? İstemez, sen defol git o partilere!"
Benim sözlerimi umursamışa benzemiyordu, geri kapıya yöneldi ve ardına kadar açtı.
O an gördüğüm afetle ne yapacağımı bilemedim.
Kapıdan kızıl saçlı, bembeyaz tenli, uzun boylu bir kadın girdi. Dikkatli bir şekilde onu inceledim.
Zaten yeterince güzeldi, bir de o yetmezmiş gibi uzun bacaklarını ön plana çıkaran kısa bir elbise giymişti lacivert renkli.
Yine de bir şey belli etmemeye çalışarak baktım babama, ne olduğunu anlamıyordum bir türlü.
"Bu çıtırı sana hediye olarak gönderdiler bir geceliğine, yorrgunluğunu artık onun üzerinden atarsın.
"Ben şimdi çıkıyorum, size de iyi eğlenceler dilerim!"
Bunu dedikten sonra çıktı. Bu kız bana gecelik bir hediye miydi gerçekten?
Dakikalarca inceledim onu, kendinden emin duruşunu bozmadı hiç. O da bana bakıyordu meydan okurcasına.
"Seni buraya zorla gönderdilerse siktir git, ben kimsenin amına zorla girmem!"
Gülümseyerek yanıma yaklaştı, ben ne olduğunu anlamadan o elimdeki şişeyi alıp kenara koyarak kucağıma oturdu.
"Bilakis, koynuna girmek için ben ısrar ettim!"
Bu itiraf beni şaşırtmıştı, ama hiçbir zaman duygularını belli eden bir adam olmamıştım, şimdi de olmayacaktım!
"Yani sikilmek mi istiyorsun?"
"Senin tarafından sikilmek istiyorum diyelim ona!"
Bu kadında çok farklı bir şey vardı, ama adlandıramıyordum.
Kokusu burnuma geldikçe kendimden geçiyordum. Daha da büyük sıkıntı olan şeyse sikimin üzerinde duran götüydü.
Kendimi tutmak istesem de, onu buradan siktir etmek istesem de yapamadım!
Ayrıca onu buradan gönderirsem adım beceriksize çıkardı, o yüzden onu en acımasız şekilde sikip yol verecektim.
Zaten onun da benden istediği şey buydu belli ki, sonuçta kendi isteğiyle gelmişti!
Duygularımı belli etmemek için duygusuz bir şekilde konuştum.
"Soyun, yatağa geç!
"Madem benim odama gelmek için ısrar etmişsin, o zaman bende işini halledip gönderirim seni!"
Böyle dediğimde korkmasını bekledim, ama o umursamadan üzerimden kalktı ve dediğim gibi soyunmaya başladı.
Tamamen soyunduğu zaman ne yapacağımı bilememiştim, bu güzel manzara bende çok farklı hisler oluşturmuştu.
En büyük etkiyiyse sikimde göstermişti!